WEBVTT 00:00:01.095 --> 00:00:02.286 14 yıl önce, 00:00:02.310 --> 00:00:05.476 ilk davamı savunmak için Yüksek Mahkemede yerimi aldım. 00:00:05.500 --> 00:00:06.933 Bu, herhangi bir dava değildi. 00:00:06.933 --> 00:00:08.744 Uzmanların, Yüksek Mahkemenin duyduğu 00:00:08.768 --> 00:00:12.400 en önemli davalardan bir tanesi şeklinde adlandırdıkları bir davaydı. 00:00:12.752 --> 00:00:16.021 Guantanamo'nun yasal olup olmadığı ve Cenevre Sözleşmeleri'nin 00:00:16.045 --> 00:00:19.542 terörle mücadelede uygulanıp uygulanmadığını dikkate alıyordu. 00:00:19.566 --> 00:00:24.179 11 Eylül'deki korkunç saldırılardan sonra ele avuca sığmayan yıllardı. 00:00:24.241 --> 00:00:27.331 Yüksek Mahkemenin yedi tane Cumhuriyetçi atananı, 00:00:27.355 --> 00:00:29.204 iki tane de Demokrat atananı vardı 00:00:29.228 --> 00:00:32.770 ve şans eseri müvekkilim Osama Bin Laden'in şoförüydü. 00:00:33.147 --> 00:00:36.535 Bana muhalif olan kişi ise ABD Başsavcısı, 00:00:36.535 --> 00:00:38.412 Amerika'nın en iyi mahkeme avukatıydı. 00:00:38.412 --> 00:00:39.974 Otuz beş tane dava savunmuştu, 00:00:39.998 --> 00:00:42.268 ben ise 35 yaşında bile değildim. 00:00:42.292 --> 00:00:44.031 Her şey yeterince zor değilmiş ki 00:00:44.031 --> 00:00:47.659 Senato, ABD İç Savaşı'ndan beri ilk kez böyle bir şey yaparak 00:00:47.659 --> 00:00:51.869 davayı Yüksek Mahkemenin duruşma listesinden kaldıran yasa tasarısını NOTE Paragraph 00:00:51.893 --> 00:00:53.904 İletişim uzmanları gerilim yaratmam 00:00:53.904 --> 00:00:56.700 ve size ne olduğunu söylememem gerektiğini söylüyor. 00:00:57.165 --> 00:00:58.847 Ama konu şu ki davayı biz kazandık. 00:00:58.871 --> 00:01:00.045 Peki nasıl? 00:01:00.069 --> 00:01:03.036 Bugün bir tartışmayı Yüksek Mahkemede veya herhangi bir yerde 00:01:03.036 --> 00:01:05.201 nasıl kazanacağımız hakkında konuşacağım. NOTE Paragraph 00:01:05.201 --> 00:01:09.463 Bilinen bir görüş, kendinize güvenerek konuşmanız gerektiğidir. 00:01:09.487 --> 00:01:11.133 Bu şekilde ikna edebilirsiniz. 00:01:11.642 --> 00:01:13.095 Bence bu yanlış bir görüş. 00:01:13.119 --> 00:01:16.367 Bence kendine güvenmek ikna etmenin düşmanı. 00:01:16.738 --> 00:01:21.195 İkna etmek empatiyle, bir insanı tamamen anlamakla alakalı. 00:01:21.228 --> 00:01:23.172 TED'i TED yapan şey de bu, 00:01:23.196 --> 00:01:25.387 bu konuşmayı dinlemenizin sebebi de bu. 00:01:25.411 --> 00:01:28.449 Bu konuyu herhangi bir yayının sayfalarında da okuyabilirdiniz 00:01:28.459 --> 00:01:29.733 ama okumadınız. 00:01:29.733 --> 00:01:31.966 Yüksek Mahkeme davalarında da aynı şey geçerli, 00:01:31.966 --> 00:01:33.768 dava özetlerini sayfalara yazıyoruz 00:01:33.792 --> 00:01:36.201 ama aynı zamanda sözlü tartışmalar da yapıyoruz. 00:01:36.201 --> 00:01:39.543 Hakimlerin sadece sorular yazdığı ve sizin de cevaplar yazdığınız 00:01:39.567 --> 00:01:40.871 bir adalet sistemimiz yok. 00:01:40.895 --> 00:01:42.309 Neden mi? 00:01:42.309 --> 00:01:44.529 Çünkü tartışma etkileşimle alakalı. NOTE Paragraph 00:01:44.553 --> 00:01:48.066 Ne yaptığımı ve bu derslerin nasıl genellenebilir olduğunu anlatmak için 00:01:48.090 --> 00:01:50.479 sizi perde arkasına götürmek istiyorum. 