Herkese merhaba.
Vispera olarak hızlı tüketim
ve perakende sektöründeki
dijital dönüşümü sektör uzmanlarıyla
birlikte değerlendirdiğimiz
Re:retail programımıza hoş geldiniz.
Bugün yayınımızda teknoloji ürünlerinin
tüketicilere ulaştırılmasında,
“Herkes için teknoloji” felsefesiyle
2000 yılında yola çıkan,
Türkiye’nin 68 ilinde
196 mağaza, e-ticaret
ve mobil platformuyla
hizmet veren TeknoSA’nın Genel Müdürü
Bülent Gürcan bizimle.
Bülent Bey hoş geldiniz.
Merhaba Gökhan Bey, hoş bulduk.
Umarım iyisinizdir.
İyiyiz, iyiyiz çok teşekkür ederiz.
Sağlığımız yerinde,
dolayısıyla şu anda en önemli şey o.
Ben de herkese sağlık diliyorum.
Siz nasılsınız?
Bizler de iyiyiz,
bizlerin de sağlığı yerinde.
Dolayısıyla yeni bir dünyada yeni bir
normalde hayatımıza devam ediyoruz.
İzninizle sorularımızı
size yönlendirmek istiyorum.
Dijital dönüşüm, uzunca bir süredir
perakende şirketlerinin gündemindeydi.
COVID-19 nedeniyle şimdi herkes
hızlandırılmış bir dönüşüm
sürecinden geçiyor.
Bu süreçte şirketinizin
başarılı olması için
belirleyici etkenleri
bizimle paylaşabilir misiniz?
Çok teşekkür ederim bir kez daha
davet ettiğiniz için Gökhan Bey.
Tabii, aslında sürekli dünyadaki
trendlere baktığımızda,
perakende trendlerine,
yıllardır bir dijitalleşme
ve bir "omni-channel" akımının çok hızlı
büyüdüğünü gözlemliyoruz.
Tabii, biraz sektör bilgisi
vermek gerekirse
ülkedeki TÜBİSAD verilerine göre,
2019 yılında e-ticaret, %39 büyüme ile
83 milyar TL büyüklüğüne ulaştı.
Bunun 45 milyar TL’si perakende.
Toplam perakendenin de %6,3’ü.
Aynı rakam 2018 yılında %5,2’ydi.
Özellikle hep
bu Y kuşağından Z kuşağına gençler
internetten alışveriş ediyor.
Evet doğru,
fakat baktığımız zaman hala ve hala
alışverişin çok büyük bir kısmı
mağazalardan yapılıyor,
offline’dan yapılıyor.
Ama şu bir gerçek ki tabii internet
muazzam bir bilgi edinme kaynağı.
Bugün müşterilerimizin
%80’i önce internete bakıyorlar,
sonra mağazalarımıza geliyorlar.
Dolayısıyla mutlaka
ve mutlaka bizim gibi
"omni-channel" oyuncularının internette
iyi bir varlık göstermesi,
orada iyi teknoloji ve iyi bir
müşteri memnuniyeti sağlaması şart.
Aksi takdirde sadece mağazalar
tek başına yaşayamıyor.
2018 yılında bu çoklu kanal için
çok önemli, büyük yatırımlar yapmıştık.
Hem IT altyapımıza
hem veri analitiği tarafına
dünyanın en iyi altyapılarını
satın aldık ve hayatımıza geçirdik.
Fakat tabii sırf bu çoklu
kanal deneyimi bir bilgi sistemi,
bir ürünün alınıp da sisteme
kaydedilmesi değil,
tüm süreçlerin
müşteri odaklı;
o müşteri deneyimine
uygun olması gerekiyordu.
Dolayısıyla biz bunu 2018’den itibaren
çok başarılı bir şekilde uyguladık
ve bu trende uyum sağladık
ve tabii o yaptığımız
o güzel yatırımların,
değerli yatırımların sonuçlarını da
bu pandemi döneminde kat ve kat aldık;
müşterilerimize çok iyi hizmet verdiğimizi
düşünüyorum bu dönemde.
