Return to Video

(h) TROM - 2.26 Ölüm

  • 0:03 - 0:07
    [ Ölüm ]
  • 0:10 - 0:12
    Gündelik hayatımızı, sonumuz ne olacak
  • 0:12 - 0:15
    diye düşünmeden yaşıyoruz.
  • 0:20 - 0:24
    Ancak ölüm, her an etrafımızda.
  • 0:24 - 0:29
    Bu program bitene kadar İngiltere'de yaklaşık 60 kişi ölmüş olacak.
  • 0:35 - 0:37
    Nadiren ölüme şahit oluruz.
  • 0:37 - 0:41
    Ölüm, daha çok filmlerde ve televizyonda gördüğümüz bir şeydir.
  • 0:41 - 0:45
    Televizyon ölümü şiddet ve acı dolu bir şeymiş gibi gösterebilir.
  • 0:50 - 0:53
    Kendi ölümlülüğümüzle yüzleşmiyoruz.
  • 0:53 - 0:59
    Hayatı yaşarken bile ölümün ortasında olduğumuz gerçeğiyle yüzleşmiyoruz.
  • 1:05 - 1:09
    Sağlık hizmetlerindeki ve beslenmedeki iyileşmeler, içtiğimiz suyun daha temiz olması
  • 1:09 - 1:13
    gibi şeylerden ötürü, ömrümüz yüz sene önceyaşayan insanların iki katına çıktı.
  • 1:13 - 1:16
    Bugün, ölümümüz büyük ihtimalle yaşla gelen hastalıklardan olacak.
  • 1:16 - 1:18
    Kanser, inme,
  • 1:18 - 1:23
    ve de en önemlisi: Kalp hastalığı. Bugün,
  • 1:24 - 1:27
    Batı dünyasındaki ölümlerin dörtte biri kalp hastalığından kaynaklanıyor.
  • 1:28 - 1:31
    Bu ölümlerin en şiddetli hali kalp krizi.
  • 1:42 - 1:47
    Maalesef, parasal sistem bu konuyla ilgili pek çok teorinin yayılmasına izin veriyor.
  • 1:48 - 1:52
    Bu teorilerin çoğunu destekleyen hiç bir kanıt yok. Bunun yanısıra,
  • 1:52 - 1:55
    bu teoriler, insanları belki en önemli konu olan ölüm konusunda
  • 1:55 - 1:58
    eğitmiyor.
  • 1:58 - 2:01
    Eğer bu soruya bir cevap arıyorsanız,
  • 2:01 - 2:06
    ölümden sonra hayatla ilgili pek çok teoriyle ve fikirle karşılaşacaksınız.
  • 2:06 - 2:09
    Maalesef, bunların hepsi sadece birer fikir.
  • 2:09 - 2:14
    Parasal sistem bu konuda sınıfta kalıyor, çünkü hayat kalitesine değil
  • 2:14 - 2:17
    kara odaklanıyor.
  • 2:17 - 2:22
    Çoğu zaman, bilimsel cevaplar yerine ruhani ve hayali cevaplar alıyorsunuz.
  • 2:23 - 2:26
    Bunun sebebi, insanların iyi satan veya çevrenin kabul ettiği fikirleri
  • 2:26 - 2:31
    devam ettirmeye meyilli olmaları.
  • 2:31 - 2:34
    Fikirlerin konuyla ilgili olup olmaması önemli değil.
  • 2:37 - 2:39
    İşte size bilimin bugüne kadar ölüm hakkında
  • 2:39 - 2:43
    keşfettiği doğrular.
  • 2:44 - 2:49
    Tavuk çevirmeden, patataes kızartmasına, Coca Cola'dan
  • 2:49 - 2:50
    McDonalds hamburgerlerine kadar
  • 2:51 - 2:54
    yediğiniz her şey, vücudunuzu değiştiriyor.
  • 2:54 - 2:58
    Vücudunuz, bu yiyeceklerle ve de soluduğunuz oksijenle değişiyor.
  • 3:01 - 3:07
    Sindirim sırasında organlarınız yiyecekleri vücudunuzun kullanabileceği bir şekle dönüştürüyor.
  • 3:07 - 3:10
    Yiyecekler, ağzınızdaki tükürükle karışıyor.
  • 3:11 - 3:15
    Dişleriniz öğütürken, tükürük de yiyeceği eritmeye başlıyor.
  • 3:15 - 3:20
    Dil sayesinde yiyecekler boğaza itiliyor.
  • 3:20 - 3:24
    Boğazdan geçen yiyecek, yutkunmayı tetikliyor
  • 3:24 - 3:28
    ve nefes borusu kapanıyor.
  • 3:28 - 3:31
    Boğazdan geçen yiyecek, yemek borusuna giriyor.
  • 3:32 - 3:35
    Yiyecek, yemek borusundaki kaslar sayesinde mideye doğru itiliyor.
  • 3:35 - 3:41
    Mide kapakçığı açılıyor ve yiyecek mideye giriyor.
  • 3:41 - 3:46
    Midedeki eşsiz kas yapısı yiyeceği küçük parçacıklara ayırıyor.
  • 3:47 - 3:53
    Yiyecek, önce onikiparmak bağırsağına, oradan da ince bağırsağa geçiyor.
  • 3:53 - 3:58
    Besinlerin büyük bir kısmı ince bağırsakta emiliyor.
  • 3:58 - 4:04
    Mukozadaki enzimler, pankreas ve karaciğer sıvılarıyla karışıyor.
  • 4:04 - 4:07
    Böylece kimyasal sindirim süreci sona eriyor.
  • 4:08 - 4:12
    Bağırsak çeperleri, emilimi sağlayan hücrelerle dolu.
  • 4:13 - 4:17
    Kilüs borusu, yiyecekleri kılcal damarlara aktarıyor
  • 4:17 - 4:19
    ve de sindirilen besinler kana karışıyor.
  • 4:21 - 4:26
    Kan, besinleri diğer hücrelere taşıyor.
  • 4:27 - 4:33
    Sindirilmeyen besinler ileo-çekal kapaktan geçip kalın bağırsağa geçiyor.
  • 4:33 - 4:36
    Kalın bağırsak, suyu emiyor, vitamin üretiyor,
  • 4:36 - 4:40
    mukoza salgılıyor, ve de dışkıyı üretip vücuttan atıyor.
  • 4:41 - 4:47
    Dışkı, rektuma geçiyor ve boşaltımı tetikliyor.
  • 4:48 - 4:53
    Anne karnındaki fetüs de aynı şeyleri yapıyor.
  • 4:53 - 4:56
    Embryo ve Fetüsün Gelişimi
  • 5:16 - 5:18
    Şaşırmadım.
  • 5:18 - 5:20
    Hiçbir şey sonsuza dek değil.
  • 5:20 - 5:23
    Kalbim çok defa kırıldı.
  • 5:23 - 5:24
    Artık hesap tutmayı bıraktım.
  • 5:24 - 5:26
    Kendimi kalp kırıklığına itiyorum
  • 5:26 - 5:28
    Kendimi kalp kırıklığından kurtarıyorum
  • 5:28 - 5:29
    Heyecanlanıyorum
  • 5:29 - 5:31
    Sonra da kendimi bırakıyorum.
  • 5:32 - 5:36
    Aklımı yitirmemek için çok uğraştım.
  • 5:36 - 5:38
    Milyonlarca bahane uydurdum.
  • 5:40 - 5:43
    Her ihtimali düşündüm.
  • 5:46 - 5:49
    Biliyorum ki gerçek bir gün ortaya çıkacak.
  • 5:49 - 5:53
    Sorunu çözmemiz için beni çalıştıracaksın.
  • 5:54 - 5:59
    Ben de senin benim aldığımdan daha fazlasını alacağına söz veriyorum.
  • 6:00 - 6:03
    Daha tanışmadık.
  • 6:11 - 6:13
    Beklemem gerekebilir.
  • 6:13 - 6:15
    Ama peşini bırakmayacağım.
  • 6:15 - 6:17
    Çözümün yarısı zaman
  • 6:17 - 6:19
    diğer yarısı da şans.
  • 6:19 - 6:21
    Nerede olursan ol,
  • 6:21 - 6:23
    Ne zaman gelirsen gel
  • 6:23 - 6:26
    Hiç yoktan hayatıma gireceksin
  • 6:26 - 6:30
    Ve birlikte çok mutlu olacağımızı biliyorum.
  • 6:31 - 6:34
    Bebek, senin sevgin beni değiştirecek.
  • 6:35 - 6:38
    Şimdi, tüm ihtimalleri görebiliyorum.
  • 6:40 - 6:44
    Biliyorum ki gerçek bir gün ortaya çıkacak.
  • 6:44 - 6:48
    Sorunu çözmemiz için beni çalıştıracaksın.
  • 6:48 - 6:54
    Ben de senin benim aldığımdan daha fazlasını alacağına söz veriyorum.
  • 6:55 - 6:58
    Daha tanışmadık.
  • 6:58 - 7:02
    Ve duydum ki aşkta ve savaşta
  • 7:02 - 7:06
    her şey mübah.
  • 7:06 - 7:09
    Ama savaşmam gerekmeyecek
  • 7:09 - 7:11
    Her şey elbirliği edip
  • 7:11 - 7:15
    Bizi bir araya getirecek
  • 7:31 - 7:35
    Ve birlikte çok mutlu olacağımızı biliyorum.
  • 7:35 - 7:39
    Bebek, senin sevgin beni değiştirecek.
  • 7:39 - 7:44
    Şimdi, tüm ihtimalleri görebiliyorum.
  • 7:47 - 7:52
    Biliyorum ki gerçek bir gün ortaya çıkacak.
  • 7:52 - 7:56
    Sorunu çözmemiz için çalışacağım.
  • 7:56 - 8:01
    Ben de senin benim aldığımdan daha fazlasını alacağına söz veriyorum.
  • 8:01 - 8:04
    Benim aldığımdan...
