Return to Video

Egosuz Olmak Ne Demektir?

  • 0:02 - 0:04
    Mooji Baba'yla Yürüyüş
  • 0:04 - 0:08
    [Mooji] Çok güzel bir soru
    sordun bana bu sabah,
  • 0:08 - 0:15
    "Egosuz olmak ne demektir?"
    Yaşam demektir, hakiki yaşam.
  • 0:15 - 0:18
    Egosuz Olmak Ne Demektir?
    03-01-2018
  • 0:18 - 0:26
    [Mooji] Duyguların boyunduruğu
    altında değilsindir,
  • 0:26 - 0:31
    hayatın, 'kişi' oluşunun
    hizmetinde değildir.
  • 0:31 - 0:35
    Şöyle ki birçoğumuz için
  • 0:35 - 0:38
    hayatımız, 'kişi' oluşumuzun
    hizmetindedir öncelikle,
  • 0:38 - 0:42
    nasıl olduğumuz gibi mesela:
    "İyi değilim", "Buna ihtiyacım var",
  • 0:42 - 0:46
    "Hiç param yok,"
    Her şey sadece biz, biz, biz ile ilgili.
  • 0:46 - 0:49
    Ve bu öyle bir ...
  • 0:53 - 0:59
    Hayatlarımız hizmet için olmalı ve ...
  • 0:59 - 1:08
    Şöyle ki kendisine değil de,
    yaşama hizmet halinde
  • 1:08 - 1:12
    olan bir hayat,
    eğer hizmeti doğru dürüst yaparsan,
  • 1:12 - 1:15
    yüzlerce insana, birçok insana
    neşe yaşatır.
  • 1:15 - 1:24
    Kendine hizmet eden bir hayat bencildir ve
    son derece müsrif bir yaşam olduğu söylenebilir.
  • 1:24 - 1:31
    O kadar çok güç var ki içinizde
    ve bu güç, sizin 'kişi'niz için değil.
  • 1:31 - 1:35
    Öyleyse, egosuz olmak ...
  • 1:35 - 1:40
    Kişi, egosuz olmak istediğinde,
  • 1:40 - 1:43
    'kişi' hâlâ oradaysa,
    bu çok zordur.
  • 1:43 - 1:47
    O iyi olmaya çabalamaktır ve bu da
    makbuldür; bu da çok geniş bir yoldur.
  • 1:47 - 1:52
    Kitabı Mukaddes'i okuyan birçok insana
    şunlar söylenir: "Birbirinizi sevin",
  • 1:52 - 1:55
    "Size kötülük edenlere siz iyilik edin."
    Bu cinsten şeyler.
  • 1:55 - 2:00
    İnsanlar da ellerinden geldiğince sevecen
    ve nazik olmaya çalışırlar ve bu iyidir.
  • 2:00 - 2:04
    Gayet iyi sonuçlar verir,
    fakat size iyi olmalısınız
  • 2:04 - 2:08
    dendiği için böyle yapıyorsanız,
    bazen bunda sahte olan bir şeyler vardır.
  • 2:08 - 2:12
    Ödül arıyoruzdur: "İyi olan şeyi
    yaparsam, bir şey elde ederim."
  • 2:12 - 2:16
    Yani bu hâlâ kendimiz içindir,
    bir açıdan.
  • 2:16 - 2:20
    Fakat kendimizin Öz olduğu
    Hakikat'ine uyandığımızda,
  • 2:20 - 2:27
    Öz, her şeyi, herkesi gözetir.
    Bu farklıdır bir şekilde.
  • 2:27 - 2:32
    Hayat çok daha hafiftir,
    sanki hiçbir kişisel problem yokmuşçasına,
  • 2:32 - 2:35
    kişisel problemlerinize dair hissiniz
    yok oluverir.
  • 2:35 - 2:37
    Ortada problemi olacak bir 'kişi' yoktur.
  • 2:37 - 2:40
    Hayatın getirdiği şeyler olur,
    belki biri çıkıp,
  • 2:40 - 2:44
    "Seni beğenmiyorum!" diyebilir
    ve bu hissedilecektir
  • 2:44 - 2:48
    ve eğer bu sözlerde
    çok fazla zehir varsa,
  • 2:48 - 2:52
    hüzün hissedebilirsiniz, ama bu sizi
    hiçbir zaman ağır bir şekilde etkilemeyecektir.
  • 2:52 - 3:00
    Üstelik doğru olan şeyi yapıp,"Allah'ın rahmeti
    üstüne olsun," demeye dahi muktedir olursunuz.
  • 3:00 - 3:03
    Bazen önlerinde söylemezsiniz bunu,
  • 3:03 - 3:05
    çünkü bu onları huzursuz bile edebilir,
  • 3:05 - 3:10
    ama kalbinizde bunu kabullenir ve
    kendi içinizden zehri çıkarırsınız.
  • 3:10 - 3:14
    Ego, bir insanın hayatının
    içindeki zehirdir,
  • 3:14 - 3:17
    işleri kötüye götürür sadece,
    her zaman bencildir,
  • 3:17 - 3:20
    her zaman kendisine enerji çeker,
  • 3:20 - 3:25
    her zaman haklı çıkmak ihtiyacındadır, vs ...
    Son derece zehir doludur o.
  • 3:25 - 3:27
    Fakat bazen, başka bir yol
    bilmediğimizden,
  • 3:27 - 3:30
    "İşte, ben böyleyim,"
    gibi hissedilir.
  • 3:30 - 3:38
    Kişinin ardındaki daha derin Hakikat alanına
    uyanmaya başladığınızda,
  • 3:38 - 3:45
    işte tam burada, öz-araştırması veya 'Davet',
    sizi bunun içinden çıkarır;
  • 3:45 - 3:50
    o alandan çıkarıp, onun ardındaki alana,
    daha fazla aydınlığın
  • 3:50 - 3:54
    ve genişliğin bulunduğu,
    o saf akıl alanına getirir.
  • 3:54 - 3:57
    Daha o anda mutlu ve hafif
    hissetmeye başlarsınız
  • 3:57 - 4:00
    ve mutluluğunuz ve aydınlığınızda,
  • 4:00 - 4:04
    doğal olarak, doğru olduğunu hissettiğiniz
    şeyi yapmak istersiniz.
