WEBVTT 00:00:06.380 --> 00:00:08.620 [araç bileme sesleri] 00:00:14.860 --> 00:00:18.700 ["Jack Whitten: Bir Sanatçının Hayatı"] NOTE Paragraph 00:00:22.820 --> 00:00:29.880 Kendimi, dokunmamı gerektirmeyen bir tür resim yaparken buldum. 00:00:31.560 --> 00:00:36.960 Bu sanatçı paletinin bir uyarlaması. 00:00:52.380 --> 00:00:53.440 Tamam. 00:00:56.320 --> 00:00:58.000 Neredeyse hazır. 00:01:04.320 --> 00:01:06.540 Bunların her biri içine sıkıştırılmış-- 00:01:08.040 --> 00:01:09.880 bilgiler taşıyor-- 00:01:11.560 --> 00:01:15.040 çünkü modern teknolojide olan bitenle çok alakalı. 00:01:15.040 --> 00:01:17.840 Biliyorsunuz, bilgi parçacıkları. "Bit"ler. 00:01:17.840 --> 00:01:19.160 O tür bir şey. 00:01:22.580 --> 00:01:24.520 İstediğim her şeyi yaratabilirim. 00:01:26.960 --> 00:01:28.360 Ben öyküleyici bir ressam değilim. 00:01:30.320 --> 00:01:35.820 Ben bir fikri ortaya çıkarmıyorum, ya da bir fikri resmeden bir resim yapmıyorum, 00:01:35.820 --> 00:01:37.220 Bunu yapmıyorum. 00:01:38.020 --> 00:01:41.000 Tamamen boyanın maddeselliğiyle alakalı. 00:01:54.920 --> 00:01:57.140 Bessemer, Alabama'da büyüdüm. 00:01:57.820 --> 00:02:01.939 Ayrımcılık her yerdeydi-- ulaşım, otobüsler. 00:02:01.940 --> 00:02:04.100 Benim "Amerikan ırk ayrımı" dediğim şey. 00:02:06.460 --> 00:02:09.580 Ben hep sanat yaptım. Çocukluğumdan beri resim yaptım. 00:02:10.200 --> 00:02:11.760 Ama bu pek teşvik edilmezdi, 00:02:13.060 --> 00:02:19.180 bir hobi olarak iyiydi ama bununla geçinemezdiniz. 00:02:24.280 --> 00:02:27.520 Şanslıydım ki iyi notlarla mezun oldum. 00:02:28.320 --> 00:02:29.720 Tuskegee'ye gittim. 00:02:29.720 --> 00:02:34.770 Amerikan Hava Kuvvetleri'nde bir doktor ve pilot olacağım gibi görünüyordu. 00:02:34.770 --> 00:02:39.379 Ama kafamda bana sürekli bir sanatçı olduğumu söyleyen bir ses vardı. 00:02:39.380 --> 00:02:41.860 Yapmak istediğim buydu, sanatla uğraşmak istiyordum. 00:02:46.200 --> 00:02:49.020 Tuskegee'de bir sanat programı yoktu, 00:02:49.020 --> 00:02:53.020 bu yüzden Southern University'de sanat okumak üzere Tuskegee'den ayrıldım. 00:02:54.460 --> 00:02:57.960 Ve iyi gitti, en azından bir süreliğine, 00:02:57.970 --> 00:03:02.459 fakat politik gösterilere katıldım. 00:03:02.459 --> 00:03:06.450 Büyük insan hakları yürüyüşleri düzenledik 00:03:06.450 --> 00:03:10.460 Baton Rouge'dan resmi devlet binalarına. 00:03:11.260 --> 00:03:16.060 Beni güneyden uzaklaştıran da bu yürüştü. 00:03:16.060 --> 00:03:19.380 Berbat ve şiddet dolu bir hale gelen bu yürüyüş, 00:03:20.160 --> 00:03:22.540 beni siyasi anlamda sonsuza dek değiştirdi. 00:03:30.020 --> 00:03:34.560 1960 sonbaharında, Cooper Union'da bir sınava girmek için... 00:03:34.560 --> 00:03:36.890 New Orleans'tan kalkan bir otobüse bindim. 