1 00:00:00,000 --> 00:00:02,000 Ben bir hikaye anlatıcısıyım. 2 00:00:02,000 --> 00:00:05,000 Ve, benim tanımımca, "tek hikayenin tehlikesi" hakkında 3 00:00:05,000 --> 00:00:10,000 size birkaç kişisel hikaye anlatmak istiyorum. 4 00:00:10,000 --> 00:00:14,000 Doğu Nijerya'da bir üniversite kampüsünde büyüdüm. 5 00:00:14,000 --> 00:00:17,000 Annem iki yaşında okumaya başladığımı söylüyor, 6 00:00:17,000 --> 00:00:22,000 ama herhalde dört yaşında başlamış olmam daha gerçeğe yakın. 7 00:00:22,000 --> 00:00:24,000 Yani, erken okumaya başladım. Ve okuduklarım 8 00:00:24,000 --> 00:00:27,000 İngiliz ve Amerikan çocuk kitaplarıydı. 9 00:00:27,000 --> 00:00:30,000 Aynı zamanda erken yazmaya başladım. 10 00:00:30,000 --> 00:00:34,000 Yaklaşık yedi yaşında, 11 00:00:34,000 --> 00:00:36,000 zavallı annemin okumak zorunda kaldığı, 12 00:00:36,000 --> 00:00:39,000 kurşun ve boya kalemleriyle çizilmiş desenlerle bezeli hikayeleri yazmaya başladığımda, 13 00:00:39,000 --> 00:00:43,000 okuduğum hikayelerin aynılarını yazıyordum. 14 00:00:43,000 --> 00:00:48,000 Bütün karakterlerim, beyaz tenli ve mavi gözlüydü. 15 00:00:48,000 --> 00:00:50,000 Karda oynuyorlardı. 16 00:00:50,000 --> 00:00:52,000 Elma yiyorlardı. 17 00:00:52,000 --> 00:00:54,000 (Gülme sesleri) 18 00:00:54,000 --> 00:00:56,000 Ve hava durumu hakkında çok konuşuyor, 19 00:00:56,000 --> 00:00:58,000 güneşin çıkmış olması ne kadar hoş, diyorlardı. 20 00:00:58,000 --> 00:01:00,000 (Gülme sesleri) 21 00:01:00,000 --> 00:01:03,000 Halbuki, Nijerya'da yaşıyor olmama rağmen, 22 00:01:03,000 --> 00:01:07,000 hiç Nijerya'dan dışarı çıkmamıştım. 23 00:01:07,000 --> 00:01:10,000 Bizde kar yağmazdı. Biz mango yerdik. 24 00:01:10,000 --> 00:01:12,000 Ve hava hakkında hiç konuşmazdık, 25 00:01:12,000 --> 00:01:14,000 çünkü gerek yoktu. 26 00:01:14,000 --> 00:01:17,000 Karakterlerim fazlasıyla zencefilli bira içerdi, 27 00:01:17,000 --> 00:01:19,000 çünkü okuduğum İngiliz kitaplarındaki karakterler de 28 00:01:19,000 --> 00:01:21,000 zencefilli bira içerdi. 29 00:01:21,000 --> 00:01:24,000 Zencefilli biranın ne olduğu hakkında hiçbir fikrim olmadığı halde. 30 00:01:24,000 --> 00:01:25,000 (Gülme sesleri) 31 00:01:25,000 --> 00:01:28,000 Ve sonra yıllarca, zencefilli biranın tadına bakmak için 32 00:01:28,000 --> 00:01:30,000 içimde dayanılmaz bir arzu besledim. 33 00:01:30,000 --> 00:01:32,000 Ama bu başka bir hikayedir. 34 00:01:32,000 --> 00:01:34,000 Bence bu, özellikle çocuk iken 35 00:01:34,000 --> 00:01:37,000 bir hikayeden ne kadar etkilenebileceğimizi 36 00:01:37,000 --> 00:01:39,000 ve ne kadar zayıf 37 00:01:39,000 --> 00:01:41,000 kalabilecegimizi gösteriyor. 38 00:01:41,000 --> 00:01:43,000 Okuduğum tüm kitapların 39 00:01:43,000 --> 00:01:45,000 kahramaları yabancı olduğu için, 40 00:01:45,000 --> 00:01:47,000 kitapların hepsinde, 41 00:01:47,000 --> 00:01:50,000 doğal olarak, yabancı kahramanlar olması gerektiğine, 42 00:01:50,000 --> 00:01:52,000 ve kendimi kişisel olarak ilişkilendiremeyeceğim 43 00:01:52,000 --> 00:01:55,000 konular hakkında olması gerektiklerine inanmıştım. 44 00:01:55,000 --> 00:01:59,000 Sonra, Afrika kitaplarını keşfedince herşey değişti. 45 00:01:59,000 --> 00:02:01,000 Onlardan fazla yoktu. Ve, onları bulmak 46 00:02:01,000 --> 00:02:03,000 yabancı kitapları bulmak kadar kolay değildi. 47 00:02:03,000 --> 00:02:07,000 Ama, Chinua Achebe ve Camara Laye gibi yazarlar sayesinde 48 00:02:07,000 --> 00:02:09,000 edebiyatı algılamamda, keskin bir 49 00:02:09,000 --> 00:02:11,000 zihinsel dönüşüm yaşadım. 