00:01:50.503 --> 00:01:53.129 Sadece mahkemede bir tartışmayı kazanmak için değil 00:01:53.153 --> 00:01:55.153 ama çok daha derin bir şey için. 00:01:55.704 --> 00:01:58.387 Açıkçası bu, alıştırma yapmayı içerecek 00:01:58.411 --> 00:02:00.715 ama herhangi bir alıştırma değil. 00:02:00.715 --> 00:02:03.692 Guantanamo için ilk alıştırma seansımda Harvard'a gittim 00:02:03.692 --> 00:02:08.243 ve o efsanevi profesörler beni soru yağmuruna tuttu. 00:02:08.267 --> 00:02:11.783 Her şeyi okumuş olmama ve milyon kere prova yapmış olmama rağmen 00:02:11.807 --> 00:02:14.014 kimseyi ikna edemiyordum. 00:02:14.038 --> 00:02:16.164 Savunmalarım yankı bile yapmıyordu. NOTE Paragraph 00:02:16.188 --> 00:02:17.387 Çok çaresizdim, 00:02:17.411 --> 00:02:18.903 mümkün olan her şeyi yaptım, 00:02:18.927 --> 00:02:21.347 her kitabı okudum, milyon kere prova yaptım 00:02:21.371 --> 00:02:23.129 ve hiçbir işe yaradığı yoktu. 00:02:23.153 --> 00:02:25.272 Sonunda tesadüfen birisine rastladım, 00:02:25.296 --> 00:02:27.582 oyunculuk koçuydu, avukat bile değildi. 00:02:27.606 --> 00:02:29.836 Yüksek Mahkemeye hiç ayak basmamıştı. 00:02:29.860 --> 00:02:35.358 Bir gün dalgalı beyaz bir gömlek ve bolo kravatla ofisime geldi. 00:02:35.444 --> 00:02:38.944 Katlanmış kollarımla bana baktı 00:02:38.968 --> 00:02:40.926 ve "Bak Neal, bunun işe yarayacağını 00:02:40.950 --> 00:02:42.983 düşünmediğini söyleyebilirim 00:02:43.007 --> 00:02:44.316 ama sadece dediğimi yap. 00:02:44.340 --> 00:02:45.871 Bana savunmandan bahset." dedi. NOTE Paragraph 00:02:45.871 --> 00:02:47.283 Not defterimi aldım 00:02:47.307 --> 00:02:49.340 ve savunmamı okumaya başladım. 00:02:49.364 --> 00:02:50.799 "Ne yapıyorsun?" dedi. 00:02:50.823 --> 00:02:52.672 "Sana savunmamdan bahsediyorum" dedim. 00:02:52.696 --> 00:02:54.848 "Savunman bir not defteri mi?" diye sordu. 00:02:54.848 --> 00:02:57.526 "Hayır ama savunmam not defterinde yazılı." dedim. 00:02:57.550 --> 00:03:02.027 "Neal, bana bak ve savunmandan bahset." dedi. 00:03:02.027 --> 00:03:03.391 Ben de öyle yaptım. 00:03:03.415 --> 00:03:07.061 Aniden fikirlerimin yankı yaptığını fark ettim. 00:03:07.061 --> 00:03:09.867 Başka bir insanla bağlantı kuruyordum 00:03:10.328 --> 00:03:15.160 ve ben konuşurken oluşmaya başlayan gülümsemeyi görebiliyordu. 00:03:15.177 --> 00:03:20.246 "Tamam Neal, şimdi savunmanı elimi tutarken yap." dedi. 00:03:20.246 --> 00:03:21.975 "Ne?" dedim. 00:03:21.999 --> 00:03:24.340 "Evet, elimi tut." dedi. 00:03:25.087 --> 00:03:26.799 Çaresizdim bu yüzden elini tuttum. 00:03:26.823 --> 00:03:33.122 "İşte bağlantı bu, ikna etmenin gücü bu." dedim. NOTE Paragraph 00:03:33.125 --> 00:03:34.307 Bu, bana yardımcı oldu. 00:03:34.331 --> 00:03:38.074 Ama doğrusunu söylemek gerekirse savunma günü yaklaştıkça hala geriliyorum. 00:03:38.074 --> 00:03:40.587 Savunmanın kendini başka birinin yerine koymak 00:03:40.587 --> 00:03:43.482 ve empati yapmakla alakalı olduğunu bilmeme rağmen 00:03:43.482 --> 00:03:46.243 önce sağlam bir temele ihtiyacım vardı. 00:03:46.267 --> 00:03:48.974 Bu yüzden konfor alanımın dışına çıkarak bir şey yaptım. 00:03:48.974 --> 00:03:51.282 Mücevher taktım ama herhangi bir mücevher değil 00:03:51.282 --> 00:03:54.336 babamın savunmadan birkaç ay önceki vefatına kadar 00:03:54.360 --> 00:03:57.598 bütün hayatı boyunca taktığı bir bilezik taktım. 