Return to Video

(h) TROM - 2.14 Savaşlar, Silahlar ve Kanunları Uygulayanlar

  • 0:05 - 0:08
    [ Silahlar, Savaşlar ve Kanunları Uygulayanlar ]
  • 0:14 - 0:15
    Silah nedir?
  • 0:16 - 0:18
    Sözlükte pek çok anlamı var,
  • 0:18 - 0:22
    ancak silahın, kendini savunurken, avlanırken veya saldırırken
  • 0:23 - 0:24
    kullandığın ve insanlara zarar veren
  • 0:25 - 0:28
    bir alet olduğunu biliyoruz.
  • 0:30 - 0:32
    Silahlar, insanlığın hayatta kalmasında önemli bir rol oynadı.
  • 0:32 - 0:34
    Çünkü avlanma için kullanılan silahlar,
  • 0:34 - 0:38
    ilkel insanın hayatını kolaylaştırdı.
  • 0:38 - 0:42
    Maalesef, insanlar bu objeleri, silahları,
  • 0:42 - 0:46
    hayatta kalmak için gerekli bir alet gibi değil
  • 0:46 - 0:51
    nefret ve bencilliklerini ifade etmek için kullandılar.
  • 0:51 - 0:54
    Bu davranışları çevre yaratıyor.
  • 0:55 - 1:00
    1. İnsanlaştırılmış silahlar: Bunlar, farklı bir amaca hizmet ediyorlar
  • 1:00 - 1:04
    ancak, bir şekilde silah haline dönüşebiliyorlar veya dönüşmüşler.
  • 1:05 - 1:08
    Bıçaklardan, kılıçlardan, ellerden bahsediyoruz.
  • 1:08 - 1:12
    Hemen hemen her şey bir silah olarak kullanılabilir.
  • 1:12 - 1:18
    Bunlara insanlaşmış diyoruz, çünkü sadece insanlar bunları bir silaha dönüştürebiliyor.
  • 1:18 - 1:23
    Eğer toplum akıl üzerine kurulu olsaydı ve eğitime odaklansaydı
  • 1:23 - 1:26
    bu objeler silah haline gelmezdi.
  • 1:26 - 1:30
    İçinde bulunduğumuz sistem böyle değil.
  • 1:34 - 1:39
    2. Silahlar: incitme amacıyla tasarlanmış obje ve makineler.
  • 1:41 - 1:47
    Silahların ana amacı insanları incitmek, avcılıkta pek kullanılmıyorlar.
  • 1:47 - 1:50
    Avcılık, bugün keyif için yapılan bir uğraş,
  • 1:50 - 1:53
    bir hobi veya bir eğlence türü.
  • 1:53 - 1:56
    Artık avlanmaya ihtiyacımız yok, çünkü avlanma
  • 1:56 - 1:59
    ihtiyacımız çoktan ortadan kalkmış durumda.
  • 1:59 - 2:03
    Bazı silahlar sadece ve sadece insanları incitmek için varlar.
  • 2:03 - 2:09
    Tabancalar, kılıçlar, bombalar, roketatarlar, savaş uçakları, tanklar,
  • 2:09 - 2:12
    toplar ve diğer karmaşık silahların
  • 2:12 - 2:15
    amacı, diğer insanlara saldırmak.
  • 2:16 - 2:18
    Silah piyasasını yöneten insanlar, yeni
  • 2:18 - 2:22
    bir terim icat ettiler: nefs-i müdafaa silahları.
  • 2:22 - 2:25
    Ancak, nefs-i müdafaa silahlarının var olması için
  • 2:25 - 2:29
    diğer saf silahlara ihtiyaç var.
  • 2:29 - 2:34
    Doğrusu, bunların hepsi silah. Tek farkları nasıl kullanıldıkları.
  • 2:34 - 2:36
    Bu silahları yok etmek yerine
  • 2:36 - 2:39
    nefs-i müdafaa için yenilerini icat ettiler.
  • 2:40 - 2:43
    İnsanlar cesaret edip milli müdafaa silahları ürettiler,
  • 2:43 - 2:45
    kitle imha silahları.
  • 2:45 - 2:50
    Bu silahlar, olası çatışmalarda ülkeler tarafından kullanılmak üzere üretildi.
  • 2:50 - 2:56
    Ve devletler bu objelerin/makinelerin geliştirilmesi için çok büyük yatırımlar yapmaya devam ediyorlar.
  • 2:56 - 3:00
    Aynı gezegeni paylaşırken nasıl böyle silahlar üretebilirsin?
  • 3:01 - 3:05
    Bugün Amerika'nın 300 denizaltısı var.
  • 3:06 - 3:09
    Ben demiyorum, savunma bakanlığı diyor ki bunların her biri,
  • 3:09 - 3:15
    dünya tarihinin en yüksek tahrip gücüne sahip. Tek bir denizaltı.
  • 3:15 - 3:20
    Peki buradan nereye varabiliriz? Neyi başarabiliriz?
