WEBVTT 00:00:02.021 --> 00:00:04.189 Mooji Baba'yla Yürüyüş 00:00:04.189 --> 00:00:07.799 [Mooji] Çok güzel bir soru sordun bana bu sabah, 00:00:07.799 --> 00:00:15.359 "Egosuz olmak ne demektir?" Yaşam demektir, hakiki yaşam. 00:00:15.359 --> 00:00:17.832 Egosuz Olmak Ne Demektir? 03-01-2018 00:00:17.832 --> 00:00:25.844 [Mooji] Duyguların boyunduruğu altında değilsindir, 00:00:25.844 --> 00:00:31.000 hayatın, 'kişi' oluşunun hizmetinde değildir. 00:00:31.000 --> 00:00:34.714 Şöyle ki birçoğumuz için 00:00:34.714 --> 00:00:37.793 hayatımız, 'kişi' oluşumuzun hizmetindedir öncelikle, 00:00:37.793 --> 00:00:41.829 nasıl olduğumuz gibi mesela: "İyi değilim", "Buna ihtiyacım var", 00:00:41.829 --> 00:00:45.898 "Hiç param yok," Her şey sadece biz, biz, biz ile ilgili. 00:00:45.898 --> 00:00:49.225 Ve bu öyle bir ... 00:00:52.645 --> 00:00:59.075 Hayatlarımız hizmet için olmalı ve ... 00:00:59.075 --> 00:01:08.059 Şöyle ki kendisine değil de, yaşama hizmet halinde 00:01:08.059 --> 00:01:11.695 olan bir hayat, eğer hizmeti doğru dürüst yaparsan, 00:01:11.695 --> 00:01:14.637 yüzlerce insana, birçok insana neşe yaşatır. 00:01:14.637 --> 00:01:24.230 Kendine hizmet eden bir hayat bencildir ve son derece müsrif bir yaşam olduğu söylenebilir. 00:01:24.230 --> 00:01:30.923 O kadar çok güç var ki içinizde ve bu güç, sizin 'kişi'niz için değil. 00:01:30.923 --> 00:01:35.383 Öyleyse, egosuz olmak ... 00:01:35.383 --> 00:01:39.678 Kişi, egosuz olmak istediğinde, 00:01:39.678 --> 00:01:43.197 'kişi' hâlâ oradaysa, bu çok zordur. 00:01:43.197 --> 00:01:47.378 O iyi olmaya çabalamaktır ve bu da makbuldür; bu da çok geniş bir yoldur. 00:01:47.378 --> 00:01:51.773 Kitabı Mukaddes'i okuyan birçok insana şunlar söylenir: "Birbirinizi sevin", 00:01:51.773 --> 00:01:55.252 "Size kötülük edenlere siz iyilik edin." Bu cinsten şeyler. 00:01:55.252 --> 00:01:59.730 İnsanlar da ellerinden geldiğince sevecen ve nazik olmaya çalışırlar ve bu iyidir. 00:01:59.730 --> 00:02:04.190 Gayet iyi sonuçlar verir, fakat size iyi olmalısınız 00:02:04.190 --> 00:02:07.995 dendiği için böyle yapıyorsanız, bazen bunda sahte olan bir şeyler vardır. 00:02:07.995 --> 00:02:12.257 Ödül arıyoruzdur: "İyi olan şeyi yaparsam, bir şey elde ederim." 00:02:12.257 --> 00:02:15.570 Yani bu hâlâ kendimiz içindir, bir açıdan. 00:02:15.570 --> 00:02:19.899 Fakat kendimizin Öz olduğu Hakikat'ine uyandığımızda, 00:02:19.899 --> 00:02:26.593 Öz, her şeyi, herkesi gözetir. Bu farklıdır bir şekilde. 00:02:26.593 --> 00:02:32.486 Hayat çok daha hafiftir, sanki hiçbir kişisel problem yokmuşçasına, 00:02:32.486 --> 00:02:34.944 kişisel problemlerinize dair hissiniz yok oluverir. 00:02:34.944 --> 00:02:37.485 Ortada problemi olacak bir 'kişi' yoktur. 00:02:37.485 --> 00:02:40.470 Hayatın getirdiği şeyler olur, belki biri çıkıp, 00:02:40.470 --> 00:02:43.596 "Seni beğenmiyorum!" diyebilir ve bu hissedilecektir 00:02:43.596 --> 00:02:47.916 ve eğer bu sözlerde çok fazla zehir varsa, 00:02:47.916 --> 00:02:52.381 hüzün hissedebilirsiniz, ama bu sizi hiçbir zaman ağır bir şekilde etkilemeyecektir. 00:02:52.381 --> 00:02:59.770 Üstelik doğru olan şeyi yapıp,"Allah'ın rahmeti üstüne olsun," demeye dahi muktedir olursunuz. 00:02:59.770 --> 00:03:02.698 Bazen önlerinde söylemezsiniz bunu, 00:03:02.698 --> 00:03:04.918 çünkü bu onları huzursuz bile edebilir, 00:03:04.918 --> 00:03:09.967 ama kalbinizde bunu kabullenir ve kendi içinizden zehri çıkarırsınız. 00:03:09.967 --> 00:03:14.234 Ego, bir insanın hayatının içindeki zehirdir, 00:03:14.234 --> 00:03:17.207 işleri kötüye götürür sadece, her zaman bencildir, 00:03:17.207 --> 00:03:20.429 her zaman kendisine enerji çeker, 00:03:20.429 --> 00:03:24.907 her zaman haklı çıkmak ihtiyacındadır, vs ... Son derece zehir doludur o. 00:03:24.907 --> 00:03:27.459 Fakat bazen, başka bir yol bilmediğimizden, 00:03:27.459 --> 00:03:30.413 "İşte, ben böyleyim," gibi hissedilir. 00:03:30.413 --> 00:03:38.049 Kişinin ardındaki daha derin Hakikat alanına uyanmaya başladığınızda, 00:03:38.049 --> 00:03:45.172 işte tam burada, öz-araştırması veya 'Davet', sizi bunun içinden çıkarır; 00:03:45.172 --> 00:03:50.271 o alandan çıkarıp, onun ardındaki alana, daha fazla aydınlığın 00:03:50.271 --> 00:03:54.105 ve genişliğin bulunduğu, o saf akıl alanına getirir. 00:03:54.105 --> 00:03:57.495 Daha o anda mutlu ve hafif hissetmeye başlarsınız 00:03:57.495 --> 00:03:59.974 ve mutluluğunuz ve aydınlığınızda, 00:03:59.974 --> 00:04:03.668 doğal olarak, doğru olduğunu hissettiğiniz şeyi yapmak istersiniz. 