Return to Video

Şimdi değilse, ne zaman? | Melis Kaygılaroğlu | TEDxIzmit

  • 0:13 - 0:14
    Bana bakınca ne düşünüyorsunuz?
  • 0:17 - 0:18
    Aslında biliyorum.
  • 0:19 - 0:23
    ''Bir ön yargıyı kırmak, atomu
    parçalamaktan daha zordur.''
  • 0:24 - 0:25
    Albert Einstein.
  • 0:26 - 0:28
    Bugün buraya bu zorlu görev için geldim.
  • 0:28 - 0:29
    Ben Melis.
  • 0:30 - 0:32
    Ben Esma.
    Ben Rana
  • 0:32 - 0:35
    Ben Jacquelin.
    Ben Berfin.
  • 0:35 - 0:38
    Evet bugün burada belki Melis
    olarak duruyorum ama
  • 0:38 - 0:42
    beni şu anda tamamen
    kimliksiz ve ön yargısız
  • 0:42 - 0:45
    sadece kadın olarak
    dinlemenizi istiyorum.
  • 0:46 - 0:47
    Zor olduğunu biliyorum.
  • 0:49 - 0:51
    Benim yaşadığım ülkede şöyle bir laf var:
  • 0:52 - 0:56
    ''Bir ortamda sessizlik olduğu zaman,
    bir yerlerde kız çocuğu doğdu'' deniyor.
  • 0:57 - 1:01
    Henüz kız çocuğunun doğduğu yeri
    çiçek tarlasına çevirdiğinden
  • 1:01 - 1:02
    kimsenin haberi yok.
  • 1:03 - 1:05
    İşte ben buraya bugün bu yüzden geldim.
  • 1:05 - 1:10
    Daha doğduğumuz an itibariyle
    bizim üzerimize yüklenen o kasveti
  • 1:10 - 1:12
    şu balonun içine koyup
  • 1:12 - 1:15
    elimdeki bu iğneyle
    patlatmak için geldim.
  • 1:16 - 1:19
    Zor görünüyor biliyorum
    ama biz beraber bunu yapabiliriz.
  • 1:19 - 1:21
    Bunun için iki şeye ihtiyacımız var.
  • 1:21 - 1:25
    Bir ön yargıları kırmak,
    iki cesaret etmek.
  • 1:25 - 1:28
    Bir kadın olarak ön yargıları
    ikiye ayıracağım.
  • 1:28 - 1:32
    Kadınlara karşı ön yargılar
    ve bizim, kendi ön yargılarımız.
  • 1:33 - 1:36
    Zira bugün kadınlar olarak
    en büyük problemimiz
  • 1:36 - 1:39
    birbirimize olan ön yargılarımız.
  • 1:39 - 1:42
    Biz kadınlar olarak birbirimize
    yaşam hakkı tanımamaya başladık
  • 1:42 - 1:43
    farkında mısınız?
  • 1:44 - 1:47
    Biz birbirimizin özgürlüğüne engel olarak
  • 1:47 - 1:49
    kendi özgürlüğümüzün önüne
    engel koymaya başladık.
  • 1:50 - 1:53
    Yapılan bir araştırmaya göre Twitter’da
  • 1:53 - 1:56
    İngiltere merkezli bir araştırma kuruluşu
    Demos yapıyor bu araştırmayı,
  • 1:57 - 2:00
    Twitter'da kadın düşmanı içerikli
  • 2:00 - 2:04
    yaklaşık 300 bin tweet'in,
    yüzde 98 gibi bir oranı
  • 2:04 - 2:06
    gene kadınlar tarafından yazılıyor.
  • 2:07 - 2:09
    Ben, kendi Instagram'ıma baktığım zaman
  • 2:09 - 2:12
    bana gelen bütün kötü yorumlar
    bütün kötü mesajlar
  • 2:12 - 2:14
    hepsi hemcinslerim tarafından geliyor.
  • 2:15 - 2:18
    Öyle kötü deyince lütfen aklınıza
    hakaret ya da kötü söz gelmesin.
  • 2:18 - 2:22
    Direk olarak kendimi kötü
    hissetmem için yazılan şeyler.
  • 2:23 - 2:25
    Peki bana şunun cevabını verin.
  • 2:25 - 2:26
    Hiç tanımadığı bir kadına,
  • 2:27 - 2:30
    neden başka bir kadın kendini
    kötü hissettirmek ister?
  • 2:31 - 2:32
    Ön yargı.
  • 2:33 - 2:34
    Şöyle düşünün.
  • 2:34 - 2:36
    Bir kadınsınız ve sokakta yürüyorsunuz.
