[müzik]
[soran] İki sorum var.
İlki hüzünle ilgili.
[Mooji] Neyle ilgili?
[S.] Hüzün
[M.] İki sorunun içinde daha
önemli olanı mı bu?
Bu iki sorudan en iyi olanını
ver bana önce.
Çünkü daha az önemli
olanını sorarsan önce,
aklın ikinci soruda kalıp
bekleyecek.
[S.] Tamam, öbürü.
[kahkahalar]
Öbürü ilişkilerle ilgili.
[kahkahalar]
[M.] Önemli olan soru bu zannediyorum.
[S.] Evet. [kahkahalar]
[M.] İlişki ve ardından hüzün. [kahkahalar]
[M.] Şaka yapıyorum sadece.
[S.] Bir ilişkide olduğum zamanla ilgili,
yakın hissettiğim zamanla,
bir kişiyle çok içten bir yakınlık
hissettiğim zamanla...
Ardından ayrılık geliyor
ya da o kişi beni
uzaklaştırıyor,
tamamen aklımı kaybediyorum.
[M.] Evet, evet.
[S.] Bir his var,
otomatik bir reaksiyon gibi.
Kendi kendine geliyor.
[M.] Otomatik reaksiyon.
[S.] Otomatik olarak, evet.
[M.] Neden seni uzaklaştırıyorlar?
[S.] Çünkü yakalamak istiyorum.
[M.] Evet.
Bir şeyi tutmak istiyorsun.
Diğer kişi için çok fazla bu.
Sadece kısa bir süre için hoş.
Sadece kısa bir süre için hoş.
Kendine güveni olmayan birinin
hoşuna gidebilir bu.
'Bana ihtiyacın var', ama bir süre sonra
çok fazla gelir artık.
Kimseyi yakalamaya çalışmamalısın.
Sen bir örümcek değilsin. [kahkahalar]
İçerde oluşan bir tepki bu
çünkü bir şey
belki de kendi başına, hiçbir yöntem olmadan
yeterince değerli olmadığını hissediyor.
Böyle olunca, daha baştan bu sağlam bir taban değil. Bunun farkında olman lazım.
Otomatikman bu şekilde güçlü
olabileceğin anlamında değil.
Ama ilişkiler, aynı zamanda, doğru olanı
keşfetmek için de fırsat sunarlar,
ve içimizde neyin ödün vermekte bu kadar aceleci davrandığını keşfetmek için.
[S.] Evet, görebiliyorum. Ama o hala orda.
[M.] O taktirde, iyi ki Satsanga geliyorsun
çünkü bu tutunma eğilimine
bakmaya başlayabilirsin.
Ya da bu bir reddedilme korkusu olabilir,
veya buna benzer bir şey.
İlişkiler, böyle çok çaba
sarfedilerek işlemez.
Böyle olmaz. İşlemezler.
Bir özgürlük olmalı.
İçsel bir güç olmalı,
bir berraklık, bir bilgelik - bütün bunların hepsi.
'Ne kadar veriyorsun',
'öyle çok veriyorum ki' yle işlemez bu.
Bu bir ödeme değildir.
Ve ne de çok deniyorsun, ve deniyorsun,
ve konuşuyorsun -
böyle işlemez, insanları uzaklaştırır bu.
Çünkü bu deneyerek yapmak
için fazla güzel.
Bir şey gelmeli ve bir özgürlük
olarak orada bulunmalı.
Bunun farkında olursan, sezgisel olarak,
ne zaman alan tanıyacağını bilirsin.
Bunların hepsi gelecek.
Bu içgörüyü de kullanman gerektiğine inanıyorum.
Şimdi geldin ve görüyorsun ki,
'Bu şeyi tutma ihtiyacım var'
diyen bir şey mevcut.
Özgürlük için de aynı şey söz konusu.
Bazen hissedersin ki, 'Ah'.
Hakiki durumu farkeder farketmez,
Varlığın sınırsızlığını hissedersin,
bir şey 'onu nasıl tutabilirim' der.
Bu, ilişkidekiyle aynı şeydir.
'Onu nasıl tutabilirim?'
Nasıl tutacaksın onu?
İlişki tutulacak bir şey değildir.
Senin tazeliğinden ortaya çıkarak
hoşlanılacak bir şeydir.
Metanetinde, her şeyin
daha saf hale geldiğini anlarsın.
Niyetten boş olduğun zaman
her şey seninle olmak ister.
Çok fazla niyet gerginlik yaratır.
Bu ihtiyaçtan, her çeşit ihtiyaçtan,
boş olduğunda,
ki bu kibir değildir,
doğal varoluş halindeyken,
onaylanma ihtiyacı duymazsın
anlamına gelir.
Sevilmek ihtiyacında olduğunu
bile hissetmezsin.
Böyle bir şeyi hayal edebiliyor musun,
ihtiyaç hissetmediğin, sevilme ihtiyacı
duymadığın bir yerde olmayı?
Orası çok sessiz bir yer.
Bu yerde, sevgin çok ferah bir hale gelir,
çok geniş, çok güzel, çok güçlü.
Ama şu an için, bu konunun üzerinden
atlayıp geçmeni istemiyorum senden.
Diyorum ki, 'iyi olan her şeyi kapıvermeliyim'
diye hisseden ne, ona bir bak.
Sadace bir bak ona.
Kim yapıyor bunu?
Kim buna ihtiyaç duyuyor?
Ve çok ama çok sessiz kal
bu tarz bir soruyla.
Sadece son derece sessiz ol.