  • 3:20 - 3:27
    Bir dağın altına, senatörler ve devlet yetkililerinin nükleer bir savaş durumunda
  • 3:27 - 3:31
    gidip saklanacağı bir yer inşa ettiler.
  • 3:31 - 3:38
    Orada altı ay boyunca yetecek kadar yiyecek, su ve ihtiyaç malzemesi var.
  • 3:38 - 3:40
    Oradan çıkınca, nereye çıkıyorsun?
  • 3:41 - 3:43
    Hiç düşündün mü?
  • 3:43 - 3:46
    Kül olmuş, radyasyonla mahvolmuş bir yere mi?
  • 3:47 - 3:48
    Daha ne kadar aptal olabilirsin?
  • 3:48 - 3:52
    Kanunlar, yokluk olduğu için varlar.
  • 3:52 - 3:55
    Suyun kıtsa, insanlar suyu çalar, suyu alır.
  • 3:55 - 3:58
    Kendileri için olmasa da çocukları için çalar.
  • 3:58 - 4:01
    Dünyadaki kanunlar da
  • 4:01 - 4:05
    insanların suyu çalmasını istemiyorsa, suyun etrafına elektrikli bir çit örer.
  • 4:05 - 4:09
    Böylece dışarıya "Su çalmayın" diye bir tabela asmana gerek kalmaz.
  • 4:09 - 4:11
    Ama bu insanlar ölecek.
  • 4:11 - 4:13
    Ondan, böyle bir şey yapmak istemiyoruz.
  • 4:13 - 4:16
    Ülkemizin etrafına bir çit örüp,
  • 4:16 - 4:18
    burası dünyanın en güzel ülkesi ve öyle kalmasını sağlayacağız demek istemiyoruz.
  • 4:19 - 4:23
    Diğer ülkelere bağımlıyız. Sana garanti ederim. Kendi kendimize yaşarsak
  • 4:23 - 4:26
    kendi kendimize de ölürüz.
  • 4:26 - 4:29
    Ruslar veya Japonlar nükleer bir test yapsa
  • 4:29 - 4:33
    ve radyoaktif atıkları denize dökse...
  • 4:33 - 4:36
    Dünya kocaman bir alan, su hareket ediyor,
  • 4:36 - 4:37
    hava hareket ediyor.
  • 4:38 - 4:42
    Kendi kendine yaşarsan, izole küçük koloninde,
  • 4:42 - 4:46
    küçük kültüründe, küçük şehrinde kendi kendine yaşarsan,
  • 4:46 - 4:50
    burayı sana benzeyen insanlarla inşa
  • 4:50 - 4:52
    etmek istersen, bunların hiç biri
  • 4:52 - 4:56
    senin hayatta kalmanı sağlamaz.
  • 4:58 - 5:04
    Normal biri, ne düşünüyorlar, bunun sonu nedir diye düşünürsün.
  • 5:04 - 5:09
    Silahların devamlı olarak geliştiriliyor olmasını anlamak kolay.
  • 5:09 - 5:15
    Parasal bir sistemde yaşıyoruz. Bu sistem, insanların tüketmesine dayanıyor, ev kar sayesinde evriliyor.
  • 5:16 - 5:19
    Silah işi nasıl en karlı iş?
  • 5:20 - 5:22
    İnsan ırkına bir hakaret olmasına rağmen
  • 5:23 - 5:26
    bu sektörün refah içinde olması çok normal
  • 5:26 - 5:29
    ve bir o kadar da tehlikeli -- belki de en büyük tehlike.
  • 5:29 - 5:35
    Çünkü ülkelerin ve şirketlerin bir birlerine ters düşen çıkarları savaşa neden oluyor.
  • 5:36 - 5:39
    Akıllı bir sistem, silahları yok eder
  • 5:39 - 5:43
    ve sadece insan ırkını bir uzaylı istilasına karşı
  • 5:43 - 5:45
    koruyacak türden silahlar icat eder.
  • 5:45 - 5:49
    Öyle bir savaş olsa, zaten hiç şansımız yok.
  • 5:49 - 5:54
    Çünkü uzaylıların teknolojisi bizimkinden çok daha üstün olacak.
  • 5:54 - 5:57
    Çünkü bizim gezegenimize gelmeyi başaracaklar.
  • 5:57 - 6:01
    Bu silah kavramını tutmak için ortaya attığım bir fikirden ibaret.
  • 6:06 - 6:11
    Sence bu nükleer cephaneliklerden kurtulabilir miyiz? Bunu nasıl yaparız?
  • 6:12 - 6:15
    Önce, ne işe yaradıklarını sorman gerekiyor.
  • 6:24 - 6:27
    İnsan eğitimliyse ve bolluk içindeyse,
  • 6:28 - 6:32
    (yiyecek, rahatlık, teknoloji), itaat etmeye ihtiyaç duymuyorsa
  • 6:32 - 6:36
    -- ki bunların hepsi mümkün - o zaman silahlara gerek kalmazdı.
