Peki, ben sizin için
genetiği tasarlanmış bir bebek
yapabilseydim ne olurdu?
Ebeveyn adayları olarak siz
ve bilim adamı olarak ben, bu yola
birlikte çıkmaya karar verseydik?
Ya da böyle bir şey yapmasaydık?
Bunun "kötü bir fikir"
olduğunu düşünseydik
fakat ailemiz, arkadaşlarımız
ve iş arkadaşlarımız
bunu yapmaya karar verseydi?
Şimdi zamanı hızlıca
15 yıl sonrasına saralım.
2030 yılında olduğumuzu ve
sizlerin birer ebeveyn
olduğunuzu varsayalım.
Yanınızda bir kızınız var, Marianne
ve 2030 yılında, genetik yapısında
hiçbir değişiklik yapılmadığı için
onu doğal olarak tanımlıyoruz.
Eşiniz ve siz bilinçli olarak
böyle bir karar aldığınız için
sosyal çevrenizdeki birçok insan
sizi küçümsüyor.
Sizin teknolojiye karşı ya da teknofobik
olduğunuzu düşünüyor.
Marianne'nin yan dairede yaşayan
en yakın arkadaşı Jenna ise
çok farklı bir hikâye.
Jenna, genetiğinde bir sürü iyileştirme
yapılan, genetiği tasarlanmış bir kız.
Evet. İyileştirme.
Bu iyileştirmeler, komik bir ismi olan
yeni bir gen değiştirme teknolojisi
CRISPR kullanılarak tanıtıldı.
Komik bir isim,
çünkü hani bir şey çıtır çıtır olur ya,
bu da CRISPR.
Jenna'nın ebeveynlerinin birkaç
milyon dolar ödeyerek
tuttuğu bu bilim adamı
CRISPR'ı insan embriyolarından
oluşan bir gruba tanıttı.
Sonra genetik testler yaptılar
ve Jenna'nın embriyosunun
gruptaki en iyi embriyo
olduğu tahmininde bulundular.
Şimdi, Jenna hakiki, gerçek bir insan.
Oturma odanızdaki halının üzerinde oturup
kızınız Marianne ile oynuyor.
Aileleriniz artık birbirini
yıllardır tanıyor
ve Jenna'nın sıradışı olduğunun
daha da farkına varmaya başladınız.
Jenna inanılmaz derecede zeki.
Eğer kendinize karşı dürüst olabilirseniz,
aslında o sizden bile daha zeki
ve daha sadece beş yaşında.
Güzel, uzun, atletik...
Bu liste uzadıkça uzar.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Jenna gibi
genetik yapısı değiştirilmiş
bütün bir nesil var.
Bu zamana kadar, hepsi
ebeveynlerinin neslinden,
sizin neslinizden
daha sağlıklı görünüyor.
Ve daha az sağlık masrafları var.
HIV/AIDS ve genetik
rahatsızlıkları da içeren
bir sürü hastlalığa karşı
bağışıklık sahibiler.
Her şey kulağa harika geliyor.
Ama Jenna'yla ilgili bir şeylerin
tam doğru olmadığını hissettiren
bu huzursuz edici duyguyu
engelleyemiyorsunuz ve
diğer genetiği değiştirilmiş çocuklarla
ilgili de aynı şeyleri hissediyorsunuz.
Ayrıca, hafta başında bir gazetede
tasarlanmış bebek olarak dünyaya gelmiş
çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmanın
bu çocukların yüksek agresiflik
ve kendini beğenmişlik gibi
bazı sorunlarının olabileceğini
gösterdiğini okumuştunuz.
Fakat aklınızda
Jenna'nın ailesinden aldığınız
bazı haberler var.
Jenna çok zeki,
şimdi sizin kızınız Marianne'den
farklı bir okula,
özel bir okula gidiyor ve
bu sizin ailenizi biraz
karışıklığa sürüklüyor.
Marianne durmadan ağlıyor
ve geçen gece iyi geceler demek
için onu yatağına götürdüğünüzde
size "Babacığım, Jenna artık benim
arkadaşım olamayacak mı? " diye sormuştu.
Şimdi size 2030'da gerçekleşen hayal
ürünü bu hikâyeyi anlatırken
içimde sanki bazılarınızı
bilim kurgu düşüncelerine sürüklemişim
gibi bir his var. Haksız mıyım?
