Merhaba, ben bir mühendisim ve robot yapıyorum. Robotun ne olduğunu herkes biliyor, değil mi? Eğer bilmiyorsanız, Google'a girebilir ve ne olduğunu Google'a sorabilirsiniz. Peki, bunu yapalım. Google'a girdiğinde karşınıza bu çıkar. Birçok farklı robot türü olduğunu görebilirsiniz. Fakat bunlar genellikle insansı bir yapıya sahip. Oldukça sıradan görünüyorlar. Plastik, metal gibi yapılara, motor ve dişli gibi özelliklere sahipler. Bazıları oldukça arkadaş canlısı. Onlara sarılabilirsin. Bazıları ise hiç öyle değil, "Terminatör"den fırlamış gibiler. Hatta, "Terminatör"den çıkıp gelmiş olabilirler. Bu robotlarla harikalar yaratabilirsiniz. Gerçekten heyecan verici şeyler yapabilirsiniz. Fakat, ben farklı robot türlerine bakmak, farklı robotlar yapmak istiyorum. Bizim gibi görünenlerden değil, bunun gibi şeylerden ilham alıyorum. Bunlar, doğal biyolojik organizmalar ve bizim ve şu anki robotların da yapamadığı süper şeyleri yapıyorlar. Yerde hareket etmek gibi harika şeyler yapıyorlar. Bahçelerimize girerler ve ekinlerimizi yerler. Ağaçlara tırmanırlar. Suya girip çıkarlar. Böcekleri yakalayıp sindirirler. Gerçekten ilginç şeyler yaparlar. Yaşarlar, nefes alırlar ve ölürler, doğadaki şeylerle beslenirler. Şu anki robotlarımız onların yaptığını yapamaz. Geleceğin robotlarında bu özelliklerin bazılarını kullanarak çok ilginç problemleri çözebilseydik harika olmaz mıydı? Hayvanlardan ve bitkilerden kaynaklanan beceri ve teknolojiyi kullanabileceğimiz ve çözümü için bunlardan yararlanabileceğimiz doğadaki bazı sorunlara bakacağım. Şimdi iki çevre sorununa bakalım. İkisi de bizim eserimiz. Bu, insanın doğa ile etkileşiminin ve oldukça tatsız şeyler yapmasının sonucu. Birincisi nüfus baskısı ile ilgili. Dünya üzerinde nüfus baskısı o kadar arttı ki, daha fazla ürün için tarım ve çiftçiliğe ihtiyaç duyuldu. Bunu yapabilmek için, çiftçiler toprağa daha fazla kimyasal koyuyor. Suni gübreler, nitratlar, zirai ilaçlar koyuyorlar. Ekinlerin büyümesini takviye etmek için her türlü şeyi koyuyorlar. Fakat, bunların bazı olumsuz etkileri var. Olumsuz etkilerden biri, eğer toprağa çok suni gübre koyarsanız ekinler bunun tümünü kullanmaz. Çoğu toprakta kalır ve yağmur yağdığında bu kimyasallar yer altı suyuna karışır. Yer altı suyu ile akarsulara, göllere, nehirlere ve denize taşınır. Eğer tüm bu kimyasalları, nitratları bu tür bir çevreye koyarsanız, bu çevrede etkilenecek olan organizmalar var. Örneğin; algler. Algler nitratları, suni gübreleri sever. Bu yüzden onlar tüm kimyasalları alacak ve eğer doğru şartlar varsa, toplu üreyerek çoğalacak. Yeni alg toplulukları oluşacak. Buna çiçeklenme deniyor. Algler ne zaman bu şekilde ürese, suyun oksijenini tüketecek. Bu koşul gerçekleşirse, suyun içindeki diğer canlılar yaşayamaz. Peki, biz ne yapıyoruz? Algleri yiyecek, tüketecek ve güvenliği sağlayacak olan bir robot üretmeyi deniyoruz. İlk problem bu. İkinci problem de bizim eserimiz; petrol kirliliği ile ilgili. Petrol kirliliğine, kullandığımız motorlar, tekneler neden olur. Bazen tankerler petrol tanklarını denize boşaltıyor. Böylece