  • 6:36 - 6:40
    Ve insanlaşmış silahları kullanmamız gerekmezdi,
  • 6:40 - 6:43
    çünkü kimseye saldırmak için bir sebebimiz olmazdı.
  • 6:43 - 6:47
    Gezegeni dolduran, yığınla üretilen, çok geniş çaplı zararlara yol açan
  • 6:47 - 6:50
    bu silahları üretmek yerine
  • 6:50 - 6:53
    insanı iş yapmaktan kurtaran, çalma ve öldürme arzusunu ortadan
  • 6:53 - 6:59
    teknolojiler üretmek daha iyi olurdu.
  • 7:00 - 7:02
    Kitle imha silahları yaratmak yerine
  • 7:03 - 7:06
    bolluk üreten silahlar yaratabilirsin.
  • 7:11 - 7:16
    Savaşlar, insanların silahla oynadıkları çok büyük bir oyun.
  • 7:16 - 7:20
    İki veya daha fazla ülke savaşa girdiğinde kendine sor:
  • 7:20 - 7:23
    Bir birini öldürme kararını kim verdi?
  • 7:23 - 7:25
    Bunun için oy verdin mi?
  • 7:25 - 7:29
    Ülke dediğin şey sonuçta hayali sınırlardan ibaret.
  • 7:30 - 7:34
    Bu ülkelerden birinde yaşıyorsam ve tehlike içindeysem, bunun suçlusu kim?
  • 7:35 - 7:37
    Bir ülkeye savaş açma kararını kim verdi?
  • 7:38 - 7:40
    Bir ülkenin ne anlama geldiğini biliyorlar mı?
  • 7:40 - 7:45
    Herkes adına davrandığını sanan bu kişiler kimler?
  • 7:45 - 7:49
    Daha da önemlisi, bu canice davranışla hangi sorunu çözüyorlar?
  • 7:49 - 7:52
    Tarihte pek çok savaş oldu.
  • 7:52 - 7:56
    Bunların, insanlara acı vermek insanları öldürmek haricinde ne faydası oldu?
  • 7:56 - 7:59
    Savaşın amacı nedir, kendine sor.
  • 7:59 - 8:02
    Ve niye savaşları önlemek için mücadele ediyoruz?
  • 8:04 - 8:12
    Savaş, bir bölgede yaşayan insanların diğer bir bölgedeki insanların topraklarını
  • 8:12 - 8:14
    güç ve şiddet kullanarak aldıkları durumlar için icad
  • 8:15 - 8:20
    edilmiş bir kelime. Savaş, bunun bir yolu.
  • 8:20 - 8:24
    İnsanları vurdun, kadınlarını, çocuklarını ve kaynaklarını kendi
  • 8:25 - 8:26
    menfaatin için aldın.
  • 8:27 - 8:29
    İnsan silahı icat ettiğinden beri
  • 8:29 - 8:33
    ülkeler savaş halinde.
  • 8:33 - 8:38
    Silah icat etmeye devam ettiğin sürece savaşabilirsin.
  • 8:38 - 8:44
    Savaş, diğerlerinden çaldığın her şeyi korumanın da yolu.
  • 8:44 - 8:47
    Hiç bir ülke baştan büyük değildir.
  • 8:47 - 8:51
    Küçük başlarlar, diğer insanların topraklarını alırlar.
  • 8:52 - 8:54
    Bunu davetiye aldıkları için yapmazlar.
  • 8:54 - 8:57
    Kimse onları bir toprağı almaya davet etmez.
  • 8:57 - 9:00
    Öldürerek, güç ve şiddet kullanarak, zorla alırlar.
  • 9:01 - 9:06
    Savaş, sorunları çözmenin en uygunsuz yoludur.
  • 9:06 - 9:09
    Bu sebepten ötürü Pentagona ve orduya karşıyım.
  • 9:10 - 9:15
    Çünkü oldun insanlar gibi oturup farklılıklar arasındaki orta noktayı bulmaya,
  • 9:15 - 9:19
    milleti ortak amaçlar etrafında bir araya getirmeye,
  • 9:19 - 9:22
    özellikle çevreye ve bir birlerine odaklanmaya,
  • 9:23 - 9:25
    ve zarar görmüş çevreyi düzeltmeye odaklanmaları gerekiyor.
  • 9:25 - 9:29
    Ordu sistemlerinin böyle işlediğini görmek istiyorum.
  • 9:29 - 9:36
    Milyonlarca askeri öldürme makinesi gibi eğitmek yerine
  • 9:36 - 9:40
    sorun çözücü olarak eğitirdim.
  • 9:40 - 9:43
    Onlara okullara gönder, sosyal bilim öğret,
  • 9:43 - 9:46
    sosyal psikoloji öğret, sosyoloji öğret.
  • 9:46 - 9:50
    Böylece yıkıcı olmaktan ziyade kültüre yardımcı olabilirler.