Çok güzel. Süper.
Hazırlıklı olmanız tabii ki size
rekabetçi bir avantaj yaratmış gözüküyor.
COVID nedeniyle bazı pazarlar
daha pozitif yönde etkilendi,
bazıları negatif yönde etkilendi
ama genel olarak baktığımızda
bazı yeni kavramların
hayatımıza girdiğini görüyoruz.
Bunların arasında
işte "click and collect" gibi,
"click and drive" gibi
"click and curbside delivery" gibi
bazı kavramlar var.
COVID-19 süreciyle hayatımıza,
bütün bunlar hayatımıza bir
"yeni normal" kavramıyla beraber girdiler.
Sizce "yeni normal" nedir?
Bu dönemde iş süreçlerinizi
destekleyecek,
rekabetçi avantajınızı daha da iyi bir
noktaya getirebilecek teknolojiler için
öngörüleriniz nelerdir?
Bu sorunuza deminki cevabı da
hemen bağlayarak gideyim.
Evet, hani yeni normalde de şu;
iki kere iki dört,
özellikle internet dünyasında,
dijitalleşme dünyasında
hepimiz kabul ediyoruz ki
bir beş sene öne çekildik.
Bütün iş yapış şekilleri,
müşteri davranışları,
bizim perakende için bu "omni-channel"
davranışı bir beş sene öne geldi.
Keza uzaktan toplantılar
yapılacak diyorduk.
Şu anda yüzde yüz
uzaktan toplantılardayız gibi,
"yeni normal" içinde bunlar var.
Tabii tekrar perakendeye dönecek olursam
ve ilk cevabımdan devam ederek,
aslında sadece "online"ın tek başına
yeterli olmadığını tüm perakende biliyor.
Nitekim dünyanın
çok büyük "online" oyuncularının
aslında "offline" tarafa doğru
yatırım yapıyor olması da
bunun çok önemli bir göstergesi.
Perakende dünyasında olduğumuz için
çok rahat konuşuyorum,
Amazon’un İngiltere’de
Whole Foods’u satın alması,
Çin’de Alibaba’nın
mağazalar zinciri açıyor olması
bunun çok önemli bir göstergesi.
Dolayısıyla müşterilerin
az önce sizin de söylediğiniz
"click and drive", "click and collect"
ve mağaza stoklarından satışları da...
hayata geçirmek istediğini
çok net bir şekilde gözlemliyoruz.
Keza birazdan da değiniriz,
bizim ürünlerimizde
bir de satış sonrası hizmetler
son derece değerli.
Bizde pandemi öncesinde
e-ticaretin payı %7,2’ydi
bizim borsaya,
halka açıkladığımız rakamlar.
Ve bu az önce söylediğim
bu güzel yatırımlar sayesinde
Ocak-Şubat-Mart 2020’de de
%10,7’ye çıktı.
Zaten pandemi öncesinde de
e-ticaretimiz arttı.
Geçen seneye göre %109 artmıştı,
Ocak-Şubat-Mart aylarında
iki katından fazla bir ciroya ulaşmıştı.
Yine pandemi öncesinde
e-ticaret sevkiyatlarımızın
%46’sı mağazalardan yapılıyordu.
Burada bütün o dünyadaki,
Türkiye’deki online oyuncular
ürünleri İstanbul’daki
merkez depolarından sevk ederken
biz, 68 ildeki mağazalarımızdan
o ildeki müşterilerimize
çok hızlı sevkiyatlar
zaten yapabiliyorduk.
Dolayısıyla bu pandemi döneminde de
yine bunun avantajını yakaladık.
Diğer taraftan
"click and collect" dediniz,
bizim zaten %30’dan fazla
e-ticaret sevkiyatlarımız,
"click and collect" ile gerçekleşiyordu.
