WEBVTT 00:00:05.769 --> 00:00:08.690 Size bir gazeteci olarak anlam arayışımdan ve onu bulmamda 00:00:08.714 --> 00:00:12.134 Dolly Parton'ın bana nasıl yardım ettiğinden bahsetmek istiyorum. NOTE Paragraph 00:00:13.038 --> 00:00:15.649 Neredeyse 20 yıldır sesli hikayeler anlatıyorum, 00:00:15.673 --> 00:00:17.594 önce radyoda, daha sonra podcastlerle. 00:00:17.981 --> 00:00:21.350 2002'de "Radiolab" isimli programa başladığımda 00:00:21.883 --> 00:00:24.620 yapacağımız hikâyelendirmenin özü şuydu: 00:00:24.645 --> 00:00:26.178 Birini getirecektik-- NOTE Paragraph 00:00:26.203 --> 00:00:28.797 (Ses) Steven Strogatz: Doğadaki en hipnotik 00:00:28.821 --> 00:00:31.265 ve büyüleyici gösterilerinden biriydi 00:00:31.289 --> 00:00:34.384 çünkü şunu unutmamalısınız ki tamamen sessizlik hakim. NOTE Paragraph 00:00:34.409 --> 00:00:37.068 Jad Abumrad: Tıpkı matematikçi Steve Strogatz gibi 00:00:37.092 --> 00:00:38.578 ve o bir resim tasvir edecekti. NOTE Paragraph 00:00:38.578 --> 00:00:41.051 SS: Düşünün bir. Thailand'da ormanın izbe köşelerinde 00:00:41.051 --> 00:00:42.424 bir nehir kenarı var. 00:00:42.438 --> 00:00:44.861 Siz bir kanodasınız, nehirde ilerliyorsunuz. 00:00:45.535 --> 00:00:46.956 Hiç ses yok, 00:00:46.980 --> 00:00:50.273 belki nadiren egzotik kuş sesleri falan. NOTE Paragraph 00:00:50.297 --> 00:00:52.622 JA: Steve'le hayali bir kanodasınız 00:00:52.646 --> 00:00:56.177 ve havada milyonlarca ateş böceği var. 00:00:56.201 --> 00:01:00.296 Ve gördüğünüz şey rastgele yıldızlı bir gece etkisi gibi bir şey. 00:01:00.606 --> 00:01:03.566 Çünkü bütün ateş böcekleri farklı aralıklarla yanıp sönüyor. 00:01:03.590 --> 00:01:05.091 Beklentiniz bu yönde olurdu. 00:01:05.487 --> 00:01:08.178 Fakat Steve'e göre burada, 00:01:08.202 --> 00:01:10.884 hiçbir bilim insanının tamamen açıklayamayacağı-- NOTE Paragraph 00:01:10.908 --> 00:01:12.058 SS: Whoop. 00:01:12.996 --> 00:01:14.177 Whoop. 00:01:14.924 --> 00:01:16.121 Whoop. 00:01:16.145 --> 00:01:19.073 Binlerce ışık senkronize bir şekilde yanıyor ve sönüyor. NOTE Paragraph 00:01:19.097 --> 00:01:26.097 (Müzik ve elektrik sesleri) NOTE Paragraph 00:01:26.327 --> 00:01:27.763 JA: Ve işte tam bu anlarda 00:01:27.787 --> 00:01:30.978 genellikle az önce yaptığım gibi güzel bir müzik koyarım 00:01:31.002 --> 00:01:33.084 ve siz de daha sıcak hissetmeye başlarsınız. 00:01:33.084 --> 00:01:34.816 Bilimden aşina olduğumuz, 00:01:34.840 --> 00:01:36.760 baş ve göğsünüzde toplanıp 00:01:36.784 --> 00:01:38.237 vücudunuza yayılan bir his. 00:01:38.261 --> 00:01:39.879 Büyülenme hissi. NOTE Paragraph 00:01:39.903 --> 00:01:43.143 2002'de 2010'a kadar bunun gibi yüzlerce hikâye anlattım. 