00:04:03.668 --> 00:04:08.703 Sanki doğru olduğu hissedilen şey, doğal bir şekilde kalbinizde belirir 00:04:08.703 --> 00:04:14.167 ve bencillik, sizi terk eden bir zehir gibi hissedilir ki 00:04:14.167 --> 00:04:17.543 böylece onu baz alarak düşünmezsiniz pek. 00:04:17.543 --> 00:04:23.013 Sizi mutlu eden bir şey bulduğunuzda, 00:04:23.013 --> 00:04:26.937 mümkün olduğu kadar çok insanı mutlu etmek için, paylaşmak istersiniz bunu. 00:04:26.937 --> 00:04:29.198 Siz bir kapıdan geçip, bir genişliğe çıkarsınız, 00:04:29.198 --> 00:04:33.001 mümkün olduğu kadar çok insanı da geçirmek istersiniz. 00:04:33.001 --> 00:04:39.214 İşte, egosuz olmak böyle bir şeydir. Ego ne kadar azalıp yok oluyorsa 00:04:39.214 --> 00:04:46.471 - bu ağır "Ben, ben, ben," ego cübbesi - 00:04:46.471 --> 00:04:48.760 o kadar fazla genişlik ve alan mevcut olur. 00:04:48.760 --> 00:04:51.801 Bu sebepten dolayı, 'İlahi Alan'a geldiğinizi söylüyorum ben. 00:04:51.801 --> 00:04:53.801 İlahi Alan'da kıskançlık olmaz, 00:04:53.801 --> 00:04:59.784 tüm bu şeyler çekip gider: Bencillik, şiddetli arzular ... 00:04:59.784 --> 00:05:06.974 Öyle bir alandasınızdır ki o, doğal olarak özen gösterir, itina eder 00:05:06.974 --> 00:05:09.889 ve her şey onun içinde derlenir. 00:05:09.889 --> 00:05:13.057 Sizin hayatınızın ve sevdiklerinizin hayatlarının 00:05:13.057 --> 00:05:17.380 her yönünü kollayıp gözetir o. 00:05:17.380 --> 00:05:21.913 Ama sevgiyi hissettiğiniz yer durmaz, gitgide daha da genişler. 00:05:21.913 --> 00:05:24.604 İşte, egosuz olmak budur. 00:05:24.604 --> 00:05:28.817 Tüm dünyadaki en güçlü şeydir. 00:05:28.817 --> 00:05:32.196 Ego, dünyadaki en karanlık güçtür. 00:05:32.196 --> 00:05:36.795 Egodan özgür oluş, dünyadaki en aydınlık ve güzel kuvvettir. 00:05:36.795 --> 00:05:41.625 Ve benim için, insanoğlu olarak yaşamanın karşısındaki zorluk budur: 00:05:41.625 --> 00:05:46.051 Ego kimliğini aşmak. 00:05:46.051 --> 00:05:53.508 Ama dünyamızda çok ender bir şeymiş gibi görünüyor bu, 00:05:53.508 --> 00:05:56.718 çünkü 'kişi'ye çok şey yükleniyor, 00:05:56.718 --> 00:06:01.451 ilk aşkımız gibi bizim; biz o ilki çok seviyoruz. 00:06:01.451 --> 00:06:04.958 Fakat Öz'ü sevmemiz gerekiyordu, 'kişi'yi değil. 00:06:04.958 --> 00:06:08.178 Önce Öz'ü sev. Ama biz onu en son sevmeye meyilliyiz. 00:06:08.178 --> 00:06:11.847 Bu böyle. Güçlü bir kimlikle yetişiyoruz 00:06:11.847 --> 00:06:15.323 ve sadece 'ben, ben, ben' ile, fakat böyle hiçbir zaman mutlu değiliz. 00:06:15.323 --> 00:06:19.069 Bir dolu şeye ihtiyacımız var: Paraya ihtiyacımız var, arkadaşlığa ihtiyacımız var, 00:06:19.069 --> 00:06:22.867 eşe ihtiyacımız var, mutlu olmak için güzel şeylere ihtiyacımız var. 00:06:22.867 --> 00:06:26.436 Ama egodan özgür olan biri, nasıl olursa olsun mutlu olabilir. 00:06:26.436 --> 00:06:30.532 Onu nereye koyarsanız koyun, mutludur. Hırslı, rekabetçi değildir, 00:06:30.532 --> 00:06:32.989 ilişkilerinde, muamelelerinde açıktır, 00:06:32.989 --> 00:06:37.669 başkalarının hislerini göz önünde bulundurur her zaman. 00:06:37.669 --> 00:06:42.145 Bu çok güzel ve benim dileğim, duam o ki 00:06:42.145 --> 00:06:49.017 mutlu olmak salgın hale gelsin yeniden, varlıklar bunun keyfine varsınlar ... 00:06:49.017 --> 00:06:51.104 Grup aktiviteleri yaptığımızda, 00:06:51.104 --> 00:06:54.443 bazı insanlar, beraber çalışıp güzel bir şey ortaya çıkarabileceklerini 00:06:54.443 --> 00:06:57.685 görmeyi öğreniyorlar ve bu çok hoşlarına gidiyor. 00:06:57.685 --> 00:07:01.576 Monte Sahaja'da, ortam ve titreşimler 00:07:01.576 --> 00:07:05.713 öylesine yükseldi ki şimdi, sevgi hissi çok kolay. 00:07:05.713 --> 00:07:08.093 İnsanlar seviyormuş gibi yapmıyorlar, 00:07:08.093 --> 00:07:10.768 samimi olarak bu titreşimi hissediyorlar. 00:07:10.768 --> 00:07:13.090 Bu titreşim nereden geliyor? 00:07:13.090 --> 00:07:16.436 Buraya geldiğimiz ve buranın çok özel topraklar olduğu 00:07:16.436 --> 00:07:18.906 ve ağaçların bir titreşim yaydığı söylenemez. 00:07:18.906 --> 00:07:24.110 Hayır! Bu titreşimi, yaşayan Öz'ü biz getiriyoruz, 00:07:24.110 --> 00:07:27.437 hareketlerimizle, düşüncelerimizle, meditasyonla, 00:07:27.437 --> 00:07:33.217 kavrayışla, Mevla'ya ya da saf bilince 00:07:33.217 --> 00:07:35.809 hürmet ve çekimle. 00:07:35.809 --> 00:07:39.691 Bunların hepsi titreşimi yükseltiyor ve titreşim çok güçlü hale geliyor. 00:07:39.691 --> 00:07:42.611 Bu şeylerden anlamayan insanlar bile, 00:07:42.611 --> 00:07:44.921 geldiklerinde bir şey hissediyorlar: 00:07:44.921 --> 00:07:49.171 "Burada kendimi iyi hissediyorum. Burada olmak hoşuma gidiyor." Etkilendikleri ne? 00:07:49.171 --> 00:07:52.401 Bu yerin titreşiminden etkileniyorlar. 