00:03:57.622 --> 00:04:01.487 Annemin bana uygun bir zaman için verdiği bir kravat taktım. 00:04:01.641 --> 00:04:05.768 Not defterimi çıkardım ve üstüne çocuklarımın ismini yazdım 00:04:05.792 --> 00:04:07.926 çünkü bunu yapıyor olmamın sebebi onlardı. 00:04:07.950 --> 00:04:11.577 Onlar için ülkeyi bulduğumdan daha iyi bir şekilde bırakmalıydım. NOTE Paragraph 00:04:11.601 --> 00:04:13.887 Mahkemeye gittim ve sakindim. 00:04:13.911 --> 00:04:17.221 Bilezik, kravat, çocuklarımın ismi 00:04:17.245 --> 00:04:18.791 odaklanmamı sağladı. 00:04:18.815 --> 00:04:21.902 Tıpkı uçurumun ötesinden uzanan bir kaya tırmanıcısı gibi 00:04:21.926 --> 00:04:25.101 eğer sağlam bir desteğiniz varsa ulaşabilirsiniz. NOTE Paragraph 00:04:25.125 --> 00:04:28.609 Tartışma ikna etmekle alakalı olduğu için 00:04:28.633 --> 00:04:30.982 duygulardan kaçınmam gerektiğini biliyordum. 00:04:30.982 --> 00:04:33.427 Duyguları açığa çıkarmak başarısızlık getirir. 00:04:33.427 --> 00:04:36.260 Bir e-postayı koyu renkle ve büyük harflerle yazmak gibi 00:04:36.284 --> 00:04:37.776 kimseyi ikna etmez. 00:04:37.800 --> 00:04:39.990 Bu sizinle, konuşmacıyla alakalı olan bir şey, 00:04:40.014 --> 00:04:42.410 dinleyici ya da alıcıyla alakalı değil. NOTE Paragraph 00:04:42.728 --> 00:04:46.291 Bazı ortamlarda çözüm duygusal olmaktır. 00:04:46.315 --> 00:04:47.903 Ailenizle tartışıyorsunuz 00:04:47.927 --> 00:04:50.155 duygularınızı kullanıyorsunuz ve işe yarıyor. 00:04:50.155 --> 00:04:51.045 Neden mi? 00:04:51.069 --> 00:04:52.514 Çünkü aileniz sizi seviyor. 00:04:52.538 --> 00:04:54.948 Ama Yüksek Mahkemenin hakimleri sizi sevmiyor. 00:04:54.948 --> 00:04:58.770 Kendilerini duygularla ikna edilebilen insan tipi olarak düşünmeyi sevmiyorlar. 00:04:58.785 --> 00:05:01.802 Ben de, muhalifimin duygusal reaksiyon vermesine yol açmak için 00:05:01.802 --> 00:05:05.020 bir tuzak kurarak bu iç görüyü tersine tasarladım. 00:05:05.044 --> 00:05:08.567 Böylece hukukun istikrarlı ve sakin sesi olarak görülebilirdim. 00:05:09.106 --> 00:05:10.415 Bu işe yaradı. NOTE Paragraph 00:05:10.439 --> 00:05:14.569 Guantanamo mahkemelerinin düştüğünü ve kazandığımızı öğrenmek için 00:05:14.593 --> 00:05:17.418 mahkeme salonunda oturduğumu hatırlıyorum. 00:05:17.442 --> 00:05:21.236 Adliyenin basamaklarından inerek çıktığımda bir basın fırtınası vardı. 00:05:21.585 --> 00:05:23.855 Beş yüz kamera vardı ve hepsi bana, 00:05:23.879 --> 00:05:26.638 "Karar ne anlama geliyor? Ne söylüyor?" diye soruyorlardı. 00:05:26.638 --> 00:05:28.474 Karar 185 sayfa uzunluğundaydı 00:05:28.498 --> 00:05:31.190 ve okumak için zamanım olmadı, kimsenin zamanı olmadı. 00:05:31.190 --> 00:05:32.989 Ama ne anlama geldiğini biliyordum. NOTE Paragraph 00:05:32.989 --> 00:05:34.955 Mahkeme basamaklarında dediğim şey şuydu: 00:05:34.955 --> 00:05:36.518 "Burada olan şey şu: 00:05:36.542 --> 00:05:38.447 En düşüğün en düşüğüne sahipsiniz, 00:05:38.471 --> 00:05:41.800 bin Laden'in şoförü olmakla suçlanan bu adam 00:05:41.824 --> 00:05:43.895 etrafımızdaki en korkunç adamlardan birisi. 