00:01:44.693 --> 00:01:48.138 Bilimsel, nörobilimsel kafayı, beyni yoran 00:01:48.162 --> 00:01:50.860 her zaman o büyüleyici hissi doğuran hikayelerdi. 00:01:51.780 --> 00:01:53.513 İnsanlara büyüleyici anlar yaşatmayı 00:01:53.513 --> 00:01:55.817 işim olarak benimsemeye başladım. 00:01:56.269 --> 00:01:57.753 Kulağa şöyle geliyordu: NOTE Paragraph 00:01:57.777 --> 00:02:01.585 (Farklı sesler) "Huh!" "Wow!" "Wow!" 00:02:02.094 --> 00:02:03.259 "Bu inanılmaz." 00:02:03.283 --> 00:02:05.316 "Whoa!" "Wow!" NOTE Paragraph 00:02:05.340 --> 00:02:08.371 JA: Ancak bu hikâyelerden sıkılmaya başladım. 00:02:08.720 --> 00:02:10.673 Yani kısmen, tekrara düşmekten. 00:02:10.697 --> 00:02:13.387 Hatırlıyorum da bir gün bilgisayarda oturmuş, 00:02:13.411 --> 00:02:14.807 bir nöron sesi yapıyordum. NOTE Paragraph 00:02:14.831 --> 00:02:15.982 (Çıtırtı sesi) NOTE Paragraph 00:02:16.006 --> 00:02:19.325 Biraz beyaz gürültüyü al, karıştır, yapması çok kolay. 00:02:19.349 --> 00:02:23.214 Kendi kendime şöyle düşündüm, "Bu sesi 25 kez yaptım." 00:02:23.238 --> 00:02:25.252 Bundan da fazlası vardı-- 00:02:25.276 --> 00:02:27.443 bu hikayelerde ortak bir yol vardı. 00:02:27.467 --> 00:02:29.959 Bilimsel gerçeğin yolunu izleyip 00:02:29.959 --> 00:02:31.157 büyülenmeye varıyordunuz. NOTE Paragraph 00:02:31.157 --> 00:02:33.185 Beni yanlış anlamayın, bilimi severim. 00:02:33.209 --> 00:02:35.332 Ailem savaşın parçaladığı bir ülkeden göçtü, 00:02:35.356 --> 00:02:36.578 Amerika'ya geldi. 00:02:36.602 --> 00:02:41.427 ve bilim, onları en iyi tanımlayan şeydi. 00:02:41.451 --> 00:02:43.518 Bu onlardan bana da geçti. 00:02:44.268 --> 00:02:46.737 Fakat bilimden meraka bu basit geçişte 00:02:46.761 --> 00:02:48.047 bir sıkıntı vardı, 00:02:48.071 --> 00:02:49.908 bana yanlış gelmeye başlamıştı. 00:02:49.933 --> 00:02:52.051 Hikayenin alabileceği tek yol bu mu? NOTE Paragraph 00:02:52.945 --> 00:02:54.599 2012'de, 00:02:54.823 --> 00:02:59.076 beni şöyle düşündüren bir sürü hikayeyle karşılaştım: "Hayır." 00:02:59.466 --> 00:03:00.632 Özellikle bir hikâyede, 00:03:00.656 --> 00:03:04.673 Laos dağlarında, kendisine ve köylülere karşı 00:03:04.697 --> 00:03:07.325 kullanılan kimyasal silahları 00:03:07.349 --> 00:03:08.587 anlatan biriyle görüştük. 00:03:08.611 --> 00:03:10.547 Batılı bilim insanları oraya gitmiş, 00:03:10.571 --> 00:03:13.140 kimyasal silahları ölçmüşler, hiçbir şey bulamamışlar. 00:03:13.164 --> 00:03:14.791 Bu adamla bu konuda konuştuk, 00:03:14.815 --> 00:03:16.449 bilim insanları yanılıyor, dedi. 00:03:16.473 --> 00:03:17.878 "Ama test yaptılar", dedik. 