Pinpon ve zafer bilmecesi
-
0:01 - 0:04Japonya'da iki günde bir
-
0:04 - 0:06dairemden çıkıp
-
0:06 - 0:1015 dakika bir tepeye tırmanırım
-
0:10 - 0:14ve sonra bir stüdyoda kurulmuş
üç pinpon masası olan -
0:14 - 0:18sağlık kulübüme giderim.
-
0:18 - 0:20Yer kısıtlı,
-
0:20 - 0:22bu yüzden her masada
-
0:22 - 0:25bir çift oyuncu elin iç taraf vuruşu
egzersizi yaparken -
0:25 - 0:27diğeri dış taraf vuruşu egzersizi yapar
-
0:27 - 0:31ve arada bir toplar havada çarpışır
-
0:31 - 0:33ve herkes "Vay be!" der.
-
0:34 - 0:40Daha sonra, takımları seçerken
eşlerimizi seçer ve çift oynarız. -
0:40 - 0:43Ama dürüstçe size
kimin kazandığını söyleyemem -
0:43 - 0:47çünkü her beş dakikada bir
eş değiştiririz. -
0:47 - 0:51Herkes puan kazanmak için
-
0:51 - 0:52gerçekten çok çabalar
-
0:52 - 0:56ama kimse kimlerin oyunları
kazandığını takip etmez. -
0:57 - 1:01Bir saat kadar öfkeli bir çabadan sonra,
-
1:01 - 1:03içtenlikle söyleyebilirim ki
-
1:03 - 1:06kimin kazandığını bilmemek
-
1:06 - 1:09nihai bir zafer gibi hissettiriyor.
-
1:10 - 1:12Japonya'da denir ki
-
1:12 - 1:16rekabet etmeden
rekabetçi bir ruh yaratıldı. -
1:18 - 1:25Şimdi, hepiniz biliyorsunuz ki jeopolitik
en iyi pinpon izlenerek takip ediliyor. -
1:25 - 1:27(Gülüşmeler)
-
1:27 - 1:32Dünyadaki en güçlü iki güç,
en ateşli düşmandılar. -
1:32 - 1:36Ancak 1972'de Amerikan pinpon takımının
-
1:36 - 1:39Komünist Çin'i ziyaret etmesine
izin verilinceye kadar. -
1:40 - 1:43Eski rakipler,
-
1:43 - 1:47küçük yeşil masaların etrafında
bir araya gelir gelmez -
1:47 - 1:49her biri zafer iddia etti
-
1:49 - 1:52ve tüm dünya daha kolay nefes alabildi.
-
1:53 - 1:56Çin'in lideri Mao Zedong,
-
1:56 - 1:59pinpon üzerine tam bir kılavuz yazdı
-
1:59 - 2:03ve bu sporu "manevi bir nükleer silah"
olarak adlandırdı. -
2:03 - 2:05ABD Masa Tenisi Birliği'nin
-
2:05 - 2:08tek fahri hayat boyu üyesi olduğu söylenen
-
2:08 - 2:11o zamanki başkan Richard Nixon,
-
2:11 - 2:14masa tenisi diplomasisiyle
-
2:14 - 2:20bu kazan-kazan durumunun
oluşturulmasına yardım etti. -
2:21 - 2:23Fakat bundan çok önce,
-
2:23 - 2:25modern dünyanın tarihi
-
2:25 - 2:30zıplayan beyaz topla
en iyi şekilde anlatılıyordu. -
2:30 - 2:36"Pinpon" "sing-song" gibi,
Doğu'ya ait bir şeyler gibi geliyor -
2:36 - 2:42ama aslında, Viktorya döneminde,
akşam yemeğinden sonra -
2:42 - 2:45kitapların çeperleri üstüne
şarap mantarları vurmaya başlayan -
2:45 - 2:46üst sınıf İngilizler tarafından
-
2:46 - 2:48bulunduğuna inanılıyor.
-
2:48 - 2:49(Gülüşmeler)
-
2:49 - 2:51Abartmıyorum.
-
2:51 - 2:52(Gülüşmeler)
-
2:52 - 2:54Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar
-
2:54 - 2:59spora eski Avusturya-Macaristan
İmparatorluğu oyuncuları hükmetti. -
2:59 - 3:03İlk dünya şampiyonalarından
dokuzundan sekizi -
3:03 - 3:04Macarlar tarafından alındı.
-
3:05 - 3:08Neredeyse tüm sporu
durma noktasına getiren -
3:08 - 3:15Doğu Avrupalılar onlara atılan her şeyi
geri atma konusunda çok uzmanlaştı. -
3:15 - 3:201936'da Prag'da bir şampiyona maçında
-
3:20 - 3:26ilk sayının iki saat on iki dakika
sürdüğü söyleniyor. -
3:26 - 3:27İlk sayı!