  • 10:07 - 10:10
    Eğer askerlere öldürmek yerine
  • 10:10 - 10:15
    sosyal farklılıkları çözümlemeyi öğretseler hayat ne kadar farklı olurdu, bir düşün.
  • 10:16 - 10:18
    Ben şahsen
  • 10:19 - 10:22
    askerlere rahat etmek ihtiyaç duydukları her şeyi bedava verirdim,
  • 10:23 - 10:25
    onların sorunları çözmesine
  • 10:25 - 10:28
    sorun yaratmak yerine çözmesine yardım ederdim.
  • 10:29 - 10:31
    Sen de bunu istemez miydin?
  • 10:31 - 10:37
    Vahşise, hayvanca müdahale etmek, hiç bir şeyi çözmeyecek ölümlere sebep olmak yerine
  • 10:38 - 10:40
    çok bilgili insanlara sahip olsak
  • 10:40 - 10:44
    ve bu insanları sorunları hafifletecek ve çözecek müdahalelerde kullansak.
  • 10:44 - 10:48
    Savaşlar, insanlığın en büyük başarısızlığını temsil eder.
  • 10:48 - 10:51
    Önlerindeki sorunlarla yüzleşememelerini veya yüzleşmek
  • 10:51 - 10:53
    istememelerini temsil eder.
  • 10:54 - 10:59
    Hizmetimden gurur duymak istedim ama ancak utanç duydum. Irkçılık bu işgalin gerçekliğini artık gizleyemez.
  • 11:03 - 11:05
    Bunlar insan.
  • 11:05 - 11:08
    Ne zaman yürüyemeyen yaşlı bir adam görsem
  • 11:08 - 11:11
    utanca boğuluyorum. Onu bir sedyeye koyduk
  • 11:11 - 11:13
    ve Iraklılara bu adamı almalarını söyledik.
  • 11:13 - 11:18
    Ne zaman hıçkırıklara boğularak ağlayan, çocuklu bir anne görsem, bize Saddam'dan daha kötü olduğumuzu, onu evinden ettiğimizi söylediğini duysam utanca boğuluyorum.
  • 11:21 - 11:24
    Ne zaman bu kolundan tutup sokağa çıkardığımız kız gibi
  • 11:24 - 11:28
    genç bir kız görsem utanca boğuluyorum.
  • 11:29 - 11:31
    Bize teröristlere karşı savaştığımız söyleniyor.
  • 11:31 - 11:35
    Ama gerçek terörist bendim. Ve gerçek terörizm bu işgal.
  • 11:36 - 11:42
    Irkçılık, ordunun uzun süredir başka bir ülkeyi işgal etmeyi ve yok etmeyi meşrulaştırmak için kullandığı bir araç.
  • 11:42 - 11:47
    Irkçılık kullanılarak diğer insanların ölümü, tutsaklığı ve işkence görmesi meşrulaştırılıyor.
  • 11:47 - 11:50
    Irkçılık, bu hükümetin kullandığı en hayati silahlardan biri.
  • 11:50 - 11:55
    Irkçılık, bir tüfekten, bir tanktan, bir bombardıman uçağından veya bir savaş gemisinden daha önemli bir silah.
  • 11:55 - 12:01
    Irkçılık, bir top mermisinden, bir bunkerbuster veya tomahawk füzesinden daha yıkıcı.
  • 12:01 - 12:04
    bu silahların hepsi, hükümet tarafından yaratılıyor.
  • 12:04 - 12:06
    Bunları kullanmaya gönüllü insanlar olmadığı sürece bir şeye yaramazlar.
  • 12:06 - 12:11
    Bizi savaşa gönderenlerin tetik çekmeleri veya bomba atmaları gerekmiyor,
  • 12:11 - 12:14
    savaşmaları gerekmiyor. Tek yapmaları gereken savaşı pazarlamak.
  • 12:15 - 12:17
    Tek ihtiyaçları olan şey askerleri zarar verecek bir şekilde kullanmaya gönüllü olan bir kamuoyu.
  • 12:18 - 12:21
    Tek ihtiyaçları olan ölmeyi ve öldürmeyi sorgulamadan kabullenen askerler.
  • 12:21 - 12:23
    Bir bomba için milyonlar harcamak kabul edilebilir hale geliyor.
  • 12:23 - 12:28
    Bu bomba, ancak ordudaki askerler onu kullanma emrini uygulamaya gönüllüyse bir silah haline geliyor.
  • 12:29 - 12:34
    Dünyada tek bir asker kalana dek askerleri istediklere yere gönderebilirler. Ama bir savaş olması için askerlerin savaşmaya gönüllü olması gerekir.
  • 12:35 - 12:38
    Ve yönetici sınıfın, insanların acılarından kar eden milyarderlerin tek derdi
  • 12:39 - 12:41
    daha da zenginleşmek
  • 12:41 - 12:42
    dünya ekonomisini kontrol etmek.