Dolayısıyla müşterilerimiz,
Akdenizli kanımız var ya,
bir an önce ürüne de
sahip olmak istiyoruz,
o bizim Türkiye’de de
çok belirgin bir özellik.
Müşteriler e-ticaretten alıyorlardı
ve mağazalardan da
aynı gün teslim almak istiyorlardı.
O zaten verdiğimiz bir hizmetti.
Şimdi dediğiniz gibi
yepyeni başladığımız bu dönemde
"click and drive" hizmetini sunuyorduk.
Zaten yurt dışında örnekleri vardı,
biz Türkiye’de ilk yapan olduk.
Bundan da son derece memnunum.
Bu da AVM’ye ya da dükkana girmek
istemeyen müşterilerimiz varsa,
e-ticaretten alışverişlerini yapıyorlar,
şu anda 19 mağazamızda
ürünlerini bu otoparklardan
ya da istedikleri mağaza bölgesinde
bir yerden teslim alıyorlar.
Şimdi bunlar gittikçe artacaktır
bu "yeni normal"de diye düşünüyorum.
Doğru, kesinlikle öyle.
Yurt dışında,
Almanya’da yaşayan arkadaşlarımla
konuştuğumda,
normalde "click and collect"te
tabii ki mağazaya
ya da mağazaya yakın bir yerde;
"click and drive"da depodan
ya da depoya yakın bir yerden
ürününüzü teslim almanız mümkün.
Bir de bunların dışında
bazı teslimat noktaları var,
size şifre veriyor,
şu noktadan ürününüzü
teslim alabilirsiniz diyor,
bir tane de şifre gönderiyor.
Siz posta kutusu gibi,
daha doğrusu bir sürü
posta kutusunun olduğu yerden
ürününüzü teslim alıyorsunuz.
Bu konuda Türkiye’de bir uygulama var mı?
Bu uygulama henüz başlamadı
ama ayak sesleri geldi.
Dolayısıyla bununla ilgili çalışmaların
başladığını duyuyoruz.
Tabii yine, dönüyor dolaşıyor
çoklu kanalın önemine geliyor.
Fiziki ortam sunamayan
online firmalarının
tabii bu tarz çözümler
üretmeleri gerekiyor.
Fakat az önce de söylediğim gibi iş
sadece satış ile bitmiyor Gökhan Bey.
Özellikle bizim ürünlerde
mutlaka ve mutlaka
bir satış danışmanından alınması
gereken tavsiyeler,
ürünün kullanımıyla ilgili bilgiler
son derece değerli.
Kaldı ki bugün bazı ürünleri
internetten almak çok kolay.
Yıllardır kullandığınız
cep telefonu markasının
yeni çıkmış modelini
çok rahat alabilirsiniz.
Ama yepyeni bir Notebook’u,
yepyeni bir televizyonu
ya da bu televizyonla
birlikte alacağınız ek ürünleri
birinin size anlatması gerekiyor.
Artı; bu ürünün satış sonrası hizmetleri,
kurulumu, içine "software" yüklenmesi
ya da evinize gittiğinizde herhangi
bir şekilde cihazınızda bir şey çıktı.
Bunun mutlaka
aynı gün mağazaya gelip
o satış danışmanlarıyla
belki bir "software" güncellemesi
ya da belki üründe bir arıza da
orada offline’ın ne kadar
değerli olduğu ortaya çıkıyor.
Bugün online’dan
alışveriş yaptığınız bir üründe,
tamam kutudan şifrenizi aldınız,
eve gittiniz,
ürünle ilgili bir sorun yaşadınız,
ne yapacaksınız?
Çağrı merkezi ya da bir kargonun bir
yerine teslim etmeniz gerekiyor bunu.
Mağaza olunca ne oluyor bizim 68 ilde;
müşterimiz hemen mağazamıza geliyor
ve anında çözüm buluyoruz.