00:05:43.919 --> 00:05:45.958 Sadece herhangi birine dava açmadı 00:05:45.982 --> 00:05:48.863 ama aslında millete, dünyanın en güçlü adamına 00:05:48.887 --> 00:05:51.519 Amerika Birleşik Devletleri'nin başkanına dava açtı. 00:05:51.519 --> 00:05:53.936 Davası bir çeşit uyduruk trafik mahkemesinde değil 00:05:53.936 --> 00:05:55.783 ülkedeki en yüksek mahkemede, 00:05:55.807 --> 00:05:58.660 Amerika Birleşik Devletleri'nin Yüksek Mahkemesinde görüldü 00:05:58.660 --> 00:05:59.887 ve davayı kazandı. 00:05:59.911 --> 00:06:02.982 Bu, bu ülke için dikkate değer bir şey. 00:06:03.006 --> 00:06:04.666 Diğer birçok ülkede 00:06:04.690 --> 00:06:08.466 bu şoför muhtemelen sadece dava açtığı için vurulurdu. 00:06:08.466 --> 00:06:11.395 Benim için daha da fazlası, avukatı da vurulurdu. 00:06:11.419 --> 00:06:13.518 Ama Amerika'yı farklı yapan şey bu, 00:06:13.542 --> 00:06:15.542 Amerika'yı özel yapan şey bu." 00:06:15.566 --> 00:06:17.304 Bu karar sayesinde 00:06:17.328 --> 00:06:20.014 Cenevre Sözleşmeleri terörle mücadele için uygulanıyor. 00:06:20.038 --> 00:06:22.728 Bu da dünya çapında hayalet hapishanelerin son bulması, 00:06:22.752 --> 00:06:26.042 suyla boğma işkencesinin son bulması 00:06:26.042 --> 00:06:29.226 ve o Guantanamo askeri mahkemelerin son bulması anlamına geliyor. 00:06:29.226 --> 00:06:30.882 Düzenli olarak kanıt toplayarak 00:06:30.882 --> 00:06:32.791 ve hakimleri tamamen anlayarak 00:06:32.815 --> 00:06:36.300 abartısız bir şekilde dünyayı değiştirebildik. NOTE Paragraph 00:06:36.606 --> 00:06:38.256 Kulağa kolay geliyor, değil mi? 00:06:38.280 --> 00:06:40.165 Çok fazla alıştırma yapabilirsiniz, 00:06:40.165 --> 00:06:42.170 duygularınızı göstermekten kaçınabilirsiniz 00:06:42.170 --> 00:06:44.756 ve siz de her tartışmayı kazanabilirsiniz. 00:06:44.756 --> 00:06:46.809 Üzülerek söylüyorum ki o kadar basit değil, 00:06:46.809 --> 00:06:48.379 stratejilerim dört dörtlük değil 00:06:48.379 --> 00:06:52.217 ve herkesten daha çok Yüksek Mahkeme davası kazanırken 00:06:52.217 --> 00:06:54.233 çok fazla şey de kaybettim. NOTE Paragraph 00:06:54.257 --> 00:06:56.709 Aslında Donal Trump başkanlığa seçildikten sonra 00:06:56.733 --> 00:07:00.468 anayasa gereği korkmuş bir şekilde konuşuyordum. 00:07:00.492 --> 00:07:03.087 Lütfen anlayın bu, Sol'a karşı Sağ 00:07:03.111 --> 00:07:05.279 ya da onun gibi bir şeyle alakalı değil. 00:07:05.279 --> 00:07:07.370 Bu konuda konuşmak için için burada değilim. 00:07:07.370 --> 00:07:09.461 Ama yeni başkanın göreve başladığı ilk hafta 00:07:09.461 --> 00:07:11.862 havalimanlarında oluşan o sahneleri hatırlarsınız. 00:07:11.862 --> 00:07:15.679 Başkan Trump, bir seçim kampanyası vaadi vererek şöyle demişti: 00:07:15.703 --> 00:07:19.580 "Ben, Donald J. Trump, Amerika'ya olan Müslüman göçlerinin 00:07:19.604 --> 00:07:22.596 tamamen durdurulmasını sağlayacağım." 00:07:22.620 --> 00:07:25.793 Aynı zamanda "Bence İslam bizden nefret ediyor." demişti. 00:07:25.817 --> 00:07:28.276 Nüfusunun büyük bir çoğunluğu Müslüman olan 00:07:28.276 --> 00:07:33.363 yedi ülkeden gelen göçleri yasaklayarak bu sözünü yerine getirdi. 00:07:33.387 --> 00:07:36.990 Hukuki ekibim ve diğerleri mahkemeye gitti ve dava açtı. 00:07:37.014 --> 00:07:39.839 İlk seyahat yasağını kaldırttılar. 00:07:39.863 --> 00:07:41.252 Trump yeniden yasak getirdi. 