Bir bilim kurgu kitabı
okuduğunuzu düşünüyorsunuz.
Ya da belki Cadılar Bayramı
tarzında düşünüyorsunuz.
Ancak bu bizim için sadece 15 yıl sonra
gerçekten de olabilecek bir hakikat.
Ben kök hücre ve genetik araştırmacısıyım
ve bu yeni CRISPR teknolojisini
ve onun potansiyel
etkisini anlayabiliyorum.
Kendimizi bu hakikâtin
içinde bulabiliriz ve
birçok şey bugün ne yapmaya
karar verdiğimize bağlı.
Eğer hâlâ bilim kurgu tarzı
düşünceler içindeyseniz
bilim dünyasının bu yılın başlarında
büyük bir şok yaşadığını hesaba katın
ki halkın büyük ölçüde
bundan haberi bile yok.
Çin'deki araştırmacılar, birkaç ay önce
genetik yapısı değiştirilmiş embriyoların
yaratıldığı bilgisini verdiler.
Bu tarihte ilk kez oluyordu.
Bunu, yeni CRISPR teknolojisini
kullanarak yaptılar.
Mükemmel bir şekilde çalışmadı
ama yine de Pandora'nın kutusunun kapısını
araladıklarını düşünüyorum.
Bence, bazı insanlar bu
teknolojiyi geliştirecek
ve genetiği tasarlanmış
bebekler yapmaya çalışacak.
Şimdi, devam etmeden önce
bazılarınız elini kaldırıp
"Paul, dur, bir dakika bekle.
Bu yasa dışı olmaz mıydı?
Öylece çıkıp genetiği tasarlanmış
bir bebek yaratamazsın."
diyebilir.
Aslında, bir bakıma haklısınız.
Bazı ülkelerde, bunu yapamazdınız.
Ama benim ülkem ABD'yi de
içeren diğer birçok ülkede
bu konuda bir yasa yok,
yani teoride yapabilirdiniz.
Bu alanda yankılanan bir başka
araştırma daha vardı
ve bu çok uzaklarda değil,
İngiltere'de yapıldı.
İngiltere, insan genetiği
değişimi konusunda
geleneksel olarak en katı ülke oldu.
Bu orada yasa dışıydı,
ancak sadece birkaç ay önce,
bu kurala bir istisna getirdiler.
Az görülen genetik rahatsızlıkları
önlemeye çalışmak amacıyla
genetiği değiştirilmiş insan
yaratımına izin veren
bir yasa geçirdiler.
Ben hâlâ bu olayların hep birlikte bizi
insan genetiğinin değiştirilmesini
kabul etmeye doğru sürüklediğini
düşünüyorum.
Peki, ben CRISPR teknolojisi hakkında
konuşuyorum ama
nedir bu CRISPR?
Eğer hepimizin bildiği
GDO'yu düşünürseniz,
GDO'lu domatesler, GDO'lu buğday gibi,
CISRPR teknolojisi,
bunları yapmakta
kullanılan teknolojilere benzer,
ama belirgin biçimde
daha iyi, daha ucuz
ve daha hızlıdır.
Peki nedir bu?
Aslında genetik bir İsveç
ordu çakısı gibidir.
Bunun, içinde farklı gereçler olan
bir İsveç ordu çakısı olduğunu farz edelim
ve gereçlerden bir tanesi
bizim DNA'mız için
büyüteç gibi veya GPS gibi bir şey.
Yani, belli bir noktaya yoğunlaşabilir.
Bir sonraki gereç ise
DNA'yı belli bir noktadan
kesebilecek olan bir makas.
Sonuncusu ise o noktadaki genetik kodu
tekrar yazabileceğimiz bir tükenmez kalem.
Gerçekten bu kadar basit.
Üç yıl önce ortaya çıkaran bu teknoloji
bilim dünyasını kasıp kavurdu.
Çok hızlı gelişiyor ve bilim adamlarına
çok heyecan verici geliyor.
Ayrıca kabul etmeliyim ki ben de ona
kendimi öyle kaptırdım ki
kendi laboratuvarımda da kullanıyoruz.