  • 12:42 - 12:47
    Onların gücünün temelinde sadece ve sadece bizi savaşa ikna etmelerinin yattığını anlayın.
  • 12:47 - 12:50
    Savaş, baskı ve sömürü onların işine geliyor,
  • 12:50 - 12:53
    anlıyor musun? Onların zenginliği, çalışan sınıfı başka bir ülkenin piyasasını
  • 12:53 - 12:58
    kontrol etmek için ölmeye ikna etmeye dayanıyor.
  • 12:58 - 13:05
    Bizi, üstün olduğumuza inandırarak ölmeye ve öldürmeye ikna etmeye dayanıyor.
  • 13:06 - 13:09
    Askerlerin, gemicilerin, komandoların, pilotların
  • 13:09 - 13:11
    bu işgalden kazanacağı hiçbir şey yok.
  • 13:12 - 13:16
    Amerika'da yaşayan insanların büyük çoğunluğunun bu savaştan kazanacağı bir şey yok.
  • 13:16 - 13:21
    Esasen, kazanacağımız bir şey olmadığı gibi, bir de acı çekiyoruz.
  • 13:21 - 13:24
    Kollarımızı, bacaklarımızı kaybediyoruz, travma yaşıyoruz ve hayatımızı veriyoruz. Ailelerimiz bayrak kaplı tabutların toprağa verilmesini izlemek zorunda kalıyor.
  • 13:28 - 13:32
    Bu ülkede sağlık sigortası, işi veya eğitime erişimi olmayan milyonlarca kişi, bu hükümetin
  • 13:32 - 13:38
    işgal için günde 450 milyon dolardan fazlasını
  • 13:47 - 13:54
    Bu ülkenin fakir ve emekçi insanları, başka bir ülkenin fakir ve emekçi insanlarını öldürmek, ve de zenginleri daha da zenginleştirmek için savaşa gönderildi
  • 13:54 - 13:59
    Irkçılık olmasa askerler, bizi savaşan milyarderlerden ziyade
  • 13:59 - 14:02
    Iraklılarla daha çok benzeştiğini anlar.
  • 14:20 - 14:25
    Gidip Irak'ta insanları sokağa attıktan sonra dönüp insanların bu ülkede sokağa atıldığını gördüm. Bu trajik ve gereksiz.
  • 14:31 - 14:35
    Uyanıp, gerçek düşmanlarımızın uzaklarda bir yerlerde,
  • 14:35 - 14:39
    isimlerini bilmediğimiz ve kültürünü anlamadığımız insanlar olmadığını,
  • 14:39 - 14:42
    gerçek düşmanlarımızı çok iyi tanıdığımızı, isimlerini bildiğimiz anlamamız lazım.
  • 14:42 - 14:45
    Gerçek düşman, bizi karlı olduğunda savaşa gönderen sistemdir.
  • 14:45 - 14:48
    Gerçek düşman, bizi karlı olduğunda işten atan genel müdürlerdir.
  • 14:48 - 14:52
    Gerçek düşman, karlı olduğu için sigortalamayı reddeden sigorta şirketleridir.
  • 14:52 - 14:54
    Gerçek düşman, bizi karlı olduğunda evimizden atan bankalardır.
  • 14:54 - 14:58
    Düşmanlarımız beş bin mil uzakta değil, kendi vatanımızda.
  • 14:58 - 15:02
    Kardeşlerimizle bir araya gelirsek, bu savaşı durdurabiliriz,
  • 15:02 - 15:07
    bu hükümeti durdurabiliriz ve daha iyi bir dünya yaratabiliriz.
  • 15:29 - 15:33
    Üsame bin Ladin'in öldürülmesi bence çok kötü oldu. Bunun yaratacağı olumsuz tepki devasa olacak. Nefret artacak ve pek çok insan bundan ötürü ölecek. Bir adamı öldürmek bir değer sistemini ortadan kaldırmaz.
  • 15:34 - 15:38
    Adam ölür, değer sistemi kalır.
  • 15:38 - 15:43
    Irkçılık, iki yüzlülük, aptallık değerlerin bir parçası.
  • 15:43 - 15:48
    Aptallık, insanların çevrelerini bilmemeleri anlamına gelir.
  • 15:57 - 15:59
    Kanunları Uygulayanlar (Polis)
  • 16:02 - 16:04
    Polis, toplumu kontrol altında tutar.
  • 16:04 - 16:09
    Bu insanlar bazı kanunlara uyuyorlar ve senin de aynı kanunlara uymanı sağlıyorlar.
  • 16:10 - 16:15
    Ancak bunu açıklama yapmadan veya bunu neden yaptıklarını kendilerine sormadan yapıyorlar.
  • 16:15 - 16:22
    Çünkü: 1. Polisler, parasal sistemin vatandaşlarıyla iletişim içindeler.
  • 16:22 - 16:26
    2. Kullanılan dil eski ve yoruma açık.
  • 16:26 - 16:33
    3. Bir polis memurunun statüsü, onu istemese şiddet uygulamaya itiyor.
  • 16:33 - 16:38
    Bu tür bir işin sizi neye çevirebileceğinden hapishane deneyinde bahsettik.