50 00:02:11,000 --> 00:02:13,000 Benim gibi insanların da; 51 00:02:13,000 --> 00:02:15,000 kıvırcık saçlarına at topuzu yapılamayan, 52 00:02:15,000 --> 00:02:18,000 çikolata renkli deriye sahip kızların da, 53 00:02:18,000 --> 00:02:20,000 edebiyatta yer alabileceğinin farkına vardım. 54 00:02:20,000 --> 00:02:24,000 Aşina olduğum şeyler hakkında yazmaya başladım. 55 00:02:24,000 --> 00:02:28,000 Şimdi, okuduğum o Amerikan ve İngiliz kitaplarını seviyorum. 56 00:02:28,000 --> 00:02:32,000 Hayal gücümü canlandırdılar. Bana yeni dünyaların kapılarını açtılar. 57 00:02:32,000 --> 00:02:34,000 Ama istenmeyen etkileri, 58 00:02:34,000 --> 00:02:36,000 benim gibi insanların da edebiyatta yer alabileceğini 59 00:02:36,000 --> 00:02:38,000 bilmememe yol açmalarıydı. 60 00:02:38,000 --> 00:02:42,000 Yani Afrikalı yazarları keşfetmem bana şunu sağladı: 61 00:02:42,000 --> 00:02:45,000 Kitapların ne olduğu hakkında 62 00:02:45,000 --> 00:02:47,000 tek bir hikayeye sahip olmamı engelledi. 63 00:02:47,000 --> 00:02:50,000 Geleneksel, orta sınıf bir Nijeryalı aileden geliyorum. 64 00:02:50,000 --> 00:02:52,000 Babam bir profesördü. 65 00:02:52,000 --> 00:02:55,000 Annem bir idareciydi. 66 00:02:55,000 --> 00:02:58,000 Ve, alışıldık olduğu üzere, 67 00:02:58,000 --> 00:03:03,000 çoğunlukla yakın çevre köylerden gelen, yardımcılarımız vardı. 68 00:03:03,000 --> 00:03:07,000 Sekiz yaşıma girdiğimde, yeni bir yardımcı çocuk geldi. 69 00:03:07,000 --> 00:03:09,000 Adı Fide idi. 70 00:03:09,000 --> 00:03:12,000 Annemin onun hakkında tek söylediği şey 71 00:03:12,000 --> 00:03:15,000 ailesinin çok fakir olduğuydu. 72 00:03:15,000 --> 00:03:17,000 Annem onun ailesine patates, pirinç 73 00:03:17,000 --> 00:03:20,000 ve eski kıyafetlerimizi gönderirdi. 74 00:03:20,000 --> 00:03:22,000 Ve annem, akşam yemeğimi bitirmediğim zaman 75 00:03:22,000 --> 00:03:27,000 "Yemeğini bitir! Bilmiyor musun? Fide'nin ailesi gibilerin hiçbir şeyleri yok." diyordu. 76 00:03:27,000 --> 00:03:31,000 Ben de Fide'nin ailesi için çok acıyordum. 77 00:03:31,000 --> 00:03:34,000 Derken, bir cumartesi, onun köyüne ziyarete gittik. 78 00:03:34,000 --> 00:03:38,000 Ve annesi bize, kardeşinin boyalı palmiye lifinden yaptığı, 79 00:03:38,000 --> 00:03:41,000 çok güzel desenli bir sepet gösterdi. 80 00:03:41,000 --> 00:03:43,000 İrkilmiştim. 81 00:03:43,000 --> 00:03:46,000 Onun ailesinden birinin, gerçekten birşey yapmış 82 00:03:46,000 --> 00:03:49,000 olabileceğini hiç tahmin edemezdim. 83 00:03:49,000 --> 00:03:52,000 Onlar hakkında tüm duyduğum ne kadar fakir olduklarıydı, 84 00:03:52,000 --> 00:03:54,000 bu yüzden onları fakirlik dışında, başka bir şekilde görmem 85 00:03:54,000 --> 00:03:57,000 imkansız hale gelmişti. 86 00:03:57,000 --> 00:04:01,000 Fakirlik, onlar hakkındaki tek hikayemdi. 87 00:04:01,000 --> 00:04:03,000 Yıllar sonra, Nijerya'dan ayrılıp, ABD'de üniversiteye gittiğimde 88 00:04:03,000 --> 00:04:06,000 bunu tekrar düşündüm. 89 00:04:06,000 --> 00:04:08,000 19 yaşındaydım. 90 00:04:08,000 --> 00:04:12,000 Amerikalı oda arkadaşımı şok etmiştim. 91 00:04:12,000 --> 00:04:15,000 Bana nerede bu kadar iyi İngilizce öğrendiğimi sorduğunda, 92 00:04:15,000 --> 00:04:17,000 Nijerya'nın bir zamanlar resmi dilinin İngilizce olduğunu 93 00:04:17,000 --> 00:04:22,000 söylediğimde kafası karışmıştı. 94 00:04:22,000 --> 00:04:26,000 Kabile müziği olarak adlandırdığı şarkılarımızı dinlemek istediğinde ise, 95 00:04:26,000 --> 00:04:28,000 ona Mariah Carey kasedimi çaldığımda 96 00:04:28,000 --> 00:04:30,000 çok hayal kırıklığına uğramıştı. 97 00:04:30,000 --> 00:04:33,000 (Gülme sesleri) 98 00:04:33,000 --> 00:04:35,000 Fırını nasıl kullanacağımı bimediğimi 99 00:04:35,000 --> 00:04:38,000 zannediyordu. 