Bunları da çok değerli buluyorum ben.
Kesinlikle doğru.
Tüketici elektroniğinde en önemli
konulardan bir tanesi destek konusu.
Bu konuda çalışmış olduğunuz
katma değerli dağıtıcılardan bir tanesi
şöyle bir yorumda bulunmuştu;
özellikle aksesuar kategorisinde
satışların çok büyük bir kısmı
"promoter"ların aslında verdiği
bilgilerle gerçekleşiyor.
Aslında sahadaki danışman
kimin hangi ürünü alacağını
veya nasıl değerlendirme yapacağı
konusunda bilgi veriyor.
Bu kısım önemli olduğu gibi,
dediğiniz gibi destek konusunda;
çünkü elektronik ürünler
sürekli olarak birçok konuyu;
çünkü herkesin farklı seviyede bilgisi var
ve farklı kullanım alışkanlıkları var.
Dolayısıyla yapmak istediklerinize göre
veya bir problem çıktığında
destek alabiliyor olmanız
gerçekten önemli kriterlerden
bir tanesi.
Şimdi pandeminin etkilediği
şeylerden bir tanesi de,
bu arada size şu konuda katılıyorum,
dünya online’a, her şey çevrim içi
bir dünyaya gidiyor gibi gözüküyor.
Bunda haklılık payı olan
kısımlar var.
Bazı şeyler daha da üst limitlerde
gidiyor olacaktır.
Ama sizin de bahsettiğiniz gibi,
bir büyük oyuncunun
offline’a girmeye çalışması
ya da giriyor olması şunu gösteriyor;
hiçbir zaman bütün tüketiciler
çevrim içi alışveriş yapmayacaklar.
Hala insanların mağazaya gidip
birileriyle konuşmaya,
ürünlere dokunmaya ihtiyacı var
ve bu ihtiyacını da
bir şekilde karşılayacak.
Dolayısıyla iş modellerini,
operasyonel modellerini birleştiren,
organizasyonlarını
karma iş modellerine göre
güncelleyen şirketler
veya buna hazır olan şirketler
daha başarılı olacaklar,
bu da net bir şekilde gözüküyor.
Gökhan Bey, affedersiniz,
sözünüzü kestim.
Sonraki sorunuza geçmeden belirteyim,
çok iyi yerlere değindiniz hakikaten.
Şimdi, dünyada interneti
bizden daha önce çok
kullanmaya başlayan
ülkelere baktığımızda,
Çin’deki e-ticaret oranı %28,
Almanya’da ise %18 gibi.
Oralarda da hala fiziki alışverişin
ne kadar önemli olduğunu
gözlemliyoruz.
Öbür tarafta da biz mesela
İtalya ve İspanya’ya çok benziyoruz,
oralarda da %5,4,
%6’lar %7’ler civarında mı internet?
Hayır, çünkü orada da çok güzel cadde,
alışveriş alışkanlığı var.
Bizim Türkiye’de de çok güzel
caddelerimiz, çok güzel AVM’lerimiz var.
Dolayısıyla biraz ona
kültür olarak bakmakta da
fayda olduğunu gözlemliyorum.
Biz hala o sosyal iletişimi,
yakınlığı seven bir toplumuz.
Hakikaten İspanya’ya,
İtalya’ya çok benziyoruz
o Akdenizlilik tarafında.
O yüzden de aynı dediğiniz gibi
o tek kanaldan müşteriye
hitap etmek Türkiye’de
özellikle bana iyice zor geliyor.
Doğru, katılıyorum, kesinlikle.
Şimdi, bir diğer konu da
mağaza içi konusu.
Mağaza içinde gerçekten
daha fazla otomasyona ihtiyaç var.
Bir yandan "promoter"lara,
mağaza içinde bazı kategorilerde
özellikle daha çok ihtiyaç olmasına
rağmen görünen o ki
mağaza içindeki trafiği
daha iyi yönetebilmek için
bazı mağaza içi otomasyon teknolojilerini
kullanmak gerekecek.