  • 4:04 - 4:09
    Sanki doğru olduğu hissedilen şey,
    doğal bir şekilde kalbinizde belirir
  • 4:09 - 4:14
    ve bencillik, sizi terk eden
    bir zehir gibi hissedilir ki
  • 4:14 - 4:18
    böylece onu baz alarak
    düşünmezsiniz pek.
  • 4:18 - 4:23
    Sizi mutlu eden bir şey
    bulduğunuzda,
  • 4:23 - 4:27
    mümkün olduğu kadar çok insanı mutlu
    etmek için, paylaşmak istersiniz bunu.
  • 4:27 - 4:29
    Siz bir kapıdan geçip,
    bir genişliğe çıkarsınız,
  • 4:29 - 4:33
    mümkün olduğu kadar çok insanı da
    geçirmek istersiniz.
  • 4:33 - 4:39
    İşte, egosuz olmak böyle bir şeydir.
    Ego ne kadar azalıp yok oluyorsa
  • 4:39 - 4:46
    - bu ağır "Ben, ben, ben,"
    ego cübbesi -
  • 4:46 - 4:49
    o kadar fazla genişlik ve
    alan mevcut olur.
  • 4:49 - 4:52
    Bu sebepten dolayı,
    'İlahi Alan'a geldiğinizi söylüyorum ben.
  • 4:52 - 4:54
    İlahi Alan'da kıskançlık olmaz,
  • 4:54 - 5:00
    tüm bu şeyler çekip gider:
    Bencillik, şiddetli arzular ...
  • 5:00 - 5:07
    Öyle bir alandasınızdır ki o, doğal olarak
    özen gösterir, itina eder
  • 5:07 - 5:10
    ve her şey onun içinde derlenir.
  • 5:10 - 5:13
    Sizin hayatınızın ve
    sevdiklerinizin hayatlarının
  • 5:13 - 5:17
    her yönünü kollayıp gözetir o.
  • 5:17 - 5:22
    Ama sevgiyi hissettiğiniz yer durmaz,
    gitgide daha da genişler.
  • 5:22 - 5:25
    İşte, egosuz olmak budur.
  • 5:25 - 5:29
    Tüm dünyadaki en güçlü şeydir.
  • 5:29 - 5:32
    Ego, dünyadaki en karanlık güçtür.
  • 5:32 - 5:37
    Egodan özgür oluş, dünyadaki
    en aydınlık ve güzel kuvvettir.
  • 5:37 - 5:42
    Ve benim için, insanoğlu olarak yaşamanın
    karşısındaki zorluk budur:
  • 5:42 - 5:46
    Ego kimliğini aşmak.
  • 5:46 - 5:54
    Ama dünyamızda çok ender
    bir şeymiş gibi görünüyor bu,
  • 5:54 - 5:57
    çünkü 'kişi'ye çok şey yükleniyor,
  • 5:57 - 6:01
    ilk aşkımız gibi bizim;
    biz o ilki çok seviyoruz.
  • 6:01 - 6:05
    Fakat Öz'ü sevmemiz gerekiyordu,
    'kişi'yi değil.
  • 6:05 - 6:08
    Önce Öz'ü sev.
    Ama biz onu en son sevmeye meyilliyiz.
  • 6:08 - 6:12
    Bu böyle.
    Güçlü bir kimlikle yetişiyoruz
  • 6:12 - 6:15
    ve sadece 'ben, ben, ben' ile,
    fakat böyle hiçbir zaman mutlu değiliz.
  • 6:15 - 6:19
    Bir dolu şeye ihtiyacımız var:
    Paraya ihtiyacımız var, arkadaşlığa ihtiyacımız var,
  • 6:19 - 6:23
    eşe ihtiyacımız var, mutlu olmak için
    güzel şeylere ihtiyacımız var.
  • 6:23 - 6:26
    Ama egodan özgür olan biri,
    nasıl olursa olsun mutlu olabilir.
  • 6:26 - 6:31
    Onu nereye koyarsanız koyun, mutludur.
    Hırslı, rekabetçi değildir,
  • 6:31 - 6:33
    ilişkilerinde, muamelelerinde açıktır,
  • 6:33 - 6:38
    başkalarının hislerini göz önünde
    bulundurur her zaman.
  • 6:38 - 6:42
    Bu çok güzel ve
    benim dileğim, duam o ki
  • 6:42 - 6:49
    mutlu olmak salgın hale gelsin yeniden,
    varlıklar bunun keyfine varsınlar ...
  • 6:49 - 6:51
    Grup aktiviteleri yaptığımızda,
  • 6:51 - 6:54
    bazı insanlar, beraber çalışıp güzel bir şey
    ortaya çıkarabileceklerini
  • 6:54 - 6:58
    görmeyi öğreniyorlar ve bu
    çok hoşlarına gidiyor.
  • 6:58 - 7:02
    Monte Sahaja'da, ortam ve titreşimler
  • 7:02 - 7:06
    öylesine yükseldi ki şimdi,
    sevgi hissi çok kolay.
  • 7:06 - 7:08
    İnsanlar seviyormuş gibi yapmıyorlar,
  • 7:08 - 7:11
    samimi olarak bu titreşimi
    hissediyorlar.
  • 7:11 - 7:13
    Bu titreşim nereden geliyor?
  • 7:13 - 7:16
    Buraya geldiğimiz ve buranın
    çok özel topraklar olduğu
  • 7:16 - 7:19
    ve ağaçların bir titreşim yaydığı
    söylenemez.
  • 7:19 - 7:24
    Hayır! Bu titreşimi,
    yaşayan Öz'ü biz getiriyoruz,
  • 7:24 - 7:27
    hareketlerimizle, düşüncelerimizle,
    meditasyonla,
  • 7:27 - 7:33
    kavrayışla,
    Mevla'ya ya da saf bilince
  • 7:33 - 7:36
    hürmet ve çekimle.
  • 7:36 - 7:40
    Bunların hepsi titreşimi yükseltiyor
    ve titreşim çok güçlü hale geliyor.
  • 7:40 - 7:43
    Bu şeylerden anlamayan
    insanlar bile,
  • 7:43 - 7:45
    geldiklerinde bir şey hissediyorlar:
  • 7:45 - 7:49
    "Burada kendimi iyi hissediyorum. Burada olmak
    hoşuma gidiyor." Etkilendikleri ne?