  • 16:38 - 16:43
    4. Kanunlar, toplumdaki eşitsizliği sabitliyor.
  • 16:43 - 16:47
    5. Vatandaşlar, otorite karşısında itaatkar davranıyorlar.
  • 16:47 - 16:51
    6. Polislik bir meslek
  • 16:51 - 16:56
    ve size işlerin renkli üniformaya bürünmüş kölelikten ibaret olduğunu gösterdik.
  • 16:57 - 17:00
    Bu iş pratik olarak herkesi kaos içine sürüklüyor
  • 17:00 - 17:02
    ve olumsuz şekilde etkiliyor.
  • 17:03 - 17:05
    Polis, şiddet kullanabilir.
  • 17:05 - 17:08
    Söylediğini yanlış anlayabilir.
  • 17:08 - 17:12
    Bugün, eğer 30 yaşın üzerindeysen ve 12 yaşında bir kız çocuğuyla konuşuyorsan dikkatli olmalısın.
  • 17:12 - 17:17
    Çünkü söylediklerin yanlış anlaşılabilir ve sübyancılıkla suçlanabilirsin.
  • 17:18 - 17:21
    İnsanlar otorite karşısında genelde itaatkar davranıyorlar.
  • 17:22 - 17:24
    Dil yoruma açık olduğu için,
  • 17:24 - 17:29
    kanunlar işlevsel ve yerinde olsa bile, ki durum bu değil,
  • 17:29 - 17:30
    sistemin faydalı olması imkansız.
  • 17:30 - 17:35
    Tabii, bunlara parasal sistemin direkt bir sonucu olan yolsuzluğu katmıyoruz bile.
  • 17:35 - 17:39
    Çünkü para, her şeyden daha önemli hale getirildi.
  • 17:41 - 17:45
    Eğer adalet, ceza yoluyla doğruluğu sağlıyorsa
  • 17:45 - 17:48
    hala neden bu durumdayız?
  • 17:53 - 17:59
    17 Nisan 2005. Providence, Rhode Island'daki polis karakolunda
  • 17:59 - 18:05
    26 yaşındaki Esteban Carpio, yaşlı bir kadının cinayetiyle ilgili olarak sorguya çekiliyor.
  • 18:06 - 18:12
    Carpio aniden Dedektif Jim Allen'ın silahını alıyor ve silahı dedektifin yüzüne dayayıp
  • 18:12 - 18:15
    tetiği çekiyor.
  • 18:16 - 18:20
    Allen yerde ölürken, Carpio üçüncü katın penceresinden atlayıp
  • 18:20 - 18:23
    kaçmaya çalışıyor.
  • 18:28 - 18:33
    Polis karakolunun bir kaç blok ötesinde yakalanıyor. Üzerindeki yaralar, mahkeme salonunda galeyana yol açıyor.
  • 18:46 - 18:52
    Bu çocuk mahkeme salonuna girdiğinde gördüğüm korkunç manzara karşısında dondum kaldım. O maskelerle insanların tükürmesinin veya ısırmasının engellendiğini gördüm.
  • 18:52 - 18:54
    Ancak bu maskenin amacı farklıydu.
  • 18:54 - 18:59
    Bu normal değil. İnsanların böyle bir maskeyle getirildiğini görmezsiniz. Çok nadirdir.
  • 18:59 - 19:05
    Ne yapmış olursa olsun. Suçu ne olursa olsun, maske onu insanlıktan çıkarıyordu.
  • 19:05 - 19:07
    Onu bir hayvana benzetiyordu. Bana beyni hasar görmüş gibi geliyordu. Alnı, gözleri şişmişti, sanki balmumuyla kaplı gibiydi ama sadece şişmiş deri vardı.
  • 19:26 - 19:29
    Önceki ve sonraki haline baktığında onu tanıyamıyorsun.
  • 19:36 - 19:42
    Bu maskeyi takıyor olmasının sebebi mahkemeden önce polisin kendi eliyle adalet dağıtmaya karar vermesiydi.
  • 19:47 - 19:49
    FBI tarafından yürütülen soruşturma sonucunda ise
  • 19:49 - 19:52
    polis aklandı. - Eğer kötü bir insan olduğun düşünülüyorsa, polis istediğini yapabilir.
  • 20:04 - 20:05
    2006 Ekim'inde, Carpio tekrar mahkeme karşısına çıktı.
  • 20:05 - 20:07
    Bu sefer maske takmıyordu.
  • 20:07 - 20:12
    Ve şartlı tahliyesiz müebbet hapse çarptırıldı.
  • 20:15 - 20:17
    Unutmayın ki, artık daha fazla özel şirket
  • 20:17 - 20:21
    insanları özel polis olarak işe alıyor
  • 20:22 - 20:27
    ya da şirketin haklarını veya mallarını korumak için özel güvenlik tutuyor.