00:03:17.902 --> 00:03:20.386 "Umrumda değil, bana ne olduğunun farkındayım." dedi. 00:03:20.386 --> 00:03:22.537 Bu konu üzerine gittik geldik, gittik geldik 00:03:22.561 --> 00:03:24.449 ve uzun lafın kısası, 00:03:24.473 --> 00:03:26.167 röportaj gözyaşlarıyla son buldu. 00:03:26.981 --> 00:03:28.131 Berbat... 00:03:28.751 --> 00:03:29.901 Berbat hissettim. 00:03:31.036 --> 00:03:34.249 Bilimsel gerçekle acı çeken birine vurmuş gibi. 00:03:35.045 --> 00:03:36.997 Bu hiçbir şeyi iyileştirmeyecekti. 00:03:37.021 --> 00:03:41.589 Belki de gerçeği bulmak için bilime fazla güveniyordum. 00:03:41.918 --> 00:03:43.776 Ve o anda sanki 00:03:43.800 --> 00:03:45.879 odada birçok gerçek varmış, ama biz sadece 00:03:45.903 --> 00:03:47.838 bir tanesini arıyormuşuz gibi hissettim. 00:03:47.862 --> 00:03:50.053 "Bu konuda daha iyi olmalıyım." diye düşündüm. NOTE Paragraph 00:03:50.077 --> 00:03:51.648 Ve sonraki 8 yılda, 00:03:51.672 --> 00:03:55.230 kendimi gerçeklerin çarpıştığı hikayeler yapmaya adadım. 00:03:55.254 --> 00:03:57.424 Rıza politikası hakkında hikayeler yaptık. 00:03:57.424 --> 00:03:59.599 Anlattıkları uyuşmayan, hayatta kalanların 00:03:59.599 --> 00:04:01.644 ve faillerin görüşünü duyduğunuz hikayeler. 00:04:01.644 --> 00:04:03.071 Irk hakkında hikayeler yaptık. 00:04:03.071 --> 00:04:05.252 Siyahi erkeklerin sistemli jürilerden atıldığı 00:04:05.252 --> 00:04:07.465 ve buna engel olması gereken kuralların işleri 00:04:07.465 --> 00:04:09.322 daha berbat ettiğiyle ilgili hikayeler. 00:04:09.322 --> 00:04:12.167 Terörle mücadele hakkında hikayeler, Guantanamo tutukluları, 00:04:12.167 --> 00:04:13.893 her şeyin tartışıldığı, 00:04:13.893 --> 00:04:16.522 yapılacak tek şeyin anlamaya çabalamak olduğu hikâyeler. 00:04:16.522 --> 00:04:18.964 Bu çaba, bir yerde önemli hâle geldi. 00:04:20.031 --> 00:04:22.427 "Belki de işim budur"diye düşünmeye başladım. 00:04:22.451 --> 00:04:24.444 İnsanları çabalamaya itmek. 00:04:25.015 --> 00:04:26.483 Kulağa şöyle geliyordu: NOTE Paragraph 00:04:26.507 --> 00:04:28.594 (Farklı sesler) "Fakat ben--ben, yani--" NOTE Paragraph 00:04:28.618 --> 00:04:29.919 " Ben--" (İç çekiş) NOTE Paragraph 00:04:29.943 --> 00:04:31.935 "Şöyle ki, bu yüzden, şey" NOTE Paragraph 00:04:31.959 --> 00:04:33.379 "O, yani, ben--" NOTE Paragraph 00:04:33.403 --> 00:04:37.546 "Yani-- Hay Allah! -- ben--" (İç çekiş) NOTE Paragraph 00:04:37.570 --> 00:04:40.355 JA: Bu iç çekiş işte, 00:04:40.379 --> 00:04:43.119 Bunu her hikayede duymak istiyordum. 