  • 7:49 - 7:52
    Bu yerin titreşiminden etkileniyorlar.
  • 7:52 - 7:57
    İhtimalen bunun felsefesini bilmiyorlar,
    bu önemli değil.
  • 7:57 - 8:00
    Önemli olan, o felsefenin
    sebep olduğu hareket,
  • 8:00 - 8:04
    kılavuzluğun - kabul edildiği zaman -
    ortaya çıkardığı güç.
  • 8:04 - 8:08
    Kabul edilmediğinde, kılavuzluğun
    hiçbir gücü olmaz.
  • 8:08 - 8:12
    Kabul edildiğinde, uyanır ve
    hareket etmeye başlar
  • 8:12 - 8:16
    ve işte o vakit her şeye ...
    Ağaçlara geçer,
  • 8:16 - 8:19
    toprağa geçer, her şeye geçer.
  • 8:19 - 8:24
    Bu yüzden, bazı yerlerde, o kişi artık
    orada olmadığı halde,
  • 8:24 - 8:28
    o yerin titreşimini hissedebilirsiniz.
  • 8:28 - 8:31
    Ben Hindistan'da böyle yerlerde
    bulundum.
  • 8:31 - 8:35
    Jamaika'da, Bob Marley'in evinde bile
    bu titreşimi hissettim aslında.
  • 8:35 - 8:39
    Yatağının yanında terliklerinin
    durduğu odasına girdim,
  • 8:39 - 8:44
    hiçbir şey beklemiyordum ama
    sevgi hissi çok güçlüydü.
  • 8:44 - 8:46
    Harikuladeydi bu!
  • 8:46 - 8:50
    Hindistan'da, Gandhi'nin yerinde ve
    bulunduğum başka yerlerde,
  • 8:50 - 8:53
    o his: "Aman tanrım!"
    Çok fazla değil ama bayağı bir yer...
  • 8:53 - 8:57
    Bu titreşimi hissediyorsunuz;
    duvarlarda yaşıyor o,
  • 8:57 - 9:00
    kiremitler bile taşıyor o titreşimi.
  • 9:00 - 9:06
    İçeri giriyor ve "Bu evde mutluluk vardı,"
    diye hissediyorsunuz.
  • 9:06 - 9:09
    Ve o mutluluk yaşıyor.
    O insanlar bedenlerinden ayrıldıkları halde,
  • 9:09 - 9:14
    mutluluk evin içinde.
    İnanılmaz bir şey bu!
  • 9:14 - 9:18
    Bazen karanlık da bir
    evde yaşayabilir.
  • 9:18 - 9:22
    Bunlar güçlü çekim, ihtiras, korku,
  • 9:22 - 9:28
    sevgi enerjileri ... Bunlar,
    insanlık âlemindeki büyük kuvvetler
  • 9:28 - 9:36
    ve toprağa bile etki ediyorlar,
    o titreşimi bırakıyorlar orada.
  • 9:36 - 9:40
    Ormana gider bazen insanlar,
    doğada olmayı çok sevdiklerini söylerler.
  • 9:40 - 9:44
    Doğa insan karanlığıyla kirletilmemiş
    olduğu için böyledir bu.
  • 9:44 - 9:47
    Dolayısıyla da onun
    'bundan boş' olduğunu hissederler.
  • 9:47 - 9:49
    Daha çok, ağaç bilincine,
  • 9:49 - 9:52
    ve yere, toprağa,
    toprak bilincine geçerler.
  • 9:52 - 9:54
    Bilincin insan suretini tecelli ettirdiği
  • 9:54 - 9:59
    bir yere geldiğinizde,
    onun ifadesi
  • 9:59 - 10:01
    çok daha zengin,
    çok daha çeşitlidir.
  • 10:01 - 10:05
    Eğer bilinç nüfuz ettiyse
    ve bilinç ile dopdoluysa,
  • 10:05 - 10:07
    öylesine güçlüdür ki!
  • 10:07 - 10:21
    Bu yüzden, İsa 2100 yıl önce
  • 10:21 - 10:24
    fiziki olarak burada, yeryüzündeydi
  • 10:24 - 10:28
    ve İlahi bilincin somut ifadesi olan
  • 10:28 - 10:36
    tek bir insanoğlu vasıtasıyla,
  • 10:36 - 10:39
    bedenini terk ettikten
    2100 sene sonra dahi,
  • 10:39 - 10:42
    insanlar hâlâ İsa'nın müritleri,
  • 10:42 - 10:44
    veya Buda'nın takipçileri,
  • 10:44 - 10:48
    ya da 5000 sene evvel
    burada olan Krishna'nın,
  • 10:48 - 10:52
    binlerce yıl evvel burada olan Rama'nın
    takipçileri oluyorlar, diyorum ben.
  • 10:52 - 10:56
    Neden? Çünkü titreşim orada,
    kabul ettiklerinde.
  • 10:56 - 11:01
    Yani, bu çok güçlü bir şey!
  • 11:01 - 11:06
    Bir insanoğlu kendini unuttu
    ve o zamandan beri
  • 11:06 - 11:10
    tüm dünya onu unutamıyor,
    diyordum önceden.
  • 11:10 - 11:13
    Bu çok güçlü bir şey!
  • 11:13 - 11:20
    Kendini unutmak demek, egoyu geçersiz kılmak,
    onu dinlememek demektir.
  • 11:20 - 11:22
    Onu (egoyu) aştı onlar.
  • 11:22 - 11:27
    Ve onların tesirleri, mevcudiyetleri
    ve sözleri,
  • 11:27 - 11:33
    milyonlarca varlığın yaşamını etkiledi.
    Demek ki örnekler mevcut.
  • 11:33 - 11:35
    Ve bu insanların her biri,
  • 11:35 - 11:38
    bizimkiyle tam olarak aynı
    kana sahipti,
  • 11:38 - 11:42
    aynı aya, aynı yıldızlara, aynı güneşe baktı,
    tıpkı bizim gibi.
  • 11:42 - 11:48
    Onların da iştahları vardı, yoruldular,
    bazen uyumadıkları oldu,
  • 11:48 - 11:51
    arkadaşlıkları oldu,
    nefret edenleri oldu.
  • 11:51 - 11:57
    Bunlara rağmen yine de, Hakikatin ruhunda,
    Tanrı'nın ruhunda parıldıyorlardı.