100 00:04:38,000 --> 00:04:40,000 Asıl beni şaşkına çeviren ise, beni daha görmeden önce 101 00:04:40,000 --> 00:04:42,000 bana acıma duygusu beslemeseydi. 102 00:04:42,000 --> 00:04:46,000 Bir Afrikalı olduğumdan, bana karşı ilk tutumu 103 00:04:46,000 --> 00:04:50,000 hor görme ve küçümsemeydi. 104 00:04:50,000 --> 00:04:53,000 Oda arkadaşımın Afrika hakkında tek hikayesi vardı. 105 00:04:53,000 --> 00:04:56,000 Tek bir felaket hikayesi. 106 00:04:56,000 --> 00:04:58,000 Bu hikayede, Afrikalıların ona bir şekilde benzer 107 00:04:58,000 --> 00:05:02,000 olabileceğine yer yoktu. 108 00:05:02,000 --> 00:05:05,000 Küçümsemeden daha karmaşık bir duyguya da. 109 00:05:05,000 --> 00:05:09,000 Eşit insanlar olarak iletişim kurulabileceğine de. 110 00:05:09,000 --> 00:05:11,000 Söylemeliyim ki, ABD'ye gitmeden önce, 111 00:05:11,000 --> 00:05:14,000 kendimi bilinçli olarak Afrikalı olarak nitelendirmiyordum. 112 00:05:14,000 --> 00:05:17,000 Ama ABD'de, ne zaman Afrika konuşulsa insanlar bana döndüler. 113 00:05:17,000 --> 00:05:21,000 Namibya gibi yerler hakkında hiçbir şey bilmesem bile. 114 00:05:21,000 --> 00:05:23,000 Ama bu yeni kimliğimi benimsedim. 115 00:05:23,000 --> 00:05:26,000 Birçok yönden kendimi artık Afrikalı olarak görüyorum. 116 00:05:26,000 --> 00:05:28,000 Ama, Afrika'dan bir ülke olarak bahsedildiği zaman 117 00:05:28,000 --> 00:05:30,000 hala çok rahatsız oluyorum. 118 00:05:30,000 --> 00:05:34,000 En son örnek, iki gün önce Lagos'tan dönerken, 119 00:05:34,000 --> 00:05:36,000 aslında herşeyin çok iyi olduğu, 120 00:05:36,000 --> 00:05:38,000 Virgin havayollarına ait uçakta, anons edilen 121 00:05:38,000 --> 00:05:43,000 "Hindistan, Afrika ve diğer ülkelerdeki" yardım kampanyası çağrısıydı. 122 00:05:43,000 --> 00:05:44,000 (Gülme sesleri) 123 00:05:44,000 --> 00:05:48,000 ABD'de bir Afrikalı olarak yıllar geçirdikten sonra, 124 00:05:48,000 --> 00:05:52,000 oda arkadaşımın bana olan tepkisini anlamaya başladım. 125 00:05:52,000 --> 00:05:55,000 Eğer Nijerya'da büyümemiş olsaydım, ve Afrika hakkında tek bildiklerim, 126 00:05:55,000 --> 00:05:57,000 popüler resimlerden ibaret olsaydı, 127 00:05:57,000 --> 00:06:00,000 ben de, Afrika'nın 128 00:06:00,000 --> 00:06:04,000 güzel manzaralar, güzel hayvanlar 129 00:06:04,000 --> 00:06:06,000 ve yıllardır anlamsızca savaşan, fakirlik ve AIDS'den ölen, 130 00:06:06,000 --> 00:06:09,000 kendileri için konuşmaktan aciz, 131 00:06:09,000 --> 00:06:12,000 ve nazik beyaz yabancı tarafından 132 00:06:12,000 --> 00:06:14,000 kurtarılmayı bekleyen 133 00:06:14,000 --> 00:06:17,000 anlaşılmaz insanların yaşadığı bir yer olduğunu düşünürdüm. 134 00:06:17,000 --> 00:06:19,000 Afrikalıları, çocukken Fide'nin ailesini nasıl gördüysem, 135 00:06:19,000 --> 00:06:23,000 aynı şekilde görürdüm. 136 00:06:23,000 --> 00:06:27,000 Afrika'nın bu tek hikayesinin, batı edebiyatından geldiğini düşünüyorum. 137 00:06:27,000 --> 00:06:29,000 Şimdi, 1561 yılında batı Afrika'ya yelken açan, 138 00:06:29,000 --> 00:06:32,000 ve seyahatinin detaylı hikayesini yazan, 139 00:06:32,000 --> 00:06:35,000 Londra'lı tüccar John Locke'un yazdıklarından 140 00:06:35,000 --> 00:06:40,000 bir bölüm aktarmak istiyorum. 141 00:06:40,000 --> 00:06:42,000 Siyah Afrika'lılardan, "evleri olmayan yaratıklar" 142 00:06:42,000 --> 00:06:44,000 olarak bahsettikten sonra, 143 00:06:44,000 --> 00:06:48,000 "Onlar kafaları olmayan, 144 00:06:48,000 --> 00:06:53,000 ağızları ve gözleri, göğüslerinde olan olan bir halk" diye yazıyor. 145 00:06:53,000 --> 00:06:55,000 Ne zaman okusam buna çok gülüyorum. 146 00:06:55,000 --> 00:06:59,000 Ve bence John Locke'un hayalgücü takdir edilmeli. 