-
3:27 - 3:30"Çılgın Max" filminden daha uzun.
-
3:30 - 3:36Oyunculardan birine göre hakem,
sayı sonuçlanmadan boyun tutulmasıyla -
3:36 - 3:38emekli olmak zorunda kaldı.
-
3:38 - 3:39(Kahkahalar)
-
3:39 - 3:43O oyuncu topu sol eliyle karşılamaya
-
3:43 - 3:46ve atışlar arasında
satranç hamleleri dikte etmeye başladı. -
3:46 - 3:47(Gülüşmeler)
-
3:47 - 3:52Seyircilerin çoğu, tek sayı
belki on iki bin atış sürdüğünden dolayı -
3:52 - 3:55tabii ki çıkmaya başladı.
-
3:55 - 4:00Uluslararası Masa Tenisi Birliği
hemen oracıkta bir acil durum toplantısı -
4:00 - 4:02düzenlemek zorunda kaldı
-
4:03 - 4:05ve kısa süre içinde kurallar değiştirildi,
-
4:05 - 4:09böylece hiçbir oyun
20 dakikadan daha fazla sürmedi. -
4:09 - 4:10(Gülüşmeler)
-
4:11 - 4:1416 yıl sonra, Japonya oyuna girdi,
-
4:14 - 4:19Hiroji Satoh diye az tanınan bir saatçi
-
4:19 - 4:24Bombay'da 1952'de
dünya şampiyonalarında boy gösterdi. -
4:25 - 4:29Satoh, gözlük takan
-
4:29 - 4:31çok önemli ve değerli olmayan biriydi
-
4:31 - 4:36ama diğer pütürlü raketlerin aksine
-
4:36 - 4:38kalın delikli kauçukla kaplanmış
-
4:38 - 4:42pütürsüz bir raketle silahlanmıştı.
-
4:43 - 4:47Bu susturucu gizli silah sayesinde
-
4:47 - 4:50az tanınan Satoh altın madalya kazandı.
-
4:51 - 4:55Tokyo sokaklarına onun
dönüşünü karşılamak için -
4:55 - 4:58bir milyon insan çıktı.
-
4:58 - 5:02Gerçekten Japonya'nın savaş sonrası
dirilişi harekete geçti. -
5:04 - 5:09Buna rağmen Japonya'da
düzenli oyunlardan öğrendiğim şey, -
5:09 - 5:15küresel hâkimiyetin manevi sporu
denebilecek bir şey, -
5:15 - 5:18bu bazen hayat olarak da biliniyor.
-
5:19 - 5:22Kulüpte asla tekli oynamayız,
-
5:22 - 5:23sadece eşli oynarız.
-
5:23 - 5:28Söylediğim gibi beş dakikada bir
eşlerimizi değiştirdiğimiz için -
5:28 - 5:33eğer kaybederseniz altı dakika sonra
kazanma ihtimaliniz çok yüksek. -
5:34 - 5:37Aynı zamanda iki setin en iyileri oynarız,
-
5:37 - 5:40bu yüzden genellikle hiç kaybeden olmaz.
-
5:40 - 5:42Masa tenisi diplomasisi.
-
5:42 - 5:46İngiltere'de büyümüş bir çocuk olarak
-
5:46 - 5:49oyunun asıl olayının kazanmak olduğunun
öğretildiğini hep hatırlarım. -
5:50 - 5:55Ancak Japonya'da, asıl oyunun olayının
çevrendeki insanlara mümkün olduğu kadar -
5:55 - 6:01galip olduklarını hissettirmek
olduğuna inanmaya teşvik edildim. -
6:01 - 6:05Bu yüzden bireysel olarak kazanmak
ve kaybetmekten etkilenmiyorsun -
6:05 - 6:08ancak muntazam ve istikrarlı
bir koronun parçasısın. -
6:09 - 6:13Kulübümüzdeki en yetenekli oyuncular
-
6:13 - 6:18yeteneklerini herkesin
yoğun bir şekilde katıldığı 9-1'lik oyunu -
6:18 - 6:239-9'luk bir oyuna dönüştürmek için
öncülük etmede kullanıyorlar. -
6:23 - 6:27Topları yükseğe atan arkadaşım,
-
6:27 - 6:31havaya atılan toplar daha başarısız
oyuncular tarafından karşılanamıyor-- -
6:31 - 6:36pekâlâ, birçok sayı alıyor
ama bence o bir mağlup gibi düşünülüyor. -
6:37 - 6:42Japonya'da, pinpon oyunu
gerçek bir sevgi eylemi gibidir. -
6:42 - 6:44Birine karşı oynamak yerine
-
6:44 - 6:47onunla beraber nasıl oynayacağınızı
öğreniyorsunuz. -
6:47 - 6:48İtiraf etmek gerekirse
-
6:49 - 6:53başta bu durum oyunun
tüm eğlencesini kaçırmış gibi gelmişti. -
6:53 - 6:57Altı dakika sonra, yeni bir partnerle
yeniden kaybettiğimden dolayı -
6:57 - 7:01en güçlü oyuncumuza karşı alınmış
beklenmedik büyük bir zafer sonrasında -
7:01 - 7:03çok fazla sevinemedim.