00:07:52.401 --> 00:07:56.559 İhtimalen bunun felsefesini bilmiyorlar, bu önemli değil. 00:07:56.559 --> 00:08:00.264 Önemli olan, o felsefenin sebep olduğu hareket, 00:08:00.264 --> 00:08:04.441 kılavuzluğun - kabul edildiği zaman - ortaya çıkardığı güç. 00:08:04.441 --> 00:08:08.027 Kabul edilmediğinde, kılavuzluğun hiçbir gücü olmaz. 00:08:08.027 --> 00:08:12.393 Kabul edildiğinde, uyanır ve hareket etmeye başlar 00:08:12.393 --> 00:08:15.821 ve işte o vakit her şeye ... Ağaçlara geçer, 00:08:15.821 --> 00:08:18.879 toprağa geçer, her şeye geçer. 00:08:18.879 --> 00:08:24.092 Bu yüzden, bazı yerlerde, o kişi artık orada olmadığı halde, 00:08:24.092 --> 00:08:27.900 o yerin titreşimini hissedebilirsiniz. 00:08:27.900 --> 00:08:30.610 Ben Hindistan'da böyle yerlerde bulundum. 00:08:30.610 --> 00:08:35.290 Jamaika'da, Bob Marley'in evinde bile bu titreşimi hissettim aslında. 00:08:35.290 --> 00:08:38.812 Yatağının yanında terliklerinin durduğu odasına girdim, 00:08:38.812 --> 00:08:43.501 hiçbir şey beklemiyordum ama sevgi hissi çok güçlüydü. 00:08:43.501 --> 00:08:45.527 Harikuladeydi bu! 00:08:45.527 --> 00:08:49.533 Hindistan'da, Gandhi'nin yerinde ve bulunduğum başka yerlerde, 00:08:49.533 --> 00:08:52.667 o his: "Aman tanrım!" Çok fazla değil ama bayağı bir yer... 00:08:52.667 --> 00:08:57.447 Bu titreşimi hissediyorsunuz; duvarlarda yaşıyor o, 00:08:57.447 --> 00:08:59.963 kiremitler bile taşıyor o titreşimi. 00:08:59.963 --> 00:09:05.794 İçeri giriyor ve "Bu evde mutluluk vardı," diye hissediyorsunuz. 00:09:05.794 --> 00:09:09.322 Ve o mutluluk yaşıyor. O insanlar bedenlerinden ayrıldıkları halde, 00:09:09.322 --> 00:09:13.735 mutluluk evin içinde. İnanılmaz bir şey bu! 00:09:13.735 --> 00:09:17.898 Bazen karanlık da bir evde yaşayabilir. 00:09:17.898 --> 00:09:21.529 Bunlar güçlü çekim, ihtiras, korku, 00:09:21.529 --> 00:09:27.558 sevgi enerjileri ... Bunlar, insanlık âlemindeki büyük kuvvetler 00:09:27.558 --> 00:09:35.746 ve toprağa bile etki ediyorlar, o titreşimi bırakıyorlar orada. 00:09:35.746 --> 00:09:40.220 Ormana gider bazen insanlar, doğada olmayı çok sevdiklerini söylerler. 00:09:40.220 --> 00:09:43.957 Doğa insan karanlığıyla kirletilmemiş olduğu için böyledir bu. 00:09:43.957 --> 00:09:46.762 Dolayısıyla da onun 'bundan boş' olduğunu hissederler. 00:09:46.762 --> 00:09:49.459 Daha çok, ağaç bilincine, 00:09:49.459 --> 00:09:52.469 ve yere, toprağa, toprak bilincine geçerler. 00:09:52.469 --> 00:09:54.466 Bilincin insan suretini tecelli ettirdiği 00:09:54.466 --> 00:09:58.946 bir yere geldiğinizde, onun ifadesi 00:09:58.946 --> 00:10:01.291 çok daha zengin, çok daha çeşitlidir. 00:10:01.291 --> 00:10:04.622 Eğer bilinç nüfuz ettiyse ve bilinç ile dopdoluysa, 00:10:04.622 --> 00:10:07.097 öylesine güçlüdür ki! 00:10:07.097 --> 00:10:20.640 Bu yüzden, İsa 2100 yıl önce 00:10:20.640 --> 00:10:24.419 fiziki olarak burada, yeryüzündeydi 00:10:24.419 --> 00:10:27.631 ve İlahi bilincin somut ifadesi olan 00:10:27.631 --> 00:10:35.951 tek bir insanoğlu vasıtasıyla, 00:10:35.951 --> 00:10:39.151 bedenini terk ettikten 2100 sene sonra dahi, 00:10:39.151 --> 00:10:42.318 insanlar hâlâ İsa'nın müritleri, 00:10:42.318 --> 00:10:44.282 veya Buda'nın takipçileri, 00:10:44.282 --> 00:10:47.910 ya da 5000 sene evvel burada olan Krishna'nın, 00:10:47.910 --> 00:10:51.520 binlerce yıl evvel burada olan Rama'nın takipçileri oluyorlar, diyorum ben. 00:10:51.520 --> 00:10:55.526 Neden? Çünkü titreşim orada, kabul ettiklerinde. 00:10:55.526 --> 00:11:00.740 Yani, bu çok güçlü bir şey! 00:11:00.740 --> 00:11:06.173 Bir insanoğlu kendini unuttu ve o zamandan beri 00:11:06.173 --> 00:11:10.156 tüm dünya onu unutamıyor, diyordum önceden. 00:11:10.156 --> 00:11:12.510 Bu çok güçlü bir şey! 00:11:12.510 --> 00:11:19.979 Kendini unutmak demek, egoyu geçersiz kılmak, onu dinlememek demektir. 00:11:19.979 --> 00:11:21.948 Onu (egoyu) aştı onlar. 00:11:21.948 --> 00:11:27.079 Ve onların tesirleri, mevcudiyetleri ve sözleri, 00:11:27.079 --> 00:11:32.517 milyonlarca varlığın yaşamını etkiledi. Demek ki örnekler mevcut. 00:11:32.517 --> 00:11:34.513 Ve bu insanların her biri, 00:11:34.513 --> 00:11:37.582 bizimkiyle tam olarak aynı kana sahipti, 00:11:37.582 --> 00:11:42.111 aynı aya, aynı yıldızlara, aynı güneşe baktı, tıpkı bizim gibi. 00:11:42.111 --> 00:11:47.821 Onların da iştahları vardı, yoruldular, bazen uyumadıkları oldu, 00:11:47.821 --> 00:11:51.472 arkadaşlıkları oldu, nefret edenleri oldu. 00:11:51.472 --> 00:11:57.241 Bunlara rağmen yine de, Hakikatin ruhunda, Tanrı'nın ruhunda parıldıyorlardı. 