  • 8:04 - 8:08
    Biliyorsun gerçek ortaya çıkacak.
  • 8:08 - 8:12
    Sorunu çözmemiz için beni çalıştıracaksın.
  • 8:12 - 8:18
    Ben de senin benim aldığımdan daha fazlasını alacağına söz veriyorum.
  • 8:18 - 8:22
    Daha tanışmadık.
  • 8:27 - 8:30
    Tanışmadık.
  • 8:31 - 8:33
    Sana söz veriyorum ki
  • 8:33 - 8:36
    Sana benim aldığımdan çok daha fazlasını vereceğim.
  • 8:37 - 8:43
    Sevgi, sevgi, sevgi...
  • 8:43 - 8:45
    Daha tanışmadık.
  • 8:46 - 8:50
    Sevgi, sevgi, sevgi...
  • 8:51 - 8:56
    Daha tanışmadık.
  • 9:13 - 9:19
    Şimdi, durumu anlamak için bu çocuğu cam bir odaya koyduğumuzu
  • 9:19 - 9:23
    ve 18 yaşına kadar yiyecek ve oksijen verdiğimizi farzedelim.
  • 9:23 - 9:26
    Mucizevi bir şekilde bir dönüşüm geçirdiğini göreceğiz.
  • 9:27 - 9:33
    Temel olarak, ona verdiğin her şey onun bedenini değiştiriyor.
  • 9:34 - 9:39
    Önce böyle görünüyordu. 18 yıl sonra da böyle görünecek.
  • 9:39 - 9:45
    Büyürken başına gelen şey bu. Siz, bir dönüşümün sonucusunuz.
  • 9:47 - 9:51
    Peki, ölünce ne oluyor?
  • 9:53 - 9:56
    Ölüm, beraberinde kayıp ve yas getiren,
  • 9:56 - 9:58
    tamamen acımasızca ve olumsuz bir olay gibi görünüyor.
  • 9:59 - 10:04
    Ancak vücudumuzda yaşam ve ölüm, en baştan beri bir biriyle ilişkili
  • 10:17 - 10:21
    Vücudumuz, organik hücre kolonilerinden oluşuyor.
  • 10:21 - 10:26
    Hücrelerimize baktığımızda, dev bir hücre kolonileri bütününden ibaret olduğumuzu görüyoruz.
  • 10:26 - 10:28
    Milyarlarca hücre
  • 10:40 - 10:43
    ve hepsinin kendine ait bir rolü var.
  • 10:43 - 10:47
    Kalp hücresi, kas hücresi, beyin gücresi.
  • 10:49 - 10:53
    İnanılmaz bir uyum ve düzen içinde birlikte çalışarak
  • 10:53 - 10:57
    ait oldukları organların görevlerini yerine getirirler.
  • 11:06 - 11:11
    Hayatımızın başından beri hücrelerin yorulmadan kendilerini görevlerine adamaları
  • 11:11 - 11:15
    ölmelerine sebep oluyor.
  • 11:18 - 11:24
    Fetüsteki hücrelerin bir kısmı kendi kendini yok et komutu alıyor.
  • 11:24 - 11:30
    Burada, gelişmekte olan elin devasa bir hücre grubu olarak ortaya çıktığını görüyoruz.
  • 11:30 - 11:33
    Sonra, hücreler kendi kendilerini sistematik olarak yok ederek
  • 11:33 - 11:36
    parmakları, parmakların arasındaki boşlukları oluşturuyorlar.
  • 11:36 - 11:40
    Aynı bir parça taşı yontan bir heykeltraş gibi.
  • 11:41 - 11:44
    İnsan vücudunun oluşmaya başladığı andan beri
  • 11:44 - 11:47
    ölüm, hayatın ayrılmaz bir parçası.
  • 11:49 - 11:53
    Mikroskopla baktığımızda hücrelerin nasıl yok olduğunu görebiliriz.
  • 11:56 - 11:59
    Bu süreç, hayatımız boyunca devam ediyor.
  • 11:59 - 12:00
    Hücreler zarar görüyor
  • 12:01 - 12:02
    veya eskiyorlar.
  • 12:09 - 12:15
    Bu program süresince vücudunuzdaki hücrelerden bir milyarı ölecek.
  • 12:18 - 12:22
    Onların ölümü bizi hayatta ve sağlıklı tutuyor.
  • 12:22 - 12:26
    Ölümün, hayatın yaratıcı gücünün bir parças olduğunu düşünebiliriz.
  • 12:27 - 12:30
    Peki bizim ölümümüz de insanlığın yolculuğunun bir parçası mı?
  • 12:31 - 12:34
    Kozmik bir makinede birer hücre miyiz?
  • 12:34 - 12:37
    Ölümler, bilinmeyen bir amaca mı hizmet ediyor?
  • 12:37 - 12:40
    Maalesef, hayır.
  • 12:40 - 12:44
    Öyle görünüyor ki ölüm, seks yapmak için ödediğimiz bedel.
  • 12:52 - 12:56
    Seks yapınca yeni bir canlı yaratıyoruz.
  • 12:57 - 13:00
    Ancak bu yeni canlı, sadece kendimizin bir kopyası değil.
  • 13:00 - 13:06
    Her bebek tekildir ve ebebeynlerin genlerinin özel bir karışımıdır.
  • 13:11 - 13:18
    Evrim sürecinde genler nesilden nesile geçtikçe,
  • 13:19 - 13:22
    Doğal seleksiyon dediğimiz süreç,
  • 13:22 - 13:26
    çevreye uyum göstermemizi ve evrilmemizi hızlandırıyor.
  • 13:27 - 13:29
    Seks olmadan, genler karışmadan,
  • 13:29 - 13:34
    böyle karmaşık organizmalar haline gelemezdik.
  • 13:42 - 13:46
    İnsan vücudunun ölüm süreci hayret verici.
  • 13:49 - 13:56
    İnsan vücudunun 24 saat içinde soğuması işte buna benziyor.
  • 13:57 - 14:01
    Ölüm, hızlıca gerçekleşen tek bir olay değil.
  • 14:01 - 14:03
    Hayat yavaş yavaş sona eriyor.
  • 14:03 - 14:08
    Vücuttaki her hücrenin ne zaman öldüğünü bilmek zor.
  • 14:11 - 14:15
    Beyin son nefesimizi vermeden çok önce ölebilir.
  • 14:15 - 14:19
    Ve kişiliğimizi sonsuza dek kaybederiz.
  • 14:21 - 14:26
    Biri öldüğünde, onları insan yapan her şeyi özleriz.
  • 14:26 - 14:31
    Kişilikleri, kendilerine has özellikleri, duyguları, sıcaklıkları
  • 14:32 - 14:36
    Peki o varlık hissi nedir? O kaybolan bilinç nedir?
  • 14:37 - 14:41
    Bunun için beynin özel bir kısmı mı var?
  • 14:41 - 14:46
    Bu deneyde, beynin nasıl işlediğini görebiliyoruz.
  • 14:47 - 14:49
    128 sensör
  • 14:49 - 14:51
    beyin hücrelerimin ateşlediği
  • 14:52 - 14:55
    küçücük elektrik sinyallerini tespit ediyor.
  • 14:56 - 14:58
    Rahatlayınca ortaya çıkan görüntü böyle.
  • 14:59 - 15:04
    Benim hiçbir şey yapmamam bütün bu faaliyete yol açıyor.
  • 15:06 - 15:10
    Gözümü açar açmaz beynim çalışmaya başlıyor.
  • 15:19 - 15:21
    Televizyon izlemek gibi basit bir faaliyet bile
  • 15:21 - 15:24
    beynimde milyonlarda işlem gerçekleşmesine sebep oluyor.
  • 15:35 - 15:39
    Binlerce adımda gerçekleşen bir saniyelik bir hareket,
  • 15:39 - 15:43
    beynimin tamamını kaplayan bir faaliyete yol açıyor.
  • 15:48 - 15:52
    Bilgi, ilk önce beynimin gerisine gidiyor.
  • 15:54 - 15:58
    Oradan, faaliyet kısa süreli belleğe gidiyor.
  • 15:58 - 16:04
    Ondan sonra da beynin düşünürken kullandığımız ön kısmına geçiyor.
  • 16:05 - 16:06
    Soru şu,
  • 16:06 - 16:11
    beyinde benlik hissimden sorumlu belli bir bölüm var mı?
  • 16:11 - 16:14
    Beni Robert Winston yapan tek bir bölüm var mı?
  • 16:14 - 16:18
    Öyle görünüyor ki beyin, bundan daha karmaşık.
  • 16:19 - 16:22
    Biraz orkestra gibi işliyor.
  • 16:22 - 16:25
    Farklı işleri yapan farklı bölümler var.
  • 16:25 - 16:30
    Yaylılar, orkestra şefi, üflemeli çalgılar...
  • 16:30 - 16:32
    ancak çıkan sonuç, ya da müzik,
  • 16:33 - 16:35
    sadece çalışan bölümlerden kaynaklanmıyor.
  • 16:35 - 16:39
    Çalışma sırası da önemli.
  • 16:40 - 16:44
    Nasıl bir orkestra çalan enstrümanları ve çalarken takip ettikleri sırayı kullanarak
  • 16:44 - 16:47
    sonsuz sayıda melodi üretebilirse,
  • 16:47 - 16:50
    beyin de belli hücre sınıflarının belli sırayla çalışmasıyla
  • 16:50 - 16:54
    sonsuz miktarda sonuç çıkarabiliyor.
  • 17:01 - 17:05
    Ancak beyinde çalan enstrümanların sayısı yüzden fazla,
  • 17:05 - 17:09
    sadece yüzeydeki hücreler arasındaki bağlantıları saymak
  • 17:09 - 17:12
    32 milyon yıl sürer.
  • 17:15 - 17:18
    Bu hayret verici karmaşıklığa bakan bilim insanları
  • 17:18 - 17:23
    kişisel bilincimizin beynin tamamından oluştuğu sonucuna varıyor.