  • 11:57 - 12:02
    İşte, bana göre, bir insan hayatının
    tam olarak yerine getirilmiş olması,
  • 12:02 - 12:06
    gerçekte kim olduğunun
    hakikatine uyanmaktır,
  • 12:06 - 12:09
    ve Tanrı işte budur;
  • 12:09 - 12:13
    kalbinin içindeki
    İlahi âlemdemsindir.
  • 12:13 - 12:15
    Olan budur.
  • 12:15 - 12:19
    Kutsal metinleri sadece yüzeysel
    olarak takip eden bir insan ...
  • 12:19 - 12:22
    Bu yeterli olmaz.
    Yaşamı değişir,
  • 12:22 - 12:26
    başkalarının yaşamlarına da tesir eder,
    fakat hafif bir şekilde.
  • 12:26 - 12:32
    Ne var ki egosunu terk eden ve
  • 12:32 - 12:36
    Tanrı okyanusuna bütünüyle dalan birisi,
    işte bu kişi yükselir
  • 12:36 - 12:40
    ve dünyada bir rehber olur,
    konuşmasa bile.
  • 12:40 - 12:44
    Bazı varlıklar konuşmaz,
    fakat mevcudiyetleri son derece kuvvetlidir,
  • 12:44 - 12:50
    çünkü Tanrı'nın mevcudiyeti,
    varlıklarının tabiatına öylesine içkindir ki
  • 12:50 - 12:55
    insanlar sadece onların huzurlarında bulunarak
    dönüşüme uğrarlar.
  • 12:55 - 12:58
    İşte, egosuz olmak demek budur
    bana göre,
  • 12:58 - 13:01
    dünyadaki en güçlü şeydir bu!
  • 13:01 - 13:03
    Eğer birisi Venüs'te altı ay yaşamış,
  • 13:03 - 13:08
    diğeri ise bir karton kutuda,
    Allah'ı tefekkür ederek
  • 13:08 - 13:12
    altı ay yaşamış ve uyanmış
    iki insanla tanışsaydım,
  • 13:12 - 13:17
    her defasında bu ikincisiyle beraber
    olmayı tercih ederdim.
  • 13:17 - 13:20
    Hayat hakkında bir astronotla
    konuşmak zorunda değilim,
  • 13:20 - 13:23
    çünkü o da bir o kadar egoyla
    dopdolu olabilir.
  • 13:23 - 13:27
    Fakat kendi içinde
    egoyu aşmış olan kişi,
  • 13:27 - 13:32
    işte benim kutlu buluşmam
    bu olurdu.
  • 13:32 - 13:36
    Sadece bununla olmak için,
    Tanrı'yı seven,
  • 13:36 - 13:40
    Hakikat'i arayan varlıkların
    ortamında olmak için,
  • 13:40 - 13:43
    orada gidip oturmayı tercih ederdim.
    Kutsal refakat budur.
  • 13:43 - 13:46
    Sadece Hakikat'ı arayanların
  • 13:46 - 13:49
    refakatinde olmak hayırlıdır da.
  • 13:49 - 13:55
    Bu yüzden, doğru yerde
    olduğumuzu,
  • 13:55 - 14:00
    gitgide daha çok varlığın, hakiki mutluluğu
    bulduğunu hissediyorum,
  • 14:00 - 14:04
    "Dünyayı fethedeceğiz!"
    seferi değil bu. Hayır.
  • 14:04 - 14:08
    Sadece birer birer bulmaları yeterli,
  • 14:08 - 14:13
    o ışığın dünyada hareket
    etmesi de bir şey.
  • 14:13 - 14:17
    Çünkü dünyanın ruhaniyetle ilgili daha fazla
    kitaba ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum.
  • 14:17 - 14:20
    Hakikat'ten bahseden
    kitaplardan ziyade,
  • 14:20 - 14:23
    Hakikat'i kendilerinde somutlaştıran
    insanlara ihtiyaçları var!
  • 14:23 - 14:29
    Yaşayan kitabı görmek istiyorlar,
    kağıttan kitabı değil.
  • 14:29 - 14:32
    Kendileri gibi olan, yaşamıyla onların
    içindeki bir şeyi açığa çıkaran
  • 14:32 - 14:36
    veya zorlayan ya da o şeye karşı duran
  • 14:36 - 14:38
    bir insanoğlunun kitabını
    görmek istiyorlar.
  • 14:38 - 14:42
    O kalibrede bir insanla karşılaşınca,
  • 14:42 - 14:47
    varlıkları, Tanrı'yla karşılaştığını
    inkâr edemez.
  • 14:47 - 14:49
    Ateist olduklarını ileri sürüp de
  • 14:49 - 14:53
    kendilerine böyle bir etkide bulunan
    bir canla karşılaşınca,
  • 14:53 - 14:58
    "Vay be, bunun ne olduğunu
    bilmiyorum, ama
  • 14:58 - 15:01
    kalbimde tüm bu değişimlere
    sebep oluyor,"
  • 15:01 - 15:08
    diyen insanların hikayelerini
    defalarca işitmişizdir.
  • 15:08 - 15:13
    Çünkü onlar hakiki bir ateist olamaz,
    bir gariplik bu sadece.
  • 15:13 - 15:16
    Bu yalnızca cehaletin derinliğini gösterir,
  • 15:16 - 15:20
    evrenin düzenini kontrol eden ve
    belirleyen, her şeyi gözeten
  • 15:20 - 15:24
    yüce bir gücün var olduğunu
    kabul etmediğini gösterir.
  • 15:24 - 15:29
    Bunu yapan insanlar değil;
    bu ağaçların büyümesine müsaade eden
  • 15:29 - 15:33
    ve yağmuru gönderen
    ve havayı değiştiren
  • 15:33 - 15:36
    ve sadece bir güneş sistemindeki değil,
    tüm güneş sistemlerindeki
  • 15:36 - 15:42
    bütün farklı gezegenleri gözeten,
    insanlar değil!
  • 15:42 - 15:45
    Bundan bahsetmek bile insanın
    güçsüz hissetmesine sebep oluyor.
  • 15:45 - 15:50
    O Yüce Varlığın ihtişamını ve
    gücünü kavrayamazsınız.
  • 15:50 - 15:53
    O Varlık, bir şeyleri gerçekleştiren
    ayrı bir teşekkül değildir,
  • 15:53 - 16:00
    o şeylerin kendisinin içindedir. Tıpkı ...