  • 20:31 - 20:37
    Bir kere daha Londra merkezdeyiz. Shell'in İngiltere genel müdürlüğünün önündeyiz.
  • 20:37 - 20:39
    Daha çekmeye başlamadan özel güvenlik film çekmemi engellemeye çalıştı.
  • 20:45 - 20:49
    Film çekmeme izin vermediler. Bu, tamamen kamusal bir alanda
  • 20:49 - 20:53
    duran birine kamerasıyla ne yapıp yapamayacağının söylendiğine
  • 20:53 - 20:57
    bir örnek daha. Bu, beni çok rahatsız ediyor.
  • 20:57 - 21:01
    Emirlere uyuyorlar, ama uydukları emir ne.
  • 21:26 - 21:32
    Burası kamuya ait. -Hiç önemsemiyorum. Anlıyorsun değil mi? Sana burada film çekmeyeceğini söylüyorum. Sana söyledim. Sen de takmadığını söyledin. - Burası kamuya ait. Polis misin? Öyle olsan tutuklardın. Ne sebepten tutuklardın peki?
  • 22:01 - 22:03
    Burada beklememi söyledin. Emrine uymayacağım.
  • 22:14 - 22:20
    Shell'in büyük bir petrol şirketi olduğunun farkındasın, tabii.
  • 22:21 - 22:28
    Burası kamuya ait bir alan. Adı neydi, işte Büyük Çember'in yanındayız.
  • 22:29 - 22:34
    London Eye ve de
  • 22:34 - 22:37
    Londra'da bir binanın dış cephesini çekmek istiyorsan,
  • 22:37 - 22:41
    buna izin var. Bu tamamen izin verilen bir şey.
  • 22:42 - 22:45
    Babam Shell'de çalışıyordu. Bunun hiç bir şeyle alakası yok. Önemli olan, kameramı çıkarmadan bile önce
  • 22:50 - 22:51
    bu adamın bana ne yapacağımı söylemesiydi.
  • 22:57 - 23:00
    İşte, bu da Londra Valiliği'nin bisikletlerinden biri. Sponsoru tabii ki Barclays. Büyük bir banka sponsor olmadan
  • 23:01 - 23:04
    güzel bir bisiklet hizmeti olamıyor demek ki.
  • 23:11 - 23:13
    Polis nerede?
  • 23:14 - 23:20
    Hah! Belki de kamuya açık alanlarda film çekebilirsin. Belki, bana ne yapacağımı söylemeye hakkın yok. Floresan bir yeleğin ve telsizin var diye
  • 23:40 - 23:45
    normal insanlara, yürüyen insanlara ne yapacaklarını söyleyebileceğin mi sanıyorsun? Burası kamuya ait bir alan. Kimseye bir şey demeye hakkın yok, değil mi? - Merhaba efendim, nasılsınız?
  • 23:45 - 23:49
    Merhaba, siz nasılsınız? - Bir sorun mu var? - Bu adam bana bağırıyordu.
  • 23:49 - 23:54
    Karşı kaldırımdaydım.
  • 23:54 - 23:56
    Bütün gün Londra'da yürüdüm. Babam Shell'de çalışıyordu. Liman pilotuydu. Japonya'da Shell'in gemilerini yanaştırırdı. Kameramı çıkardım, aa dedim, Shell'in genel müdürlüğü.
  • 24:04 - 24:07
    Bu adam da çıkıp bana ne yapacağımı söylemeye başladı.
  • 24:08 - 24:12
    Ben, kamuya ait bir alanda duran normal bir insanım. İstediğim binayı çekerim.
  • 24:12 - 24:15
    Beni polisi çağırmakla tehdit etti.
  • 24:15 - 24:20
    Salak bir güvenlik memuru tarafından insana ne yapacağının söylenmesi ne kadar sinir bozucu, farkında mısın? Hey, bak, bana kötü davrandı. Beni tehdit etti, tutuklanacağımı söyledi. Bunların hepsi Youtube'a gidecek. Bir Youtube kanalım var. Özür dilerim, size bağırıyorum... bakın film çekmeye devam edeceğim. Bak hele! Şimdi izin var mı demek?
  • 25:53 - 25:56
    Haydi, hepinize iyi günler.
  • 25:58 - 26:04
    Polis memurlarının, insanların adilce davranmak istediğini, yardımcı olmak istediklerini
  • 26:04 - 26:09
    ancak kanunların ne olduğunu hiç düşünmediklerini görmek acı verici.
  • 26:09 - 26:13
    Polis, kanunları niye uyguladığını ve onlara kimlerin emir verdiğini düşünmüyor.
  • 26:13 - 26:17
    İnsanlar doğru şekilde davranmak istiyorlar ancak yanlış yönlendiriliyorlar.
  • 26:18 - 26:23
    Silahlar, ordu ve polis, var olan düzeni devam ettiriyor.