  • 17:24 - 17:28
    Ölünce kaybettiğimiz kimlik işte bu.
  • 17:33 - 17:36
    Bu bir by-pass ameliyatı.
  • 17:36 - 17:41
    Kalp hareket etmiyorsa, cerrahlar kanı alternatif yollardan götürebiliyor.
  • 17:41 - 17:46
    Tıkalı damarlardan ötürü belli kalp kaslarının kanı dolaştıramıyor.
  • 17:51 - 17:56
    Böyle bir insanı ameliyat odasının dışında görsem, ölü oldukları kanısına varırdım.
  • 17:58 - 18:01
    Ancak bu adam ölü değil. Nabzı yok, nefes almıyor, kalbi de atmıyor.
  • 18:01 - 18:04
    Gel gelelim, kısa bir süre sonra hasta uyanıp
  • 18:04 - 18:08
    ailesi ve arkadaşlarıyla konuşmaya başlayacak.
  • 18:08 - 18:11
    Bugün, bir insanın ölüp ölmediğine
  • 18:11 - 18:14
    sadece kalbinin atıp atmıyor olmasına bakarak karar veremiyoruz.
  • 18:14 - 18:18
    Artık beyne ve beynin en hayati kısmı olan
  • 18:18 - 18:20
    ve kafanın arkasında bulunan
  • 18:24 - 18:26
    beyin sapına bakıyoruz.
  • 18:26 - 18:29
    Bu, bizim çok eski geçmişimizden kalan bir organ.
  • 18:29 - 18:34
    Milyonlarca yıl önce yaşayan atalarımızın beyni, beyin sapından ibaretti.
  • 18:34 - 18:36
    İlkel varlıklardı.
  • 18:36 - 18:40
    Hatta, bu bölüme hala sürüngen beyin diyoruz.
  • 18:40 - 18:45
    Evrim bu bölümü daha karmaşık beyin katmanlarının altına gömdü.
  • 18:45 - 18:48
    Ancak, beyin sapı hala hayatın temeli.
  • 18:51 - 18:54
    Kalbimizin atması, nefes almamız,
  • 18:54 - 18:56
    kan basıncımızın ve vücut ısımızın düzenlenmesi gibi
  • 18:56 - 19:00
    hayati fonksiyonların çoğunu beyin sapı kontrol ediyor.
  • 19:02 - 19:05
    Bu sebepten ötürü, beyin sapı öldüğü zaman
  • 19:05 - 19:10
    doktorlar bir hastanın öldüğüne karar veriyorlar.
  • 19:23 - 19:27
    Kendi ölümümüzü düşünmek
  • 19:28 - 19:33
    bir gün bu dünyada olmayacağımızı hayal etmek bize güç geliyor.
  • 19:36 - 19:38
    Ancak bedenlerimiz ölümümüzden sonra
  • 19:39 - 19:41
    var olmaya devam ediyor.
  • 19:42 - 19:48
    Vücudumuzdaki hücreler, evrenin oluşumundan beri var olan atomlardan oluşuyor.
  • 19:48 - 19:51
    Bu atomlar sürekli olarak değişiyor ve dönüşüyor.
  • 19:52 - 19:54
    Bugün bizim vücudumuzu oluşturan maddeler,
  • 19:54 - 19:58
    bir zamanlar başka bitkilere, hayvanlara, ağaçlara
  • 19:58 - 20:00
    ve hatta diğer insanlara aitti.
  • 20:03 - 20:05
    Gelecekte de...
  • 20:05 - 20:08
    Hepimizin doğumdan ölüme yaptığı yolculuk,
  • 20:08 - 20:11
    çok daha büyük bir yolculukta
  • 20:11 - 20:13
    ufacık bir adım.
  • 20:13 - 20:18
    Yaşamdan ölüme giden, sonsuz bir döngünün bir parçası.
  • 20:27 - 20:30
    Kurtlar semirecek, bitkiler büyüyecek,
  • 20:30 - 20:34
    bedenin doğaya karışacak.
  • 20:34 - 20:35
    Gerçek olan bu.
  • 20:36 - 20:41
    Aslanların yediği bir adamı düşünün. Bedenine ne oluyor?
  • 20:41 - 20:43
    Sizin yediğiniz tavuğa ne oluyorsa, aynısı oluyor.
  • 20:44 - 20:45
    Başka bir yiyecekten farkı yok.
  • 20:46 - 20:50
    İnsan bedeni, aslanın vücut yapısına ve gelişimine katkıda bulunacak.
  • 20:51 - 20:57
    İnsanın ölmesinin sebebi de her şeyin devamlı değişim halinde olması.
  • 21:00 - 21:02
    Gözlemlediğimiz kadarıyla
  • 21:02 - 21:05
    ölümden sonra gerçekleşenler bunlar, eğer bundan daha fazlası olduğuna inanıyorsan
  • 21:05 - 21:08
    bu inancın nereden geldiğini düşün.
  • 21:08 - 21:09
    İnsanları harekete geçiren ne?
  • 21:09 - 21:13
    İddianı destekleyecek gerçekler var mı?
  • 21:13 - 21:18
    Ölümden sonra ne olduğu konusunda milyarlarca senaryo yazabiliriz, ancak bunların hiç bir anlamı yok.
  • 21:18 - 21:22
    Bulgularımızın sorumluluğunu üstlenmeliyiz.
  • 21:23 - 21:25
    İnsanlar, evrenin bir parçası,
  • 21:26 - 21:28
    biz doğadaki bir değişimi temsil ediyoruz.
  • 21:28 - 21:34
    Bedenlerimiz, birlikte çalışıp belli tür bir varlık haline gelen atomlardan oluşuyor.
  • 21:34 - 21:39
    Bu atomlar, farklı şekillerde bir araya gelerek bildiğimiz her şeyi oluşturabilir:
  • 21:39 - 21:42
    Yıldızlar, çimen,
  • 21:42 - 21:45
    evren ve mikro organizmalar.
  • 21:45 - 21:47
    İnsan, belli bir şekilde düzenlenmiş
  • 21:48 - 21:50
    atomardan oluşuyor.
  • 21:50 - 21:55
    İnsan bedenini belli bir atom dizisi olarak görebiliriz.
  • 21:56 - 22:01
    Dolayısıyla, bizi birey yapan şeyler beynimizde
  • 22:01 - 22:06
    yaratılabilen, yok edilebilen ve değişebilen elektrik sinyalleri.
  • 22:10 - 22:13
    Ölmenin nasıl bir şey olduğunu asla bilemeyiz.
  • 22:14 - 22:16
    Kimi insanlar ölüme çok yaklaşıp
  • 22:16 - 22:20
    son anda hayata dönüyorlar.
  • 22:20 - 22:24
    Onların deneyimleri sayesinde,
  • 22:24 - 22:28
    ölmekte olan beyinde neler olup bittiğini biraz da olsa anlayabiliyoruz.
  • 22:31 - 22:36
    Kafatasımın kırıldığı bir motorsiklet
  • 22:37 - 22:39
    kazası geçirdim.
  • 22:40 - 22:43
    Dedim ki 'Tanrım, eğer oradaysan,' çünkü Tanrı var mı yok mu bilmiyordum
  • 22:44 - 22:48
    'beni şimdi alabilirsin. Ben bittim. Artık devam edemem.'
  • 22:48 - 22:52
    O anda vücudumdan ayrıldığımı
  • 22:52 - 22:58
    ve ölüme yaklaştığımı hissettim.
  • 23:02 - 23:08
    Bir tünelde olduğumu biliyordum. Bunu açıklamak çok zor. Tüneli görmüyorsunuz, tüneli hissediyorsunuz.
  • 23:11 - 23:14
    Uzakta da küçücük bir ışık gördüm.
  • 23:14 - 23:17
    Bu ışık git gide büyüyordu,
  • 23:17 - 23:21
    aynı sonunda ışık olan bir tünel gibi.
  • 23:23 - 23:27
    İnanılmaz bir hızla tünelde hareket ediyordum
  • 23:27 - 23:31
    geçmişteki ve gelecekteki her şey
  • 23:32 - 23:36
    bu ışığın içindeydi.
  • 23:39 - 23:42
    Ölüme yaklaşan herkes beden dışı
  • 23:42 - 23:45
    deneyimlerine aynı şekilde tasvir ediyor,
  • 23:45 - 23:47
    sonunda ışık olan bir tünel bahsediyor.
  • 23:51 - 23:55
    İnanılmaz ivmelere maruz kalıp
  • 23:55 - 23:58
    bilincini kaybeden pilotlar da
  • 23:58 - 24:00
    deneyimlerini aynı şekilde tasvir ediyorlar.
  • 24:00 - 24:03
    ...
  • 24:03 - 24:05
    ...
  • 24:16 - 24:19
    Bu dünyadaki en büyük santrifüj.
  • 24:20 - 24:24
    Yüksek çekim kuvvetinin pilotlar üzerindeki etkisini incelemeye yarıyor.
  • 24:26 - 24:33
    Bu makinedeki denekler o kadar hızlı dönüyorlar ki kanları beyinlerinden çekiliyor ve bilinçlerini kaybediyorlar.
  • 24:37 - 24:40
    3,2,1, şimdi
  • 24:47 - 24:51
    Bize göre, bilinç kaybı üzerine yaptığımız incelemelerle
  • 24:52 - 24:56
    ölümü incelemeye olabildiğince yaklaşıyoruz.
  • 25:14 - 25:16
    Denekler G kilidine girdiğinde,
  • 25:16 - 25:21
    yerçekimi bilincin kaybolmasına yol açıyor ve deneyimleri kaydediliyor.
  • 25:21 - 25:26
    ...
  • 25:27 - 25:28
    ...
  • 25:31 - 25:32
    Bilinç kaybıyla özdeşleştirilen algılar,
  • 25:32 - 25:35
    hep duyuların bir tünele girip
  • 25:36 - 25:41
    ilerideki bir ışık noktasına odaklanması olarak tasvir ediliyor.