00:03:36.890 --> 00:03:38.220 Ve kabul edildim. 00:03:39.040 --> 00:03:40.580 Resim okudum. 00:03:40.580 --> 00:03:43.780 Güzel bir şeydi ve eğitim ücretsizd. 00:03:43.780 --> 00:03:47.640 New York'a ilk geldiğimde, tanıştığım ilk insanlardan bazıları 00:03:47.640 --> 00:03:48.940 Romare Bearden, 00:03:49.840 --> 00:03:51.140 Norman Lewis, 00:03:52.360 --> 00:03:53.800 ve Jacob Lawrence'dı. 00:03:54.720 --> 00:03:58.820 Ve 1960 yılında New York camiası oldukça haraketliydi. 00:03:58.820 --> 00:04:00.840 Bill de Kooning sizinle konuşurdu! 00:04:01.880 --> 00:04:06.219 Benim "ayrımın her iki yüzünde" diye adlandırdığım bir diyalog olmuştu. 00:04:06.220 --> 00:04:10.080 Siyah, beyaz ya da vb. olmakla alakalı bir ayrım yapmıyorum. 00:04:10.080 --> 00:04:11.060 Gerçekten. 00:04:11.060 --> 00:04:14.200 Onlar bilgi sahibiyse, ve iç güdülerim bana, 00:04:14.200 --> 00:04:15.620 "Dostum, onunla tanışmalısın" 00:04:15.620 --> 00:04:18.860 "Neler yaptıklarını öğrenmelisin," "Bunları anlamalısın" diyorsa, 00:04:18.860 --> 00:04:19.980 Onlara ulaşırım. 00:04:20.960 --> 00:04:25.280 Genç bir sanatçının tepki vereceği bir şeyler olmalı. 00:04:27.280 --> 00:04:30.300 Beni ilk etkileyen Arshile Gorky idi. 00:04:31.660 --> 00:04:34.360 Kimse Zeus'un kafasından doğmuyor!* 00:04:34.800 --> 00:04:36.380 Bu beni etkileyen ilk şeydi. 00:04:36.980 --> 00:04:38.740 Erken gerçeküstücülük. 00:04:39.460 --> 00:04:41.340 Figüratif dışavurumculuk. 00:04:41.840 --> 00:04:46.760 Ama yaşadığım esas değişim, 60'ların sonundaydı. 00:04:46.760 --> 00:04:52.400 Boyanın maddeselliğiyle ilgili daha kavramsal fikirlere yöneldim. 00:04:53.700 --> 00:04:56.620 Spektrum renklerinin hepsini kaldırdım. 00:04:57.340 --> 00:04:59.580 Akrilik boyaya geçtim. 00:04:59.580 --> 00:05:01.020 Atölyeyi yeniden düzenledim. 00:05:01.020 --> 00:05:04.300 Resimle alakalı düşüncelerimi yeniden düzenledim. 00:05:05.460 --> 00:05:06.840 Bir alet yarattım. 00:05:06.840 --> 00:05:08.700 Adını "Geliştirici" koydum. 00:05:10.360 --> 00:05:12.140 Bu aletle, 00:05:12.140 --> 00:05:18.720 büyük miktarlarda akrilik boyayı tuval üzerinde taşıyabiliyordum. 00:05:19.400 --> 00:05:22.700 Onlara "levha" resimleri diyorum. 00:05:23.340 --> 00:05:24.980 Bir levha haline geldi. 00:05:26.280 --> 00:05:30.250 Sadece tek bir çizgi halinde var olan bir resim istedim-- 00:05:30.250 --> 00:05:33.389 tek hareket, üç saniye. 00:05:33.389 --> 00:05:35.460 Bu yüzden o büyük aleti yaptım. 00:05:37.460 --> 00:05:41.360 O çizim tahtasında on senemi geçirdim. 00:05:43.380 --> 00:05:46.220 10 yıl boyuna eğilmiş ve yere çökmüş bir biçimde. 00:05:46.220 --> 00:05:47.760 Artık yapamıyorum. 