Bunu biz konuşmalarımızdan,
sektörün uzmanlarından
zaman zaman duyuyoruz.
Yeni dönemde aralarında
yapay zeka, yapay görme,
nesnelerin internetinin de
bulunduğu yeni nesil teknolojilerin
sektörünüze sunabileceği faydaları,
bu kapsamda bizimle paylaşabilir misiniz?
2018 yılında bu çoklu kanala
yatırımlar yaparken
diğer taraftan içinde CRM’in de
bulunduğu o veri analitiğine de
çok önemli yatırımlar yaptık.
Çünkü artık şunu tüm dünya biliyor ki
veri analitiği ile hem müşterilere
daha iyi ve düzgün hizmetler
verebiliyorsunuz
hem de kendi işinizi daha verimli
bir şekilde yönetebiliyorsunuz.
Dolayısıyla burada gururla söyleyebilirim,
16 milyon müşterilik bir datamız var.
Ve biz bu KVKK kapsamında
tabii ki alışveriş alışkanlıklarını,
sıklıklarını takip edebiliyoruz.
Ve onlara uygun hizmetler sunabiliyoruz.
Çünkü takdir edersiniz hepimizin üzerinde
muazzam bir iletişim bombardımanı var.
Sosyal medyadan,
televizyondan, radyodan,
görsel panolardan vesaire,
bizler ancak çok kendi ilgimizi,
dikkatimizi çeken şeylere
odaklanabiliyoruz
ve neye ihtiyacımız varsa
onu algılayabiliyoruz.
Bu anlamda ben CRM veri analizini
çok değerli buluyorum.
Dolayısıyla bu müşteri deneyimini
online’da başlayan
ve daha sonrada mağazada
devam ettiren süreçler çizdik.
Şimdi, tabii müşterimiz
mağazaya geldiğinde
bir kere onu tanıyor olmamız lazım,
ihtiyacını belirliyor olmamız lazım.
Şimdi, bunu belirlemek için de
öncelikle yapacağımız yeni yatırımda,
bir video-chat uygulamasını
hayata geçireceğiz.
Bu dönemde biraz ondan da bahsedelim.
Şimdi, dediğim gibi çok büyük
bir konu olduğu için toparlanamıyor.
Hayatımıza "live-chat" ile
"video-chat"i soktuk,
şimdi video-chat geliyor internet için,
onu daha sonra paylaşayım.
Daha sonra da müşterimiz mağazaya
geldiğinde de onu tanıyacak
ve daha iyi hizmet sunacak
el terminalleri yatırımı yapacağız.
Dolayısıyla müşterimiz Gökhan Bey
mağazamıza internetten geldiğinde
mağazanın satış danışmanı arkadaşımız
Gökhan Bey’i tanıyor olacak
ve ona en iyi ürünleri
sunuyor olacak
ve hatta ürünle ilgili eksik bilgisi
varsa da oradaki hemen el terminalinden
eksik bilgisini de tamamlayıp
kasaya gitmeden de
satışını müşterinin yanında
kapatıyor olacak.
Şimdi bu, yatırım yaptığımız
çok önemli şeylerden bir tanesi,
teknolojik altyapılardan bir tanesi diye
ilk bölümü özetleyeyim isterseniz.
Peki bunun dışında benzer
uygulamalar var mı aklınıza gelen?
Ya da yapmayı planladığınız?
Evet. Şöyle, yine
pandemi döneminde şunu öğrendik;
bu arada bu dönem çok öğreticiydi,
çok zor günler geçirdik,
hepimizin sağlığı en önemli,
birinci plandaydı ve beraber üzüldük
ama çok şeyler de öğrendik
bu arada, bu dönemde.
En son dün
haberde okuduğuma göre
8 milyon yeni kredi kartı
Türkiye’de internet sistemine girmiş.