  • 26:24 - 26:27
    Bu durumda nasıl insanların faydası için çalışabilirler ki?
  • 26:31 - 26:36
    [ Alternatif Çözümler ]
  • 26:46 - 26:51
    Silahlar, ordu ve polis, var olan düzeni devam ettiriyor.
  • 26:52 - 26:56
    Bu gelişime ve evrime aykırı.
  • 26:56 - 26:59
    Ortada kötü niyetli kötü insanlar olmadığı,
  • 26:59 - 27:04
    ve sadece insanları böyle davranışlara iten zararlı bir çevre olduğu için,
  • 27:04 - 27:11
    herkes için faydalı olan bir çevrede bu organizasyonların bir amacı kalmıyor.
  • 27:11 - 27:16
    Bu sözde adalet dağıtmaya çalışan kişi ve kurumlar,
  • 27:16 - 27:20
    esasen insanların eşit olduğu bir sistemi desteklemeleri gerekiyor.
  • 27:20 - 27:23
    Gezegen kaynaklarına dayalı bir sistem.
  • 27:23 - 27:26
    Mal ve hizmetlerin bol olduğu bir sistem.
  • 27:26 - 27:31
    Eğitimi düzgün olduğu ve bilgiye özgürce ulaşılabilen bir sistem.
  • 27:31 - 27:35
    Çünkü böyle bir sistemin temeli adalet.
  • 27:35 - 27:37
    Bu hedeflere ulaşmak için, bu tür kurumların
  • 27:37 - 27:42
    sorunları çözecek donanıma sahip olması gerekiyor.
  • 27:42 - 27:45
    Bu sayede, silaha ihtiyaç kalmaz.
  • 27:45 - 27:51
    Gezegen kaynaklarına dayalı, mal ve hizmetlerin bol olduğu bir toplum,
  • 27:51 - 27:55
    daha özgür ve daha eşitlikçi bir toplum anlamına geliyor.
  • 27:55 - 28:01
    Polise, orduya veya silaha ihtiyaç kalmıyor.
  • 28:01 - 28:06
    Eğitimli ve suç işlemek için hiç bir sebebi olmayan insanlardan oluşan bir toplumda
  • 28:06 - 28:08
    kimin polise ihtiyacı olur ki?
  • 28:08 - 28:12
    Kim orduya katılır? Silahları kim kullanır?
  • 28:13 - 28:17
    Dolayısıyla çözüm, düzgün bir eğitimde ve bollukta yatıyor.
  • 28:17 - 28:21
    Bu sayede silahlar, ordu veya polis gereksiz hale geliyor.
  • 28:22 - 28:26
    Ancak böyle bir toplum, parasal sistemle uyumlu değil.
  • 30:06 - 30:09
    insanların aynı türe mensup olduklarını
  • 30:09 - 30:11
    ve aynı gezegende yaşadıklarını
  • 30:11 - 30:14
    anlamaması gerçekten hayret verici
  • 30:17 - 30:21
    Evrenin enginliğini ve insan türünün ne olduğunu hatırlayınca,
  • 30:21 - 30:24
    evreni anlayacak güce sahip olan tek tür olan insanın,
  • 30:24 - 30:30
    sorunlarını savaşla çözmeye çalıştığını görmek üzücü.
  • 30:31 - 30:35
    Savaşı anlamak için çevrenin etkisini,
  • 30:35 - 30:41
    insanların taklit yoluya itaat etmeyi öğrendiklerini bilmek gerekiyor.
  • 30:41 - 30:49
    Araştırmalar, tekrar tekrar bu şekilde sorunların çözülebileceğini iddia ediyor. Ancak sorunlar çözülmüyor.
  • Not Synced
    Ailesinin böyle tepki vermesi çok normal.
  • Not Synced
    Bu kadar bilimsel buluşun ardından
  • Not Synced
    çöpe atmasını seyretti.
Title:
(h) TROM - 2.14 Savaşlar, Silahlar ve Kanunları Uygulayanlar
Description:

http://tromsite.com - Çok kapsamlı ve çok iyi organize edilmiş bir belgesel. (indir, youtube'dan izle, altyazılar, jenerik, paylaş, katkıda bulun, ve daha pek çok şey)

Belgeselin içeriği :
-------------------------------------------------------------------------
TROM (Benim Gerçekliğim), şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı belgeseldir. Ayrıca, şimdiye kadar her şeyi analiz etmeye çalışan tek belgeseldir: bilimden parasal sisteme kadar herşeyi içeren TROM, herkesin hayatını iyileştirecek somut çözümler de sunuyor.

Dünyayı görmenin yeni ve 'gerçekçi' bir yolu.

"Büyük Patlamadan bugüne ve geleceğe."
-------------------------------------------------------------------------

more » « less
Video Language:
English
Duration:
31:06
harunkucuk edited Turkish subtitles for (h) TROM - 2.14 Wars, weapons and law people
harunkucuk added a translation

Turkish subtitles

Incomplete

Revisions