00:04:43.143 --> 00:04:46.176 Çünkü o ses bi yerde şu anımızdır, değil mi? 00:04:46.200 --> 00:04:50.566 Gerçeğin artık sadece bi dizi olayın yakalanmasıyla oluşan 00:04:50.590 --> 00:04:51.751 bir dünyada yaşamıyoruz. 00:04:51.775 --> 00:04:52.966 Bu bir süreç halini aldı. 00:04:52.966 --> 00:04:55.312 Bir isim olmaktan çıkıp bir eylem oldu. 00:04:55.336 --> 00:04:57.419 Peki hikayeyi nasıl bitirirsiniz? 00:04:57.443 --> 00:05:01.300 Sürekli aynı şeyler oldu, bir hikaye anlatıyorduk, 00:05:01.324 --> 00:05:03.507 lafı çeviriyorduk, iki farklı bakış açısı 00:05:03.531 --> 00:05:06.229 ve sonuna gelirdiniz ve şey -- 00:05:06.253 --> 00:05:07.404 Hayır, izin verin. 00:05:07.428 --> 00:05:08.721 Sonunda ne söylerdim? 00:05:08.745 --> 00:05:09.896 Aman Tanrm. 00:05:09.920 --> 00:05:11.951 Ne söyler -- Hikâyeyi nasıl bitirirdiniz? 00:05:11.975 --> 00:05:13.745 Sonsuza dek mutlu yaşadılar denmez 00:05:13.769 --> 00:05:15.277 çünkü gerçekçi değil. 00:05:15.301 --> 00:05:16.451 Aynı zamanda, 00:05:16.475 --> 00:05:18.864 eğer insanları öylece bi yerde bırakırsanız, 00:05:18.888 --> 00:05:20.729 "Neden bunu dinledim ki şimdi?" 00:05:20.753 --> 00:05:23.309 Başka bir hareket yapmam gerekiyor gibi hissettim. 00:05:23.333 --> 00:05:25.943 Çabanın ötesinde bir yol olmalıydı. NOTE Paragraph 00:05:25.967 --> 00:05:29.772 İşte bu, beni Dolly'ye götürdü. 00:05:30.254 --> 00:05:32.777 Ya da burada, Güney'deki adıyla Aziz Dolly. 00:05:32.801 --> 00:05:36.445 Geçen yıl "Dolly Parton'ın Amerikası" adlı dokuz bölümlük diziyi yaparken 00:05:36.469 --> 00:05:39.631 yaşadığım küçük bir epifani anımdan bahsetmek istiyorum. 00:05:39.655 --> 00:05:41.336 Benim için bir kalkış noktasıydı, 00:05:41.360 --> 00:05:44.539 fakat Dolly'nin bu problemi çözmede bana yardım edeceğine dair 00:05:44.563 --> 00:05:46.316 içimde bir his vardı. NOTE Paragraph 00:05:46.340 --> 00:05:47.874 Temel his şuydu: 00:05:47.874 --> 00:05:49.396 Dolly'nin konserine gidersin, 00:05:49.420 --> 00:05:52.118 Kamyoncu şapkalı adamlarla, elbiseli adamlar yan yana, 00:05:52.142 --> 00:05:54.055 Demokratlar, Cumhuriyetçilerle yan yana, 00:05:54.055 --> 00:05:55.206 el ele tutuşan kadınlar, 00:05:55.230 --> 00:05:57.483 her çeşit insanı iç içe görürsünüz. 00:05:57.507 --> 00:06:00.372 Birbirinden nefret ettiği söylenen insanlar 00:06:00.396 --> 00:06:02.126 orada beraber şarkı söylüyorlardı. 00:06:02.150 --> 00:06:05.570 O Amerika'da böyle eşsiz bir mekan yarattı 00:06:05.594 --> 00:06:07.983 ve bunu nasıl yaptığını bilmek istiyordum. NOTE Paragraph 00:06:08.007 --> 00:06:12.705 Dolly ile iki farklı kıtada 12 kez röportaj yaptım. 