Bu benim ilk gezim.
Başkan eşi olarak ilk gezim.
Buna inanabiliyor musunuz?
(Alkış)
Ve bu benim Birleşik Krallığa ilk ziyaretim olmamasına rağmen,
ilk resmi ziyaretim oluşundan memnuniyet duyduğumu söylemek zorundayım.
Birleşik Devletler ve Birleşik Krallık arasındaki özel ilişki,
sadece hükümetler arasındaki ilişkiye dayanmayıp,
paylaştığımız ortak değerler ve dile dayanır.
Her gün sizleri izleyerek bunu anımsıyorum.
Ziyaretim boyunca Britanya’nın en olağanüstü kadınlarıyla tanışmaktan
özellikle onur duydum.
Hepinize yol açan kadınlar.
Ve sizinle tanışmaktan onur duyuyorum,
Birleşik Krallığın ve bu dünyanın yarınki liderleriyle.
Ve yaşam koşullarımız birbirinden farklı gözükse de,
burada Amerika Birleşik Devletleri başkanının eşi olarak duruyorum,
ve siz, sadece okulunuzla uğraşıyorsunuz.
Birçok ortak noktamız olduğunu bilmenizi isterim.
Yaşamımdaki hiçbir şey
benim burada
Amerika Birleşik Devletlerinin
ilk Afrika kökenli Amerikalı başkan eşi olarak durmamı tahmin ettiremezdi.
Hikayemde beni buraya koyacak hiçbir şey yok.
Varlık ve imkanlarla büyümedim,
ya da bir sosyal sınıf mensubu da değildim.
Şikago’nun güney kısmında büyüdüm.
Şikago’nun asıl bölgesinden.
İşçi sınıfına ait bir toplumun meyvesiydim.
Babam hayatı boyunca şehirde işçi olarak çalışmış.
Annem ise ev hanımıydı.
Evde, bana ve ağabeyime bakıyordu.
Hiçbiri üniversiteye gitmedi.
Babama hayatının baharında
çoklu skleroz teşhisi konuldu.
Onun için yürümek veya
sabahları giyinmek zorlaşsa bile --
onun daha fazla mücadele ettiğini görüyordum.
Bu mücadelesi ile ilgili hiç şikayet etmedi.
Sahip olduğu şeyler için memnundu.
Sabah biraz daha erken uyanıp biraz daha fazla çalışırdı.
Ağabeyim ve ben aslında sizlerin de ihtiyacı olan şeylerle büyüdük:
sevgiyle, güçlü değerlerle
ve iyi bir eğitimin yanında çok çalışmakla
başarılamayacak hiçbir şeyin olmayacağı
inancıyla.
Ben, kızların yaşamlarının başlangıcından itibaren
etrafındaki insanlar tarafından sevildikleri ve büyütüldükleri zaman
neleri başarabileceklerinin bir örneğiyim.
Hayatım sıradışı kadınlarla çevriliydi.
Bana dayanma gücünü ve saygınlığı öğreten
büyükannelerim, öğretmenlerim, teyzelerim, kuzenlerim, komşularım.
Ve benim annem, hayatımda örnek aldığım en önemli kişi,
bizimle birlikte Beyaz Saray’da yaşıyor
ve iki küçük kızıma bakmamda yardımcı oluyor,
Malia ve Saşa'ya.
Onların yaşamlarında aynı zaman da benimkinde de, aktif mevcudiyeti var.
Ağabeyime ve bana öğrettiği değerleri,
tutkuyu, doğruluğu,
kendine güveni, azmi,
onlara da aşılıyor.
Ve bunların hepsini, sadece bir büyükannenin verebileceği
koşulsuz bir sevgiyle donatıyor.
Aynı zamanda bazı örnek aldığım erkeklerden de,
babam, amcalarım, büyük babalarım olmak üzere,
şefkat görecek ve cesaretlendirilecek kadar şanslıydım.
Hayatımdaki erkekler de bana önemli şeyler öğrettiler.