147 00:06:59,000 --> 00:07:01,000 Ama bu yazı hakkında asıl önemli olan, 148 00:07:01,000 --> 00:07:03,000 Afrika hikayelerinin, batı dünyasında anlatılma tarzına 149 00:07:03,000 --> 00:07:06,000 başlangıç oluşturmasıdır. 150 00:07:06,000 --> 00:07:09,000 Sahraaltı Afrika'nın olumsuzluklarla dolu, 151 00:07:09,000 --> 00:07:11,000 farklı, karanlık, 152 00:07:11,000 --> 00:07:15,000 ünlü şair Rudyard Kipling'in sözleriyle, 153 00:07:15,000 --> 00:07:17,000 "yarı şeytan, yarı çocuk" insanların yaşadığı 154 00:07:17,000 --> 00:07:20,000 bir yer olduğuna dair anlatım geleneği. 155 00:07:20,000 --> 00:07:23,000 Ve böylece, Amerikalı oda arkadaşımın, hayatı boyunca 156 00:07:23,000 --> 00:07:25,000 bu tek hikayenin değişik türlerini 157 00:07:25,000 --> 00:07:27,000 gördüğünü ve duyduğunu 158 00:07:27,000 --> 00:07:29,000 anlamaya başladım. 159 00:07:29,000 --> 00:07:31,000 Bir zamanlar bir profesörün, 160 00:07:31,000 --> 00:07:36,000 romanımın "otantik Afrika"yı yansıtmadığını söylemesi gibi. 161 00:07:36,000 --> 00:07:38,000 Romanım hakkında, bazı şeylerin yerinde olmadığını, 162 00:07:38,000 --> 00:07:40,000 rahatlıkla ileri sürebilirim, 163 00:07:40,000 --> 00:07:44,000 bazı yerlerinin başarısız olduğunu da. 164 00:07:44,000 --> 00:07:46,000 Fakat, otantik Afrika denilen kavramı yansıtmakta 165 00:07:46,000 --> 00:07:49,000 başarısız olduğunu hiç düşünmemiştim. 166 00:07:49,000 --> 00:07:51,000 Aslında, otantik Afrika'nın ne olduğunu da 167 00:07:51,000 --> 00:07:54,000 bilmiyordum. 168 00:07:54,000 --> 00:07:56,000 Profesör, romandaki karakterlerin 169 00:07:56,000 --> 00:07:58,000 fazlasıyla kendisi gibi, 170 00:07:58,000 --> 00:08:00,000 eğitimli ve orta sınıf insanlar olduğunu söylemişti. 171 00:08:00,000 --> 00:08:02,000 Karakterlerim araba kullanıyordu. 172 00:08:02,000 --> 00:08:05,000 Açlık çekmiyorlardı. 173 00:08:05,000 --> 00:08:09,000 Bu yüzden otantik Afrikalı olamazlardı. 174 00:08:09,000 --> 00:08:12,000 Ama hemen eklemeliyim ki, ben de tek hikaye konusunda 175 00:08:12,000 --> 00:08:15,000 en az o kadar suçluyum. 176 00:08:15,000 --> 00:08:19,000 Birkaç yıl önce, ABD'den Meksika'ya gittim. 177 00:08:19,000 --> 00:08:21,000 O zamanlar, ABD'de politik hava oldukça gergindi. 178 00:08:21,000 --> 00:08:25,000 Göçmenler hakkında tartışmalar devam ediyordu. 179 00:08:25,000 --> 00:08:27,000 Ve, Amerika'da alışıldık olduğu üzere, 180 00:08:27,000 --> 00:08:30,000 göçmenler, Meksikalılarla eş anlamlıydı. 181 00:08:30,000 --> 00:08:32,000 Meksikalılar hakkında, 182 00:08:32,000 --> 00:08:34,000 sağlık sistemini sömüren, 183 00:08:34,000 --> 00:08:36,000 sınırdan kaçak geçen, 184 00:08:36,000 --> 00:08:38,000 veya sınırda tutuklanan insanlar olarak 185 00:08:38,000 --> 00:08:42,000 sonu gelmeyen hikayeler vardı. 186 00:08:42,000 --> 00:08:46,000 Guadalajara'daki ilk günümde, etrafta dolaşırken 187 00:08:46,000 --> 00:08:48,000 işlerine giden, pazar yerinde tortilla saran, 188 00:08:48,000 --> 00:08:50,000 sigara içen, gülüşen, 189 00:08:50,000 --> 00:08:53,000 insanları gördüğümü hatırlıyorum. 190 00:08:53,000 --> 00:08:56,000 Önce biraz şaşırdığımı hatırlıyorum. 191 00:08:56,000 --> 00:08:59,000 Ve sonra, utanç içinde kaldığımı. 192 00:08:59,000 --> 00:09:02,000 Meksikalılar hakkındaki medya haberlerine 193 00:09:02,000 --> 00:09:04,000 o kadar dalıp gitmiştim ki, 194 00:09:04,000 --> 00:09:06,000 kafamda tek bir simge halini almışlardı; 195 00:09:06,000 --> 00:09:09,000 sefil göçmen. 196 00:09:09,000 --> 00:09:11,000 Meksikalılar hakkındaki bu tek hikayeye inanmıştım, 197 00:09:11,000 --> 00:09:14,000 ve kendimden daha fazla utanç duyamazdım. 