Arşiv.
Eski eşya kutuları
ve paketleriyle dolu
odaları ve rafları
gözünüzün önüne getirin.
Arşiv, derinlerine inecek kadar
sabırlı olanlara
geçmişe dokunma ve şu anda ölü olan
ve arşivin derinliğinde gömülü olan
bir zamanlar yaşamış insanların
tecrübelerini hissetme ve öğrenme
imkanını sağlar ve bu değerlidir.
Peki ya arşivi hayata döndürmenin
bir yolu olsaydı?
Jon Michael Reese: "Dünya,
ırk hakkında yanlış düşünüyor."
Melissa Joyner: "Bu ülke 'Zencileri'
yargılamakta ısrar ediyor."
JMR: "Çünkü bilmiyor."
AYGTK: Ya biri ona nefes aldırabilseydi?
MJ: "En düşük
ve en kötü temsilcilere göre."
AYGTK: Konuş.
JMR: "Dürüst, açık bir sergi."
AYGTK: Bize şarkı söyle ki,
arşiv herkes için erişilebilir olsun.
Arşivi canlandırmak nasıl olurdu?
Yalnızca gerçek bir olaya dayanmayan,
ayrıca bir zamanlar ölü ve gömülü
olduğunu düşündüğümüz şeylerle
bizleri yüz yüze getiren bir performans.
(Piyano müziği)
"Buffalo'da" adındaki
üzerinde çalıştığımız yeni bir müzikal
tamamen bununla ilgili.
Yaklaşık 30 arşiv kurumunun koleksiyonları
kullanılarak hazırlanan "Buffalo'da"
yirminci yüzyılda Buffalo, New York'ta
gerçekleştirilen, ilk Dünya Fuarı olan
1901 Pan-Amerikan Sergisi'nin
muazzam arşivini canlandırıyor.
Bu fuardan haberdarsanız
bunun nedeni o zamanki
ABD Başkanı William McKinley'in
suikaste uğramış olması olabilir.
Yaklaşık 17 yıl boyunca
bu fuarın kapıları
ve arşivi içerisinde kaldım,
yalnızca o hikâyeden ötürü değil
fakat fuar alanında oynanan
gerçek ve ırksal
bir ölüm kalım dramasından ötürü.
Disney Dünyası, Olimpiyatlar,
karnavallar, müzeler,
hepsinin bir arada bulunduğu
böyle bir yerde,
Birleşik Devletler'de siyahi olmanın
ne demek olduğuna dair
üç çelişkili sergi vardı.
Arşiv, beyaz şovmenlerin,
98 Batı ve Orta Afrikalılar şeklinde
vahşi bir siyahi kökeni
temsil ettiğini söylüyor,
En Karanlık Afrika adı verilen
yeniden yaratılmış bir köyde yaşıyor
ve savaş dansları canlandırıyorlar.
Sokağın karşısında ise
mutlu bir köle hayatı canlandırılıyor,
150 Güneyli siyahi oyuncu
pamuk topluyorlar
ve Eski Plantasyon adlı yeniden yaratılmış
bir savaş öncesi alanda
şarkı söyleyip
Orta Çağ dansları sergiliyorlar.
Buffalo'daki siyahi halk
buna tepki olarak üçüncü bir
siyahilik sergisini desteklediler:
Siyahi Sergisi.
Afrikalı-Amerikalı araştırmacı
W.E.B. Du Bois'nın tasarladığı bu sergide
siyahi Amerikalıların üstün başarılı
bir ırk olduğunu, eğitim ve gelişime
yatkın olduğunu göstermek amacıyla,
fotoğraflar, çizelgeler, kitaplar
ve daha fazlası sergileniyordu.
Bu hikâyeyle ilk karşılaştığımda
kendi deneyimlerimden de
anladığım kadarıyla
tehlikeli olan şey,
Afrika grubundaki üyelerin
birbirlerini bu şekilde görmeleriydi.