00:06:12.729 --> 00:06:14.500 Bütün röportajlara şöyle başladı: NOTE Paragraph 00:06:14.524 --> 00:06:16.864 (Ses) Dolly Parton: Sormak istediğin her şeyi sor 00:06:16.888 --> 00:06:19.087 ve ben de duymak istediğin şeyi söyleyeyim. NOTE Paragraph 00:06:19.111 --> 00:06:20.119 (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:06:20.143 --> 00:06:22.800 JA: O, inkâr edilemez bir doğa gücü. 00:06:22.824 --> 00:06:25.102 Ama karşılaştığım sorun şuydu ki, 00:06:25.126 --> 00:06:29.617 dizi hakkında bir kibrim vardı ki 00:06:29.641 --> 00:06:31.964 ruhumu daraltıyordu. 00:06:31.964 --> 00:06:34.118 Dolly'nin Güney'le ilgili çok şarkısı var. 00:06:34.118 --> 00:06:35.697 Diskografisine bakacak olursanız 00:06:35.697 --> 00:06:37.991 ardı ardına Tennessee şarkıları duyarsınız. NOTE Paragraph 00:06:37.991 --> 00:06:40.879 (Müzik) DP: (Farklı şarkılar çalıyor) Tennessee, Tennessee 00:06:40.903 --> 00:06:42.369 Tennessee'yi özledim. 00:06:43.150 --> 00:06:47.617 Sürekli kafamda Tennessee'ye özlemim var. 00:06:48.682 --> 00:06:49.796 Tennessee. NOTE Paragraph 00:06:49.820 --> 00:06:52.678 JA: "Tennessee Dağ Evi," "Tennessee Dağı Anıları." 00:06:52.682 --> 00:06:54.419 Ben Tennessee'de büyüdüm 00:06:54.443 --> 00:06:56.459 ve orayı hiç özlemiyorum. 00:06:56.483 --> 00:06:59.478 İntihar saldırılarının icat edildiği yerden gelen 00:06:59.502 --> 00:07:02.784 sıska Arap çocuktum. 00:07:02.808 --> 00:07:05.069 Odamda çok zaman geçirdim. 00:07:05.093 --> 00:07:06.689 Nashville'den ayrıldığımda... 00:07:06.713 --> 00:07:08.848 ayrıldım. NOTE Paragraph 00:07:08.872 --> 00:07:10.324 Dollywood'da, bir replikanın 00:07:10.348 --> 00:07:14.149 Tennessee Dağ Evi'nin replikasının önünde durduğumu hatırlıyorum. 00:07:14.173 --> 00:07:15.912 Etrafımdaki herkes ağlıyordu. 00:07:15.936 --> 00:07:18.309 Bu bir dekor. 00:07:18.705 --> 00:07:19.872 Neden ağlıyorsunuz ki? 00:07:19.896 --> 00:07:22.185 Neden bu kadar duygusallaştıklarını anlamamıştım. 00:07:22.209 --> 00:07:24.759 Özellikle de Güney'le ilişkimi düşününce. 00:07:25.356 --> 00:07:27.991 Bu konuda panik ataklar yaşamaya başladım. 00:07:28.015 --> 00:07:30.154 "Bu proje için doğru kişi ben değil miyim?" NOTE Paragraph 00:07:31.491 --> 00:07:32.641 Fakat sonra... 00:07:33.297 --> 00:07:34.447 kaderin cilvesi. 00:07:34.471 --> 00:07:36.301 Bu adamla tanıştık, Bryan Seaver, 00:07:36.325 --> 00:07:38.562 Dolly'nin yeğeni ve koruması. 