198 00:09:14,000 --> 00:09:16,000 İşte tek hikaye böyle yaratılır, 199 00:09:16,000 --> 00:09:19,000 insanlara bir şey, 200 00:09:19,000 --> 00:09:21,000 sadece tek bir şey gibi gösterilir, 201 00:09:21,000 --> 00:09:23,000 tekrar ve tekrar, 202 00:09:23,000 --> 00:09:26,000 ve sonunda o olur. 203 00:09:26,000 --> 00:09:28,000 Tek hikayeden söz ederken, 204 00:09:28,000 --> 00:09:31,000 güç hakkında konuşmamak mümkün değildir. 205 00:09:31,000 --> 00:09:33,000 Igbo dilinde bir kelime var, 206 00:09:33,000 --> 00:09:35,000 dünyadaki güç dengelerini düşündüğümde, 207 00:09:35,000 --> 00:09:38,000 hep aklıma gelen bir kelime; "nkali". 208 00:09:38,000 --> 00:09:40,000 Bu bir isim ve yaklaşık çevirisi, 209 00:09:40,000 --> 00:09:43,000 "bir başkasından daha güçlü olmak". 210 00:09:43,000 --> 00:09:46,000 Ekonomik ve politik dünyalarımız gibi, 211 00:09:46,000 --> 00:09:48,000 öyküler de, 212 00:09:48,000 --> 00:09:51,000 nkali prensibi üzerine kurulu. 213 00:09:51,000 --> 00:09:53,000 Nasıl anlatıldığı, kimin anlattığı, 214 00:09:53,000 --> 00:09:56,000 ne zaman anlatıldığı, kaç hikayenin anlatıldığı, 215 00:09:56,000 --> 00:10:00,000 gerçekten güç ile bağlantılı. 216 00:10:00,000 --> 00:10:03,000 Güç, sadece başka birinin hikayesini anlatabilme değil, 217 00:10:03,000 --> 00:10:07,000 aynı zamanda bu hikayeyi kişinin tek hikayesi haline getirme yetisi. 218 00:10:07,000 --> 00:10:09,000 Filistinli şair Mourid Barghouti diyor ki, 219 00:10:09,000 --> 00:10:12,000 eğer birilerini kötülemek istiyorsanız, 220 00:10:12,000 --> 00:10:15,000 en kolay yöntem, onların hikayesini, 221 00:10:15,000 --> 00:10:18,000 "ikinci" aşamasından başlayarak anlatmak. 222 00:10:18,000 --> 00:10:22,000 Hikayeye, İngilizlerin gelişiyle değil, 223 00:10:22,000 --> 00:10:25,000 Amerikan yerlilerinin oklarıyla başlarsanız, 224 00:10:25,000 --> 00:10:28,000 tamamen farklı bir hikayeniz olur. 225 00:10:28,000 --> 00:10:30,000 Hikayeye, 226 00:10:30,000 --> 00:10:32,000 Afrika'daki devletlerin kolonilerden ortaya çıkışı ile değil, 227 00:10:32,000 --> 00:10:36,000 başarısız yönetimleriyle başlayın, 228 00:10:36,000 --> 00:10:40,000 ve tamamen farklı bir öykünüz olsun. 229 00:10:40,000 --> 00:10:42,000 Geçenlerde, bir üniversitede konuşmamda, 230 00:10:42,000 --> 00:10:44,000 öğrencilerden biri, 231 00:10:44,000 --> 00:10:46,000 Nijeryalı erkeklerin, 232 00:10:46,000 --> 00:10:49,000 romanımdaki erkek karakteri gibi fiziksel şiddetten hoşlanmalarının 233 00:10:49,000 --> 00:10:52,000 üzüntü verici olduğunu söylemişti. 234 00:10:52,000 --> 00:10:54,000 Ona, geçenlerde, 235 00:10:54,000 --> 00:10:56,000 "Amerikan Sapığı" adlı bir roman okuduğumu söyledim. 236 00:10:56,000 --> 00:10:58,000 (Gülme sesleri) 237 00:10:58,000 --> 00:11:00,000 - genç Amerikalıların seri katiller oluşu 238 00:11:00,000 --> 00:11:03,000 ne kadar da üzüntü vericiydi. 239 00:11:03,000 --> 00:11:07,000 (Gülme sesleri) 240 00:11:07,000 --> 00:11:13,000 (Alkış sesleri) 241 00:11:13,000 --> 00:11:16,000 Bunu, tabi ki, biraz rahatsız olduğumdan söylemiştim. 242 00:11:16,000 --> 00:11:18,000 (Gülme sesleri) 243 00:11:18,000 --> 00:11:20,000 İçindeki karakteri seri katil olan 244 00:11:20,000 --> 00:11:22,000 bir roman okuduğumdan ötürü, 245 00:11:22,000 --> 00:11:24,000 onun tüm Amerikalıları temsil eden 246 00:11:24,000 --> 00:11:26,000 birisi olduğunu 247 00:11:26,000 --> 00:11:28,000 hiçbir zaman aklımdan geçirmemiştim. 248 00:11:28,000 --> 00:11:31,000 Gerçek şu ki, o öğrenciden daha iyi bir insan olduğum için değil, 249 00:11:31,000 --> 00:11:34,000 ama, Amerika'nın kültürel ve ekonomik gücünden dolayı, 250 00:11:34,000 --> 00:11:36,000 Amerika hakkında birçok hikaye okumuştum. 251 00:11:36,000 --> 00:11:40,000 Tyler, Updike, Steinbeck ve Gaitskill gibi yazarları okudum. 