Batı Afrika, Gana göçmeni bir ailenin
Amerika'nın güneyinde doğmuş,
ve Manhattan, Kansas'ta
yetişmiş çocuğu olarak
(Gülüşmeler)
ve Du Bois gibi kişilerle aynı
seçkin okula gitmiş biri olarak,
Buffalo fuarının,
Kuzeyli siyahileri Güneyli siyahilerle
etkili bir şekilde
rekabete soktuğunu görebildim.
Eğitimsize karşı eğitimli
ve Afrikalılara karşı
Afrikalı-Amerikalılar.
Şunu bilmek istedim:
Siyahi halka ait bu üç farklı grup
bu tecrübeyi nasıl yönetti?
Arşivde bu tür soruların cevapları var
fakat ne yazık ki cevaplar
ırksal karikatürler, çelişkili bilgiler
ve daha kötüsü,
sessizlik altında yer alıyor.
(Piyano müziği)
Hâlâ eski gazete makalelerinin
sayfalarından gelen
müzik melodilerini duyuyorum,
dans numaralarını
ve kelimelerin ritmlerini görüyorum.
Dünya Fuarı'nda,
fuar alanının her yerinde
müzik çaldığını öğrendim
ve bu canlı, sürükleyici, olağanüstü
müzik tiyatrosunun, günümüz teknolojisiyle
1901 fuarının arşivsel hikâyesini
kutulardan çıkarıp hayata döndürecek
en yakın tecrübe olacağını biliyordum.
Hikâyeler, Tannie ve Henrietta gibi
birbirine aşık
bir karı ve koca vodvil çiftin
eski plantasyonda haftada beş dolar
hayalleri için çabalarken
bu "zenci" halk şovlarını
sergileme konusunda
araları açılıyor.
Afrikalı iş adamı
John Tevi'nin hikâyesi gibi
günümüzdeki Togo'da
tutsak kaldığı insan hayvanat bahçesinin
vahşi kurallarını yenmesi gerekiyor.
Mary Talbert'in hikâyesi gibi
Buffalo'da siyahi seçkinlerin
varlıklı bir lideri,
yaşadığı yerin ırksal gerçeklikleriyle
uzlaşması gerekiyor.
MJ: "Bu ülkedeki egemen ırk
siyahileri en düşük
ve en korkunç temsilcileri üzerinden
yargılamakta ısrar ediyor."
AYGTK: Eski Plantasyon
ve En Karanlık Afrika gibi.
MJ: "Daha zeki ve kıymetli sınıfları
görmek yerine."
AYGTK: Fuar yöneticileri
Mary Talbert ile Buffalo'nun
yerel siyahi topluluğun fuara
katılma isteğini gözardı ettiklerinde,
gazeteler Mary Talbert
ve eğitimli Afrikalı-Amerikalı
kadınlar kulübünün
büyük bir protesto toplantısı
yaptığını söylediler.
Fakat bu toplantının detayları,
hatta yaptığı coşkulu konuşma,
arşivde tam olarak yer almıyor.
Bu yüzden, "Buffalo'da,"
Mary'nin konuşmasının özünü
şarkıya çeviriyor.
(Herkes söylüyor)
Yapmalıyız, aynı fikirdeyiz.
Yapmalıyız, aynı fikirdeyiz.
MJ: Göstereceğimiz bir şey var --
Buffalo'da bir ders vereceğiz.
Özgürlükten bu yana gelişimimizi görmek
ulusun yararına olabilir.
Bu Pan-Amerikan sergisinde
beyaz olmayan insanlar temsil edilmelidir,
özgürlükten bu yana gelişimimizi görmek
ulusun yararına olabilir.
(Herkes söylüyor)
Irktan birisini görevlendirmeyerek
çok büyük bir hata yaptılar.
Yapmalıyız, aynı fikirdeyiz.