Bana öğrettikleri, kadınlar ve erkekler arasındaki
saygılı bir ilişkinin nasıl olması gerektiğiydi.
Güçlü bir evliliğin nasıl olduğunu bana öğrettiler.
Evliliğin sadakat ve bağlılığa dayandığını
ve birbirinin yeteneğine hayran olmayı gerektirdiğini öğrettiler.
Bana öğrettikleri, baba olmanın
ve bir aileyi yetiştirmenin
ne anlama geldiğiydi.
Yalnızca kendi evine yatırım yapmayıp,
aynı zamanda daha geniş bir çevrede aynı koşullardaki çocuklara ulaşmaya
ve yardım etmeye çalışmayı öğrendim.
Kendi kocamda aradığım
aynı özelliklerdi bunlar.
Barack Obama.
İlk tanıştığımız zamanlardan hatırladığım bir şey de,
beraber bir buluşmaya gitmiştik.
Buluşma bir cemiyet toplantısı idi.
(Gülüşmeler)
Biliyorum, ne kadar da romantik.
(Gülüşmeler)
Onunla tanıştığımda, Barack bir toplum organizatörüydü.
İnsanların iş bulmalarına yardım etmek için çalışıyordu,
çabalayan muhitlere kaynak sağlamaya çalışıyordu.
Cemiyet merkezindeki konuşmasında
iki kavramdan bahsetti.
"dünyanın şu anki halini" ve "dünyanın olması gereken halini" anlattı.
Ve ben de bütün seçim kampanyası boyunca bundan bahsettim.
Onun dediği şey şuydu,
bu iki fikir arasındaki ayrılığı kabulleniyoruz.
Ve bazen dünyayı olduğu gibi kabulleniriz,
bizim değerlerimizi ve isteklerimizi yansıtmasa bile.
Fakat Barack bize, o odadaki herkese, o gün şunu hatırlattı:
hepimiz dünyamızın neye benzemesi gerektiğini
biliyoruz.
Doğruluğun, adaletin, fırsatın ne olduğunu biliyoruz.
Hepimiz biliyoruz.
Ve o gün buluşmadaki herkesten,
o cemiyetteki herkesten,
bu iki farklı fikir arasındaki uçurumu azaltmaya
kendilerini adamalarını istedi.
Birlikte çalışarak,
dünyanın olması gerektiği gibi olmasını sağlamamızı istedi.
Bu konuyu neden gündeme getirdim? Çünkü bugün
bu okuldaki herkesin bu uçurumu kapatma işleminin
önemli bir parçası olduğunu hatırladım ve ikna oldum.
Dünyanın olması gerektiği halini inşaa edecek kadınlar sizlersiniz.
Tarihin diğer sayfalarını sizler yazacaksınız.
Sadece kendiniz için değil, aynı zamanda sizin nesliniz için
ve gelecek nesiller için.
Ve bu yüzden iyi bir eğitim almak
çok önemlidir.
Bu yüzden içinden geçmekte olduğunuz bu şeyler --
inişler ve çıkışlar, sevdiğiniz öğretmenleriniz, sevmediğiniz öğretmenleriniz --
bu kadar çok önemlidir.
Çünkü toplumlar, ülkeler ve son olarak dünya,
kadınların sağlığı kadar güçlüdür.
Bunu aklınızdan çıkarmayın.
Sıhhatin bir kısmını seçkin bir eğitim oluşturur.
Mücadele eden bir aile ile sağlıklı aile arasındaki fark
güçlü bir kadının varlığıdır
veya kadınların ailenin merkezinde bulunmasıdır.
Çökmüş bir toplum ile yükselen bir toplum arasındaki fark,
kadınlar ve erkekler arasındaki sağlıklı bir saygının olmasıdır,
ikisinin birbirlerinin topluma yaptıkları katkıları takdir etmeleridir.
Zayıflayan bir ulus ile
yükselen bir ulus arasındaki fark,
hem erkeklerin ve hem de kızların
eşit derecede eğitim hakkına sahip olmaları gerektiğini kabul etmektir.