00:11:57.241 --> 00:12:02.070 İşte, bana göre, bir insan hayatının tam olarak yerine getirilmiş olması, 00:12:02.070 --> 00:12:06.248 gerçekte kim olduğunun hakikatine uyanmaktır, 00:12:06.248 --> 00:12:09.204 ve Tanrı işte budur; 00:12:09.204 --> 00:12:12.868 kalbinin içindeki İlahi âlemdemsindir. 00:12:12.868 --> 00:12:15.188 Olan budur. 00:12:15.188 --> 00:12:19.019 Kutsal metinleri sadece yüzeysel olarak takip eden bir insan ... 00:12:19.019 --> 00:12:21.670 Bu yeterli olmaz. Yaşamı değişir, 00:12:21.670 --> 00:12:26.303 başkalarının yaşamlarına da tesir eder, fakat hafif bir şekilde. 00:12:26.303 --> 00:12:31.645 Ne var ki egosunu terk eden ve 00:12:31.645 --> 00:12:36.375 Tanrı okyanusuna bütünüyle dalan birisi, işte bu kişi yükselir 00:12:36.375 --> 00:12:40.145 ve dünyada bir rehber olur, konuşmasa bile. 00:12:40.145 --> 00:12:44.140 Bazı varlıklar konuşmaz, fakat mevcudiyetleri son derece kuvvetlidir, 00:12:44.140 --> 00:12:50.171 çünkü Tanrı'nın mevcudiyeti, varlıklarının tabiatına öylesine içkindir ki 00:12:50.171 --> 00:12:54.630 insanlar sadece onların huzurlarında bulunarak dönüşüme uğrarlar. 00:12:54.630 --> 00:12:58.282 İşte, egosuz olmak demek budur bana göre, 00:12:58.282 --> 00:13:01.163 dünyadaki en güçlü şeydir bu! 00:13:01.163 --> 00:13:03.390 Eğer birisi Venüs'te altı ay yaşamış, 00:13:03.390 --> 00:13:07.652 diğeri ise bir karton kutuda, Allah'ı tefekkür ederek 00:13:07.652 --> 00:13:12.121 altı ay yaşamış ve uyanmış iki insanla tanışsaydım, 00:13:12.121 --> 00:13:16.572 her defasında bu ikincisiyle beraber olmayı tercih ederdim. 00:13:16.572 --> 00:13:19.871 Hayat hakkında bir astronotla konuşmak zorunda değilim, 00:13:19.871 --> 00:13:22.687 çünkü o da bir o kadar egoyla dopdolu olabilir. 00:13:22.687 --> 00:13:26.535 Fakat kendi içinde egoyu aşmış olan kişi, 00:13:26.535 --> 00:13:32.126 işte benim kutlu buluşmam bu olurdu. 00:13:32.126 --> 00:13:35.604 Sadece bununla olmak için, Tanrı'yı seven, 00:13:35.604 --> 00:13:39.642 Hakikat'i arayan varlıkların ortamında olmak için, 00:13:39.642 --> 00:13:42.977 orada gidip oturmayı tercih ederdim. Kutsal refakat budur. 00:13:42.977 --> 00:13:45.995 Sadece Hakikat'ı arayanların 00:13:45.995 --> 00:13:48.625 refakatinde olmak hayırlıdır da. 00:13:48.625 --> 00:13:54.691 Bu yüzden, doğru yerde olduğumuzu, 00:13:54.691 --> 00:13:59.829 gitgide daha çok varlığın, hakiki mutluluğu bulduğunu hissediyorum, 00:13:59.829 --> 00:14:03.808 "Dünyayı fethedeceğiz!" seferi değil bu. Hayır. 00:14:03.808 --> 00:14:07.633 Sadece birer birer bulmaları yeterli, 00:14:07.633 --> 00:14:12.697 o ışığın dünyada hareket etmesi de bir şey. 00:14:12.697 --> 00:14:17.156 Çünkü dünyanın ruhaniyetle ilgili daha fazla kitaba ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. 00:14:17.156 --> 00:14:20.482 Hakikat'ten bahseden kitaplardan ziyade, 00:14:20.482 --> 00:14:23.494 Hakikat'i kendilerinde somutlaştıran insanlara ihtiyaçları var! 00:14:23.494 --> 00:14:28.879 Yaşayan kitabı görmek istiyorlar, kağıttan kitabı değil. 00:14:28.879 --> 00:14:32.152 Kendileri gibi olan, yaşamıyla onların içindeki bir şeyi açığa çıkaran 00:14:32.152 --> 00:14:35.662 veya zorlayan ya da o şeye karşı duran 00:14:35.662 --> 00:14:38.122 bir insanoğlunun kitabını görmek istiyorlar. 00:14:38.122 --> 00:14:41.956 O kalibrede bir insanla karşılaşınca, 00:14:41.956 --> 00:14:46.950 varlıkları, Tanrı'yla karşılaştığını inkâr edemez. 00:14:46.950 --> 00:14:49.316 Ateist olduklarını ileri sürüp de 00:14:49.316 --> 00:14:53.473 kendilerine böyle bir etkide bulunan bir canla karşılaşınca, 00:14:53.473 --> 00:14:57.969 "Vay be, bunun ne olduğunu bilmiyorum, ama 00:14:57.969 --> 00:15:01.299 kalbimde tüm bu değişimlere sebep oluyor," 00:15:01.299 --> 00:15:07.626 diyen insanların hikayelerini defalarca işitmişizdir. 00:15:07.626 --> 00:15:13.294 Çünkü onlar hakiki bir ateist olamaz, bir gariplik bu sadece. 00:15:13.294 --> 00:15:15.775 Bu yalnızca cehaletin derinliğini gösterir, 00:15:15.775 --> 00:15:20.306 evrenin düzenini kontrol eden ve belirleyen, her şeyi gözeten 00:15:20.306 --> 00:15:24.328 yüce bir gücün var olduğunu kabul etmediğini gösterir. 00:15:24.328 --> 00:15:28.731 Bunu yapan insanlar değil; bu ağaçların büyümesine müsaade eden 00:15:28.731 --> 00:15:32.527 ve yağmuru gönderen ve havayı değiştiren 00:15:32.527 --> 00:15:36.107 ve sadece bir güneş sistemindeki değil, tüm güneş sistemlerindeki 00:15:36.107 --> 00:15:41.867 bütün farklı gezegenleri gözeten, insanlar değil! 