Yapmalıyız, aynı fikirdeyiz.
Yapmalıyız, aynı fikirdeyiz.
AYGTK: Mary Talbert, Siyahi Sergisi'nin
fuara gelmesini ısrarla talep ediyor.
Buffalo'daki Siyahi Sergi'ye sahip olmak,
müzikalin, Du Bois'nın buna neden inandığı
ve Mary ile siyahi elitlerin
bunun neden acilen
gerektiğini düşündükleri
ardındaki hikâyeyi anlatması
gerektiği demekti.
JMR: "Dünya, ırk hakkında
yanlış düşünüyor."
Sam Hose'u, sandıkları kişi olduğunu
düşündükleri için öldürdüler.
Her gün onun gibi birçok insan,
birçok "Zenci" insan,
onun gibi harap edildi.
Sonra -- o kırmızı ışın.
Bir daha asla eskisi gibi olamayız.
(Şarkı söylüyor) Kırmızı bir ışın
[Bir adam Georgia'da avlanıyor]
Masamı delip geçiyor
[Çete Hose'un peşinde;
yakalanırsa linç edilecek]
Sam'in ellerinin
gömüldüğü günde.
Sadece kelimeler
haksız kanunlara direnebilir mi?
[Kaçış imkansız görünüyor]
Sadece kelimeler şiddete direnebilir mi?
Ah, hayır, ah.
[Canlı yakıldı]
[Sam Hose linç edildi]
Ah, hayır, ah.
[Vücudu parçalara ayrılıyor]
Ah, hayır, ah.
[Kazığa Bağlı Yakılıyor]
[On Sent, Pişmiş Ciğer, Dilimleniyor]
[Hatıralar için kavga.]
(Herkes söylüyor) Kitapları kim okudu?
Sayfa karşısında
sayılarımız ve istatistiklerimiz
küçük görünüyor.
Kriz çoğaldı.
İnsanlarımız linç edildi ve öldü.
Ah, Tanrım.
Bir şeyler değişmeli.
AYGTK: Bir şeyler değişmeli.
"Buffalo'da," Birleşik Devletler'in
bugün, 1901 Amerika'sı ile benzer dönüm
noktasında nasıl durduğunu gösteriyor.
Tıpkı o zamanlar Sam Hose'un
adının gazeteleri doldurduğu gibi
günümüz medyası da şu isimleri taşıyor:
JMR: Oscar Grant.
MJ: Jacqueline Culp.
Piyanist: Trayvon Martin.
AYGTK: Sandra Bland.
Ayrıca diğerleri.
1901 fuarının mirası,
hayal edebileceğimizden
daha fazla biçimde varlığını sürdürüyor.
MJ: Mary Talbert
ve Ulusal Siyahi Kadınlar Kuruluşu,
linçlere ve siyahilerin
suçluluğu efsanesine karşı
hareketler başlattılar,
tıpkı bugünkü siyahi kadınların
Siyahların Hayatı Önemlidir hareketi gibi.
JMR: Ayrıca Du Bois dahil,
Siyahi Sergiyi yaratan
ve onun için savaşan insanlar
fuardan dört yıl sonra
NAACP oluşumuna zemin hazırlayan
Niagara Hareketini başlatmak için
Buffalo'ya geldiler.
AYGTK: 1901 fuarında
garip bir deneyim yaşayanlar
sadece siyahiler değildi.
Resmi bir kılavuz,
fuar ziyaretçilerine şunu söylüyordu:
MJ: "Lütfen unutmayın,"
JMR: "bu kapıdan girdiğinizde,"
AYGTK: "artık şovun bir parçasısınız."
"Buffalo'da"ki arşivi canlandırmak
seyircilerin şunu sormasını sağladı:
"Hâlâ kapıların ardında mıyız
ve hâlâ şovun bir parçası mıyız?"
(Müzik bitiyor)
(Alkışlar ve tezahürat)