Bu 8 milyon belki de interneti
ilk defa deneyimleyen müşterilerdi.
Dolayısıyla biz de bunu göz önüne alarak
zaten ufak ufak yapmaya başladığımız
bu "web-chat" uygulamasını artırdık
Teknosa.com’da.
72 personele çıkarttık
aslında, yine bu da offline
ve online’ın muazzam
bir birleşimi oldu.
Çünkü bu 72 arkadaşımız
sahadaki en bilgili,
en deneyimli arkadaşlarımızdan oluşuyor.
Ve biz de Teknosa.com’a giren
yeni müşteriler olduğunu fark ettik.
Kadınlar ve gençler tarafında.
Dedik ki, "ya belki bunların da
ilk müşteri deneyimi olabilir internette",
onlara "web-chat"te destek olduk.
Dolayısıyla hem ürünle ilgili
bilgi vermek konusunda
hem de siparişlerin oluşturulması
ve teslimatına kadar olan süreçte
onları yalnız bırakmadık.
Bu iş o kadar güzel gitti ki şimdi
bununla ilgili yeni araçlar satın aldık.
Ve buradaki bu ekiplerin
KPI’larını yakın takip etmeye başladık.
İşte ziyaret sayısı,
dönüştürme oranı, sepet büyüklüğü,
ek ürünler gibi aynı mağaza
deneyimini orada yaşatmaya başladık.
Şimdi yepyeni teknolojimiz "video-chat",
şu aralar yine bir araç satın aldık
ve bununla ilgili
süreçlerimizi yapıyoruz.
Dolayısıyla müşterimiz
Teknosa.com’a girdiğinde
bir müddet sonra karşısına
"video-chat" yapabilecek
mağazadaki bir arkadaşımız çıkacak.
Dolayasıyla, o mağaza
ve online deneyimini birleştiren
müthiş bir deneyim
yaşatacağız müşterilerimize.
Şimdi bu yolda, bu geliyor.
Bunun dışında tabii yine önemli
bir yatırımımızı yapmaya başladık zaten,
yine teknolojik anlamda mağazalardaki
dijital etiketlere geçiyoruz.
Bu da tabii internetteki
özellikle hızlı fiyat değişimlerine
çok hızlı bir şekilde
ayak uydurabilmek amacıyla,
bunun da pilotlarını yaptık
şimdi yaygınlaştırma dönemine
geçiyoruz gibi teknolojiler geliyor.
Süper. Dijital etiket önemli
şeylerden bir tanesi.
Bir tanesi evet,
fiyattaki hızlı değişimlere
çok daha hızlı cevap verilebiliyor,
bir de bizim raf yönetimi
çözümlerimizde sabit kameralı
veya mobil cihazlarla yapılan
resimleri analiz ediyorsunuz.
Birkaç tane KPI var.
Bir tanesi; mal ya da ürün
rafta var mı, yok mu,
ürün görünür mü değil mi,
planogram doğru mu değil mi;
dördüncüsü, bu üç tanesi
en önemli gibi görünüyor
ama dördüncü önemli
KPI: Fiyat etiketi doğru mu değil mi?
Çünkü bugün herhangi bir
perakende mağazasına,
bu gıda perakendesi de olabilir,
başka bir perakende mağazası olabilir,
satış kaybını yaratabilecek
en önemli şeylerden bir tanesi de
etiketin ürünle doğru yerde olmaması
ve/veya bir şekilde kayması.
Elektronik etiket bu konuyu ciddi
anlamda aslında bir çözüme kavuşturuyor.
Doğru, aynen.
Şimdi dediğiniz gibi zaten biz de bu,
veri analitiği ile hem kendi
süreçlerimizi verimli hale getirip
hem de mağazada müşteriye
daha iyi hizmet vermenin yöntemlerini
sürekli olarak uyguluyoruz.