  • 25:47 - 25:49
    Neden aşırı çekim gücünden ve ölüme yaklaşmaktan
  • 25:49 - 25:54
    kaynaklanan deneyimler hep ışık tüneli etkisi yaratıyor?
  • 25:57 - 25:59
    Beyne oksijen gitmeyince
  • 25:59 - 26:02
    görmeden sorumlu nöronlar rastgele ateşlemeye başlıyor.
  • 26:02 - 26:06
    Bu da parlak bir ışık gibi algılanıyor.
  • 26:07 - 26:11
    Görmeden sorunlu nöronlar merkezde daha yoğun olduğu için
  • 26:11 - 26:13
    merkezdeki nöronlar daha fazla ateşleme yapıyor.
  • 26:13 - 26:17
    En parlak ışık merkezde bulunuyor, bu da bir tünel algısı yaratıyor.
  • 26:18 - 26:22
    Eğer seçim yapabilseydim, bu tünelden hiç çıkmak istemezdim.
  • 26:22 - 26:24
    Çok mükemmel, çok muhteşem bir deneyim.
  • 26:25 - 26:27
    Anlatmam mümkün değil.
  • 26:27 - 26:33
    Sevgi, mutluluk, haz, bilgi, hepsi bir arada.
  • 26:33 - 26:36
    3,2,1...
  • 26:36 - 26:40
    Rahatlamaya çalış
  • 26:42 - 26:46
    35 kere bilincimi kaybettim.
  • 26:51 - 26:58
    Bunların hepsi çok keyifliydi, derin bir haz veriyordu.
  • 26:59 - 27:01
    Ha ha ha!
  • 27:01 - 27:07
    Derin hazzın sebebi de, beynin stres ve acıyı bastırmak için
  • 27:07 - 27:10
    afyon tarzı maddeler salgılaması.
  • 27:15 - 27:20
    Bu, beynin hafıza ve duygulardan sorumlu kısımlarında halüsinasyonlara yol açıyor.
  • 27:22 - 27:29
    Bu araştırma sayesinde bilincimi kaybetmek ve ölüm
  • 27:31 - 27:33
    konusundaki bilgim çok arttı ve korkum da çok azaldı.
  • 27:48 - 27:52
    Şimdi de, insanların gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu görmek için
  • 27:52 - 27:55
    aşağıdaki senaryoyu düşünelim.
  • 27:55 - 28:00
    Yarın, dört katlı ve on odalı bir binada uyanıyorsun.
  • 28:00 - 28:04
    Binada bir sürü obje ve yemek bulunuyor.
  • 28:04 - 28:08
    İlk bakışta, binayı terketmenin hiçbir yolu yok.
  • 28:08 - 28:11
    Sol eline yapışmış bir bomba var.
  • 28:11 - 28:16
    Bu akıllı bir bomba. Eğer elini kesip kan akışını durdurmaya
  • 28:16 - 28:18
    çalışırsan, kanına seni anında öldürecek bir
  • 28:18 - 28:23
    zehir enjekte ediyor.
  • 28:23 - 28:26
    Eğer bombayı elinden çıkarmaya çalışırsan, bu zehir kanına enjekte edilecek.
  • 28:27 - 28:31
    Bu bombanın üzerinde ne kadar zamanının kaldığını gösteren bir saat var.
  • 28:31 - 28:35
    2 gün sonra, patlayacak.
  • 28:35 - 28:40
    Binada, seninle aynı durumda olan yüz kişi daha var.
  • 28:40 - 28:43
    Ancak kimse bir diğerinin ne kadar zamanının kaldığını göremiyor.
  • 28:43 - 28:47
    Duruma fazla kafa yormuyorlar.
  • 28:47 - 28:48
    Haydi başla.
  • 28:50 - 28:51
    Ne yapıyorsun?
  • 28:52 - 28:55
    Binada dolanıyorsun. Ne görüyorsun?
  • 28:56 - 28:59
    Diğer insanlarla mı tanışıyorsun?
  • 29:00 - 29:02
    Pencereden mi bakıyorsun?
  • 29:02 - 29:06
    Manzaraya bakıp binadan çıkmanın bir yolunu bulmaya mı çalışıyorsun?
  • 29:07 - 29:09
    Şarkı mı besteliyorsun?
  • 29:09 - 29:11
    Şiir mi yazıyorsun?
  • 29:11 - 29:16
    İki günden uzun yaşayacak olan insanlar varsa binanın neye benzeyeceğini hayal etmeye mi çalışıyorsun?
  • 29:17 - 29:20
    Herkes için yeterli yiyecek olacak mı?
  • 29:20 - 29:22
    Bina çok mu kalabalık hale gelecek?
  • 29:23 - 29:26
    Bombadan sonra dünyanın nasıl olacağı ile ilgili teoriler mi üreteceksin?
  • 29:28 - 29:30
    Ne yapardın?
  • 29:30 - 29:33
    Pek çok kişi, bombayı etkisiz hale getirmeye çalışırdı.
  • 29:34 - 29:37
    Ölmemenin yollarını araştırırdı.
  • 29:40 - 29:43
    Zaten benzer bir durumda yaşıyorsun.
  • 29:43 - 29:46
    Hayret verici, değil mi?
  • 30:16 - 30:19
    Yarın dört katlı, on odalı bir
  • 30:19 - 30:21
    bir binada uyanıyorsun.
  • 30:21 - 30:23
    Binada pek çok obje
  • 30:23 - 30:25
    ve yiyecek bulunuyor.
  • 30:25 - 30:28
    İlk bakışta, binadan çıkmanın bir yolu yok.
  • 30:29 - 30:31
    Sol eline yapışık bir bomba var.
  • 30:31 - 30:37
    Bu akıllı bir bomba. Eğer elini kesip kan akışını durdurmaya çalışırsan,
  • 30:41 - 30:43
    anında kanına zehir enjekte ediyor ve ölüyorsun.
  • 30:44 - 30:47
    Elinden çıkarmaya çalışırsan, bomba faal hale geliyor.
  • 30:47 - 30:51
    Bombada ne kadar zamanın kaldığını gösteren bir saat var.
  • 30:52 - 30:56
    2 gün daha, sonra patlayacak.
  • 30:56 - 31:00
    Binada seninle aynı durumda olan yüz kişi daha var.
  • 31:01 - 31:03
    Ancak kimse bir diğerinin ne kadar zamanının kaldığını göremiyor.
  • 31:04 - 31:07
    Duruma fazla kafa yormuyorlar.
  • 31:09 - 31:10
    Haydi başla.
  • 31:11 - 31:13
    Ne yapıyorsun?
  • 31:14 - 31:17
    Binada dolanıyorsun. Ne görüyorsun?
  • 31:18 - 31:21
    Diğer insanlarla mı tanışıyorsun?
  • 31:22 - 31:23
    Pencereden mi bakıyorsun?
  • 31:24 - 31:27
    Manzaraya bakıp binadan çıkmanın bir yolunu bulmaya mı çalışıyorsun?
  • 31:28 - 31:30
    Şarkı mı besteliyorsun?
  • 31:31 - 31:32
    Şiir mi yazıyorsun?
  • 31:33 - 31:38
    İki günden uzun yaşayacak olan insanlar varsa binanın neye benzeyeceğini hayal etmeye mi çalışıyorsun?
  • 31:39 - 31:41
    Herkese yetecek kadar yiyecek olacak mı?
  • 31:41 - 31:44
    Bina fazla kalabalık hale mi gelecek?
  • 31:44 - 31:48
    Bombadan sonra dünyanın nasıl olacağı ile ilgili teoriler mi üreteceksin?
  • 31:49 - 31:51
    Ne yapardın?
  • 32:14 - 32:17
    Bunu farketmiyorsun,
  • 32:17 - 32:20
    çünkü şu anla ölüm arasında uzun bir zaman var.
  • 32:21 - 32:26
    Bu hayret verici, komik, şaşırtıcı ve gerçek.
  • 32:47 - 32:51
    Ölüme yaklaşırken bunun farkına varman mümkün.
  • 32:51 - 32:55
    Mesela, saat sana sadece bir kaç ayının kaldığını gösteriyor.
  • 32:57 - 32:59
    Büyük ihtimalle,
  • 32:59 - 33:02
    eğer ölümün ne olduğunu bilseydin
  • 33:02 - 33:04
    hayattan daha çok keyif alırdın.
  • 33:07 - 33:10
    Mary Allen, Kraliyet Operası'nın başındaydı.
  • 33:10 - 33:15
    Şimdi vaktinin çoğunu bahçesiyle uğraşarak ve bir roman yazmaya çalışarak geçiriyor.
  • 33:16 - 33:18
    5'te kalkar,
  • 33:18 - 33:21
    5:30'da evden çıkar, 6'da da masama otururdum.
  • 33:21 - 33:23
    Bu sayede, diğerleri gelmeden önce
  • 33:23 - 33:26
    okumak, düşünmek ve yazmak için üç saatim oluyordu.
  • 33:27 - 33:29
    9'dan 7'ye kadar toplantılarım oluyordu.
  • 33:30 - 33:35
    7'de çıktıktan sonra iş yemeğine, gösteriye veya başka bir şeye gitmem gerekirdi.
  • 33:35 - 33:37
    Çiçeklere bakacak vaktiniz oluyor muydu?
  • 33:37 - 33:39
    Bazen, şöyle hızlıca
  • 33:39 - 33:41
    Çok hızlıca
  • 33:41 - 33:44
    Genel olarak neye odaklanıyordun?
  • 33:46 - 33:48
    Sadece her şeyin yolunda gitmesine çalışıyordum.
  • 33:49 - 33:52
    1997 yılının Şubat ayında
  • 33:52 - 33:55
    böyle devam edemem.