Bence biri bir sonraki adımı atacak,
genetiği değiştirilmiş embriyo
işini devam ettirecek
ve belki de genetiği tasarlanmış
bebekler yaratacak.
Bu artık her yerde.
Sadece üç yıl önce ortaya çıktı.
Bugün binlerce laboratuvar işi ele aldı
ve önemli araştırmalar yapıyorlar.
Bunların çoğu genetiği tasarlanmış
bebeklerle ilgilenmiyor.
İnsan hastalıkları
ve diğer önemli bilim
elementleri üzerine çalışıyorlar.
Yani, CRISPR'la ilgili bir sürü iyi
araştırma yapılıyor.
Eskiden yıllar süren ve milyonlara
mal olan genetik değişimlerini
şimdi birkaç haftada
birkaç bin dolara yapabiliyor
olabilmemiz gerçeği
bir bilim adamı olarak söylüyorum,
harika.
Ama aynı zamanda
bu insanlara çok ileriye
gitme kapısını da açıyor.
Bence bazı insanlar için
odak noktası bilim olmayacak.
Onlara şevk veren şey
bu olmayacak.
Onlara şevk veren şey bir ideoloji
ya da kâr elde etme olacak.
İşte onlar genetiği tasarlanmış
bebeklere yönelecek.
Peki bu konu neden bizi tedirgin etmeli?
Eğer iki yüzyıl geriye gidersek,
evrimin ve genetiğin insanlığı,
bugün kim olduğumuzu
derinden etkilediğini,
Darwin'den öğrendik.
Bazıları, dünyamızda iş başında olan
sosyal Darvinizm gibi,
belki de hatta öjenik gibi bir şey
olduğunu düşünüyor.
Bu trendleri, bu güçleri
çok güçlü ve çok yaygın olan
CRISPR teknolojisinin hız
kazandırıcı roketiyle bir düşünün.
Aslında, öjeniklerin sahip
olabileceği gücü görmek için
sadece bir yüzyıl geriye yani
geçen yüzyıla gidebiliriz.
Babam Peter Knoepfler
aslında burada Viena'da doğdu.
O Vienalıydı ve 1929'da burada doğru.
Peter küçük bir bebekken
dünya çok farklıydı. Değil mi?
Çok farklı bir Viena'ydı.
ABD farklıydı.
Dünya farklıydı.
Öjeniklikte bir artış vardı
ve büyükannem ve büyükbabam
oldukça çabuk bir şekilde
öjenik denkliğin yanlış
tarafında olduklarını fark ettiler.
Burasının kendillerinin ve bütün
akrabalarının evi olmasına rağmen
ve bu çevrenin nesillerce
kendi ailelerinin olmasına rağmen
öjenik yüzünden
ayrılmak zorunda
olduklarına karar verdiler.
Hayatta kaldılar ama çok üzgündüler
ve babamın hiçbir zaman Viena'dan
ayrılmayı atlatamadığından eminim.
1938'de ayrıldıklarında
yalnızca sekiz yaşındaydı.
Bugün, yüzeye çıkan yeni tür bir
öjenik görüyorum.
Geçmişte olanlardan daha farklı,
daha nazik, kibar, olumlu
bir öjenik olduğu farzediliyor.
Fakat, her ne kadar insanları
geliştirmeye odaklanmış olsa da
bence negatif sonuçlar doğurabilir
ki bu yeni öjeniğin
bazı üst savunucularının CRISPR'in
bunu yapmak için bir bilet olduğunu
düşünüyor olmaları beni
gerçekten endişelendiriyor.
Bu yüzden kabul etmeliyim ki öjenikten
yani insanları daha iyi
yapmaktan bahsediyoruz.
Bu çok karmaşık bir mesele.
İnsanoğlundan bahsettiğimizde,
daha iyi ne anlama gelir?
Belki de birçoğumuz
insanoğlunun birazcık iyileştirilmesinin
iyi olacağını düşünebilir.
Buradaki, ABD'deki,
siyasetçilerimize bir bakın --
Oraya bir daha gitmeyiz inşallah.
Belki sadece aynaya baktığımızda bile
daha iyi olabilidirdi
dediğimiz şeyler olabilir.
Mesela ben kel olmaktansa biraz daha
fazla saçımın olmasını isterdim.
Bazı insanlar daha uzun olmayı,
farklı kiloda olmayı, farklı bir
yüze sahip olmayı dileyebilir.