00:07:38.586 --> 00:07:41.959 Bir hevesle beni ve yapımcı Shima Oliaee'yi arabayla 00:07:41.983 --> 00:07:43.261 Dollywood'dan dışarıya, 00:07:43.285 --> 00:07:45.269 dağların ardına, 00:07:45.293 --> 00:07:46.697 20 dakika kadar dağlara çıkıp 00:07:46.721 --> 00:07:48.150 dar bir toprak yola inerek 00:07:48.174 --> 00:07:51.366 "Game of Thrones"tan fırlamış dev ağaç geçitlerden geçerek 00:07:51.390 --> 00:07:54.921 gerçek Tennessee Dağ Evi'ne getirdi. 00:07:57.048 --> 00:07:58.397 Fakat gerçek mekan. 00:07:58.421 --> 00:07:59.575 Valhalla. 00:07:59.599 --> 00:08:01.176 Gerçek Tennessee Dağ Evi. NOTE Paragraph 00:08:01.200 --> 00:08:03.356 Ve bunun puanını Wagner'a yazacağım. 00:08:03.380 --> 00:08:05.007 Çünkü anlamalısınız ki 00:08:05.031 --> 00:08:06.197 Tennessee'de 00:08:06.221 --> 00:08:09.007 Tennessee Dağ Evi, kutsal topraklar gibidir. NOTE Paragraph 00:08:09.031 --> 00:08:11.075 Çimenlerin üzerinde 00:08:11.075 --> 00:08:13.650 Piegon Nehri'nin dibinde durduğumu hatırlıyorum. 00:08:13.674 --> 00:08:16.044 Kelebekler havada uçuşuyordu 00:08:16.068 --> 00:08:18.334 ve kendi büyülenme anımı yakaladım. 00:08:19.012 --> 00:08:21.758 Dolly'nin Tennessee Dağ Evi 00:08:21.782 --> 00:08:25.545 babamın Lübnan'ın dağlarındaki evine benziyordu. NOTE Paragraph 00:08:26.023 --> 00:08:29.705 Dolly'nin evi tıpkı terk ettiğim o yere benziyordu. 00:08:30.276 --> 00:08:33.575 Ve bu basit olay babamla, daha önce hiç konuşmadığım 00:08:33.599 --> 00:08:35.071 evini terk etmenin acısını 00:08:35.071 --> 00:08:37.375 ve Dolly'nin müziğinin onun için anlamını 00:08:37.375 --> 00:08:39.058 konuşmaya itti. 00:08:39.082 --> 00:08:42.900 Sonra Dolly'le konuştum. Şarkılarının göçmen müziği 00:08:42.924 --> 00:08:44.186 olduğunu söyledi. 00:08:44.210 --> 00:08:46.098 Hatta o klasik şarkı bile, 00:08:46.122 --> 00:08:48.669 "Tennessee Dağ Evi," eğer dinleyecek olursanız -- NOTE Paragraph 00:08:49.610 --> 00:08:51.571 (Dolly Parton "Tennessee Mountain Home") 00:08:51.595 --> 00:08:55.816 "Evimin önünde bir yaz günü oturuyorum. 00:08:56.570 --> 00:09:00.324 İki ayağı üzerinde bir sandalye, 00:09:00.348 --> 00:09:03.888 duvara yaslanmış." NOTE Paragraph 00:09:05.356 --> 00:09:09.737 Çoktan bittiğini bildiğiniz bir anı yakalamakla ilgili. 00:09:09.761 --> 00:09:12.507 Fakat bir şekilde hayal edebilirseniz 00:09:12.531 --> 00:09:16.150 belki o yerde dondurabilirsiniz. 00:09:16.174 --> 00:09:18.434 Geçmiş ve gelecek arasında sıkışmış. 00:09:19.039 --> 00:09:21.239 İşte bu göçmen deneyimi. NOTE Paragraph 00:09:21.801 --> 00:09:24.952 İşte bu basit düşünce, bana milyonlarca konuşma sağladı. 00:09:24.976 --> 00:09:28.928 Müzikologlarla taşra müziği hakkında bütünüyle konuşmaya başladım. 