00:07:41.276 --> 00:07:43.871 Tekrar mahkemeye gittik ve yine yasağı kaldırttık. 00:07:43.895 --> 00:07:45.925 Trump yine yasak getirdi 00:07:45.949 --> 00:07:48.710 ve bu sefer Kuzey Kore'yi de ekleyerek yasağı değiştirdi. 00:07:48.710 --> 00:07:50.306 Çünkü hepimiz Amerika'nın 00:07:50.306 --> 00:07:53.328 Kuzey Kore'yle büyük bir göç problemi olduğunu biliyoruz. 00:07:53.352 --> 00:07:56.756 Ama bu, avukatlarının Yüksek Mahkemeye gidip 00:07:56.780 --> 00:07:59.978 "Görüyorsunuz bu Müslümanlara karşı yapılan ayırımcılık değil, 00:07:59.978 --> 00:08:02.635 diğer insanları da içeriyor." demelerine olanak sağladı. NOTE Paragraph 00:08:02.635 --> 00:08:04.942 Buna müthiş bir cevabımız olduğunu düşündüm. 00:08:04.942 --> 00:08:06.831 Sizi detaylarla sıkmayacağım 00:08:06.855 --> 00:08:08.855 ama biz davayı kaybettik, 00:08:09.163 --> 00:08:10.933 5'e 4 oyla. 00:08:10.957 --> 00:08:16.046 Yıkılmıştım, ikna etme güçlerimin azaldığından endişelenmiştim. NOTE Paragraph 00:08:16.046 --> 00:08:17.744 Sonra iki şey oldu. 00:08:17.768 --> 00:08:18.990 Birincisinde, 00:08:19.014 --> 00:08:22.574 Yüksek Mahkemenin Japon Amerikalıların enterne edilmesini tartışan 00:08:22.598 --> 00:08:25.312 seyahat yasağı görüşünden bir kısım gözüme ilişti. 00:08:25.669 --> 00:08:28.024 Bu, 100 binin üzerinde Japon Amerikalının 00:08:28.024 --> 00:08:32.993 kamplarda enterne edildiği tarihimizdeki korkunç bir andı. 00:08:33.017 --> 00:08:36.772 Bu plana karşı çıkan gözde insanım 00:08:36.772 --> 00:08:39.776 Washington Üniversitesi öğrencisi olan Gordon Hirabayashi'ydi. 00:08:39.776 --> 00:08:44.530 "Bak, ilk kez yakalanıyorsun, eve gidebilirsin" diyen FBI'a teslim oldu. 00:08:44.530 --> 00:08:46.729 Gordon "Hayır, ben bir Kuveykırım, 00:08:46.729 --> 00:08:49.831 adaletsiz kanunlara direnmeliyim." dedi. 00:08:49.855 --> 00:08:52.426 Onu tutukladılar ve mahkum edildi. 00:08:52.450 --> 00:08:55.084 Gordon'nun davası Yüksek Mahkemede görüldü NOTE Paragraph 00:08:55.108 --> 00:08:56.887 ve yine sahip olduğunuz 00:08:56.911 --> 00:08:59.787 herhangi bir beklenti duygusunu yok ederek o şeyi yapacağım 00:08:59.787 --> 00:09:01.468 ve size ne olduğunu anlatacağım. 00:09:01.468 --> 00:09:02.490 Gordon kaybetti 00:09:02.514 --> 00:09:04.886 ama basit bir sebep yüzünden kaybetti. 00:09:05.212 --> 00:09:09.458 Devletin en iyi mahkeme avukatı olan Başsavcı, 00:09:09.458 --> 00:09:12.327 Yüksek Mahkemeye, Japon Amerikalıların enterne edilmesinin 00:09:12.327 --> 00:09:16.115 askeri gerekliliklerden dolayı makul olduğunu söylediği için Gordon kaybetti. 00:09:16.115 --> 00:09:17.314 Bu kadardı, 00:09:17.338 --> 00:09:19.798 kendi ekibi Japon Amerikanların enterne edilmesine 00:09:19.822 --> 00:09:23.628 gerek olmadığını açığa çıkarmasına rağmen 00:09:23.652 --> 00:09:27.088 FBI ve istihbarat teşkilatı, 00:09:27.112 --> 00:09:28.867 Başsavcının dediklerine inandı. 00:09:28.867 --> 00:09:31.810 Aslında söylenenler ırksal ön yargıyla güdülenmişti. 00:09:32.157 --> 00:09:34.704 Ekibi Başsavcıya yalvardı, 00:09:34.728 --> 00:09:37.688 "Doğruyu söyle, kanıtları ortadan kaldırma." 00:09:37.712 --> 00:09:39.490 Peki Başsavcı ne yaptı? 