Eğer bunları yapabilseydik yapardık
ya da çocuklarımız için yapabilirdik.
Kulağa çok cazip gelirdi.
Ama beraberinde bu riskleri de getirirdi.
Öjenikten bahsettim,
ama bireyler için de bazı riskler olurdu.
Eğer genetik değişimini kullarak
insanları iyileştirmeyi değil de
sadece onları daha sağlıklı
yapmayı denersek,
bu teknoloji o kadar yeni
ve o kadar güçlü ki
yanlışlıkla onları daha hasta yapabiliriz.
Bu kolaylıkla olabilecek bir şey.
Diğer bir risk ise,
laboratuvarlarda devam eden
- tasarlanmış bebeklerle
ilgili olmaksızın -
bütün yasal ve önemli genetik
yapıyı değiştirme araştırmaları
birkaç kişi genetiği tasarlanmış
bebek işine girerse
ve bir şeyler kötü giderse
bütün alan zarar görebilir.
Ayrıca bence devletlerin
genetik değişimine
ilgi duymaya başlamaları
çok da ihtimal dışı bir şey değil.
Mesela, hayali, genetik
yapısı değiştirilmiş
daha sağlıklı olan çocuğumuz
Jenna'yı düşünelim.
Eğer daha az sağlık masrafı
yaratan bir nesil varsa
devletlerin vatandaşlarını
genetik değişimine zorlamaya
başlaması olası bir durumdur.
Çin'deki tek çocuk politikasına bir bakın.
400 milyon insanın doğmasını
engelledikleri düşünülüyor.
Genetik değişikliğin devletin baskı
uygulayabileceği bir şey olabileceği
uzak bir olasılık sayılmaz.
Eğer, viral videoların ve sosyal medyanın
bulunduğu dijital dünyamızda
genetiği tasarlanmış
bebekler popüler olursa
genetiği tasarlanmış bebeklerin
modaya uygun olduğu düşünülürse
ve onlar yeni tür bir
popüler ünlüler takımı
yeni Kardashianlar ya da onun
gibi bir şey hâline gelirse?
(Gülüşmeler)
Bu trendleri kontrol edebileceğimizi
düşünüyor musunuz?
Ben düşünmüyorum.
Bugün yine Cadılar Bayramı
ve biz genetik değişiminden bahsederken
Cadılar Bayramı'yla ilgili olan
hakkında en çok konuşulan
yalnızca bir karakter var,
o da Frankestein.
Zaten genetiği değiştirilmiş yiyecekler
ve bu gibi şeyler mevcuttu.
Ama şimdi bunu Cadılar
Bayramı gibi bir günde
bir de insanla ilişkili olarak düşünürsek,
eğer anne babalar özü itibariyle
çocuklarını genetik olarak seçebilirse
Frankestein 2.0 türünden bir durum
hakkında mı konuşuyor olacağız?
Sanmam. Bence o kadar da aşırıya kaçmaz.
İnsan kodunu kesip parçalara
ayırmaya başladığımızda
sonucun ne olacağı konusunda
her şey mümkün.
Tehlikeler tabii ki olacak.
Geçmişe, dönüşümsel bilimin
diğer elementlerine baktığımızda
onların nasıl kontrolden çıkabileceğini
ve nasıl toplumun içine işediğini
görürüz.
Size sadece tüp bebek örneğini vereceğim.
Neredeyse 40 yıl önce,
ilk tüp bebek olan Louise Brown doğdu.
Bu harika bir şey
ve sanırım o zamandan beri
beş milyon tüp bebek,
beraberlerinde sonsuz mutluluk
getirerek dünyaya geldi.
Bir sürü anne baba şimdi
bu çocukları sevebiliyor.
Ama eğer 40 yıllık bir süreçte
beş milyon bebeğin yeni bir teknolojiyle
doğduğunu düşündüğünüzde
bu olağanüstü bir şey.
Bu tür bir şey insan genetiğinin değişimi
ve tasarlanmış bebeklerle de
gerçekleşebilir.
Gelecek birkaç ay içinde ya da
seneye aldığımız kararlara
bağlı olarak
ilk genetiği tasarlanmış bebek doğarsa
birkaç on yıl içinde
milyonlarca genetiği
değiştirilmiş insan olabilir.