00:09:28.952 --> 00:09:31.365 Bu müzik çeşidi bana, 00:09:31.389 --> 00:09:33.460 geldiğim yerle alakasız 00:09:33.484 --> 00:09:36.032 müzik aletleri ve stilleriyle yapılmış, 00:09:36.096 --> 00:09:38.285 doğrudan Orta Doğu'danmış gibi geliyordu. 00:09:38.309 --> 00:09:42.086 Aslına bakarsanız, şimdiki Lübnan'dan Doğu Tennessee'deki dağlara kadar 00:09:42.110 --> 00:09:44.534 ticaret yolları varmış. NOTE Paragraph 00:09:45.007 --> 00:09:48.816 Şunu söyleyebilirim, orada öyle durmuş evine bakarken 00:09:48.840 --> 00:09:51.967 ilk defa Tennesseeli gibi hissettim. 00:09:52.957 --> 00:09:54.424 Sahiden öyle. NOTE Paragraph 00:09:54.802 --> 00:09:56.489 Ve bu sadece bi kerelik değildi, 00:09:56.513 --> 00:09:57.877 Tekrar tekrar 00:09:57.901 --> 00:10:01.830 Dolly beni dünyaya yaptığım basit kategorilerin 00:10:01.854 --> 00:10:03.380 ötesine gitmeye zorluyordu. 00:10:03.404 --> 00:10:06.085 Onun Porter Wagoner ile olan yedi yıllık ortaklığından 00:10:06.085 --> 00:10:07.427 konuştuğumuzu hatırlıyorum. 00:10:07.451 --> 00:10:11.658 1967'de, onun grubuna katılır, Porter taşra müziğindeki en büyüktür. 00:10:11.682 --> 00:10:14.119 Dolly yedek bir şarkıcı, hiç kimsedir. 00:10:14.143 --> 00:10:16.602 Kısa sürede, Dolly çok ünlenir, 00:10:16.626 --> 00:10:17.785 Porter kıskanır 00:10:17.809 --> 00:10:20.252 ve Dolly ayrılmak istediğinde ona 00:10:20.252 --> 00:10:21.840 üç milyon dolarlık dava açar. 00:10:21.864 --> 00:10:24.785 Porter Wagoner'ı Dolly'yi geride tutmaya çalışan, 00:10:24.809 --> 00:10:28.070 klasik, ataerkil bir hıyar demek 00:10:28.094 --> 00:10:29.406 basit olurdu. 00:10:29.430 --> 00:10:31.464 Fakat ne zaman bu konuya değinsem... 00:10:31.488 --> 00:10:32.645 hadi ama. NOTE Paragraph 00:10:32.669 --> 00:10:37.385 (Ses) Videolarda kollarını etrafına dolamış bir adam. 00:10:37.407 --> 00:10:41.343 Ortada bir güç olduğuna şüphe yok. NOTE Paragraph 00:10:41.367 --> 00:10:43.904 DP: Kesinlikle daha karışık bir durum bu. 00:10:43.928 --> 00:10:45.689 Yani bir düşünün. 00:10:45.713 --> 00:10:47.301 Yıllarca o şov onundu, 00:10:47.325 --> 00:10:50.451 gösterisi için bana ihtiyacı yoktu. 00:10:50.475 --> 00:10:54.009 Benim öyle olmamı beklemiyordu da. 00:10:54.348 --> 00:10:57.312 Ben ciddi bir göstericiydim ve o bunu bilmiyordu. 00:10:57.336 --> 00:11:00.586 Birçok hayalim olduğunu bilmiyordu. NOTE Paragraph 00:11:00.610 --> 00:11:02.379 JA: Aslında, bana sürekli şöyle dedi, 00:11:02.379 --> 00:11:05.332 "Hikâyeme sakın bu saçma görüşünü koyma 00:11:05.356 --> 00:11:06.856 çünkü gerçek öyle değildi." 00:11:06.880 --> 00:11:09.824 Evet, bir güç vardı fakat sadece ondan ibaret değildi. 