  • 33:55 - 33:59
    Ne yapacağımı bilmiyorum diye düşündüğümü hatırlıyorum. Sanat, sanat politikası, hep böyle şeyleri biliyordum.
  • 34:01 - 34:02
    Kafamda başka hiçbir şey yoktu. Başka konuşacak konu yoktu.
  • 34:03 - 34:07
    1999'da Mary'ye meme kanseri teşhisi kondu.
  • 34:07 - 34:12
    Ona çok şey ifade eden etkileyici kariyerini bıraktı.
  • 34:12 - 34:15
    Ölüm fikri değerlerinizi nasıl değiştirdi?
  • 34:16 - 34:20
    Bir anda her şeyi yeniden düşünmeye başlıyorsun.
  • 34:20 - 34:23
    Benim için en önemli şeylerden biri,
  • 34:23 - 34:27
    Sanat Konseyi'nde, Kraliyet Operası'nda bu kadar çok vakit geçirirken
  • 34:31 - 34:35
    arkadaşlarımın bekleyeceğini, onlarla vakit geçiremememi umursamayacaklarını ümit ediyordum.
  • 34:37 - 34:39
    Zaman sonsuz olmasa bile, makul miktarda zamanımın olduğunu düşünüyordum.
  • 34:39 - 34:44
    Ondan sonra yaptığım en önemli şey de kişisel ilişkilerime
  • 34:44 - 34:49
    çok daha fazla zaman ve emek harcamak oldu. Burada kocamdan,
  • 34:49 - 34:51
    ailemden, arkadaşlarımdan bahsediyorum.
  • 34:52 - 34:54
    Peki neler önemini yitirdi?
  • 34:54 - 34:56
    İş
  • 34:58 - 35:00
    İş birden
  • 35:00 - 35:03
    hayatı idame ettirmek için gereken
  • 35:03 - 35:05
    parayı sağlamaktan başka bir anlam ifade etmemeye başladı.
  • 35:05 - 35:07
    Peki bundan önce iş sana ne ifade ediyordu?
  • 35:08 - 35:14
    İş yoluyla başka isteklerimi gerçekleştirmeye çalışıyordum.
  • 35:16 - 35:17
    İyi hissetmeye, entelektüel olarak tatmin olmaya çalışıyordum.
  • 35:17 - 35:22
    Baktığınızda, bunların hepsi başka yollardan da edinebileceğim şeyler.
  • 35:25 - 35:29
    Kanser olduğunu öğrendikten bir sene sonra Herbie'yi görüntülemeye başladık.
  • 35:30 - 35:37
    Çok kötüydü, çok büyüktü. İki futbol topu kadardı.
  • 35:38 - 35:41
    Amelora yaşamak için ne kadar zamanım olduğunu sordu.
  • 35:45 - 35:46
    Ben de, bilmiyorum, belki bir sene dedim.
  • 35:46 - 35:50
    Maalesef, iki ayım kaldı.
  • 35:51 - 35:55
    İki ay önce bu küçük bahçeyi inşa etik.
  • 35:55 - 35:58
    Bakın, buradaki iki gülü
  • 35:58 - 36:01
    İsviçreli iyi bir arkadaşımdan aldım.
  • 36:02 - 36:07
    Ölünce bedenim yakılacak
  • 36:07 - 36:13
    Amelora'da küllerimi
  • 36:13 - 36:16
    burada gördüğünüz güllerin dibine dökecek
  • 36:16 - 36:19
    Bu benim en büyük isteğim ve vasiyetim.
  • 36:19 - 36:22
    Burada sonsuza kadar kalmak istiyorum.
  • 36:23 - 36:27
    ...
  • 36:33 - 36:36
    Amelora'yla birlikte Herbie, hayatının son anlarını çekmemize izin verdi.
  • 36:38 - 36:44
    Bu filmi yaşarken göremeyeceğimi biliyorum.
  • 36:44 - 36:51
    ...
  • 36:57 - 37:01
    Ben, bir insanın benim hastalığım gibi bir hastalıkla nasıl mücadele edebildiğini herkesin görmesini istiyorum.
  • 37:01 - 37:10
    Herkes bu filmi göreceği için bence bu hayatının sonunu yaşamanın en iyi yolu.
  • 37:10 - 37:16
    ...
  • 37:16 - 37:21
    ...
  • 37:21 - 37:25
    O da dedi ki Herbie, dert etmene gerek yok.
  • 37:27 - 37:30
    Acısızca ve huzur içinde öleceksin.
  • 37:32 - 37:36
    Ne zaman öleceğim beni endişelendirmiyor. Belki bugün, belki yarın, belki iki ay içinde.
  • 37:36 - 37:40
    Yaklaştığını biliyorum. Bu gerçekle yüzleşiyorum.
  • 37:48 - 37:54
    - Merhaba. Seni görmek ne hoş. - Seni de görmek öyle.
  • 37:54 - 37:57
    - Seni neşelendirmeye geldim. - Teşekkürler.
  • 37:58 - 37:59
    - İlaçların burada
  • 38:00 - 38:02
    - Şikayetin var mı?
  • 38:02 - 38:08
    Herbie'nin vücudundaki tümör, karaciğer ve böbrek gibi hayati organlara baskı yapıyor.
  • 38:10 - 38:16
    Bu organlar, bedenimizdeki kimyasal dengeyi sağlayarak bireyi sağlıklı tutuyorlar.
  • 38:20 - 38:21
    Bu organlar iş görmemeye başlarsa, denge bozulur
  • 38:21 - 38:24
    ve beden de hayatta kalamaz.
  • 38:24 - 38:26
    - Misafirin var mı? Kardeşin gelecek mi?
  • 38:27 - 38:30
    - Evet, kardeşim bu gece gelecek.
  • 38:30 - 38:33
    - Eğlenebiliriz. Onu belki son defa göreceğim.
  • 38:33 - 38:36
    - Bence öyle olmayacak.
  • 38:36 - 38:42
    - Sonum yaklaştı, biliyorum.
  • 38:45 - 38:48
    - Endişelenmiyor musun? - Hayır, endişe duymuyorum.
  • 38:48 - 38:52
    Biliyorum. - Çok sıradışı bir adamsın. Ne kadar sıradışı olduğunun farkında mısın?
  • 38:52 - 38:55
    Pazar günü onun doğumgünü. -Pazar benim doğumgünüm, evet.
  • 38:55 - 39:02
    - Kaç yaşındasın peki? - 63.
  • 39:02 - 39:04
    Kötü bir yaş değil.
  • 39:16 - 39:17
    Çok keyif aldım.
  • 39:18 - 39:22
    Baharı bir kere daha gördüm. Mevsim döndü.
  • 39:22 - 39:26
    Çiçekler açtı, güneş çıktı.
  • 39:27 - 39:32
    Ben bir insanım, doğayı seviyorum, çiçekleri, ağaçları.
  • 39:32 - 39:36
    Çiçek açmaya başladılar.
  • 39:43 - 39:45
    Ancak, yarın ne olacağını bilmiyorum.
  • 39:46 - 39:49
    Karnımdaki tümör saatli bir bomba.
  • 39:50 - 39:54
    Gerçekten saatli bir bomba. Yarın ne olacak hiç bilmiyorum.
  • 39:54 - 39:58
    Her günün keyfini çıkarmaya çalışıyorum.
  • 39:58 - 40:02
    Ben ölümün son olduğuna inanıyorum.
  • 40:03 - 40:04
    O kadar.
  • 40:04 - 40:07
    Başka bir hayat yok. Hiçbir şey yok.
  • 40:07 - 40:10
    Öldüğünde sonsuza kadar yok oluyorsun.
  • 40:11 - 40:15
    Toprak toprağa diyebilirsin. Kalan tek şey toprak.
  • 40:16 - 40:18
    Bir avuç kül.
  • 40:23 - 40:30
    Pazartesi normal bir gündü,
  • 40:31 - 40:34
    birlikte kahvaltı ettik
  • 40:36 - 40:39
    akşam da normalde yaptığımız gibi uyuduk.
  • 40:43 - 40:46
    Salı sabahı saat beşte Herbie beni beşte kaldırdı,
  • 40:47 - 40:53
    Zor nefes alıyordu ve çok rahatsızdı.
  • 40:53 - 40:57
    Sonra da dedi ki 'Amelora, sanırım bugün ölüyorum.'
  • 42:05 - 42:07
    Konuşunca beni duyuyor mu dersin?
  • 42:07 - 42:10
    Evet, duyma en son kaybedilen duyu.
  • 42:10 - 42:17
    Ancak konuşamaz. Ondan, yanında olsa söylemeyeceğin hiçbir şeyi söylememen çok önemli.
  • 42:23 - 42:25
    Her şeyi duyuyorlar.
  • 42:27 - 42:28
    Asla öyle konuşmamalısın...
  • 42:40 - 42:41
    Her şey yolunda mı?
  • 42:44 - 42:46
    Her şey yolunda mı?
  • 42:50 - 42:53
    Harika.
  • 43:05 - 43:09
    Tamam.
  • 43:13 - 43:17
    Arkadaşları Herbie'yi son saatlerinde ziyarete geliyorlar. Brandon ve kızı Hola gelip onu son bir kere görecekler.
  • 43:21 - 43:23
    Onları Herbie'ye verebilirsin. Elini tut.
  • 43:42 - 43:42
    Buna uzun zamandır hazırlanıyor.
  • 43:52 - 43:54
    - Nakaratı biliyor musun? - Lassie nereye gitti...
  • 43:58 - 44:00
    Yaz geliyor
  • 44:01 - 44:06
    Yapraklar tatlı tatlı yeşeriyor.
  • 44:06 - 44:11
    Dağ kekiği de
  • 44:12 - 44:17
    çiçek açan kırlarda büyüyor.
  • 44:18 - 44:24
    Gidecek misin Lassie?
  • 44:25 - 44:31
    Hepimiz gideceğiz.
  • 44:40 - 44:42
    dağ kekiği toplayacağız?