252 00:11:40,000 --> 00:11:43,000 Amerika hakkında tek bir hikayem olmadı. 253 00:11:43,000 --> 00:11:46,000 Yıllar önce, yazarların başarılı olmak için 254 00:11:46,000 --> 00:11:50,000 mutsuz çocukluk dönemleri 255 00:11:50,000 --> 00:11:52,000 geçirmiş olmaları beklendiğini öğrendiğimde, 256 00:11:52,000 --> 00:11:54,000 anne babamın bana yaptığı korkunç şeyleri 257 00:11:54,000 --> 00:11:56,000 nasıl uydurabileceğimi düşünmeye başladım. 258 00:11:56,000 --> 00:11:58,000 (Gülme sesleri) 259 00:11:58,000 --> 00:12:02,000 Ama, asıl gerçek, mutluluk ve sevgi ile dolu, 260 00:12:02,000 --> 00:12:05,000 birbirine yakından bağlı bir ailede, çok güzel bir çocukluk geçirdiğimdi. 261 00:12:05,000 --> 00:12:09,000 Ama, aynı zamanda, mülteci kamplarında ölen dedelerim vardı. 262 00:12:09,000 --> 00:12:13,000 Kuzenim Polle, yeterli sağlık hizmeti alamadığı için öldü. 263 00:12:13,000 --> 00:12:16,000 En yakın arkadaşlarımdan biri Okoloma, bir uçak kazasında öldü, 264 00:12:16,000 --> 00:12:19,000 çünkü itfaiye araçlarımızda su yoktu. 265 00:12:19,000 --> 00:12:22,000 Eğitime önem vermeyen, 266 00:12:22,000 --> 00:12:24,000 baskıcı askeri yönetimler döneminde büyüdüm, 267 00:12:24,000 --> 00:12:27,000 öyle ki, bazen anne ve babamın maaşları ödenmezdi. 268 00:12:27,000 --> 00:12:31,000 Ve öyle ki, çocukken, reçelin kahvaltı soframızdan yok olduğunu gördüm, 269 00:12:31,000 --> 00:12:33,000 sonra margarin yok oldu, 270 00:12:33,000 --> 00:12:36,000 sonra ekmek çok pahalı oldu, 271 00:12:36,000 --> 00:12:39,000 sonra süt karneye bağlandı. 272 00:12:39,000 --> 00:12:42,000 Ve herşeyden öte, bir şekilde alıştığımız politik korku, 273 00:12:42,000 --> 00:12:46,000 hayatlarımızı sardı. 274 00:12:46,000 --> 00:12:48,000 Bütün bu hikayeler, beni ben yapıyor. 275 00:12:48,000 --> 00:12:52,000 Fakat sadece bu olumsuz hikayelere odaklanmak 276 00:12:52,000 --> 00:12:55,000 tecrübelerimi donuklaştırmak, 277 00:12:55,000 --> 00:12:57,000 ve beni oluşturan bir çok başka hikayeyi, 278 00:12:57,000 --> 00:12:59,000 gözardı etmek olur. 279 00:12:59,000 --> 00:13:02,000 Tek hikaye kalıplaşmış kimlikler yaratır. 280 00:13:02,000 --> 00:13:05,000 Kalıplaşmış kimlikler ile ilgili sorun ise, 281 00:13:05,000 --> 00:13:07,000 doğru olmadıkları değil, 282 00:13:07,000 --> 00:13:09,000 ama aslında eksik olduklarıdır. 283 00:13:09,000 --> 00:13:13,000 Bir hikayeyi, tek hikaye haline getirirler. 284 00:13:13,000 --> 00:13:15,000 Elbette, Afrika felaketlerle dolu bir kıtadır. 285 00:13:15,000 --> 00:13:19,000 Çok büyükleri yaşanmıştır, örneğin Kongo'da yaşanan korkunç tecavüzler. 286 00:13:19,000 --> 00:13:21,000 Ve karartıcı olanlar, örneğin Nijerya'da 287 00:13:21,000 --> 00:13:26,000 bir iş pozisyonu için 5000 kişinin başvurması gerçeği gibi. 288 00:13:26,000 --> 00:13:29,000 Ama felaket ile ilgili olmayan hikayeler de var. 289 00:13:29,000 --> 00:13:33,000 Ve bunlar hakkında konuşmak, en az diğerlerini konuşmak kadar önemli. 290 00:13:33,000 --> 00:13:35,000 Her zaman düşünmüşümdür ki, 291 00:13:35,000 --> 00:13:38,000 bir kişi veya yer hakkında tüm hikayeleri incelemeden 292 00:13:38,000 --> 00:13:42,000 o kişi veya yeri algılamak mümkün değildir. 293 00:13:42,000 --> 00:13:45,000 Tek hikayenin sonucu şudur: 294 00:13:45,000 --> 00:13:48,000 Kişilerin saygınlığını ve itibarını yok eder. 295 00:13:48,000 --> 00:13:52,000 Tüm insanların eşit olduğuna inanmamızı zorlaştırır. 296 00:13:52,000 --> 00:13:55,000 Birbirimize ne kadar benzer olduğumuzdan ziyade, 297 00:13:55,000 --> 00:13:57,000 ne kadar farklı olduğumuzu vurgular. 