Aslında, senden bu alıştırmayı
yapmanı isteyeceğim.
Belki, yarın tekrar gelip
söyle bana ne olduğunu.
Sadece bak ve hisset bunu,
zihninde yeniden yarat bu senaryoyu
ve ortaya çıkıp 'Ahhh' diye hisseden ne gör.
Bir şey terkedilip bırakılacağın
zaman böyle davranıyorsa
O zaman bir bak. Neden korkuyorsun?
Son raddesine kadar getir bunu.
Hayalinde son raddesine kadar git
ve en kötü halde ne olur gör.
En kötü halde ne olacak?
Nasıl bir duygu yaşatacak?
Ve bundan kim acı çekiyor?
Bundan acı çeken gerçekte kim?
Fakat unutma ki, aynı zamanda gözlemliyorsun.
Yani şu üç şey:
Biri, korkun gerçekleşirse
ne olacağını hayal ediyorsun?
Reddedileceğini,
tutmak istediğin şeyi tutamayıp
acı hissedeceğini.
Daha şimdiden gözlerine bakıp görüyorum,
'Ahhh, bir şey çekip gidecek'.
O taktirde, git de gör ne oluyor.
Yani bırakıldın şimdi, terkedildin.
'Seni istemiyorum.'
Sonra da ne beliriyorsa onu hisset
ama diğer bir yandan da, baktığın yerde
son derece mevcut ol.
Ve aynı zamanda o hisle birlikte kal.
Bak bakalım ne oluyor. Neyden korkuyorsun?
Bu çok zekice bir iş:
buna bakmak.
Ve o zaman, bir şekilde,
olacağını hayal ettiğin şeye dair
en kötü duyguları hisset.
ve sonra da gör, gerçekte
kim bunlardan acı çekiyor.
Bak bakalım, bundan kimin acı çektiğini
tespit edebiliyor musun.
Hikayeye kapılma ama,
sadece bak.
Buna bakıyor olduğun gerçeğiyle son derece mevcut kal, ama aynı zamanda,
gerçekten görmeye çalışarak bakmak için
elinden gelen her şeyi yap.
Bunu herhangi bir his için de yapabilirsin,
her çeşit düşünce için de yapabilirsin.
İşte o zaman, neyin senin adına
hareket ettiğini göreceksin
ve bu gerçekten
sen misin değil misin bul.
Yoksa bu sadece zihninin yansıttığı
bir çeşit görsel bir hayal mi?
Böylece bir parça alan belirecek.
Ve bu alan tekrardan toparlanabilmen için
çok önemli bir şey olacak.
Bu deneyimden korkma.
Hatta davet onu!
Bir defaki sefere, deneyimi davet et ve
elinden gelinin en iyisini yap.
' Hadi en sıkı yumruğu at. Sonuna kadar git.
Ama ben sana sadece gözlerimle bakacağım.'
Bak. Karışma. Yargılama. Yorumlama.
Dene bakalım yapabilecek misin.
Bu çabucacık geliştireceğin bir yetenek
çünkü bakışının meyveleri son derece tatlı.
Özgürlüğünü keşfetmek, herhangi bir ilişkiden
çok daha tatlı gelecek.
'Ohhh, bu şeyden kurtuldum.'
'Bu şeye ihtiyacım vardı' değil,
ama daha da önemlisi,
'Bunu olma ihtiyacımdan özgürleştim.'
Ve muhteşem, muhteşem bir şekilde,
içinde bu alan temizlendiğinde,
bu ne kadar da çekici bir şey!
İnsanlar gelmek isteyecek.
Çünkü zihnin bir şeyle meşgul olsa bile,
şimdiden gözlerini üstünden ayıramadığın
biri varsa, 'Hımmm'...
İşte o zaman en güçlü silahlarını
toplamaya başlarsın...
Ama kokusunu alacaklardır.
Sezgileri biraz güçlüyse, kokusunu alacaklardır,
'Bu tehlikeli'.
'Kafama bi tane indirecek ve beni içeri çekecek,
ve bittim ben.'
Ama, dürüstçesi, bunu yapmak iyi bir şey.
Zihnini veya dikkatini,
bir çeşit senaryo içine hapsettiğini
hissettiğin herhangi bir şeyden
korkarsın, ve sonra da
onları korumaya başlarsın.
Biz korkularımızı, bağlarımızı,
hassasiyetlerimizi koruruz.
Yaşama böyle devam etmek
hiç de iyi bir şey değil, senin de bildiğin gibi.
Sana anlatmam bile gerekmiyor,
çünkü bu çok fazla enerji gerektirir.
İşte bu, bu tip şeyleri geçirmenin bir yolu.
İstersen, sorduğum şeyi gerçekten
anladıysan eğer,
bak ona.
Durumun güncelliği dışında
buna bakabilir misin bilmiyorum,
ama bazı insanlar bunu yapabiliyor.
En kötü senaryolarını,
yeniden canlandırıp yaratabiliyorlar
gerçekten.
Ve hakikaten mevcut bulunup
içerde ne olup bittiğini izleyebiliyorlar.
Bunu yapabilirsen
senin için çok iyi bir alıştırma olacak.
Ve lütfen, gel ve bana
ne bulduğunla ilgili bir geri bildirim yap.
[S.] Tamam, evet, sanırsam yapabilirim.
[M.] Evet.
... ve unutma ki aynı zamanda gözlemliyorsun...
[müzik]
'Zihinle Savaşma' başlıklı
Satsang DVD'sinden video alıntısı
13 Ocak 2012
Tiruvannamalai, Hindistan