00:15:41.867 --> 00:15:44.661 Bundan bahsetmek bile insanın güçsüz hissetmesine sebep oluyor. 00:15:44.661 --> 00:15:49.501 O Yüce Varlığın ihtişamını ve gücünü kavrayamazsınız. 00:15:49.501 --> 00:15:53.466 O Varlık, bir şeyleri gerçekleştiren ayrı bir teşekkül değildir, 00:15:53.466 --> 00:16:00.312 o şeylerin kendisinin içindedir. Tıpkı ... 00:16:00.312 --> 00:16:02.631 Tanrı sadece bir suret olamaz, 00:16:02.631 --> 00:16:06.843 veya Tanrı, tüm suretlere içkin ve onların da ötesindedir. 00:16:06.843 --> 00:16:09.166 Suretler sürekli değişiyor, 00:16:09.166 --> 00:16:12.835 çünkü O, onlara zaman ve büyüme bahşediyor 00:16:12.835 --> 00:16:22.317 ve büyüyen herhangi bir şey, dönüşüp değişmek zorunda. 00:16:22.317 --> 00:16:27.513 Halbuki Tanrı-Öz değişmez, buna rağmen değişimi ortaya çıkarır 00:16:27.513 --> 00:16:34.378 ve ifadesinin tüm farklı değişimlerine göz kulak olur. 00:16:34.378 --> 00:16:37.375 Bazen, onu bir tür enerji alanı gibi 00:16:37.375 --> 00:16:41.165 tasvir etmek istiyorum, ama o bir enerji değil sadece, 00:16:41.165 --> 00:16:46.600 o bir akıl ve bir ruh ... 00:16:46.600 --> 00:16:49.600 Bu onun görünen ifadesi 00:16:49.600 --> 00:16:55.003 ve ondan meydana çıkıyor, birçok ipucu veriyor, bakarsan tabii. 00:16:55.003 --> 00:16:57.874 Birinin kafasındaki saça bakıp görüyoruz ki 00:16:57.874 --> 00:17:00.329 uzayıp duruyor, ama nereden? 00:17:00.329 --> 00:17:04.399 Kafanın içine bakarsan, içinden çıkan saç falan yok. 00:17:04.399 --> 00:17:06.729 Hiçbir şey yok, sadece uzuyor. 00:17:06.729 --> 00:17:10.408 Şunu gösteriyor sana: "Tüm bu şeyleri yoktan yaratır, 00:17:10.408 --> 00:17:14.112 onlara güç verir ve onları yokluğa geri döndürürüm." 00:17:14.112 --> 00:17:19.079 Hakkında konuşulamayacak kadar muhteşem! 00:17:19.079 --> 00:17:25.919 Bazı canlar, bu gücün ihtişamı karşısında kendilerinden geçerler. 00:17:25.919 --> 00:17:33.486 İşte bu güç, senin kendine, Öz'üne dair hissinin kaynağı. 00:17:33.486 --> 00:17:36.625 Bunu bilmek, anlamasan da, 00:17:36.625 --> 00:17:39.352 hayatını ateşe vermiş olmalı bile, 00:17:39.352 --> 00:17:41.758 gidip oturmak zorunda kalmalısın. 00:17:41.758 --> 00:17:44.792 Hayatının Tanrı'dan kaynağını almış olmasına 00:17:44.792 --> 00:17:47.108 duyulacak şükür duygusunun ucu bucağı yok. 00:17:47.108 --> 00:17:54.187 Bunu hakikaten anlamayan birisi için ... 00:17:54.187 --> 00:17:56.587 Bunu bir süre için hissetmeyen 00:17:56.587 --> 00:18:00.265 canların olması da o güç tarafından tayin edilmiş 00:18:00.265 --> 00:18:03.804 ve onlar da eninde sonunda kendi içlerinde buna uyanmak zorundalar. 00:18:03.804 --> 00:18:08.309 Benim için hayırlı, kutlu bir hayat, farkında olan ve bu farkındalık içinde yaşayan 00:18:08.309 --> 00:18:10.979 ve sonra da bu farkındalık olarak yaşayan 00:18:10.979 --> 00:18:16.268 birinin aksine, varlığın içinde körlük yaratan 00:18:16.268 --> 00:18:20.299 ve sadece dünyevi şeylerle 00:18:20.299 --> 00:18:24.491 alakadar olmamıza neden olan egodan uzaklaşan yaşamdır. 00:18:24.491 --> 00:18:29.100 Farkındalık olarak yaşamaya başlarsan, halihazırda cennettesindir, 00:18:29.100 --> 00:18:31.237 halihazırda o alandasındır. 00:18:31.237 --> 00:18:35.931 Hatta, cennetten bile daha öte, derdim, 00:18:35.931 --> 00:18:39.016 böyle söyleyebilirsem eğer. 00:18:39.016 --> 00:18:43.315 Bu his belirdiğinde, birden, "Bu kafirce bir şey mi?" diye düşündüm. 00:18:43.315 --> 00:18:47.976 Hissettim ki eğer cennet, görüntü ve nesnelerden 00:18:47.976 --> 00:18:50.785 ibaret ise, onlar da bir şekilde zaman içerisindedir. 00:18:50.785 --> 00:18:55.785 Belki de Tanrı'nın bir günü, binlerce insan yılı olabilir. 00:18:55.785 --> 00:18:59.437 Kim bilir? Ama her ne olursa olsun, değişim olmak zorunda. 00:18:59.437 --> 00:19:02.525 Eğer varlıklar farklı kademelerde iseler, 00:19:02.525 --> 00:19:08.890 o zaman tabii ki evrim ve gelişme hâlâ mevcuttur. 00:19:08.890 --> 00:19:14.469 Fakat saf farkındalık, gelişmeyle alakadar olmaz. 00:19:14.469 --> 00:19:19.382 O bu denli mükemmeldir, fakat bu, zihne hiç cazip gelmez, 00:19:19.382 --> 00:19:23.276 çünkü zihin her daim, şeylerle ve nesnelerle 00:19:23.276 --> 00:19:27.555 ve sahip olmak ve kaybetmekle ve elde etmekle ve değişim ve gelişimle 00:19:27.555 --> 00:19:30.808 ve bir şeyler olmak ve yitirmekle ve tüm bunlarla alakadar olur. 00:19:30.808 --> 00:19:36.558 Halbuki farkındalık, böyle kavramların ötesindedir. 00:19:36.558 --> 00:19:43.341 Herkese, "Bırak bunu şimdi," derken, bunu söylemeye çalışıyorum. 