-
7:04 - 7:08Diğer bir yandan, hiçbir zaman
çok üzgün de hissetmedim. -
7:08 - 7:13Japonya'dan geri dönüp
İngiliz ezelî rakiplerimle -
7:13 - 7:16tekli oynamaya başladığımda
-
7:16 - 7:21her yenilgiden sonra
gerçekten kalbimin kırıldığını fark ettim. -
7:22 - 7:25Ancak her zaferden sonra da uyuyamıyordum
-
7:25 - 7:28çünkü gitmek için yalnızca
bir yol olduğunu biliyordum, -
7:28 - 7:29o da yenilmekti.
-
7:31 - 7:35Şimdi, eğer Japonya'da
bir iş yapmaya çalışıyor olsaydım -
7:35 - 7:38bu sonsuz bir hayal kırıklığı olurdu.
-
7:39 - 7:41Japonya'da diğer yerlerin aksine
-
7:41 - 7:45eğer dört saat sonra skor hâlen eşitse
-
7:45 - 7:48beyzbol oyunu beraberlikle sonuçlanır,
-
7:49 - 7:53bu yüzden lig sıralamaları
kazanma yüzdelerine dayandırılır, -
7:53 - 7:56birçok beraberliği olan takım
-
7:57 - 7:59daha fazla zaferi olan takımın
önünde bitirebilir. -
8:00 - 8:04İlk kez bir Amerikan vatandaşı,
Bobby Valentine, 1995'te -
8:04 - 8:07profesyonel Japon beyzbol takımının
başına Japonya'ya getirildi, -
8:07 - 8:10gerçekten vasat bu takımı aldı,
-
8:10 - 8:13onlara şaşırtıcı bir şekilde
-
8:13 - 8:16ikinci sırada bitirmelerine öncülük etti
-
8:16 - 8:19ve o aniden kovuldu.
-
8:19 - 8:20Neden?
-
8:20 - 8:25Takım sözcüsü "Evet, kazanmayı
çok vurguladığından dolayı." dedi. -
8:25 - 8:26(Gülüşmeler)
-
8:26 - 8:29Japon takımı tam da
-
8:30 - 8:33iki saat on iki dakika sürdüğü söylenen
o maçtaki gibi hissedebilir, -
8:33 - 8:36ayrıca kaybetmemek adına oynamak
-
8:36 - 8:41birçok şeyin yanında, hayal gücünü,
cesareti ve heyecanı alıp götürebilir. -
8:42 - 8:46Aynı zamanda, Japonya'da pinpon oynama
-
8:46 - 8:51bana koroların solistlerden
-
8:51 - 8:53neden daha çok eğlendiğini anımsatır.
-
8:54 - 9:00Bir koroda tek göreviniz size ait küçük
kısmı mükemmel bir şekilde çalmaktır, -
9:00 - 9:02notalarına duyguyla basmaktır
-
9:02 - 9:07ve bunu yaparak güzel bir ahengin
oluşmasına yardım etmek -
9:07 - 9:10o kısmın tamamından daha harikadır.
-
9:11 - 9:14Evet, her koro bir şefe ihtiyaç duyar.
-
9:14 - 9:21Ama bence bir koro basit
bir çocuk ikileminden kurtarır. -
9:22 - 9:26Kazanmanın aksinin
kaybetme olmadığını anlarsınız-- -
9:26 - 9:30kazanmanın aksi, daha büyük resmi
görmede sorun yaşamaktır. -
9:32 - 9:35Hayatım devam edip giderken
-
9:35 - 9:39açığa çıktıktan yıllar sonra
-
9:39 - 9:44hiçbir olayın tam olarak
açıklanamaması beni şaşırtıyor. -
9:45 - 9:49Bir keresinde kontrol
edilemeyen bir yangında -
9:49 - 9:52dünyada sahip olduğum her şeyimi
kaybettim, son şeye kadar. -
9:53 - 9:58Ama zamanla, görünüşte
kayıp gibi gelen şey -
9:58 - 10:02hayatı daha nazikçe yaşamamı,
-
10:02 - 10:04notsuz yazmayı
-
10:04 - 10:07ve aslında pinpon masası olarak bilinen
-
10:07 - 10:10manevi sağlık kulübüne
ve Japonya'ya gitmemi sağladı. -
10:11 - 10:16Aksine, bir keresinde
mükemmel bir işte tökezledim -
10:16 - 10:19ve gerçek sevincin yolunda durabilen
-
10:19 - 10:22mutluluk görünümünün sefaletin yaptığından
-
10:22 - 10:24çok daha fazlasını yapabildiğini anladım.