  • 16:00 - 16:03
    Tanrı sadece bir suret olamaz,
  • 16:03 - 16:07
    veya Tanrı, tüm suretlere içkin
    ve onların da ötesindedir.
  • 16:07 - 16:09
    Suretler sürekli değişiyor,
  • 16:09 - 16:13
    çünkü O, onlara zaman
    ve büyüme bahşediyor
  • 16:13 - 16:22
    ve büyüyen herhangi bir şey,
    dönüşüp değişmek zorunda.
  • 16:22 - 16:28
    Halbuki Tanrı-Öz değişmez,
    buna rağmen değişimi ortaya çıkarır
  • 16:28 - 16:34
    ve ifadesinin tüm farklı değişimlerine
    göz kulak olur.
  • 16:34 - 16:37
    Bazen, onu bir tür enerji alanı gibi
  • 16:37 - 16:41
    tasvir etmek istiyorum,
    ama o bir enerji değil sadece,
  • 16:41 - 16:47
    o bir akıl ve bir ruh ...
  • 16:47 - 16:50
    Bu onun görünen ifadesi
  • 16:50 - 16:55
    ve ondan meydana çıkıyor,
    birçok ipucu veriyor, bakarsan tabii.
  • 16:55 - 16:58
    Birinin kafasındaki saça bakıp
    görüyoruz ki
  • 16:58 - 17:00
    uzayıp duruyor,
    ama nereden?
  • 17:00 - 17:04
    Kafanın içine bakarsan,
    içinden çıkan saç falan yok.
  • 17:04 - 17:07
    Hiçbir şey yok,
    sadece uzuyor.
  • 17:07 - 17:10
    Şunu gösteriyor sana:
    "Tüm bu şeyleri yoktan yaratır,
  • 17:10 - 17:14
    onlara güç verir ve onları
    yokluğa geri döndürürüm."
  • 17:14 - 17:19
    Hakkında konuşulamayacak kadar
    muhteşem!
  • 17:19 - 17:26
    Bazı canlar, bu gücün ihtişamı karşısında
    kendilerinden geçerler.
  • 17:26 - 17:33
    İşte bu güç, senin kendine,
    Öz'üne dair hissinin kaynağı.
  • 17:33 - 17:37
    Bunu bilmek, anlamasan da,
  • 17:37 - 17:39
    hayatını ateşe vermiş olmalı bile,
  • 17:39 - 17:42
    gidip oturmak zorunda kalmalısın.
  • 17:42 - 17:45
    Hayatının Tanrı'dan kaynağını
    almış olmasına
  • 17:45 - 17:47
    duyulacak şükür duygusunun
    ucu bucağı yok.
  • 17:47 - 17:54
    Bunu hakikaten anlamayan
    birisi için ...
  • 17:54 - 17:57
    Bunu bir süre için hissetmeyen
  • 17:57 - 18:00
    canların olması da
    o güç tarafından tayin edilmiş
  • 18:00 - 18:04
    ve onlar da eninde sonunda kendi içlerinde
    buna uyanmak zorundalar.
  • 18:04 - 18:08
    Benim için hayırlı, kutlu bir hayat,
    farkında olan ve bu farkındalık içinde yaşayan
  • 18:08 - 18:11
    ve sonra da bu farkındalık olarak
    yaşayan
  • 18:11 - 18:16
    birinin aksine,
    varlığın içinde körlük yaratan
  • 18:16 - 18:20
    ve sadece dünyevi şeylerle
  • 18:20 - 18:24
    alakadar olmamıza neden olan
    egodan uzaklaşan yaşamdır.
  • 18:24 - 18:29
    Farkındalık olarak yaşamaya başlarsan,
    halihazırda cennettesindir,
  • 18:29 - 18:31
    halihazırda o alandasındır.
  • 18:31 - 18:36
    Hatta, cennetten bile
    daha öte, derdim,
  • 18:36 - 18:39
    böyle söyleyebilirsem eğer.
  • 18:39 - 18:43
    Bu his belirdiğinde, birden,
    "Bu kafirce bir şey mi?" diye düşündüm.
  • 18:43 - 18:48
    Hissettim ki eğer cennet,
    görüntü ve nesnelerden
  • 18:48 - 18:51
    ibaret ise, onlar da
    bir şekilde zaman içerisindedir.
  • 18:51 - 18:56
    Belki de Tanrı'nın bir günü,
    binlerce insan yılı olabilir.
  • 18:56 - 18:59
    Kim bilir? Ama her ne olursa olsun,
    değişim olmak zorunda.
  • 18:59 - 19:03
    Eğer varlıklar farklı kademelerde iseler,
  • 19:03 - 19:09
    o zaman tabii ki evrim ve gelişme
    hâlâ mevcuttur.
  • 19:09 - 19:14
    Fakat saf farkındalık,
    gelişmeyle alakadar olmaz.
  • 19:14 - 19:19
    O bu denli mükemmeldir,
    fakat bu, zihne hiç cazip gelmez,
  • 19:19 - 19:23
    çünkü zihin her daim,
    şeylerle ve nesnelerle
  • 19:23 - 19:28
    ve sahip olmak ve kaybetmekle ve elde etmekle
    ve değişim ve gelişimle
  • 19:28 - 19:31
    ve bir şeyler olmak ve yitirmekle
    ve tüm bunlarla alakadar olur.
  • 19:31 - 19:37
    Halbuki farkındalık,
    böyle kavramların ötesindedir.
  • 19:37 - 19:43
    Herkese, "Bırak bunu şimdi," derken,
    bunu söylemeye çalışıyorum.
  • 19:43 - 19:48
    Bırak bunu şimdi.
    Kimliğin için kaygılanmayı dahi bırak.
  • 19:48 - 19:50
    Bırak tüm bunları.
    Kime konuşuyorum?
  • 19:50 - 19:54
    Bunu yeterince işitmeyen akla.
  • 19:54 - 19:57
    Akıl, kalpten gelen bu emri
    işittiğinde,
  • 19:57 - 20:01
    her şeyi bırakıp, birliğin içinde,
  • 20:01 - 20:03
    kendi birliğinin tecrübesi içinde
    olabiliyor.