Tabii burada da bir farklılık var,
çünkü eğer biz, siz seyirciler ya da ben,
genetiği tasarlanmış bebek sahibi
olmaya karar verirsek
o zaman onların çocukları da
genetiği değiştirilmiş çocuklar olacak,
çünkü bu kalıtımsal bir şey.
İşte bu büyük bir fark.
Bütün bunları göz önünde
bulundurduğumuzda
ne yapmalıyız?
Aslında, tam da bu konuyu ele almak üzere
bir ay sonra Washinton D.C.'de
ABD Ulusal Bilimler Akademisi
tarafından düzenlenen
bir toplantı gerçekleştirilecek.
İnsan genetiğinin değiştirilmesiyle
ilgili doğru yol nedir?
Bence şimdi
bir ertelemeye ihtiyacımız var.
Bunu yasaklamak zorundayız.
Genetiği değiştirilmiş insanların
yaratılmasına izin vermemeliyiz,
çünkü bu aşırı derecede tehlikeli
ve sonu belli olmayan bir şey.
Fakat bir sürü insan var --
(Alkışlar)
Teşekkürler.
(Alkışlar)
Şunu da belirteyim ki,
bir bilim adamı olarak
bunu insanların önünde
söylemek biraz korkutucu,
çünkü bilim genellikle kendi başına
buyruk olmayı ve bu tarz şeyleri sevmez.
Bu yüzden sanırım burada bunu
askıya almak durumundayız,
ama bana sadece katılmamakla kalmayıp
tamamen zıttı düşünen birçok insan var.
Onlar, gaz pedalına köküne
kadar basıyorlar,
hadi genetiği tasarlanmış
bebekler yapalım.
Bu yüzden Aralık'ta gerçekleşecek olan ve
gelecek aylarda gerçekleşme
ihtimali olan toplantılarda
bu konuda bir yasaklama
olmama olasılığı bulunuyor.
Sanırım mecvut problemimizin bir kısmı da
insanları ilgilendiren
bütün bu genetik değişimi
trendinden, devriminden
halkın haberi olmamasıdır.
Hiç kimse, bak bu bir devrimdir,
bu çok büyük bir olaydır
ve seni birçok bireysel açıdan da
etkileyebilir gibi şeyler söylemiyor.
Bu yüzden benim diğer bir
hedefim de bunu değiştirmek
ve halkla yakın ilişki kurarak
onları bu konuda eğitmek
ve siz izleyicilerin bu konu
hakkında konuşmasını sağlamak.
Umarım bu toplantılarda halk
kendi sesini duyurabilme
şansına sahip olur.
Eğer şimdi 2030'a, hayalî
hikâyemize geri gidersek
ve yine bugün aldığımız
kararlara dayanarak --
ki çok fazla zamanımız yok --
gelecek birkaç ay içinde
ya da seneye,
çünkü bu teknoloji orman
yangını gibi hızla yayılıyor.
Şimdi tekrar o gerçeklikte
olduğumuzu farz edelim.
Bir parktayız
ve çocuğumuz bir salıncakta sallanıyor.
Bu çocuk alışılmış, normal bir çocuk mu,
yoksa genetiği tasarlanmış bir çocuk
sahibi olmaya mı karar verdik?
Diyelim ki geleneksel bilindik yolu seçtik
ve salıncakta bizim
çocuklarımız sallanıyor.
Dürüst olmak gerekirse, berbat hâldeler.
Saçları benimki gibi darmadağın.
Burunları tıkalı.
Dünyadaki en iyi öğrenci değiller.
Çok şirinler ve onları çok seviyorsunuz
ama yanlarındaki salıncakta
genetiği değiştirilmiş bir çocuk olan
en yakın arkadaşları var.
İkisi de şu şekilde sallanıyor
ve onları karşılaştırmadan
duramıyorsunuz, değil mi?
Genetiği değiştirilmiş çocuk
daha yükseğe sallanıyor,
daha iyi görünüyor,
daha iyi bir öğrenci,
silmek zorunda olduğunuz
tıkalı burunları yok.
Kendinizi nasıl hissederdiniz
ve bir dahaki sefere
nasıl bir karar alırsınız?
Teşekkürler.
(Alkışlar)