00:05:48.660 --> 00:05:53.580 Öyle bir zaman geliyor ki vücudunuz bu kötü kullanımı kabul etmiyor. 00:05:53.580 --> 00:05:54.860 Gerçekten de kötü kullanım. 00:05:55.340 --> 00:05:58.800 "Levha" beni tesseraya götüren şeydi. 00:06:01.480 --> 00:06:06.080 Büyük bir akrilik levhasından kesilen bir akrilik parçası. 00:06:06.880 --> 00:06:12.340 Benim derdim tabii ki bunu ışığı doğru yansıtmak için nasıl kullanabileceğimdi. 00:06:13.420 --> 00:06:18.110 Bu yüzeylerle, onları nasıl yerleştirdiğime bağlı olarak, 00:06:18.110 --> 00:06:19.780 ışığı yönlendirebilirim. 00:06:19.780 --> 00:06:21.320 Nasıl değiştiğini görüyor musunuz? 00:06:32.600 --> 00:06:34.880 Bu resim büyük acıların sonucunda ortaya çıktı. 00:06:35.700 --> 00:06:40.080 Resme başladım ve sonrasında ciddi rahatsızlıklarım ortaya çıktı. 00:06:42.940 --> 00:06:45.140 Hastanede bir ay geçirdim. 00:06:47.420 --> 00:06:49.300 Bu benim canıma okudu. 00:06:50.160 --> 00:06:53.620 Ve bu resim benim için bir geri dönüş yolu oldu. 00:06:53.620 --> 00:06:54.840 [GÜLÜŞMELER] 00:06:55.520 --> 00:06:58.600 Bu lanet şeyin beni alt etmesine izin vermeyeceğim, anlarsın ya? 00:07:02.100 --> 00:07:03.860 "Siyah Yekpareler"den biri. 00:07:05.200 --> 00:07:10.960 Adı "Altı Dolaşık Tel: Chuck Berry için." 00:07:12.320 --> 00:07:14.990 Bu isim şöyle bir yerden geliyor ki, 00:07:14.990 --> 00:07:18.640 Chuck Berry'yi tanıyanlar bilir, garip şeyler yapmıştır. 00:07:24.600 --> 00:07:28.940 "Siyah Yekpare" bir süredir üzerinde uğraştığım bir resim serisi. 00:07:30.160 --> 00:07:33.000 80lerin başında başladı. 00:07:34.840 --> 00:07:38.980 Topluma büyük katkıları olmuş siyahi bir kişi. 00:07:41.040 --> 00:07:45.280 Ben de bu insanları anılaştırmayı kendime iş edindim. NOTE Paragraph 00:07:47.689 --> 00:07:52.580 Her birinde, o kişinin kişiliğinin özünü bulmam gerekiyor. 00:07:52.580 --> 00:07:54.500 O kişi bir sembol haline gelir 00:07:56.500 --> 00:07:58.860 ve ben onu boyayla inşa ederim. 00:08:16.420 --> 00:08:19.699 Gerçekten ortalama bir insan olarak hatırlanmak istiyorum. 00:08:19.700 --> 00:08:23.180 Kendi içinde kalmış biri. 00:08:23.180 --> 00:08:24.400 [GÜLÜŞMELER] 00:08:30.100 --> 00:08:32.940 Adanmış bir emekçi. Ama hepsinden öte... 00:08:32.940 --> 00:08:37.600 Count Basie'ye günün birinde sormuşlar, 00:08:37.600 --> 00:08:41.040 demiş ki "herhangi biri gibi, yerin dibine gitmek istiyorum." 00:08:41.620 --> 00:08:45.420 Bunda hep hayran olduğum bir alçak gönüllülük var. 00:08:45.420 --> 00:08:48.500 Şaşalı değil, herhangi biri gibi. 00:08:49.380 --> 00:08:50.760 Bu hoşuma gidiyor. 00:08:52.880 --> 00:08:58.060 ["Kuantum Duvarı, VIII (Arshile Gorky için, Resimdeki ilk aşkım)"] 00:08:58.780 --> 00:09:05.000 [Jack Whitten anısına, (1939-2018)]