  • 44:43 - 44:49
    Gidecek misin Lassie?
  • 45:21 - 45:21
    9 Nisan Çarşamba
  • 45:36 - 45:36
    Sabah olduğunda Herbie'nin nefes alması çok güçleşmişti.
  • 45:37 - 45:40
    Bu çok sık görülen bir durum. Herbie bunu umursamıyor.
  • 45:40 - 45:43
    Bu durum ilaçlarla kolayca düzeliyor.
  • 45:43 - 45:46
    Bence acı çekmiyor. Acı değil bu.
  • 45:46 - 45:51
    Titremeye başladı. -Evet titreme.
  • 45:51 - 45:54
    - Bu sabah başladı
  • 45:54 - 45:57
    Sen gelmeden önce.
  • 45:58 - 46:00
    Böyle titriyordu.
  • 46:00 - 46:04
    Bu normal mi? -Evet, bu olur.
  • 47:22 - 47:22
    Huzur içinde öl.
  • 47:24 - 47:25
    Huzur içinde.
  • 47:37 - 47:40
    Mary, Herbie az önce öldü.
  • 47:43 - 47:45
    OK, tamam.
  • 48:22 - 48:23
    Vücut, yıllar sonunda kanserden ötürü
  • 48:26 - 48:27
    artık iflas etti.
  • 48:27 - 48:30
    Bu kadar yaşamış olması gerçekten sıradışı.
  • 48:39 - 48:43
    Sonra o öldüğünde
  • 48:44 - 48:49
    yüzünde huzur dolu bir ifade vardı. Çok iyi görünüyordu.
  • 48:50 - 48:55
    Ağlayamıyordum. Bu
  • 48:58 - 49:03
    beni rahatlatmıştı. Herbie huzura kavuşmuştu.
  • 49:04 - 49:07
    Onun için her şey bitti.
  • 49:08 - 49:11
    Benim için değil ama onun için bitti.
  • 49:13 - 49:16
    Onun adına mutluyum.
  • 49:25 - 49:29
    Yaz geliyor
  • 49:30 - 49:34
    Yapraklar tatlı tatlı yeşeriyor.
  • 49:35 - 49:39
    Dağ kekiği
  • 49:40 - 49:44
    çiçek açan kırlarda büyüyor.
  • 49:44 - 49:49
    Gidecek misin Lassie?
  • 49:49 - 49:54
    Hepimiz birlikte gideceğiz.
  • 50:03 - 50:07
    Gidecek misin Lassie?
  • 50:10 - 50:17
    Küllerini güllerin altına dökmeden onun son sözlerini okuayacaktır.
  • 50:18 - 50:25
    1981 yılında eşim Amelora ve ben mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamak için İrlanda'da yerleştik.
  • 50:25 - 50:30
    Geçmişe bakıp onunla yaşadığım uzun, mutluluk dolu yıllar görüyorum.
  • 50:30 - 50:35
    Ve hayatını benimle paylaştığı için ona çok minnettarım.
  • 50:35 - 50:42
    Ben tüm arkadaş ve komşularımın, kıskançlık veya düşmanlık olmadan
  • 50:42 - 50:46
    birlikte barış içinde yaşamasını istiyorum.
  • 50:47 - 50:51
    Umuyorum beni iyi hatırlarsınız.
  • 50:51 - 50:57
    Gidecek misin Lassie?
  • 51:29 - 51:29
    Görmek için gözlerimiz var.
  • 51:29 - 51:32
    Bunu normal olan herkes anlar.
  • 51:32 - 51:36
    Gözlerin varsa ve ışık varsa görürsün.
  • 51:36 - 51:38
    Eğer gözlerin yoksa
  • 51:38 - 51:41
    duymak için kulakların olur sanıyorsun.
  • 51:41 - 51:43
    Hayır, kulakların burada.
  • 51:43 - 51:48
    Kimi hayvanların kulakları ise burada. Dönüyor.
  • 51:48 - 51:50
    Hayatın bir amacı yok.
  • 51:51 - 51:53
    Bunu kabullenmesi zor.
  • 51:53 - 51:55
    insanlar düşünüyor ki
  • 51:55 - 51:58
    Jacque Fresco dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışıyor.
  • 51:59 - 52:01
    Bu, benim hoşuma gidiyor.
  • 52:01 - 52:03
    Ancak bu saçmalıklara inanmıyorum.
  • 52:03 - 52:08
    Doğanın bir amacı olmadığını biliyorum.
  • 52:10 - 52:13
    Spencer diye bir adam, bir bilim adamı
  • 52:13 - 52:15
    hayatın ne olduğunu tanımlamaya çalışmış.
  • 52:16 - 52:22
    Hayat, otomatik olarak uyum sağlamaya çalışır. Sıcaklarsan terlersin
  • 52:22 - 52:23
    ve vücudunun sıcaklığını düşürürsün.
  • 52:23 - 52:28
    Soğuk olunca da vücut ısı üretir. Titrersin
  • 52:28 - 52:30
    ve vücut sürtünme yoluyla ısı üretir.
  • 52:31 - 52:34
    O da, hayat bu demek diyor.
  • 52:34 - 52:38
    Başka biri gelip, 'Benim buzdolabım da aynısını yapıyor' demiş.
  • 52:38 - 52:41
    Sıcakken otomatik olarak soğutmaya başlıyor.
  • 52:41 - 52:49
    Şimdiye kadar kimse canlı ve cansız şeyler arasındaki farkları iyi bir şekilde tanımlayamadı.
  • 53:12 - 53:17
    [ Alternatif Çözümler ]
  • 53:26 - 53:31
    Ölüm, çoğunlukla yaşlanma dediğimiz şeyin sonunda gerçekleşir.
  • 53:35 - 53:37
    Yaşlanma, karmaşık ancak doğal bir süreçtir.
  • 53:38 - 53:44
    Bu süreç tüm molekülleri, tüm hücreleri, tüm organları ve sonunda da tüm vücut fonksiyonlarını etkiler.
  • 53:44 - 53:47
    zamanla yaşlanmak maalesef önlenemeyen bir oldu.
  • 53:48 - 53:52
    Biyolojik yaşlanmanın sırlarını çözmek uzun süredir
  • 53:52 - 53:53
    bilimin en önemli amaçlarından biri.
  • 53:54 - 53:57
    Son zamanlarda, bilim insanları hücrelerimizin yaşlanmasını,
  • 53:58 - 54:03
    yaşlanmanın hücre fonksiyonlarına ve çoğalmalarına etkisini ve bunun bizim ömrümüzü nasıl belirlediğini inceliyor.
  • 54:03 - 54:06
    Bu, bizim yaşlılık hastalıkları dediğimiz, kalp hastalığı
  • 54:06 - 54:09
    ve kanser gibi hastalıkları daha iyi anlamamızı
  • 54:10 - 54:11
    ve belki bunlar için çözümler üretmemizi sağlayacak.
  • 54:14 - 54:17
    Yaşlarına göre fazla yaşlı duran insanlar olduğunu biliyoruz.
  • 54:17 - 54:19
    Burada genetik faktörlerin olduğu açık.
  • 54:20 - 54:24
    Hayat tarzından, beslenmeden kaynaklanan faktörler de nasıl yaşlandığımızı etkiliyor.
  • 54:24 - 54:29
    Ancak şimdi, hücrelerde gerçekleşen ve
  • 54:29 - 54:32
    insanların daha yavaş veya daha hızlı yaşlanmasına
  • 54:32 - 54:34
    sebep olan süreçleri iyi biliyoruz.
  • 54:35 - 54:37
    Yaşlanmamızın ilk sebebi, DNA'mızın bozulması.
  • 54:37 - 54:40
    DNA'mız devamlı saldırı altında.
  • 54:40 - 54:44
    İyonize edici radyasyon, çevredeki toksinler,
  • 54:44 - 54:48
    ve metabolizma gibi normal süreçler bile
  • 54:48 - 54:52
    günde bir milyon hücredeki DNA'ya saldırıyor.
  • 54:52 - 54:57
    Bu da DNA replikasyonunda gen hatalarının ortaya çıkmasına sebep oluyor.
  • 54:57 - 55:02
    Bunlar, zamanla artabilir ve bir süre sonra hücrelerin arıza vermesine
  • 55:02 - 55:04
    ya da erken ölmesine sebep olabilir.
  • 55:04 - 55:09
    Vücudumuzdaki hücrelerin DNA'nın gördüğü zararları onaran mekanizmaları var.
  • 55:09 - 55:13
    Ancak, öyle görülüyor ki DNA onarımındaki hatalar bizi yaşlandırıyor.
  • 55:14 - 55:17
    DNA'nın zarardan korunması
  • 55:17 - 55:22
    ve de DNA'nın onarılması şu andaki bilimsel araştırmaların odak noktası.
  • 55:23 - 55:26
    Yaşlanmaya ve hastalıklara yol açan bir başka süreç de
  • 55:26 - 55:28
    genetik düzenleyicilerin aktive olması.
  • 55:28 - 55:31
    Bunlara transkripsiyon faktörleri de deniyor.
  • 55:31 - 55:34
    Bu, vücudumuzdaki birkaç metabolik süreci etkiliyor.
  • 55:34 - 55:38
    Bunlardan biri DNA'nın zarar görmesi ve onarılması arasındaki dinamik denge.
  • 55:38 - 55:41
    Bir diğeri de enerji üretimi ve üretimin azalması.
  • 55:41 - 55:43
    Ve de kontrol hücrelerinin ömrü.
  • 55:43 - 55:47
    Zamanla, genetik düzenleyicilerin faaliyeti azalıyor.
  • 55:47 - 55:49
    Ve hücreler zarar görebiliyor.
  • 55:50 - 55:54
    Zarar gören hücrelerin zamanla artması, zamanla hücrelerin yaşlanmasına
  • 55:54 - 55:58
    ve kanser, böbrek yetmezliği ve bunama
  • 55:58 - 56:01
    gibi bir grup yaşla ilgili hastalığın ortaya çıkmasına sebep oluyor
  • 56:02 - 56:06
    Yaşlanmamızın üçüncü sebebi de hücrelerdeki mitokondri denen yapılar.