petrol denize salınıyor. Petrol yataklarındaki kirliliği yiyebilecek robotlarla bu sorunu düzeltebilseydik iyi olmaz mıydı? Yaptığımız şey bu. Kirliliği yiyecek robotlar yapıyoruz. Robot yapabilmek için iki organizmadan ilham alıyoruz. Sağ tarafta büyük camgözü görüyorsun. Büyük camgöz, dev bir köpek balığı. Gördüğünüz gibi, etçil bir hayvan değil; onunla birlikte yüzebilirsin. Büyük camgöz ağzını açar, planktonları toplayarak suda yüzer. O anda besinleri sindirir ve hareket etmek için vücudundaki bu enerjiyi kullanır. Büyük camgöz gibi, kirliliği yiyen, suyu içerek suda ilerleyen bir robot yapabilir miyiz? Yapabilecek miyiz bir bakalım. Bundan başka, diğer organizmalardan da ilham alıyoruz. Sandal böceğinin bir resmini görüyorsun. Sandal böceği gerçekten çok sevimli. Suda yüzerken, ilerlemek için küreğe benzeyen bacaklarını kullanır. Bu iki organizmayı alıyoruz ve yeni bir tür robot yapabilmek için, onları birleştiriyoruz. Aslında, ilham olarak sandal böceğini kullanmamızın sebebi; robotumuzun su üzerinde oturması ve kürek çekmesi. Biz bu robotu Row-bot olarak adlandırıyoruz. Row-bot, kürek çeken bir robot demek. Peki, nasıl görünüyor? Bunlar Row-bot'un fotoğrafları, gördüğünüz gibi, başta gördüğümüz robotlara benzemiyor. Yani Google hatalı, robotlar buna benzemiyor. Robotlar buna benziyor. Bu elimdeki Row-bot. Görebilmeniz için tutayım. Size bir denge hissi verir, diğerlerine benzemez. Plastikten yapıldı ve onu gerçekten özel yapan şeyin ne olduğuna, onu oluşturan bileşenlere bakacağız. Row-bot üç bölümden oluşur. Bu üç bölüm herhangi bir organizmanın bölümleri gibidir. Bir beyni, bir vücudu, bir midesi var. Enerjiyi üretmek için mideye ihtiyacı var. Her Row-bot ve her organizma bu üç bileşene sahip. Hadi bunların her birine göz atalım. Plastikten yapılmış bir vücudu var ve suyun üzerinde oturuyor. Sandal böceği gibi, hareket etmesini sağlayan kanatlara, yüzgeçlere sahip. Plastik bir vücudu var, işte burada kauçuktan yapılmış, iki tane de yumuşak ağzı var. Neden iki ağzı var? Biri, yemeklerin içeri girmesine, diğeri de dışarı çıkmasına izin verir. Yani gerçekten bir ağzı ve poposu olduğunu görebilirsin, ya da bir -- (Gülüşmeler) Gerçek organizmalardaki gibi, yiyeceğin dışarı atıldığı bir şey. Böylelikle bu, büyük camgöze benzemeye başladı. Bu vücudu. İkinci bileşen mide. Robota enerji kazandırmamız ve kirliliği yok etmemiz gerekiyor. Kirlilik robotun içine giriyor. Bir şeyler olacak. Ortada mikrobik yakıt hücresi olarak adlandırılan bir hücre var. Bunu yere koyacağım ve yakıt hücresini kaldıracağım. İşte. Pil ya da geleneksel elektrik sistemi yerine, bunlardan biriyle çalışır. Bu onun midesi. Bu, gerçek bir mide. Çünkü, kirlilik şeklinde enerji koyduğunuzda elektrik üretir. Peki bu ne? Mikrobik yakıt hücresi. Haberlerde görmüş olabileceğiniz ya da okulda karşılaştığınız kimyasal yakıt hücresi gibi. Bu hücreler hidrojen ve oksijen alırlar. Onları bir araya getirip elektrik üretebilirsiniz. İyi yapılandırılmış bir teknoloji; Apollo uzay görevlerinde kullanıldı. Bundan 40, 50 yıl önceydi. Bu biraz daha yeni. Bu