00:09:39.514 --> 00:09:40.696 Hiçbir şey. 00:09:40.720 --> 00:09:44.282 Mahkemeye gitti ve "askeri gereklilikler" hikayesini anlattı 00:09:44.719 --> 00:09:48.631 ve mahkeme Gordon'ın hükmünü onayladı. 00:09:48.655 --> 00:09:52.933 Ertesi yıl, Fred Korematsu'nun enterne edilmesini onayladı. NOTE Paragraph 00:09:53.255 --> 00:09:55.231 Neden bunun hakkında düşünüyordum? 00:09:55.255 --> 00:09:57.374 Çünkü neredeyse 70 yıl sonra, 00:09:57.398 --> 00:10:01.724 aynı ofise, Başsavcılığa gittim. 00:10:01.728 --> 00:10:03.895 Japonların enterne edilmeleri davalarında 00:10:03.919 --> 00:10:08.117 devletin gerçekleri yanlış beyan ettiğini söyleyerek 00:10:08.141 --> 00:10:10.623 doğruları açıkladım. 00:10:10.647 --> 00:10:14.204 Yüksek Mahkemenin seyahat yasağı görüşünü düşündükçe 00:10:14.228 --> 00:10:15.744 bir şey fark ettim. 00:10:15.768 --> 00:10:17.475 Yüksek Mahkeme o görüşte, 00:10:17.499 --> 00:10:22.185 Korematsu davasında yetkisini kullanarak kararı iptal etmek için çaba harcamıştı. 00:10:22.209 --> 00:10:25.820 Japonların enterne edilmesinin yanlış olduğunu söyleyen 00:10:25.844 --> 00:10:28.193 artık sadece Adalet Bakanlığı değildi, 00:10:28.217 --> 00:10:30.920 Yüksek Mahkeme de öyle olduğunu söyledi. NOTE Paragraph 00:10:31.523 --> 00:10:35.356 Bu, tartışmalar için önemli bir ders, zamanlama. 00:10:35.380 --> 00:10:38.783 Hepinizin tartışırken kullandığı önemli bir kozu vardır. 00:10:38.807 --> 00:10:40.903 Tartışmalarınızı ne zaman yapıyorsunuz? 00:10:40.927 --> 00:10:42.839 Sadece doğru tartışmaya ihtiyacınız yok, 00:10:42.839 --> 00:10:45.776 doğru tartışmaya doğru zamanda ihtiyacınız var. 00:10:45.800 --> 00:10:50.371 Ne zaman dinleyicileriniz, eşiniz, patronunuz, çocuğunuz 00:10:50.395 --> 00:10:52.220 en anlayışlı zamanında olacak? NOTE Paragraph 00:10:52.244 --> 00:10:54.839 Bazen tamamen kontrolünüzden çıkar. 00:10:54.863 --> 00:10:57.400 Gecikmenin çok kapsamlı bedelleri var. 00:10:57.784 --> 00:11:00.113 Bu yüzden gidip mücadele etmeniz gerekiyordur 00:11:00.113 --> 00:11:03.083 ve tıpkı benim gibi yanlış bir zamanlama yakalayabilirsiniz. 00:11:03.083 --> 00:11:05.098 Seyahat yasağında düşündüğümüz şey buydu. 00:11:05.098 --> 00:11:06.109 Gördüğünüz üzere 00:11:06.133 --> 00:11:11.149 bunun için Başkan Trump'ın döneminde henüz erkendi. 00:11:11.173 --> 00:11:14.956 ve Yüksek Mahkeme, Trump'ın imzasını iptal etme girişimi için hazır değildi. 00:11:14.956 --> 00:11:19.526 Tıpkı FDR'nin Japon Amerikalı enternesini iptal etmeye hazır olmadıkları gibi. 00:11:19.550 --> 00:11:22.074 Bazen sadece risk almanız gerekir. 00:11:22.098 --> 00:11:24.982 Ama kaybettiğinizde çok acı vericidir 00:11:25.006 --> 00:11:26.942 ve sabretmek gerçekten zordur. NOTE Paragraph 00:11:26.966 --> 00:11:29.220 Ama bu bana aldığım ikinci dersi hatırlatıyor. 00:11:29.244 --> 00:11:31.361 Suçsuzluğu kanıtlama sonradan gelişse bile 00:11:31.385 --> 00:11:34.615 savaşmanın ne kadar önemli olduğunu fark ettim 00:11:34.639 --> 00:11:37.790 çünkü ilham veriyor, eğitiyor. NOTE Paragraph 00:11:38.220 --> 00:11:43.315 Ann Coulter'ın Müslüman yasağıyla alakalı yazdığı bir köşe yazısını okumuştum. 00:11:43.339 --> 00:11:44.601 Dediği şey şuydu: 00:11:44.625 --> 00:11:47.696 "Trump karşıtu tartışan birinci kuşak bir Amerikalı vardı, 00:11:47.720 --> 00:11:49.061 ismi Neal Katyal. 