  • 56:06 - 56:10
    Bunlar, hücrelerinizin içindeki elektrik santrallerine benziyorlar.
  • 56:10 - 56:15
    Karbonhidrat ve proteinleri alıp vücudunuzun kullanabileceği türden enerji üretiyorlar.
  • 56:15 - 56:18
    Ancak bu süreçte serbest radikaller de ortaya çıkıyor.
  • 56:18 - 56:21
    Bunlar, hem mitokondri çeperine hem de DNA'ya
  • 56:21 - 56:23
    ciddi zararlar verebiliyor.
  • 56:23 - 56:25
    Görülen oksitlenme ve zarar zamanla artıyor
  • 56:26 - 56:29
    ve hücredeki mitokondri sayısının ve fonksiyonunun
  • 56:29 - 56:31
    azalmasına neden oluyor.
  • 56:31 - 56:34
    Bu da kalp hastalığı, kireçlenme ve Alzheimer gibi
  • 56:35 - 56:38
    pek çok yaşla ilgili hastalığın ortaya çıkmasına sebep oluyor.
  • 56:39 - 56:42
    Yaşlanınca proteinlerimiz ve diğer yapısal moleküller
  • 56:43 - 56:47
    glikasyon denilen bir süreçle zararlı bir şekilde çaprazlanıyor
  • 56:48 - 56:50
    Glükoz molekülleri proteinlerle birleşerek
  • 56:50 - 56:53
    ileri aşama glikasyon ürünleri dediğim şeylere dönüşüyorlar.
  • 56:53 - 56:55
    Bunlara yaşlanma proteinleri de diyebiliriz.
  • 56:55 - 56:58
    Bu zararlı çaprazlanmalara maruz kalan proteinlerin
  • 56:59 - 57:01
    zamanla artması, yavaş yavaş damarlarınızın tıkanmasına benziyor.
  • 57:09 - 57:12
    Bilim insanları, bu yaşlılık proteinlerinin aterosklerozun ortaya çıkmasında, ve de şeker ve böbrekle ilgili komplikasyonlarda
  • 57:15 - 57:17
    önemli bir rol oynadığını düşünüyorlar.
  • 57:29 - 57:32
    Şu anda yaşlanmayı önleyici ilaçlar mevcut mu?
  • 57:33 - 57:38
    Hayır, şu anda geliştirilmekte olan ve yaşlanmayı etkin şekilde önleyen bir ilaç yok.
  • 57:38 - 57:40
    Elimizdeki ilaçlar ise, yaşlanmanın belli yönlerinden
  • 57:40 - 57:46
    sıradışı düzeyde etkilenen insanlara yardım etmeyi hedefliyor.
  • 57:46 - 57:50
    Mesela, otuz yaşınsa şeker hastası olan insanlar,
  • 57:50 - 57:53
    veya otuzlu yaşlarında kalp hastası olan insanlar.
  • 57:53 - 57:57
    Bu hastalıklar için bu yaşlar çok genç. Ancak, eğer genetik olarak eğilimliyseniz, bunlar başınıza gelebilri.
  • 57:57 - 58:01
    Ve bu hastalıkları önlemek için yapabileceğiniz şeyler mevcut.
  • 58:01 - 58:03
    Bu sayede ortalama ömre
  • 58:09 - 58:11
    Ancak kendiliğinden ortalama ömre sahip olan bir insanın,
  • 58:23 - 58:24
    Genlerim, ömrümün uzunluğunu ne kadar etkiliyor?
  • 58:25 - 58:28
    Popüler medya genlerin insan hayatını uzatmada
  • 58:28 - 58:31
    ne kadar etkili olduğu konusunda
  • 58:33 - 58:35
    Bunun sebebi, bilimin insandan insandan ömrü
  • 58:36 - 58:41
    uzatan genler için kullandığı karşılaştırmaları
  • 58:44 - 58:45
    Farklı insanlara bakarsak, insanlar
  • 58:46 - 58:51
    arasındaki genlerden kaynaklanan ömür farkı
  • 58:51 - 58:55
    %25 kadar.
  • 58:56 - 59:00
    Ancak, gerçekte ömür uzunluğumuz tamamen genler tarafından belirleniyor.
  • 59:01 - 59:04
    Çünkü bizimle meyve sineklerinin
  • 59:07 - 59:10
    Meyve sineklerinin uzun yaşamamasının ana sebebi genleri.
  • 59:12 - 59:13
    Farklı genler ve tabii ki farklı bir bedenleri var.
  • 59:15 - 59:17
    daha hızlı yaşlanan bir bedenleri var.
  • 59:18 - 59:22
    Ortalama insan ömrü son yüz yılda neden arttı?
  • 59:23 - 59:26
    Şu anda, endüstrileşmiş bir dünyada yaşıyoruz.
  • 59:26 - 59:29
    Ortalama insan ömrü, yüz yıl öncesine nazaran,
  • 59:30 - 59:32
    iki katına çıkmış durumda.
  • 59:35 - 59:36
    Bu artış, iki aşamade gerçekleşti.
  • 59:37 - 59:41
    İlk aşama 100 yıl öncesiyle 50 yıl öncesi arasında gerçekleşti
  • 59:41 - 59:46
    Ortalama insan ömründeki artışın ana sebebi
  • 59:46 - 59:49
    çok daha az insanın gençken,
  • 59:49 - 59:51
    özellikle bebekken ölmesiydi.
  • 59:51 - 59:57
    Eğer ortalama insan ömrünü hesaplarken arada 0 yaşında ölen insanları da hesap etmeniz gerekir.
  • 60:00 - 60:02
    Yüz yıl önce 0 yaşında ölen insan sayısı çoktu,
  • 60:06 - 60:08
    İkinci aşamada, son 50 yılda,
  • 60:08 - 60:12
    bu sorun zaten çözülmüştü. Dolayısıyla var olan yollarla
  • 60:12 - 60:14
    insan ömrü daha uzamayacaktı.
  • 60:14 - 60:17
    Ancak insan ömrü uzamaya devam etti.
  • 60:17 - 60:19
    Bunun sebebi ise, insanların ileri
  • 60:19 - 60:22
    yaşlardaki ölümlerini yavaşlatmamız.
  • 60:23 - 60:25
    Bunun faydalarını anlamak çocuk ölümlerini önlemenin
  • 60:25 - 60:29
    faydalarını anlamaktan çok daha zor.
  • 60:29 - 60:34
    Tabii ki, yaşlanma gibi şeyleri düşünürken antibiyotik, hijyen, aşı gibi şeyleri de düşünmek gerekiyor.
  • 60:36 - 60:37
    Son zamanlarda ne olduğu
  • 60:37 - 60:40
    konusunda ise en ufak fikrimiz yok.
  • 60:40 - 60:43
    Bildiğimiz faktörler var,
  • 60:43 - 60:46
    mesela insanlar eskisi kadar sigara içmiyor.
  • 60:46 - 60:50
    Burada, bebeğin doğum öncesi hayatından kaynaklanan
  • 60:50 - 60:55
    bebeğin anne kanından ne kadar iyi beslendiği gibi
  • 60:55 - 60:59
    ilginç faktörler de var.
  • 60:59 - 61:02
    Doğum öncesiyle insan ömrü arasında ciddi bir ilişki var gibi gözüküyor.
  • 61:02 - 61:05
    Ancak bunlar, hala cevabı kesin olarak verilmemiş sorular.
  • 61:07 - 61:09
    Neden yaşlanmaya karşı direnç göstermeliyiz?
  • 61:17 - 61:19
    Çok sayıda, inanılmaz sayıda insanı öldürüyor. Günde yüz bin insan yaşlılıktan ölüyor.
  • 61:20 - 61:24
    Dünyada günde toplam 150 bin kişi ölüyor.
  • 61:30 - 61:35
    Endüstrileşmiş dünyada ise, yaşlılıktan ölen insanların oranı %90'a çıkıyor.
  • 61:37 - 61:39
    Dediğim gibi, bu ölümler korkunç. Yaşlanmak size çok zarar veriyor.
  • 61:39 - 61:46
    Yaşlanmaya karşı neden direnmemiz gerekiyor sorusu çok garip bir soru.
  • 61:46 - 61:51
    Hepimiz kanseri, aterosklerozu,
  • 61:51 - 61:54
    alzheimeri, şekeri yenmemiz gerektiğini biliyoruz.
  • 61:54 - 61:58
    Burada tartışılacak bir şey yok, insanlar bunların kötü şeyler olduğunu görüyor.
  • 61:58 - 62:03
    Bunları yok edecek etkin yollar geliştirmek
  • 62:03 - 62:08
    tıbbın ve insanlığın görevi.
  • 62:08 - 62:10
    Yaşlanma, bunların bir toplamından
  • 62:10 - 62:16
    artı, kas zayıflaması, sinir zayıflaması gibi hastalık saymadığımız şeylerden oluşuyor..
  • 62:17 - 62:19
    Ancak, kural aynı.
  • 62:19 - 62:24
    Yaşlanma, zaten sevmediğimiz bir kaç şeyin bir araya gelmesinden oluşuyor.
  • 62:26 - 62:28
    Sonsuz gençlik bundan 50 sene sonra gerçekliğe dönüşecek mi?
  • 62:29 - 62:32
    Bundan 50 yıl sonra
  • 62:32 - 62:34
    yaşlanmayı kontrol altına alıp alamayacağımızı bilmiyorum.
  • 62:34 - 62:39
    Ancak iyi araştırma fonları bulursak, özellikle araştırmanın başlarında, ilk 10 senede iyi fonlar alabilirsek,
  • 62:41 - 62:42
    50 seneye yaşlanmayı kontrol altına şansımız epey yüksek.