00:11:09.848 --> 00:11:11.582 Bunu böyle özetleyemezsin." NOTE Paragraph 00:11:13.501 --> 00:11:15.017 Tamam, bir uzaklaşalım. 00:11:15.041 --> 00:11:16.318 Bundan ne çıkarırım ben? 00:11:16.342 --> 00:11:20.293 Bence burada bir yol, bir ipucu var. 00:11:20.293 --> 00:11:22.263 Gazeteciler olarak farklılığı severiz. 00:11:22.287 --> 00:11:23.888 Farklılığa takılmayı severiz. 00:11:23.912 --> 00:11:26.348 Ama gün geçtikçe bu çetrefilli dünyada 00:11:26.372 --> 00:11:29.213 bu farklılıklar arasında köprü olmamız gerek. 00:11:29.237 --> 00:11:30.770 Ancak bunu nasıl yaparsınız? NOTE Paragraph 00:11:31.261 --> 00:11:34.070 Bana göre şimdi cevap basit. 00:11:34.094 --> 00:11:36.443 Bu farklılıkları sorgularsınız, 00:11:36.467 --> 00:11:38.991 Tutabildiğiniz kadar tutarsınız, 00:11:39.015 --> 00:11:42.189 ta ki, tıpkı o dağdaki gibi, 00:11:42.213 --> 00:11:43.414 bir şey olur, 00:11:43.438 --> 00:11:45.105 bir şey kendini belli eder. 00:11:45.800 --> 00:11:47.705 Hikaye farklılıkla bitemez. 00:11:47.729 --> 00:11:49.544 Bir mucizeyle bitmeli. NOTE Paragraph 00:11:50.277 --> 00:11:52.999 Dağdaki yolculuğumdan geri döndüğümde 00:11:53.033 --> 00:11:56.445 bir arkadaşım bu fikre isim veren bir kitap verdi. 00:11:56.856 --> 00:11:59.450 Piskoterapide, üçüncü diye adlandırılan bir şey var. 00:11:59.474 --> 00:12:01.064 Kabaca şöyle bir şey. 00:12:01.406 --> 00:12:04.667 Tipik olarak kendimizi özerk bireyler olarak görürüz. 00:12:04.691 --> 00:12:07.356 Ben sana bir şey yaparım, sen de bana. 00:12:07.380 --> 00:12:10.197 Fakat bu teoriye göre, iki kişi bir araya gelip 00:12:10.221 --> 00:12:12.769 birbirlerini aynı yolda görmeye 00:12:12.793 --> 00:12:15.427 bağlı kalırlarsa 00:12:15.451 --> 00:12:17.539 yeni bir şey üretiyorlar. 00:12:17.563 --> 00:12:20.229 İlişkileri olan yeni bir bütün. 00:12:21.006 --> 00:12:25.095 Dolly'nin konserleri kültürel üçüncü mekan olarak düşünebilirsiniz. 00:12:25.119 --> 00:12:27.825 Dinleyicileri arasındaki farklılıklara bakışını, 00:12:27.849 --> 00:12:29.039 dinleyicilerin ona bakışı 00:12:29.063 --> 00:12:31.927 mekandaki manevi havayı yaratıyor. NOTE Paragraph 00:12:33.293 --> 00:12:35.626 Ve sanırım şimdi benim sıram. 00:12:36.237 --> 00:12:37.816 Bir gazeteci, 00:12:37.840 --> 00:12:39.729 bir hikaye anlatıcısı, 00:12:39.753 --> 00:12:41.681 sadece bir Amerikalı, 00:12:41.705 --> 00:12:45.094 bir ülkede yaşamaya çabalayan biri olarak 00:12:45.118 --> 00:12:48.094 anlattığım her hikaye üçüncüde bitmeli. 00:12:49.001 --> 00:12:52.342 Farklı düşündüğümüz şeylerin 00:12:52.366 --> 00:12:54.504 yeni bir şey oluşturduğu yerde. NOTE Paragraph 00:12:55.792 --> 00:12:56.942 Teşekkürler.