Birleşik Krallığın ilk kadın doktorunun ismini alan bu okul
ve Meksikalı sanatçı Frida Kahlo'nun
Mary Seacole,
"zenci Florence Nightingale" olarak bilinen Jamaika'lı hemşirenin,
ve İngiliz yazar, Emily Bronte'ın adını taşıyan yan binalar
ruhlarını beslemek ve tutkularını sürdürmek için
cinsiyet ayrımcılığına, ırkçılığa ve cehalete karşı savaşan kadınları onurlandırdılar.
Onlar hiçbir engele izin vermediler.
Arkamdaki yazının dediği gibi "sınırlamalar olmaksızın".
Hayallerini takip etmekten başka
bir yaşam biçimi olmadığını biliyorlardı.
Ve buraya kadar, bu kadınlar
birçok engeli kaldırdılar.
Ve milyonlarca kadın doktor ve hemşire için
sanatçı ve yazarlar için
onları takip eden herkes için
birçok yeni kapı açtılar.
Ve iyi bir eğitim alarak,
siz de kendi alın yazınızı kontrol edebilirsiniz.
Bunu unutmayın lütfen.
Buradan niçin bulunduğumu bilmek istiyorsanız,
eğitim için,
Hiç ders ekmedim. Üzgünüm eğer içinizden ders ekenler varsa.
Ben hiç yapmadım.
Her zaman "A" almayı sevdim.
Zeki olmak hoşuma gidiyordu.
İşlerii vaktinde yapmayı severdim. Ödevlerimi bitirmekten hoşlanırdım.
Zeki olmanın dünyadaki her şeyden daha havalı olduğunu düşünüyordum.
Ve siz de, aynı değerlerle
kendi alın yazınızı kontrol edebilirsiniz.
Kendi yolunuzu çizebilirsiniz.
Hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz,
ve sonra işiniz geriye dönüp
sizin gibi birine aynı şeyleri yapmak için yardım etmek.
Tarih bunu gösteriyor,
ister sosyal konutlardan olun,
ya da bir kırsal bölgeden.
Başarınızı
kendi cesaretiniz,
kendinize güveniniz, kendi bireysel çalışmanız belirleyecek.
Bu gerçek. Yaşadığımız dünyanın gerçeği bu.
Şimdi kendi kaderiniz üzerinde kontrolünüz var.
Ve bu kolay olmayacak. Orası kesin.
Fakat ihtiyacınız olan her şeye sahipsiniz.
Başarmak için her şeye,
zaten sahipsiniz.
Kocam o büyük ofiste çalışıyor.
Oval Ofis diyorlar.
Beyaz Saray'da, oturduğu bir masası var.
Kararlı masa deniliyor.
Majestelerinin Resolute gemisinin kerestesi ile yapılmış ve
Kraliçe Viktoria tarafından verilmiş.
Bu bizim iki ulusumuz arasındaki kalıcı bir semboldür.
Ve onun ismi Kararlı,
gerekli olan karakterin gücünü hatırlatıyor,
sadece bir ülkeye yol gösteren biri değil,
aynı zamanda amaçlı bir hayat yaşayan biri olmalı.
Ve umarım ki hayallerinizin peşine düşersiniz, hepiniz kararlı kalırsınız,
limitler olmadan ilerlersiniz,
ve yeteneklerinizi kullananırsınız -- çünkü onlardan sizlerde çok var. Onları gördük.
Orada.
Dünyayı olması gerektiği gibi yapmak için onları kullanın.
Çünkü size güveniyoruz.
Olabileceğinizin en iyisi olmanız için
her birinize güveniyoruz.
Çünkü dünya büyük.
Ve zorluklarla dolu.
Ayakta durabilmek ve kontrolü ele geçirebilmek için
güçlü, zeki ve kendine güvenen genç kadınlara ihtiyacımız var.
Bunu başarabileceğinizi biliyoruz. Sizi seviyoruz. Çok teşekkür ederim.
(Alkış)