  • 20:03 - 20:11
    Bir de, satsang salonundaki insanları görüyorsunuz,
    böyle meditasyonlarda
  • 20:11 - 20:16
    ve böyle bir rehberlikle,
    orada o sıkıntı, rahatsızlık yok,
  • 20:16 - 20:20
    bilinç sınırını aşan, doğaüstü bir
    düzlemdeymişsin gibi sanki.
  • 20:20 - 20:24
    Bencillik ve benzeri şeylerin
    etkisi azalıyor
  • 20:24 - 20:34
    ve sanki varlığın daha hafif
    bir boyutunda süzülüyorsunuz.
  • 20:34 - 20:38
    Yani, bu son derece somut bir şey aslında,
    onu hissediyoruz
  • 20:38 - 20:41
    ve onu deneyimleme kapasitesine sahibiz.
  • 20:41 - 20:44
    Başlangıçta, birçokları için
    zihin kendini gösteriyor.
  • 20:44 - 20:49
    Bazen buraya insanlar geliyor ve
    böyle bir ortama alışık olmuyorlar
  • 20:49 - 20:52
    ve zihinlerinin onlara ne kadar sorun
    yarattığını görüyorsunuz.
  • 20:52 - 20:56
    Bu yer ve insanlar onlara sorun
    çıkarıyormuş gibi görünüyor,
  • 20:56 - 20:58
    fakat kendi zihinleri onlara
    sorun çıkarıyor.
  • 20:58 - 21:02
    Zihin rahatsız oluyor,
    çünkü ona kafa tutulduğunu hissediyor:
  • 21:02 - 21:04
    "Bu insanlar ne için böyle mutlular?
  • 21:04 - 21:09
    Onlara güvenmiyorum bile. Rol yapıyorlar."
    Zihin aşırı çalışıyor,
  • 21:09 - 21:15
    tüm bu alaycılık, yargılama, huzursuzluk
    falan gibi şeyler ortaya çıkıyor.
  • 21:15 - 21:20
    Ama bunlar, daha yüksek bir bilinç seviyesine
    erişmek için çekilen doğum sancıları sadece.
  • 21:20 - 21:24
    Israrlı olurlarsa, ama genellikle olmuyorlar,
    çekip gidiyorlar.
  • 21:24 - 21:26
    Fakat bir şey içeride
  • 21:26 - 21:32
    ve bu tohum içlerinde büyümeye başlıyor,
    çünkü onları buraya Tanrı getirdi.
  • 21:32 - 21:36
    "Ben buraya gelmek istemedim, karım ...."
    diye hissetseler bile,
  • 21:36 - 21:39
    buraya gelmelerine, içlerindeki rahatsızlığı
  • 21:39 - 21:42
    tecrübe etmelerine
    sebep olan yine bu güçtür,
  • 21:42 - 21:45
    ne var ki onlar bunun kendilerinden
    kaynaklandığını fark etmiyorlar.
  • 21:45 - 21:47
    Dışarıdan geldiğini zannediyorlar.
  • 21:47 - 21:52
    Halbuki, maruz kaldıkları fakat
    henüz uyum içinde olmadıkları
  • 21:52 - 21:54
    enerjiye karşı duyulan
    bir tepkiden kaynaklanıyor bu,
  • 21:54 - 21:58
    çünkü ego-kimliğin nüfuz
    alanının çok fazla içindeler.
  • 21:58 - 22:01
    Yani o sarsılıyor.
  • 22:01 - 22:07
    Egosuz olmanın ne anlama
    geldiğiyle ilgili
  • 22:07 - 22:11
    çok iyi bir soru sordun bana
    bu sabah.
  • 22:11 - 22:16
    Hayat anlamına geliyor,
    hakiki hayat.
  • 22:16 - 22:27
    İsa'yı ya da Muhammed Peygamber'i,
    veya Krishna'yı, ya da Buda'yı düşündüğümüzde,
  • 22:27 - 22:31
    anında ....
    Bunları bilmeyen insanlar dahi,
  • 22:31 - 22:35
    onun, daha yüksek bir bilinç düzeyini,
    sevgi ve huzurun
  • 22:35 - 22:41
    etkin iklim olduğu bir düzeyi
    temsil ettiğini biliyorlar.
  • 22:43 - 22:45
    'Ben' dediğim zaman,
  • 22:45 - 22:49
    'Ben'den kastedilen,
    esas mana, bilinçtir.
  • 22:49 - 22:54
    Halbuki, yeryüzünde 'Ben' dediğimizde
    kastedilen, ender olarak bilinçtir.
  • 22:54 - 22:57
    Şahsiyet kastediliyor,
    kişi kastediliyor,
  • 22:57 - 22:59
    "Ben bir erkeğim",
    "Ben bir kadınım" kastediliyor.
  • 22:59 - 23:02
    Bu öyle bir daralma,
    öyle bir sınırlama ki.
  • 23:02 - 23:08
    Fakat 'Ben'... Uyanmış olan kişi dahi,
    şahsiyet hissine
  • 23:08 - 23:12
    atıfta bulunduğunun bilinciyle
    'Ben' der.
  • 23:12 - 23:19
    Fakat bu 'Ben'in ardında,
    kişinin değil, bilincin konuştuğuna dair
  • 23:19 - 23:27
    daha derin bir anlayışın, ruhani bir anlayışın
    alanı içerisinde olurlar.
  • 23:27 - 23:31
    Bu tamamıyla bambaşka
    bir titreşimdir.
  • 23:31 - 23:33
    Birisiyle birlikteyken,
    o kişi konuştuğunda,
  • 23:33 - 23:37
    ferahlık hissederseniz;
  • 23:37 - 23:41
    bu 'Ben', bilinçten gelen 'Ben'dir,
    bilinçtir o.
  • 23:41 - 23:44
    Biriyle konuşurken,
  • 23:44 - 23:46
    söylediğiniz şeye dikkat etmek
    zorundaysanız,
  • 23:46 - 23:52
    bu 'Ben', kişi oluşla dopdoludur.
  • 23:52 - 24:00
    Kişi oluşla dopdolu bir dünya
    çok bunaltıcı olur. Boğucu!
  • 24:00 - 24:04
    Dünyada sadece 3 milyon
    insan olsaydı bile,
  • 24:04 - 24:07
    - eh bu ufak bir rakam herhalde -
  • 24:07 - 24:10
    onlarla karşılaştığınızda
    biraz bunalırdınız.