00:19:43.341 --> 00:19:47.585 Bırak bunu şimdi. Kimliğin için kaygılanmayı dahi bırak. 00:19:47.585 --> 00:19:50.288 Bırak tüm bunları. Kime konuşuyorum? 00:19:50.288 --> 00:19:53.544 Bunu yeterince işitmeyen akla. 00:19:53.544 --> 00:19:56.947 Akıl, kalpten gelen bu emri işittiğinde, 00:19:56.947 --> 00:20:00.655 her şeyi bırakıp, birliğin içinde, 00:20:00.655 --> 00:20:03.463 kendi birliğinin tecrübesi içinde olabiliyor. 00:20:03.463 --> 00:20:10.618 Bir de, satsang salonundaki insanları görüyorsunuz, böyle meditasyonlarda 00:20:10.618 --> 00:20:15.759 ve böyle bir rehberlikle, orada o sıkıntı, rahatsızlık yok, 00:20:15.759 --> 00:20:20.234 bilinç sınırını aşan, doğaüstü bir düzlemdeymişsin gibi sanki. 00:20:20.234 --> 00:20:24.049 Bencillik ve benzeri şeylerin etkisi azalıyor 00:20:24.049 --> 00:20:33.636 ve sanki varlığın daha hafif bir boyutunda süzülüyorsunuz. 00:20:33.636 --> 00:20:38.195 Yani, bu son derece somut bir şey aslında, onu hissediyoruz 00:20:38.195 --> 00:20:41.225 ve onu deneyimleme kapasitesine sahibiz. 00:20:41.225 --> 00:20:44.418 Başlangıçta, birçokları için zihin kendini gösteriyor. 00:20:44.418 --> 00:20:48.910 Bazen buraya insanlar geliyor ve böyle bir ortama alışık olmuyorlar 00:20:48.910 --> 00:20:52.043 ve zihinlerinin onlara ne kadar sorun yarattığını görüyorsunuz. 00:20:52.043 --> 00:20:56.037 Bu yer ve insanlar onlara sorun çıkarıyormuş gibi görünüyor, 00:20:56.037 --> 00:20:58.391 fakat kendi zihinleri onlara sorun çıkarıyor. 00:20:58.391 --> 00:21:01.654 Zihin rahatsız oluyor, çünkü ona kafa tutulduğunu hissediyor: 00:21:01.654 --> 00:21:04.185 "Bu insanlar ne için böyle mutlular? 00:21:04.185 --> 00:21:09.412 Onlara güvenmiyorum bile. Rol yapıyorlar." Zihin aşırı çalışıyor, 00:21:09.414 --> 00:21:14.774 tüm bu alaycılık, yargılama, huzursuzluk falan gibi şeyler ortaya çıkıyor. 00:21:14.774 --> 00:21:20.418 Ama bunlar, daha yüksek bir bilinç seviyesine erişmek için çekilen doğum sancıları sadece. 00:21:20.418 --> 00:21:24.155 Israrlı olurlarsa, ama genellikle olmuyorlar, çekip gidiyorlar. 00:21:24.155 --> 00:21:26.375 Fakat bir şey içeride 00:21:26.375 --> 00:21:31.675 ve bu tohum içlerinde büyümeye başlıyor, çünkü onları buraya Tanrı getirdi. 00:21:31.675 --> 00:21:35.735 "Ben buraya gelmek istemedim, karım ...." diye hissetseler bile, 00:21:35.735 --> 00:21:38.972 buraya gelmelerine, içlerindeki rahatsızlığı 00:21:38.972 --> 00:21:41.870 tecrübe etmelerine sebep olan yine bu güçtür, 00:21:41.870 --> 00:21:45.150 ne var ki onlar bunun kendilerinden kaynaklandığını fark etmiyorlar. 00:21:45.150 --> 00:21:47.468 Dışarıdan geldiğini zannediyorlar. 00:21:47.468 --> 00:21:51.827 Halbuki, maruz kaldıkları fakat henüz uyum içinde olmadıkları 00:21:51.827 --> 00:21:54.224 enerjiye karşı duyulan bir tepkiden kaynaklanıyor bu, 00:21:54.224 --> 00:21:57.904 çünkü ego-kimliğin nüfuz alanının çok fazla içindeler. 00:21:57.904 --> 00:22:00.508 Yani o sarsılıyor. 00:22:00.508 --> 00:22:07.269 Egosuz olmanın ne anlama geldiğiyle ilgili 00:22:07.269 --> 00:22:11.338 çok iyi bir soru sordun bana bu sabah. 00:22:11.338 --> 00:22:15.526 Hayat anlamına geliyor, hakiki hayat. 00:22:15.526 --> 00:22:26.540 İsa'yı ya da Muhammed Peygamber'i, veya Krishna'yı, ya da Buda'yı düşündüğümüzde, 00:22:26.540 --> 00:22:30.662 anında .... Bunları bilmeyen insanlar dahi, 00:22:30.662 --> 00:22:34.827 onun, daha yüksek bir bilinç düzeyini, sevgi ve huzurun 00:22:34.827 --> 00:22:40.927 etkin iklim olduğu bir düzeyi temsil ettiğini biliyorlar. 00:22:43.107 --> 00:22:45.477 'Ben' dediğim zaman, 00:22:45.477 --> 00:22:48.855 'Ben'den kastedilen, esas mana, bilinçtir. 00:22:48.855 --> 00:22:54.211 Halbuki, yeryüzünde 'Ben' dediğimizde kastedilen, ender olarak bilinçtir. 00:22:54.211 --> 00:22:56.886 Şahsiyet kastediliyor, kişi kastediliyor, 00:22:56.886 --> 00:22:59.413 "Ben bir erkeğim", "Ben bir kadınım" kastediliyor. 00:22:59.413 --> 00:23:02.315 Bu öyle bir daralma, öyle bir sınırlama ki. 00:23:02.315 --> 00:23:07.732 Fakat 'Ben'... Uyanmış olan kişi dahi, şahsiyet hissine 00:23:07.732 --> 00:23:11.721 atıfta bulunduğunun bilinciyle 'Ben' der. 00:23:11.721 --> 00:23:19.498 Fakat bu 'Ben'in ardında, kişinin değil, bilincin konuştuğuna dair 00:23:19.498 --> 00:23:27.478 daha derin bir anlayışın, ruhani bir anlayışın alanı içerisinde olurlar. 00:23:27.478 --> 00:23:31.412 Bu tamamıyla bambaşka bir titreşimdir. 