bir mikrobik yakıt hücresi. Aynı prensiple çalışır: Bir tarafta oksijen var; diğerinde hidrojen yerine biraz çorba var. Bu çorbanın içinde canlı mikroplar var. Şimdi, eğer biraz organik madde kullanırsanız; bu, atık ürünler, bir miktar yemek ya da bir parça sandviç olabilir ve buraya koyarsanız, mikroplar onu yiyip elektriğe dönüştüreceklerdir. Sadece bu kadar değil; doğru türde mikropları seçerseniz, kirliliği temizlemek için mikrobik yakıt hücresini kullanabilirsiniz. Doğru mikropları seçerseniz, mikroplar algleri yiyecek. Eğer diğer mikrop türlerini kullanırsanız, petrol ve ham petrol yiyecek. Bu midenin sadece kirliliği yok etmek için değil, aynı zamanda, kirlilikten elektrik üretmek için nasıl kullanılabileceğini görebilirsiniz. Dolayısıyla robot doğanın içinde ilerleyecek, yiyecekleri midesine alacak, sindirecek, elektrik üretecek, doğada ilerlemek için bu elektriği kullanacak. Bu işlemi tekrarlayacak. Row-bot'u çalıştırdığımızda, kürek çekerken ne olacağını görelim. Burada birkaç videomuz var. İlk şey, umarım ağzın açık olduğunu görebilirsiniz. Ön ağız ve alt ağız açık ve yeterince açık hâlde kalacak, sonra robot ileriye gitmeye başlayacak. Suyun içinde ilerledikçe besinler içeri girer ve böylece atık ürünler dışarı çıkar. Yeterince ilerleyince durur ve sonra ağzı kapatır -- ağızlarını yavaşça kapatır. Sonra orada oturur ve besinleri sindirir. Elbette bunlar, mikrobik yakıt hücreleri ve mikrop barındırırlar. Bu mikroplardan mümkün olduğunca hızlı şekilde ve çok miktarda enerji üretmek istiyorsunuz. Mikropları zorlayamayız, saniyede ürettikleri elektriğin miktarı düşüktür. Milivat ya da mikrovat ile ölçülecek kadar üretiyorlar. Bunu bir örnekle açıklayalım. Mesela, cep telefonunuz -şu modern olanlardan- kullanırsanız, yaklaşık bir vat alır. Yani mikrobik yakıt hücresine göre, binlerce veya bir milyon kat daha fazla enerji kullanır. Bununla nasıl baş edebiliriz? Row-bot sindirimini tamamladığında, besini aldığı zaman, oturacak ve tüm besini tüketene kadar bekleyecek. Bu günler ve saatler alabilir. Row-bot'un tipik döngüsü şöyledir: Ağzınızı açarsınız, hareket edersiniz, ağzınızı kaparsınız, bir süre oturup beklersiniz. Yediklerinizi sindirince, tekrar aynı işlemi yapabilirsiniz. Bu, gerçek bir organizmaya benziyor, değil mi? Bizim yaptıklarımıza benziyor. Cumartesi gecesi dışarı çıkıyoruz, ağzımızı açıyoruz, midemizi dolduruyoruz, televizyonun önünde oturuyoruz ve sindiriyoruz. Doyduğumuz zaman, aynı şeyi tekrarlıyoruz. Pekâlâ, bu döngü boyunca şanslıysak, döngünün sonunda başka bir şey yapabilmek için yeterli enerjiyi toplamış oluruz. Mesela, bir mesaj gönderebiliriz. Şöyle bir mesaj gönderebiliriz: "İşte yediğim kirlilik bu kadar" ya da "Bak, ne gördüm!" veya "Şuradayım" şeklinde bir mesaj gönderebiliriz. "Şuradayım" diyen bir mesaj gönderme yeteneği gerçekten çok önemli. Daha önce gördüğümüz petrol sızıntısı veya çiçeklenen dev algler için yapman gereken şey, Row-bot'u oraya koymak. Row-bot tüm kirliliği yer, sen de gidip toplarsın. Neden? Çünkü şu anda bu Row-botlar, yani bendeki bu Row-bot, kendiliğinden