298 00:13:57,000 --> 00:13:59,000 Eğer Meksika seyahatimden önce, 299 00:13:59,000 --> 00:14:03,000 ABD ve Meksika arasında süregelen, 300 00:14:03,000 --> 00:14:05,000 göç tartışmalarını iki taraftan da takip etmiş olsaydım ne olurdu? 301 00:14:05,000 --> 00:14:09,000 Annem bize Fide'nin ailesinin fakir olduğu kadar, 302 00:14:09,000 --> 00:14:11,000 çalışkan da olduğu söyleseydi ne olurdu? 303 00:14:11,000 --> 00:14:13,000 Afrika'ya ait farklı hikayeleri tüm dünyaya yayınlayan, 304 00:14:13,000 --> 00:14:17,000 bir Afrika televizyon kanalı olsaydı ne olurdu? 305 00:14:17,000 --> 00:14:19,000 Nijerya'lı yazar Chinua Achebe'nin 306 00:14:19,000 --> 00:14:22,000 "hikayelerin dengesi" diye tanımladığı gibi. 307 00:14:22,000 --> 00:14:25,000 Eğer oda arkadaşım, Nijeryalı yayıncım, 308 00:14:25,000 --> 00:14:27,000 Mukta Bakaray hakkında fikir sahibi olsaydı, 309 00:14:27,000 --> 00:14:29,000 ve bankacılığı bırakıp, rüyasını gerçekleştirmek için, 310 00:14:29,000 --> 00:14:32,000 bir yayınevi kuran sıradışı bir adam olduğunu bilseydi ne olurdu? 311 00:14:32,000 --> 00:14:36,000 Genel kanı Nijeryalıların edebiyat okumadığı yönündedir. 312 00:14:36,000 --> 00:14:38,000 O buna katılmıyordu. 313 00:14:38,000 --> 00:14:40,000 Eğer edebiyatı onların ulaşabilecekleri konuma getirebilirse, 314 00:14:40,000 --> 00:14:44,000 okumayı bilenlerin, okuyacaklarına inanıyordu. 315 00:14:44,000 --> 00:14:47,000 İlk romanımı yayınladıktan kısa bir süre sonra, 316 00:14:47,000 --> 00:14:50,000 röportaj için Lagos'ta bir TV kanalına konuk oldum. 317 00:14:50,000 --> 00:14:53,000 Orada bir hizmetli olarak çalışan bir kadın yanıma gelerek dedi ki, 318 00:14:53,000 --> 00:14:56,000 "Romanınızı gerçekten beğendim. Sonunu beğenmedim. 319 00:14:56,000 --> 00:14:59,000 Şimdi bir devam yazmanız gerekiyor, ve işte olacaklar da bunlar..." 320 00:14:59,000 --> 00:15:02,000 (Gülme sesleri) 321 00:15:02,000 --> 00:15:05,000 Ve, bana devam romanımda neler yazmamı anlatmaya başladı. 322 00:15:05,000 --> 00:15:08,000 Sadece büyülenmemiştim, aynı zamanda çok heyecanlanmıştım. 323 00:15:08,000 --> 00:15:11,000 Orada, Nijeryalı sıradan çoğunluktan, 324 00:15:11,000 --> 00:15:14,000 okuyucu olacağı düşünülmeyen bir kadın vardı. 325 00:15:14,000 --> 00:15:16,000 Kitabı sadece okumakla kalmamış, aynı zamanda onu sahiplenmişti 326 00:15:16,000 --> 00:15:19,000 ve bana devamında ne yazacağımı söylerken, 327 00:15:19,000 --> 00:15:21,000 kendini ispat etmiş hissediyordu. 328 00:15:21,000 --> 00:15:25,000 Şimdi, eğer oda arkadaşım, Lagos'ta bir TV programı sunan, 329 00:15:25,000 --> 00:15:28,000 ve kendini unutmayı tercih ettiğimiz hikayeleri anlatmaya adamış, 330 00:15:28,000 --> 00:15:31,000 korkusuz bir kadın olan arkadaşım Fumi Onda'yı tanısaydı ne olurdu? 331 00:15:31,000 --> 00:15:35,000 Eğer oda arkadaşım, geçen hafta Lagos hastanesinde 332 00:15:35,000 --> 00:15:38,000 gerçekleştirilen kalp operasyonunu bilseydi ne olurdu? 333 00:15:38,000 --> 00:15:42,000 Eğer oda arkadaşım çağdaş Nijerya müziğini tanısaydı? 334 00:15:42,000 --> 00:15:45,000 İngilizce ve Pidgin dilinde, 335 00:15:45,000 --> 00:15:47,000 Igbo ve Yoruba ve Ijo dilinde, 336 00:15:47,000 --> 00:15:51,000 Jay-Z den Fela'ya, Bob Marley'den kendi büyükbabalarına kadar, 337 00:15:51,000 --> 00:15:54,000 farklı yorumları harmanlayan yetenekleri tanısaydı. 338 00:15:54,000 --> 00:15:56,000 Ya eğer, oda arkadaşım, yakın zamanda Nijerya mahkemesine giderek, 339 00:15:56,000 --> 00:15:58,000 pasaportlarını yenilemek isteyen kadınların 340 00:15:58,000 --> 00:16:00,000 kocalarının onayını almasını gerektiren 341 00:16:00,000 --> 00:16:03,000 gülünç bir kanunu 342 00:16:03,000 --> 00:16:06,000 kaldırmaya çalışan genç avukatı tanısaydı ne olurdu? 