Mesela bizim veri analitiğinde
çok önemli projelerimizden
bir tanesi de çalıştığımız
Assortment Projesi.
Bunu müşteri
datasıyla da birleştirerek
doğru mağazada, doğru ürün,
doğru zamanda
ve doğru adette olması
son derece önemli.
Bununla ilgili veri analitiği
data'larımız var.
Dolayısıyla Gökhan Bey mağazaya
gittiği zaman hakikaten ne alacağını
ve kaç tane alacağını
tahminlememiz gerekiyor
ve bunları tahminliyoruz.
Ve haklısınız, kamera sistemleriyle de
hakikaten o anda o raf dolu mu boş mu,
bunu da takip etmemiz gerekiyor.
Ve tabii dijital etiketleri.
Aslında kendi işinizi düzgün
ve verimli yaptığınızda
bunun olumlu yansımaları da
müşteriye yansıyor.
Yine bu pandemi döneminde çok keyifli
ve önemli olduğunu düşündüğümüz;
yine tabii müşteriler online’a
çok yöneldiler bu dönemde.
Bunu çok iyi biliyoruz.
Bizim zaten CarrefourSA’yla
ocak ayında başlattığımız
bir pilot çalışmamız vardı.
Bu dönemde onu hemen,
çok hızlı bir şekilde yaydık.
Çünkü tabii takdir edersiniz, bütün
müşteriler internete çok alışık değiller
ya da ürünleri dokunarak, elleyerek
ve deneyerek bir an önce
almak istiyorlar.
Dolayısıyla kardeş kuruluşumuz
CarrefourSA ile birlikte de
23 tane CarrerfourSA
mağazasında "shop-in-shop"lar açtık.
Dolayısıyla orada da müşterilerimize
çok hızlı hizmetler verdik.
Şimdi bu projeyi de daha nasıl yayarız,
nasıl daha iyileştiririz diye CarrefourSA
ile birlikte çalışmalar yapıyoruz.
Yine diğer, bu pandemi döneminde
hissettiğimiz ihtiyaçlardan bir tanesi
müşterilerimizin bu ürüne
hızlı sahip olma isteğiydi.
Çünkü takdir edersiniz öğrenciler eve
tıkandılar ve ders yapmaları gerekiyor,
iş insanlarının NoteBook ile
evde çalışmaları gerekiyor.
Dolayısıyla ürünlere
çok acil ihtiyaçları var.
Yine bizim bu çoklu kanal
yatırımlarımız sayesinde
aynı gün teslimat hizmetimizi
10 ile çıkardık,
ertesi gün teslimat hizmetimizi
26 ile çıkardık.
11 ilde 12 tane mağazamızı da
gölge mağaza haline getirip
bütün yükü Gebze lojistik
merkezimizden alarak
hiç olmazsa yine
müşteri sevkiyatlarımızı
mağazalardan da
yapmaya devam ettik.
Ben hep şunu söylüyorum;
mağazalar o kadar değerli ki
kapalıyken bile
hizmet vermeye devam ettiler.
Müşterilere o ürünlerin
hızla sevk edilmesi konusunda.
Ki az önce söylediğim gibi,
biz de zaten bunları
oldukça verimli kullanıyorduk
müşteri sevkiyatlarında,
pandemi döneminde o da çok iyi çalıştı.
Süper, verdiğiniz bilgiler için
çok çok teşekkür ediyorum.
Bülent Bey, re:retail’e katılarak
bizlere vakit ayırdınız.
Tekrar tekrar teşekkürler.
Ben de çok teşekkür ederim
bu nazik davetiniz için.
Çok keyifli de bir sohbet oldu.
Umarım izleyenler de keyif almışlardır.
Aynen öyle, umarım izleyicilerimiz de
bu sohbetten keyif alacaklar.
Tekrar tekrar verdiğiniz bilgiler için
çok teşekkür ediyoruz,
görüşmek üzere.