-
10:26 - 10:31Japonya'da ikili oynama gerçekten
benim tüm gerginliğimi alıyor -
10:31 - 10:33ve akşamın sonunda,
-
10:33 - 10:39herkesin aşağı yukarı aynı hazla
ayrıldığını fark ediyorum. -
10:40 - 10:45İlerlememenin,
gerilemekle aynı şey olmadığını, -
10:45 - 10:49hayat dolu olmamanın
ölü olmakla aynı şey olmadığını -
10:49 - 10:53her gece kendime hatırlatırım.
-
10:54 - 10:57Neden Çin üniversitelerinin
-
10:57 - 11:02pinponda lisans teklif ettiklerini
-
11:02 - 11:05ve araştırmacıların pinponun
hafif zekâ bozuklukları -
11:05 - 11:11ve otizme bile gerçekten
biraz yardımı olabildiğini anlıyorum. -
11:12 - 11:17Fakat Tokyo'da
2020 Olimpiyatlarını izlerken -
11:17 - 11:20uzun bir süre kimin kazanıp
kimin kaybettiğini -
11:20 - 11:24söylemenin mümkün olmayacağını
-
11:24 - 11:26çok iyi biliyorum.
-
11:28 - 11:30İki saat on iki dakika sürdüğü söylenen
-
11:30 - 11:33daha önce bahsettiğim
sayıyı hatırlıyorsunuz, değil mi? -
11:34 - 11:38Peki, bu oyundaki oyunculardan biri
-
11:38 - 11:43altı yıl sonra, Auschwitz and Dachau'nın
toplama kampındaydı. -
11:44 - 11:46Ama oradan canlı olarak çıktı.
-
11:47 - 11:49Neden?
-
11:49 - 11:52Sırf gaz halkasındaki nöbetçi
-
11:52 - 11:55onu pinpon oynadığı
günlerinden hatırladığı için. -
11:56 - 11:59O destansı maçın kazananı mıydı?
-
11:59 - 12:01Önemli değildi.
-
12:01 - 12:07Hatırladığınız üzere birçok insan
ilk sayı sonuçlanmadan oradan ayrılmıştı. -
12:07 - 12:10Onu kurtaran tek şey,
-
12:10 - 12:12maçın parçası olduğu gerçeğiydi.
-
12:13 - 12:16Herhangi bir oyunu kazanmanın en iyi yolu,
-
12:16 - 12:19Japonların bana
her iki gecede bir söylediği şey: -
12:19 - 12:24asla ve asla skoru düşünmemek.
-
12:25 - 12:27Teşekkürler.
-
12:27 - 12:30(Alkışlar)
- Title:
- Pinpon ve zafer bilmecesi
- Speaker:
- Pico Iyer
- Description:
-
İngiltere'de büyüyen Pico Iyer'e oyunun amacının kazanmak olduğu öğretildi. Şimdi, yaklaşık 50 yıl sonra, yarışmanın “daha çok bir sevgi eylemi gibi” olabileceğini fark etti. Bu büyüleyici, zarif konuşmada, Pico Japonya'daki mahallesindeki düzenli pinpon oyunlarından kazanma bilmecesi hakkında açığa çıkan şeyi keşfediyor - ve kimin kazandığını bilmemenin nihai bir zafer kazanmış gibi hissettirebileceğini gösteriyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 12:43
Cihan Ekmekçi approved Turkish subtitles for What ping-pong taught me about life | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for What ping-pong taught me about life | ||
Nevaz Mescioğlu accepted Turkish subtitles for What ping-pong taught me about life | ||
Nevaz Mescioğlu edited Turkish subtitles for What ping-pong taught me about life | ||
esma şahin edited Turkish subtitles for What ping-pong taught me about life | ||
esma şahin edited Turkish subtitles for What ping-pong taught me about life | ||
esma şahin edited Turkish subtitles for What ping-pong taught me about life | ||
Nevaz Mescioğlu declined Turkish subtitles for What ping-pong taught me about life |