  • 62:42 - 62:46
    Burada beni rahatsız eden kelime,
  • 62:46 - 62:49
    'sonsuz'.
  • 62:49 - 62:52
    Çünkü bu kelime, kamyon kazası gibi şeylerin de olmayacağını ima ediyor.
  • 62:52 - 62:56
    Ancak bu noktaya geldiğimizde,
  • 62:56 - 63:01
    yaşla birlikte gelen sağlık, kuvvet ve canlılık kaybını
  • 63:01 - 63:03
    ortadan kaldırabileceğiz.
  • 63:05 - 63:07
    Herhangi bir noktada insanların yaşlılıktan ölmesi son bulacak mı?
  • 63:08 - 63:13
    Nasıl bugün çiçek hastalığından veya veremden ölebiliyorsak
  • 63:13 - 63:17
    terapiler olsa bile yaşlanıp ölme ihtimali de olacak.
  • 63:18 - 63:21
    Ancak, yaşlanıp öleceğimiz de kesin değil.
  • 63:21 - 63:24
    Bu terapiler sayesinde, moleküler ve hücresel seviyedeki
  • 63:24 - 63:27
    yaşla gelen bozuklukların birikmesini sonsuza dek geciktirebileceğiz.
  • 63:27 - 63:30
    Nasıl klasik arabalar 'ölmüyorsa',
  • 63:31 - 63:33
    biz de öyle 'ölmeyeceğiz.'
  • 63:43 - 63:44
    Yaşlanmayla ilgili çalışmalarda hükumetin rolü ne?
  • 63:45 - 63:50
    Hükumetin yaşlanmaya karşı mücadeleye katkısı pek az oldu.
  • 63:50 - 63:52
    Bunun sebebi ise katkı yapmanın politik bedeli.
  • 63:52 - 63:58
    Şu anda toplumun kendi içinde, yaşlılıkla mücadele etmenin iyi bir şey olup olmadığı
  • 63:58 - 64:01
    konusunda çelişkiler var.
  • 64:01 - 64:04
    Bir taraftan yaşlanmanın çok kötü bir şey olduğunu biliyoruz.
  • 64:05 - 64:07
    Diğer yandan, o kadar uzun süredir yaşlanma gerçekliğiyle yaşıyoruz ki,
  • 64:07 - 64:14
    tüm medeniyet tarihi boyunca yaşlandığımız için yaşlanma konusunda mantık dışı inançlarımız var.
  • 64:14 - 64:19
    Bunun yanısıra, yaşlanmaya karşı araştırmalara destek vererek, bunun için vatandaşın vergilerini harcayarak seçim kazanılır mı, kimse bilmiyor.
  • 64:22 - 64:24
    Bu sebeplerden ötürü devletin bu işe ciddi para yatırmasını sağlamak biraz zor.
  • 64:25 - 64:28
    Yaşlanmaya karşı yürüttüğünüz araştırmaları ne tür kurumlar destekliyor?
  • 64:29 - 64:35
    Şu anda, yaşlanmayla mücadele eden yeterince kurum yok.
  • 64:35 - 64:40
    Benim yönettiğim ve CSO'su olduğum SENS Vakfı
  • 64:44 - 64:48
    sanırım gelecekte yaşlanmayla gerçekten mücadele edecek terapilere odaklanan tek kurum.
  • 64:50 - 64:52
    Tabii, şu anda dolaylı yollardan
  • 64:52 - 64:55
    yaşlamaya karşı terapilere yol açması
  • 64:55 - 64:59
    beklenen çalışmalar var.
  • 64:59 - 65:04
    Yaşlanmayı inceleyen araştırmaların tamamı ise
  • 65:04 - 65:10
    uzun vadede daha iyi terapiler geliştireceğimiz umuduyla yürütülüyor.
  • 65:10 - 65:14
    Ancak bunlar, yaşlanmaya bizim vakfa göre fazla dolaylı bir şekilde yaklaşıyorlar.
  • 65:15 - 65:19
    Tabii, şu anda neredeyse hiç işe yaramayan
  • 65:19 - 65:21
    yaşlanma karşıtı ürünleri satan şirketler var.
  • 65:21 - 65:26
    Bu şirketler, ürünlerini geliştirmek istiyorlar.
  • 65:27 - 65:31
    Mesela, ilaç dengi şeyleri keşfedip
  • 65:31 - 65:38
    yaşlamaya karşı etkin bir ürün üretmeye çalışıyorlar.
  • 65:41 - 65:44
    İnsanları riske atan faktörleri elinden geldiğince ortadan kaldır.
  • 65:45 - 65:49
    Önce bireyin sağlığına, sonra da yaşlanma sürecine odaklan.
  • 65:50 - 65:52
    Parasal sistem gibi bir sistemde,
  • 65:52 - 65:55
    yaşlanmaya çare bulmak bir işe yaramayacak.
  • 65:55 - 65:59
    Çünkü bunun bir fiyatı olacak ve ancak güçlü insanlar bunun bedelini ödeyebilecek.
  • 66:01 - 66:03
    Toplum kar üzerine kurulu olduğu için,
  • 66:04 - 66:06
    çıkan sonuç bir işe dönüşecek.
  • 66:07 - 66:11
    Bu alandaki araştırmaların neredeyse tamamını bu sistem engelliyor.
  • 66:11 - 66:14
    Bütçe denilen şeyle engelliyor.
  • 66:14 - 66:16
    Bu üzücü, ama doğru.
  • 66:16 - 66:20
    İnsan evrimine odaklı, ilerici bir toplum
  • 66:20 - 66:22
    eğitime odaklanırdı.
  • 66:22 - 66:26
    İnsanların bir birine eşit olduğu, ve
  • 66:26 - 66:30
    gezegen kaynaklarını kullandıklarının farkında oldukları bir toplum.
  • 66:31 - 66:34
    Böyle bir toplum, zekaya önem verir,
  • 66:34 - 66:37
    insanların yaşlanmaya bir çözüm bulmasına destek olur,
  • 66:37 - 66:43
    veya insanları, hayatlarının bu önemli kısmı konusunda eğitirdi.
  • 67:10 - 67:13
    Zeki sayılan bir türün, bireyleri için en ölümcül olan sorunla,
  • 67:13 - 67:16
    ölümün ta kendisiyle yüzleşmiyor olması
  • 67:16 - 67:18
    hayret verici.
  • 67:19 - 67:21
    İnsanlar ölümü gözardı etmekle kalmıyor.
  • 67:21 - 67:24
    Ölüm hayatlarının en önemli kısmı,
  • 67:24 - 67:28
    ancak çoğu, bunun bir sorun olduğundan haberdar değil.
  • 67:29 - 67:31
    Hala bu kadar cahilsek, nasıl
  • 67:31 - 67:36
    zeki bir ırk sayılıyoruz, bilmiyorum.
  • Not Synced
    -... -Neden olmasın?
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    ...
  • Not Synced
    80'ine kadar yaşayacak olan bir insanın ömrünü uzatmak için yapabileceğimiz
  • Not Synced
    Bizimki kadar iyi yaşlanmayan,
  • Not Synced
    Bu, dikkate değer bir artış.
  • Not Synced
    Bunlar, yaşlılığın en zorlu hastalıklarına yol açıyorlar.
  • Not Synced
    Bunların üçte ikisi, 100 bin kadarı
  • Not Synced
    Hala sıcacık.
  • Not Synced
    Herbie çok hasta.
  • Not Synced
    Herbie'nin isteği buydu.
  • Not Synced
    Klasik arabalar kendiliğinden ölmez.
  • Not Synced
    Merhaba, huzurevinden arıyorum
  • Not Synced
    Sadece sahipleri onlara bakmayı bırakınca ölürler.
  • Not Synced
    Yaşlanmak insanları öldürüyor, çok kötü şekillerde öldürüyor.
  • Not Synced
    anlamak kolay değil.
  • Not Synced
    arasındaki farklara da genler sebep olur.
  • Not Synced
    dağ kekiği toplayacağız.
  • Not Synced
    hiçbir şey yok.
  • Not Synced
    yaklaşabilirsiniz
  • Not Synced
    yanlış bir anlayışa sahip.
  • Not Synced
    yaşlılıkla ilgili sebeplerden ölüyor.
  • Not Synced
    Çiçek açan kırlarda,
  • Not Synced
    Çiçek açan kırlardan
  • Not Synced
    Ölümün sebebi vücudundaki büyük kanser.
  • Not Synced
    şimdi ise hiç kalmadı gibi bir şey.
Title:
(h) TROM - 2.26 Ölüm
Description:

http://tromsite.com - Çok kapsamlı ve çok iyi organize edilmiş bir belgesel. (indir, youtube'dan izle, altyazılar, jenerik, paylaş, katkıda bulun, ve daha pek çok şey)

Belgeselin içeriği :
-------------------------------------------------------------------------
TROM (Benim Gerçekliğim), şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı belgeseldir. Ayrıca, şimdiye kadar her şeyi analiz etmeye çalışan tek belgeseldir: bilimden parasal sisteme kadar herşeyi içeren TROM, herkesin hayatını iyileştirecek somut çözümler de sunuyor.

Dünyayı görmenin yeni ve 'gerçekçi' bir yolu.

"Büyük Patlamadan bugüne ve geleceğe."
-------------------------------------------------------------------------

more » « less
Video Language:
English
Duration:
01:07:45
harunkucuk edited Turkish subtitles for (h) TROM - 2.26 Death
harunkucuk edited Turkish subtitles for (h) TROM - 2.26 Death
harunkucuk edited Turkish subtitles for (h) TROM - 2.26 Death
harunkucuk edited Turkish subtitles for (h) TROM - 2.26 Death
harunkucuk edited Turkish subtitles for (h) TROM - 2.26 Death
harunkucuk edited Turkish subtitles for (h) TROM - 2.26 Death
harunkucuk added a translation

Turkish subtitles

Incomplete

Revisions