343 00:16:06,000 --> 00:16:09,000 Eğer oda arkadaşım, büyük teknik zorluklara rağmen, 344 00:16:09,000 --> 00:16:13,000 film çeken yaratıcı insanlarla dolu, Nollywood'u bilseydi ne olurdu? 345 00:16:13,000 --> 00:16:15,000 Öyle popüler filmler ki, 346 00:16:15,000 --> 00:16:17,000 Nijeryalıların kendi ürettiklerini kendilerinin tüketmesinin 347 00:16:17,000 --> 00:16:20,000 gerçekten en iyi örnekleri. 348 00:16:20,000 --> 00:16:23,000 Eğer oda arkadaşım, yakın zamanda kendine yapma saç satma işini kuran, 349 00:16:23,000 --> 00:16:27,000 hırslı muhteşem saç örgücümü tanısaydı ne olurdu? 350 00:16:27,000 --> 00:16:29,000 Ya da, kendi işlerini kuran, bazen başarısız olan, 351 00:16:29,000 --> 00:16:31,000 fakat hırslarından bir şey kaybetmeyen, 352 00:16:31,000 --> 00:16:35,000 milyonlarca Nijeryalıdan haberi olsaydı? 353 00:16:35,000 --> 00:16:37,000 Ne zaman vatanıma gelsem, çoğu Nijeryalının 354 00:16:37,000 --> 00:16:40,000 rahatsızlık kaynağı olan sorunlarla yüzyüze gelirim: 355 00:16:40,000 --> 00:16:43,000 bozuk altyapımız, başarısız hükümetimiz. 356 00:16:43,000 --> 00:16:46,000 Ama aynı zamanda, hükümet yüzünden değil, 357 00:16:46,000 --> 00:16:49,000 fakat hükümete rağmen, 358 00:16:49,000 --> 00:16:51,000 çabalayan insanların inanılmaz esnekliği. 359 00:16:51,000 --> 00:16:54,000 Her yaz, Lagos'ta, yazarlık seminerleri veriyorum. 360 00:16:54,000 --> 00:16:57,000 Ve, ne kadar çok insanın başvurduğu, 361 00:16:57,000 --> 00:17:00,000 ne kadar insanın yazmaya ve hikaye anlatmaya istekli olduğu, 362 00:17:00,000 --> 00:17:02,000 bana hayret veriyor. 363 00:17:02,000 --> 00:17:05,000 Nijeryalı yayıncım ve ben, yakın zamanda, Farafina Trust adında 364 00:17:05,000 --> 00:17:07,000 kar amacı olmayan bir şirket kurduk. 365 00:17:07,000 --> 00:17:10,000 Ve kütüphaneler kurmak, 366 00:17:10,000 --> 00:17:12,000 varolan kütüphaneleri yenilemek, 367 00:17:12,000 --> 00:17:15,000 kütüphanelerinde hiç kitap olmayan 368 00:17:15,000 --> 00:17:17,000 devlet okullarına kitaplar temin etmek, 369 00:17:17,000 --> 00:17:19,000 ve okuma-yazma konusunda çok ama bir çok seminer 370 00:17:19,000 --> 00:17:21,000 düzenleme konusunda büyük hayallerimiz var. 371 00:17:21,000 --> 00:17:24,000 Birçok hikayemizi anlatmaya gönüllü olan insanlar için. 372 00:17:24,000 --> 00:17:26,000 Hikayeler önemlidir. 373 00:17:26,000 --> 00:17:28,000 Birçok hikaye önemlidir. 374 00:17:28,000 --> 00:17:32,000 Hikayeler mahrum etmek ve kötülemek için kullanıldı, 375 00:17:32,000 --> 00:17:36,000 Ama hikayeler güçlendirmek ve insancıllaştırmak için de kullanılabilir. 376 00:17:36,000 --> 00:17:39,000 Hikayeler insanların saygınlığını kırabilir, 377 00:17:39,000 --> 00:17:44,000 Ama hikayeler aynı zamanda kırılan saygınlığı onarabilir. 378 00:17:44,000 --> 00:17:46,000 Amerikalı yazar Alice Walker, 379 00:17:46,000 --> 00:17:48,000 kuzeye göç etmiş olan, 380 00:17:48,000 --> 00:17:50,000 güneyli akrabaları hakkında şunu yazmış. 381 00:17:50,000 --> 00:17:52,000 Onları, geride bıraktıkları güneyli hayatı konusunda, 382 00:17:52,000 --> 00:17:55,000 bir kitapla tanıştırmış. 383 00:17:55,000 --> 00:17:59,000 "Etrafımda oturdular, kitabı kendileri okuyorlar, 384 00:17:59,000 --> 00:18:05,000 beni okurken dinliyorlardı, ve bir çeşit cennet geri gelmişti." 385 00:18:05,000 --> 00:18:08,000 Şu düşünceyle bitirmek istiyorum: 386 00:18:08,000 --> 00:18:11,000 Tek hikayeyi reddettiğimiz zaman, 387 00:18:11,000 --> 00:18:14,000 bir yer hakkında, hiç bir zaman tek bir hikaye olmadığını, 388 00:18:14,000 --> 00:18:16,000 farkettiğimiz zaman, 389 00:18:16,000 --> 00:18:18,000 bir çeşit cennet geri gelir. 390 00:18:18,000 --> 00:18:20,000 Teşekkür ederim. 391 00:18:20,000 --> 00:18:28,000 (Alkışlar)