00:23:31.412 --> 00:23:33.387 Birisiyle birlikteyken, o kişi konuştuğunda, 00:23:33.387 --> 00:23:36.737 ferahlık hissederseniz; 00:23:36.737 --> 00:23:41.429 bu 'Ben', bilinçten gelen 'Ben'dir, bilinçtir o. 00:23:41.429 --> 00:23:43.629 Biriyle konuşurken, 00:23:43.629 --> 00:23:46.208 söylediğiniz şeye dikkat etmek zorundaysanız, 00:23:46.208 --> 00:23:52.086 bu 'Ben', kişi oluşla dopdoludur. 00:23:52.086 --> 00:23:59.692 Kişi oluşla dopdolu bir dünya çok bunaltıcı olur. Boğucu! 00:23:59.696 --> 00:24:03.694 Dünyada sadece 3 milyon insan olsaydı bile, 00:24:03.694 --> 00:24:06.684 - eh bu ufak bir rakam herhalde - 00:24:06.684 --> 00:24:10.379 onlarla karşılaştığınızda biraz bunalırdınız. 00:24:10.379 --> 00:24:15.332 Ama Öz'e uyanmış olan tek bir insan, 00:24:15.332 --> 00:24:20.151 binlerce insan içinde parlar ve aydınlatır, 00:24:20.151 --> 00:24:25.827 değerini takdir edenlerin bilinç düzeyini arttırır. 00:24:25.827 --> 00:24:28.753 Çünkü içimizde bir şey, 00:24:28.753 --> 00:24:34.666 daha yüce bir şeyin huzurunda olduğumuzu anlar, orada olan budur. 00:24:39.183 --> 00:24:41.561 İnsanlar, onlara söylenmeden dahi, 00:24:41.561 --> 00:24:45.748 uyanmış olan birine karşı farklı davranmaya başlarlar. 00:24:45.748 --> 00:24:49.229 Ellerinde olmaz. Bilincinde olmadan, 00:24:49.229 --> 00:24:53.288 "Ah, bu kişi bir ...", farklı davranırlar işte. 00:24:53.288 --> 00:24:59.155 "Bu normal bir şey"miş gibi davranarak başlarlar belki, 00:24:59.155 --> 00:25:05.651 ama zamanla, o mevcudiyet içeri sızar bir nevi 00:25:05.651 --> 00:25:09.942 ve daha derinlerine işler ve onları değiştirir. 00:25:09.942 --> 00:25:14.064 Havaları değişmeye başlar, daha müşfik, daha açık hissetmeye başlarlar, 00:25:14.064 --> 00:25:16.291 senin için bir şeyler yapmak isterler, 00:25:16.291 --> 00:25:19.646 bu da ruhaniyetle ilgili hiçbir şey bilmeden olur. 00:25:19.646 --> 00:25:27.463 Peygamber'in Hadislerinden biri der ki, 00:25:27.463 --> 00:25:30.023 Cenab-ı Hak dünyayı yarattığında, 00:25:30.023 --> 00:25:38.160 tüm dünyaya, "Bana hizmet edenlere hizmet et," diye buyurdu. 00:25:38.160 --> 00:25:41.810 Hakikati arayanlara hizmet et anlamında. 00:25:41.810 --> 00:25:46.597 "Ve sana hizmet edenleri yorgun ve bitap düşür." 00:25:46.597 --> 00:25:49.529 Anlıyor musunuz? Muhteşem bir şey bu! 00:25:49.529 --> 00:25:51.876 "Bana hizmet edenlere hizmet et." 00:25:51.876 --> 00:25:57.254 Tanrı'ya ve Hakikate hürmet edenlere hizmet et, onları gözet anlamında. 00:25:57.254 --> 00:26:02.491 "Sana hizmet edenleri yorgun kıl," dünyaya hizmet edenleri yorgun düşür. 00:26:02.491 --> 00:26:05.302 Bu bir lanet mi? Hayır, bir nimet aynı zamanda! 00:26:05.302 --> 00:26:08.849 Çünkü kendi saçmalıklarından yorulduğunda, 00:26:08.849 --> 00:26:11.499 işte belki o zaman, en sonunda, 00:26:11.499 --> 00:26:13.827 "Başka bir şey denemem lazım," diyecek yer olur. 00:26:13.827 --> 00:26:16.578 "Sana hizmet edenleri yorgun kıl," diyor, 00:26:16.578 --> 00:26:21.503 çünkü onların hizmeti beyhudedir, sadece maddeye hizmet eder, ruha değil. 00:26:21.503 --> 00:26:24.376 Bu harikulade. 00:26:24.376 --> 00:26:28.886 Kalbin içinde, sadece insanoğlunun değil, 00:26:28.886 --> 00:26:30.949 her canlı varlığın DNA'sında yazar ki, 00:26:30.949 --> 00:26:34.861 Hakikate tapan birinin huzurunda, 00:26:34.861 --> 00:26:38.863 içlerinde bir şey ona hürmet gösterecektir. Ondan etkilenecektir. 00:26:38.863 --> 00:26:41.917 Başlangıçta ondan kurtulmak bile isteyebilir, 00:26:41.917 --> 00:26:48.779 ama onun mevcudiyetinin, varoluş üzerinde bir etkisi olduğunu inkâr edemez. 00:26:48.779 --> 00:26:52.030 Herkesin içindeki Kutsal Ruh'un 00:26:52.030 --> 00:26:54.620 ve Hakikat ruhunun kudreti işte budur. 00:26:54.620 --> 00:27:00.424 Bu yer, bununla ışıldamalı, diyorum. 00:27:00.424 --> 00:27:02.795 Öyle olmalı, ben burada olduğum müddetçe. 00:27:02.795 --> 00:27:07.817 Odak noktamız, egoyu kesip atmak olmalı. 00:27:07.817 --> 00:27:11.822 Ve sadece kesmek değil, egoyu kesip atmak değil, ama Hakikat içinde yaşamak. 00:27:11.822 --> 00:27:15.492 Çünkü eğer yaşamın, sadece egoyu kesmeye, kesmeye, kesmeye çalışmaksa, 00:27:15.492 --> 00:27:18.067 belki pürneşenin tadını almıyorsundur bile, 00:27:18.067 --> 00:27:20.597 egoyu kesmekle çok meşgulsündür. 00:27:20.597 --> 00:27:24.392 Fakat ben, sana bu arada Hakikati de gösterdiğimi söylüyorum. 00:27:24.392 --> 00:27:28.419 Böylece, egoyu kesmeye çalışırken, Hakikati bulursun, 00:27:28.419 --> 00:27:31.955 baltanı yere bırakıp, Hakikatin keyfine varırsın 00:27:31.955 --> 00:27:35.990 ve bırakırsın egoyu Hakikat kessin. Harika değil mi bu? 00:27:35.990 --> 00:27:41.831 Bırak egoyu Hakikat kessin. Neden ellerin kesmek zorunda egoyu? 