00:11:49.085 --> 00:11:52.360 Amerika'dan nefret eden birçok onuncu kuşak var. 00:11:52.384 --> 00:11:56.145 Tartışmak için bir tanesini bile bulamadınız, 00:11:56.169 --> 00:11:58.420 ülkemizi toplu göçlerle yok mu etmeliyiz? 00:11:58.420 --> 00:12:02.974 Bu, duygunun, iyi bir tartışma için lanetli olan bir şeyin, 00:12:02.974 --> 00:12:04.426 benim için önemli olduğu andı. 00:12:04.450 --> 00:12:08.958 Beni geri döndürmek için duyguyu mahkeme salonunun dışına çıkardı. NOTE Paragraph 00:12:08.982 --> 00:12:13.180 Coulter'ın yazdıklarını okuduğumda sinirlendim. 00:12:13.819 --> 00:12:19.954 Birinci kuşak Amerikalı olmanın beni yetersiz kılacağı fikrine karşı çıkıyorum. 00:12:19.954 --> 00:12:24.812 Toplu göçlerin bu ülkenin sonunu getireceği fikrine karşı çıkıyorum. 00:12:24.812 --> 00:12:29.991 Bunun yerine toplu göçleri bu ülkenin inşa edildiği bir kaya olarak görüyorum. NOTE Paragraph 00:12:30.015 --> 00:12:31.781 Coulter'ın yazdıklarını okuduğumda 00:12:31.781 --> 00:12:34.110 geçmişimdeki birçok şey hakkında düşündüm. 00:12:34.134 --> 00:12:35.499 Hindistan'dan buraya 00:12:35.523 --> 00:12:38.133 cebinde 8 dolarla gelen ve siyahi tuvaletini mi 00:12:38.157 --> 00:12:41.667 yoksa beyazların tuvaletini mi kullanacağını bilmeyen babamı düşündüm. 00:12:42.003 --> 00:12:45.495 Kesimhanedeki ilk iş teklifini düşündüm. 00:12:45.519 --> 00:12:47.272 Bir Hindu için güzel bir iş değil. 00:12:47.296 --> 00:12:51.634 Başka bir Hint aileyle Chicago'da bir mahalleye 00:12:51.658 --> 00:12:53.625 nasıl ve ne zaman taşındığımızı düşündüm 00:12:53.649 --> 00:12:56.249 ve o ailenin çimenliklerinde yanmış bir haç vardı. 00:12:56.273 --> 00:12:58.090 Çünkü ırkçılar, Afrikalı Amerikalıları 00:12:58.090 --> 00:13:00.939 ve Hinduları ayırt etmede pek de iyi değillerdi. 00:13:00.963 --> 00:13:03.014 Guantanamo süresince 00:13:03.038 --> 00:13:04.340 Müslüman sever olduğum için 00:13:04.340 --> 00:13:06.264 aldığım nefret postalarını düşündüm. 00:13:06.264 --> 00:13:07.696 Yine ırkçılar, Hindular 00:13:07.720 --> 00:13:10.577 ve Müslümanlar arasındaki farkları bilmede iyi değiller. NOTE Paragraph 00:13:10.601 --> 00:13:15.004 Ann Coulter, bir göçmenin çocuğu olmanın zayıflık olduğunu düşündü. 00:13:15.028 --> 00:13:18.877 Son derece haksızdı. 00:13:18.901 --> 00:13:20.514 Bu, benim gücüm 00:13:20.538 --> 00:13:24.220 çünkü Amerika'nın neyi temsil etmesi gerektiğini biliyordum. 00:13:24.752 --> 00:13:27.291 Amerika'da, 00:13:27.315 --> 00:13:31.853 benim, cebinde 8 dolarla buraya gelen bir adamın çocuğunun, 00:13:31.877 --> 00:13:34.750 Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesinde 00:13:34.774 --> 00:13:37.107 Osama Bin Laden'in şoförü gibi 00:13:37.131 --> 00:13:39.358 nefret edilen bir yabancı adına durabileceğini 00:13:39.382 --> 00:13:40.957 ve kazanabileceğini biliyordum. NOTE Paragraph 00:13:40.957 --> 00:13:42.837 Bu bana davayı kaybetmiş olmama rağmen 00:13:42.837 --> 00:13:46.744 Müslüman yasağı konusunda da haklı olduğumu fark ettirdi. 00:13:46.744 --> 00:13:48.577 Mahkeme ne karar verirse versin 00:13:48.601 --> 00:13:52.677 göçmenlerin bu ülkeyi güçlendirdiği gerçeğini değiştiremediler. 