  • 24:10 - 24:15
    Ama Öz'e uyanmış olan tek bir insan,
  • 24:15 - 24:20
    binlerce insan içinde parlar
    ve aydınlatır,
  • 24:20 - 24:26
    değerini takdir edenlerin
    bilinç düzeyini arttırır.
  • 24:26 - 24:29
    Çünkü içimizde bir şey,
  • 24:29 - 24:35
    daha yüce bir şeyin huzurunda olduğumuzu
    anlar, orada olan budur.
  • 24:39 - 24:42
    İnsanlar, onlara söylenmeden dahi,
  • 24:42 - 24:46
    uyanmış olan birine karşı
    farklı davranmaya başlarlar.
  • 24:46 - 24:49
    Ellerinde olmaz.
    Bilincinde olmadan,
  • 24:49 - 24:53
    "Ah, bu kişi bir ...",
    farklı davranırlar işte.
  • 24:53 - 24:59
    "Bu normal bir şey"miş gibi
    davranarak başlarlar belki,
  • 24:59 - 25:06
    ama zamanla, o mevcudiyet
    içeri sızar bir nevi
  • 25:06 - 25:10
    ve daha derinlerine işler
    ve onları değiştirir.
  • 25:10 - 25:14
    Havaları değişmeye başlar,
    daha müşfik, daha açık hissetmeye başlarlar,
  • 25:14 - 25:16
    senin için bir şeyler yapmak isterler,
  • 25:16 - 25:20
    bu da ruhaniyetle ilgili
    hiçbir şey bilmeden olur.
  • 25:20 - 25:27
    Peygamber'in Hadislerinden
    biri der ki,
  • 25:27 - 25:30
    Cenab-ı Hak dünyayı yarattığında,
  • 25:30 - 25:38
    tüm dünyaya, "Bana hizmet edenlere
    hizmet et," diye buyurdu.
  • 25:38 - 25:42
    Hakikati arayanlara
    hizmet et anlamında.
  • 25:42 - 25:47
    "Ve sana hizmet edenleri
    yorgun ve bitap düşür."
  • 25:47 - 25:50
    Anlıyor musunuz?
    Muhteşem bir şey bu!
  • 25:50 - 25:52
    "Bana hizmet edenlere hizmet et."
  • 25:52 - 25:57
    Tanrı'ya ve Hakikate hürmet edenlere
    hizmet et, onları gözet anlamında.
  • 25:57 - 26:02
    "Sana hizmet edenleri yorgun kıl,"
    dünyaya hizmet edenleri yorgun düşür.
  • 26:02 - 26:05
    Bu bir lanet mi?
    Hayır, bir nimet aynı zamanda!
  • 26:05 - 26:09
    Çünkü kendi saçmalıklarından
    yorulduğunda,
  • 26:09 - 26:11
    işte belki o zaman, en sonunda,
  • 26:11 - 26:14
    "Başka bir şey denemem lazım,"
    diyecek yer olur.
  • 26:14 - 26:17
    "Sana hizmet edenleri
    yorgun kıl," diyor,
  • 26:17 - 26:22
    çünkü onların hizmeti beyhudedir,
    sadece maddeye hizmet eder, ruha değil.
  • 26:22 - 26:24
    Bu harikulade.
  • 26:24 - 26:29
    Kalbin içinde,
    sadece insanoğlunun değil,
  • 26:29 - 26:31
    her canlı varlığın DNA'sında yazar ki,
  • 26:31 - 26:35
    Hakikate tapan birinin huzurunda,
  • 26:35 - 26:39
    içlerinde bir şey ona hürmet gösterecektir.
    Ondan etkilenecektir.
  • 26:39 - 26:42
    Başlangıçta ondan kurtulmak bile
    isteyebilir,
  • 26:42 - 26:49
    ama onun mevcudiyetinin, varoluş üzerinde
    bir etkisi olduğunu inkâr edemez.
  • 26:49 - 26:52
    Herkesin içindeki Kutsal Ruh'un
  • 26:52 - 26:55
    ve Hakikat ruhunun kudreti işte budur.
  • 26:55 - 27:00
    Bu yer, bununla ışıldamalı, diyorum.
  • 27:00 - 27:03
    Öyle olmalı,
    ben burada olduğum müddetçe.
  • 27:03 - 27:08
    Odak noktamız, egoyu
    kesip atmak olmalı.
  • 27:08 - 27:12
    Ve sadece kesmek değil, egoyu kesip atmak değil,
    ama Hakikat içinde yaşamak.
  • 27:12 - 27:15
    Çünkü eğer yaşamın, sadece egoyu kesmeye,
    kesmeye, kesmeye çalışmaksa,
  • 27:15 - 27:18
    belki pürneşenin tadını
    almıyorsundur bile,
  • 27:18 - 27:21
    egoyu kesmekle çok meşgulsündür.
  • 27:21 - 27:24
    Fakat ben, sana bu arada Hakikati de
    gösterdiğimi söylüyorum.
  • 27:24 - 27:28
    Böylece, egoyu kesmeye çalışırken,
    Hakikati bulursun,
  • 27:28 - 27:32
    baltanı yere bırakıp, Hakikatin
    keyfine varırsın
  • 27:32 - 27:36
    ve bırakırsın egoyu Hakikat kessin.
    Harika değil mi bu?
  • 27:36 - 27:42
    Bırak egoyu Hakikat kessin.
    Neden ellerin kesmek zorunda egoyu?
  • 27:42 - 27:44
    [Arkadaş] İşte Davet bunu yapıyor.
  • 27:44 - 27:47
    [Mooji] Davet bunu yapıyor!
  • 27:47 - 27:51
    Davet, bütün kirli işten,
    pislikten falan arındırıp,
  • 27:51 - 27:55
    seni Tanrı'nın kucağına getiriyor.
  • 27:55 - 27:59
    [kahkahalar]
  • 27:59 - 28:02
    Buna dair kalbim çok mutlu,
  • 28:02 - 28:08
    çünkü bazen bazı canların ...
  • 28:08 - 28:13
    Biri buraya gelip, "Çok susadım.
    Bir bardak su alabilir miyim?" dese,
  • 28:13 - 28:15
    ona bir bardak su verirsin.
  • 28:15 - 28:18
    Biri düşse, "Hadi, kalkalım," dersin.