00:27:41.831 --> 00:27:44.500 [Arkadaş] İşte Davet bunu yapıyor. 00:27:44.500 --> 00:27:47.114 [Mooji] Davet bunu yapıyor! 00:27:47.114 --> 00:27:51.494 Davet, bütün kirli işten, pislikten falan arındırıp, 00:27:51.494 --> 00:27:54.742 seni Tanrı'nın kucağına getiriyor. 00:27:54.742 --> 00:27:58.797 [kahkahalar] 00:27:58.797 --> 00:28:01.585 Buna dair kalbim çok mutlu, 00:28:01.585 --> 00:28:08.329 çünkü bazen bazı canların ... 00:28:08.329 --> 00:28:12.780 Biri buraya gelip, "Çok susadım. Bir bardak su alabilir miyim?" dese, 00:28:12.780 --> 00:28:14.849 ona bir bardak su verirsin. 00:28:14.849 --> 00:28:18.211 Biri düşse, "Hadi, kalkalım," dersin. 00:28:18.211 --> 00:28:21.439 Sırtın ağrısa bile kalkmalarına yardım edersin, 00:28:21.439 --> 00:28:25.094 "Nasıl hissediyorsun? Daha iyi misin? Otur." Yardım edersin. Öyle değil mi? 00:28:25.094 --> 00:28:27.736 Biri açsa, "Kardeşim, lütfen ..." 00:28:27.736 --> 00:28:32.266 Yiyecek bir şey verirsin. 00:28:32.266 --> 00:28:35.396 Elinden geldiğince yardım edersin. 00:28:35.396 --> 00:28:38.270 Hastalarsa, ne yapacaksın? 00:28:38.270 --> 00:28:40.840 Onlara yardım edebilmek için, bir şey olmalı içinde. 00:28:40.840 --> 00:28:44.856 Duayla belki, ya da insanları kutsamayı öğrenmeye başlarsın, 00:28:44.856 --> 00:28:47.998 bu işe yaramasa bile, kutsamaya devam edersin. 00:28:47.998 --> 00:28:51.416 "Niyetim onların hayatını kutsamak, 00:28:51.416 --> 00:28:53.915 hayatları benimkine benzesin diye değil." 00:28:53.915 --> 00:28:58.283 Engelleri kaldırmak, yaşamlarının doğallığını kirleten, 00:28:58.283 --> 00:29:01.978 bozan her ne ise onu yok etmek için, 00:29:01.978 --> 00:29:06.795 onu Rab'bin gücüyle defetmek için ne gerekiyorsa 00:29:06.795 --> 00:29:10.877 onunla hayatlarını kutsa. Kutsa onları! 00:29:10.877 --> 00:29:14.474 Bununla da, insanlar Hakikati arıyorlar, 00:29:14.474 --> 00:29:19.203 bulamıyorlar: "Bu çok zor." Daveti okuyun, diyorum. 00:29:19.203 --> 00:29:24.696 Dinleyin. Sadece dinleyin onu. Sadece dinleyin. 00:29:24.696 --> 00:29:27.670 Ve büyük bir yardım bu onlara. 00:29:27.670 --> 00:29:31.862 Diyorlar ki, "Aman Tanrım, bunlardan kurtulmak için 00:29:31.862 --> 00:29:35.609 jimnastik yapmaya hazırlanıyordum ve sen işimi çok kolaylaştırdın." 00:29:35.609 --> 00:29:39.759 Bazı şeyler çok kolaylaşır. "Zihnimden geçmem gerekmedi, 00:29:39.759 --> 00:29:46.227 kendimin karanlığına inmem gerekmedi. 00:29:46.227 --> 00:29:49.025 Kendimin aydınlığına geldim." 00:29:49.025 --> 00:29:51.624 Bu harika bir şey değil mi? 00:29:51.624 --> 00:29:55.386 Neden herkes kan, ter, gözyaşı içinde ızdırap çekmeli ki? 00:29:55.386 --> 00:30:00.608 Yapamazlar da zaten, çünkü insanoğlu gitgide güçten düşüyor. 00:30:00.608 --> 00:30:04.495 Her şey makineler tarafından yapılsın istiyorlar. 00:30:04.495 --> 00:30:08.375 Kendi üzerimizde yaptığımız çalışma bile ... 00:30:08.375 --> 00:30:11.581 Evet, egonu inşa etmek içinse eğer, yaparsın! 00:30:11.581 --> 00:30:14.897 Egonu inşa etmek için tonlarca ağırlık kaldırırsın. 00:30:14.897 --> 00:30:19.133 Ama değişmeye, kalbini ızdırap çekilen bir yerden 00:30:19.133 --> 00:30:23.695 huzurun mekânına dönüştürmeye gelince: 00:30:23.695 --> 00:30:28.972 " O havaya giremiyorum!" Zira bunun dışsal bir göstergesi olmadığını hissediyorlar. 00:30:28.972 --> 00:30:34.040 İşte, belki de bu sebeple Rahmet, Daveti getirdi şimdi: 00:30:34.040 --> 00:30:36.924 "Fakat sen de içeri gelmelisin. 00:30:36.924 --> 00:30:41.065 Mutlu olduğunu sanıyorsun ama gerçek mutluluk bu değil," demek için 00:30:41.065 --> 00:30:46.299 ve onları ikna etmeye çalışmak için. Bu yüzden .... 00:30:46.299 --> 00:30:49.171 Bana göre, Davet en kolay şey, 00:30:49.171 --> 00:30:53.681 birinin elinden tutup seni kapıdan geçirmesi gibi: "Haydi gidelim." 00:30:53.681 --> 00:30:58.001 "İsa'yla buluşmak istiyorum." Benimle gel, tam burada göstereceğim onu sana. 00:30:58.010 --> 00:31:01.440 Bir dakika. Hadi öbür taraftan yürüyelim. 00:31:01.440 --> 00:31:04.597 "Kudüs'e ve Calvary'e gidecektim ben." 00:31:04.597 --> 00:31:10.754 Hayır, hayır. O tam burada. Gel. Seni kapıdan geçireyim. Böyle değil mi? 00:31:10.754 --> 00:31:12.674 [kahkahalar] 00:31:12.674 --> 00:31:15.732 [Arkadaş] Teşekkürler Mooji. 00:31:15.732 --> 00:31:17.772 [müzik] NOTE Paragraph 00:31:17.772 --> 00:31:20.863 Telif hakkı © 2018 Mooji Medya Lt. Bütün Hakları Saklıdır. 00:31:20.863 --> 00:31:23.275 Mooji Media Ltd.in açık onayı olmadan 00:31:23.275 --> 00:31:25.706 bu kaydın hiçbir bölümü çoğaltılamaz.