biyolojik olarak bozunabilir olmayan motorları, telleri ve bileşenleri içerir. Şu anki Row-botlar toksik pilleri içerir. Bunları çevreye bırakamazsınız, bu nedenle onları takip edip işlerini bitirince, toplamalısınız. Bu, kullanacağınız Row-bot sayısını sınırlar. Bununla birlikte, biyolojik bir organizmaya benzeyen bir robotunuz varsa, ömrünün sonuna geldiğinde ölecek ve hiçbir şeye ayrışmayacak. Bu robotlar plastik yerine diğer materyallerden yapılmış olsaydı, hoş olmaz mıydı? Böylece onları attığınızda, biyolojik olarak ayrışabilirdi. Bu, robotları kullanma şeklimizi değiştiriyor. Çevreye, 10 ya da 100 tane bırakıp onları izleyip öldüklerinde toplamak yerine, bin, bir milyon, bir milyar robotu çevreye bırakabilirsiniz. Onları sadece etrafa yayın. Yaşamları sona erdiğinde ayrışacaklarını biliyorsunuz. Endişelenmenize gerek yok. Böylece, robotlar hakkında düşündüklerinizi uygulama yolunu değiştirir. Soru şu: Bunu yapabilir misiniz? Evet, yapabileceğinizi gösterdik. Biyolojik olarak ayrışan robotlar yapabilirsiniz. Asıl ilginç olan şey, bu robotları yapmak için ev malzemeleri kullanabilmenizdir. Birkaçını göstereceğim; hayretler içinde kalacaksınız. Jöleden bir robot yapabilirsiniz. Bir motor yerine -şu an elimizdeki gibi- yapay kaslar yapabilirsiniz. Yapay kaslar akıllı malzemelerdir. Elektrik verirseniz bu kaslar kasılır, eğilir veya bükülür. Gerçek kas gibi gözükürler. Bir motora sahip olmak yerine, yapay kaslara sahip olursunuz. Ve jöleden suni kaslar yapabilirsiniz. Biraz jöle ve biraz tuz alarak ve işin içine bir parça sihir katarak yapay kas yapabilirsiniz. Mikrobik yakıt hücresinin midesini kâğıttan yapabileceğinizi de gösterdik. Böylece robotu, biyolojik olarak ayrışabilir malzemelerden yapabilirsiniz. Onları atarsınız ve tamamen ayrışırlar. Bu gerçekten heyecan verici. Bu, robotlar hakkındaki düşüncelerimizi hem tamamen değiştirecek, hem de robotlarla neler yapabileceğinizi düşünürken gerçekten yaratıcı olmanızı sağlıyor. Size bir örnek vereceğim. Bir robot yapmak için jöle kullanabilirseniz -- jöle yiyoruz, değil mi? Neden böyle bir şey yapmayalım? Bir robot şeker ayıcık. Daha önce hazırladığım bazı şeyleri aldım. İşte burada. Bir paket getirdim. Limon aromalı var. Bu ayıcığı alacağım. Ama robot değil. Öyleymiş gibi yapacağız. Yaptığınızı ağzınıza alıyorsunuz. Limon oldukça hoş. Çok fazla çiğnememeye çalışın, bir robot bunu sevmeyebilir. Onu yutun. Sonra mideye giriyor. Midenizde olduğunda, hareket eder, düşünür, eğilir, bir şeyler yapar. Bağırsağınızda ilerleyebilir, ülser ya da kanseri araştırabilirsiniz, belki de bir enjeksiyon yapabilirsiniz. İşiniz bitince mideniz tarafından sindirileceğini biliyorsunuz ya da bunu istemiyorsanız doğrudan sizin tarafınızdan tuvalete gidebilir ve doğada güvenli şekilde bozunabilir. Robotlar hakkında düşünme şeklimizi tekrar değiştiriyor. Pekâlâ, önce kirliliği yiyebilecek robotlara bakmaya başladık, sonra da yiyebileceğimiz robotlara bakıyoruz. Umarım, bu, gelecekte robotlarla yapabileceklerimiz hakkında size fikir verir. İlginiz için çok teşekkür ederim. (Alkışlar)