  • 28:18 - 28:21
    Sırtın ağrısa bile kalkmalarına
    yardım edersin,
  • 28:21 - 28:25
    "Nasıl hissediyorsun? Daha iyi misin? Otur."
    Yardım edersin. Öyle değil mi?
  • 28:25 - 28:28
    Biri açsa, "Kardeşim, lütfen ..."
  • 28:28 - 28:32
    Yiyecek bir şey verirsin.
  • 28:32 - 28:35
    Elinden geldiğince yardım edersin.
  • 28:35 - 28:38
    Hastalarsa, ne yapacaksın?
  • 28:38 - 28:41
    Onlara yardım edebilmek için,
    bir şey olmalı içinde.
  • 28:41 - 28:45
    Duayla belki, ya da insanları kutsamayı
    öğrenmeye başlarsın,
  • 28:45 - 28:48
    bu işe yaramasa bile, kutsamaya
    devam edersin.
  • 28:48 - 28:51
    "Niyetim onların hayatını kutsamak,
  • 28:51 - 28:54
    hayatları benimkine benzesin diye değil."
  • 28:54 - 28:58
    Engelleri kaldırmak, yaşamlarının
    doğallığını kirleten,
  • 28:58 - 29:02
    bozan her ne ise onu yok etmek için,
  • 29:02 - 29:07
    onu Rab'bin gücüyle defetmek için
    ne gerekiyorsa
  • 29:07 - 29:11
    onunla hayatlarını kutsa.
    Kutsa onları!
  • 29:11 - 29:14
    Bununla da,
    insanlar Hakikati arıyorlar,
  • 29:14 - 29:19
    bulamıyorlar: "Bu çok zor."
    Daveti okuyun, diyorum.
  • 29:19 - 29:25
    Dinleyin. Sadece dinleyin onu.
    Sadece dinleyin.
  • 29:25 - 29:28
    Ve büyük bir yardım bu onlara.
  • 29:28 - 29:32
    Diyorlar ki, "Aman Tanrım,
    bunlardan kurtulmak için
  • 29:32 - 29:36
    jimnastik yapmaya hazırlanıyordum
    ve sen işimi çok kolaylaştırdın."
  • 29:36 - 29:40
    Bazı şeyler çok kolaylaşır.
    "Zihnimden geçmem gerekmedi,
  • 29:40 - 29:46
    kendimin karanlığına inmem
    gerekmedi.
  • 29:46 - 29:49
    Kendimin aydınlığına geldim."
  • 29:49 - 29:52
    Bu harika bir şey değil mi?
  • 29:52 - 29:55
    Neden herkes kan, ter, gözyaşı içinde
    ızdırap çekmeli ki?
  • 29:55 - 30:01
    Yapamazlar da zaten,
    çünkü insanoğlu gitgide güçten düşüyor.
  • 30:01 - 30:04
    Her şey makineler tarafından
    yapılsın istiyorlar.
  • 30:04 - 30:08
    Kendi üzerimizde yaptığımız çalışma bile ...
  • 30:08 - 30:12
    Evet, egonu inşa etmek içinse eğer,
    yaparsın!
  • 30:12 - 30:15
    Egonu inşa etmek için tonlarca
    ağırlık kaldırırsın.
  • 30:15 - 30:19
    Ama değişmeye, kalbini
    ızdırap çekilen bir yerden
  • 30:19 - 30:24
    huzurun mekânına dönüştürmeye
    gelince:
  • 30:24 - 30:29
    " O havaya giremiyorum!" Zira bunun
    dışsal bir göstergesi olmadığını hissediyorlar.
  • 30:29 - 30:34
    İşte, belki de bu sebeple
    Rahmet, Daveti getirdi şimdi:
  • 30:34 - 30:37
    "Fakat sen de içeri gelmelisin.
  • 30:37 - 30:41
    Mutlu olduğunu sanıyorsun ama
    gerçek mutluluk bu değil," demek için
  • 30:41 - 30:46
    ve onları ikna etmeye çalışmak için.
    Bu yüzden ....
  • 30:46 - 30:49
    Bana göre, Davet en kolay şey,
  • 30:49 - 30:54
    birinin elinden tutup seni kapıdan
    geçirmesi gibi: "Haydi gidelim."
  • 30:54 - 30:58
    "İsa'yla buluşmak istiyorum."
    Benimle gel, tam burada göstereceğim onu sana.
  • 30:58 - 31:01
    Bir dakika.
    Hadi öbür taraftan yürüyelim.
  • 31:01 - 31:05
    "Kudüs'e ve Calvary'e gidecektim ben."
  • 31:05 - 31:11
    Hayır, hayır. O tam burada. Gel.
    Seni kapıdan geçireyim. Böyle değil mi?
  • 31:11 - 31:13
    [kahkahalar]
  • 31:13 - 31:16
    [Arkadaş] Teşekkürler Mooji.
  • 31:16 - 31:18
    [müzik]
  • 31:18 - 31:21
    Telif hakkı © 2018 Mooji Medya Lt.
    Bütün Hakları Saklıdır.
  • 31:21 - 31:23
    Mooji Media Ltd.in açık onayı olmadan
  • 31:23 - 31:26
    bu kaydın hiçbir bölümü çoğaltılamaz.
Title:
Egosuz Olmak Ne Demektir?
Description:

Mooji'yle Satsang.

Bir sabah yürüyüşünde, Mooji Baba'ya şu soru sorulur: "Egosuz olmak ne anlama gelir?" Mooji Baba yanıtlar: "HAYAT anlamına gelir."
Bu hayat değiştirici ve etkili konuşmada Moojibaba, egosuz olmanın hakikatte, Tanrısal alanın titreşimine girmek olduğunu anlatır. Egosuz olmak, tüm dünyadaki en güçlü şeydir. Egoyu terk edip Tanrı okyanusuna dalan kişi - işte bu kişi yücelir ve dünyaya rehber olur.

Müzik: "Our Father" - Prem and Ashleigh

Bu ve benzeri videoları Mooji.TV'den izleyebilirsiniz:
http://bit.ly/moojitv
ve
http://bit.ly/sahaja-express

#Mooji #satsang #spirituality #advaita #nonduality #awakening

more » « less
Video Language:
English
Duration:
31:27

Turkish subtitles

Revisions