00:13:52.677 --> 00:13:56.955 Aslında birçok anlamda en çok göçmenler bu ülkeyi seviyor. 00:13:56.979 --> 00:13:59.315 Ann Coulter'ın yazdıklarını okuduğumda 00:13:59.339 --> 00:14:02.371 Anayasamızın şanlı sözlerini düşündüm, 00:14:02.395 --> 00:14:04.068 Anayasanın Birinci Ek Maddesi'ni. 00:14:04.068 --> 00:14:07.529 "Kongre, dini bir kuruma ilişkin herhangi bir yasa yapmayacaktır." 00:14:07.553 --> 00:14:09.831 Milli inançlarımızı düşündüm. 00:14:09.855 --> 00:14:11.570 "E plurbis unum." 00:14:11.594 --> 00:14:13.667 "Birçok şeyden meydana gelen tek şey." NOTE Paragraph 00:14:14.006 --> 00:14:15.720 Her şeyden önemlisi 00:14:15.744 --> 00:14:19.125 tamamen bir tartışmayı kaybetmenin tek yolunun 00:14:19.149 --> 00:14:20.809 vazgeçmek olduğunu fark ettim. 00:14:20.809 --> 00:14:23.641 ABD Kongresinin davasına katıldım ve Başkan Trump'ın 00:14:23.665 --> 00:14:28.923 nüfus sayımına vatandaşlık sorusunu eklemesine karşı çıktım. 00:14:28.947 --> 00:14:31.352 Büyük çıkarımları olan bir karardı. 00:14:31.376 --> 00:14:32.939 Oldukça zor bir davaydı. 00:14:32.963 --> 00:14:34.939 Birçok insan kaybedeceğimizi düşündü. 00:14:34.963 --> 00:14:36.852 Ama davayı kazandık, 00:14:36.876 --> 00:14:38.447 5'e 4 oyla. 00:14:38.471 --> 00:14:40.288 Yüksek Mahkeme, 00:14:40.312 --> 00:14:44.440 Başkan Trump ve kabine sözcüsünün yalan söylediğini açıkladı. NOTE Paragraph 00:14:44.744 --> 00:14:47.569 Ayağa kalktım ve tekrar savaşa katıldım, 00:14:47.593 --> 00:14:50.680 umarım her biriniz de kendi yöntemlerinizle böyle yaparsınız. 00:14:50.998 --> 00:14:52.164 Ayağa kalkıyorum 00:14:52.188 --> 00:14:55.667 çünkü iyi tartışmaların sonunda galip geldiğine inanıyorum. 00:14:56.598 --> 00:14:58.637 Adaletin yayı uzun 00:14:58.661 --> 00:15:00.463 ve sıklıkla yavaşça geriliyor 00:15:00.487 --> 00:15:03.209 ama biz onu gerdiğimiz sürece geriliyor. 00:15:03.598 --> 00:15:07.636 Sorunun her tartışmayı nasıl kazanacağınız olduğunu değil, 00:15:08.033 --> 00:15:11.152 kaybettiğinizde nasıl ayağa kalkacağınız olduğunu fark ettim. 00:15:11.176 --> 00:15:15.038 Çünkü nihayetinde iyi savunmalar galip çıkacak. 00:15:15.038 --> 00:15:16.760 İyi bir savunma yaparsanız 00:15:16.784 --> 00:15:19.101 bu, daha çok dayanmanızı, 00:15:19.125 --> 00:15:21.156 temelinizin ötesine uzanmanızı 00:15:21.180 --> 00:15:23.828 gelecek zihinlere ulaşmanızı sağlayan güce sahip. NOTE Paragraph 00:15:23.828 --> 00:15:26.620 Bütün bu anlattıklarımın önemli olmasının sebebi de bu. 00:15:26.620 --> 00:15:30.280 Sırf kazanmış olmak için bir tartışmayı nasıl kazanacağınızdan bahsetmiyorum. 00:15:30.280 --> 00:15:31.906 Bu, bir oyun değil. 00:15:31.930 --> 00:15:36.128 Bunu size anlatıyorum çünkü şimdi kazanmasanız bile 00:15:36.152 --> 00:15:39.854 eğer iyi bir savunma yaparsanız tarih sizi haklı çıkaracak. NOTE Paragraph 00:15:39.878 --> 00:15:42.934 Her zaman o oyunculuk koçunu düşünüyorum 00:15:42.958 --> 00:15:44.434 ve tuttuğum elin 00:15:44.458 --> 00:15:48.448 aslında adaletin eli olduğunu fark etmeye başladım. 00:15:48.472 --> 00:15:51.377 Uzatılan el sizin için de gelecek. 00:15:51.401 --> 00:15:56.413 Bir kenara itmek ya da onu tutmaya devam etmek size kalmış. NOTE Paragraph 00:15:56.413 --> 00:15:58.539 Dinlediğiniz için çok teşekkürler.