  • 2:37 - 2:39
    Karşı taraftan size doğru
    başka bir kadın geliyor.
  • 2:39 - 2:42
    Bu kadının sizden tamamen
    farklı olduğunu düşünün.
  • 2:42 - 2:44
    Tamamen farklı bir görüntüsü var.
  • 2:44 - 2:47
    Farklı din, farklı dil, farklı kültür.
  • 2:47 - 2:49
    Aslında ben Melis olarak
    o kadar eminim ki.
  • 2:49 - 2:53
    Sizi birbirinden ayıran
    tek şey doğduğunuz yer
  • 2:53 - 2:56
    ama siz o an için farklı olduğunuzu
    düşünüyorsunuz.
  • 2:56 - 2:58
    Sizce ilk hamleniz ne oluyor?
  • 2:59 - 3:01
    Ben söyleyeyim.
  • 3:01 - 3:02
    Süzmek.
  • 3:03 - 3:05
    Şöyle bi' tepeden tırnağa bakmak
  • 3:05 - 3:10
    ya da ani göz hareketiyle bakmaya
    dahi tenezzül etmemek.
  • 3:10 - 3:14
    ''Sen benden farklısın, o yüzden
    hemen koşarak benden uzaklaş''
  • 3:14 - 3:15
    diye bağırıyorsunuz.
  • 3:16 - 3:18
    İyi de sen kimsin?
  • 3:19 - 3:20
    Ben kimim?
  • 3:21 - 3:22
    Siz kimsiniz?
  • 3:23 - 3:26
    Biz kadınız.
    Biz insanız.
  • 3:27 - 3:29
    Bizim hayattaki mücadelemiz bir.
  • 3:30 - 3:33
    Bizim kendimizi kanıtlamakla
    ilgili savaşımız bir.
  • 3:34 - 3:37
    Bizim gözyaşlarımız bir.
    Bizim kahkahalarımız ortak.
  • 3:38 - 3:40
    Bizim kalbimiz aynı sizinle.
  • 3:40 - 3:42
    Bunu nasıl görmeyebiliyorsunuz?
  • 3:43 - 3:46
    Karşınızdakini bir bez parçasıyla
    ya da kaşıyla gözüyle
  • 3:46 - 3:50
    ona böyle bir şiddet uygulamaya
    nasıl cesaret edebiliyorsunuz?
  • 3:50 - 3:53
    O zaman sokakta bas bas
    bağırdığımız ''kadına şiddete hayır''
  • 3:53 - 3:56
    cümlesinin eylem ayağı direk
    kendimiz olmuyor muyuz?
  • 3:57 - 4:02
    Bu yaptığımızın karşımızdaki kadında
    tokattan başka bir etkisi yok. İnanın.
  • 4:04 - 4:05
    Hanımlar, beyler!
  • 4:05 - 4:07
    Bir şey kabul etmekten başlayalım.
  • 4:07 - 4:10
    Hepimiz önyargılarla
    donatılmış durumdayız
  • 4:10 - 4:14
    ve vücudumuzdaki önyargılar
    aslında terbiye edilebilir özelliklerdir.
  • 4:15 - 4:17
    O yüzden biz bugün bunu
    burada değiştireceğiz.
  • 4:18 - 4:22
    Şimdi şu bilinçsiz ön yargıya dair
    ufak bir hikâye hatırlatmak istiyorum.
  • 4:23 - 4:27
    Bir gün bir adam oğlu ile beraber arabada
    giderken bi' trafik kazası geçirirler.
  • 4:27 - 4:28
    Çok şiddetli bir kazadır.
  • 4:28 - 4:31
    Adam hemen oğlunu kucağına alır,
    hastaneye götürür.
  • 4:31 - 4:34
    Hastanenin acilinden içeri girerler.
    Çocuk kan revan içinde,
  • 4:34 - 4:37
    ameliyata alınması gerekir,
    hemen ameliyathaneye getirilir.
  • 4:37 - 4:40
    Cerrah içeri girer, kıyafetlarini giyer.
    Eldivenlerini takar.
  • 4:40 - 4:43
    Cerrah tam ameliyata başlayacakken,
    ellerini kaldırır.
  • 4:43 - 4:45
    “Ben ameliyat edemem” der.
  • 4:45 - 4:46
    ''Bu benim oğlum''
  • 4:48 - 4:52
    Yani aslında çok şaşırtıcı bir şey yok.
    Cerrah çocuğun annesidir.
  • 4:53 - 4:55
    Ama neden bu kadar sessizlik oluyor?
  • 4:56 - 4:58
    Çünkü hikayenin sonuna gelene kadar
  • 4:58 - 5:00
    hepimiz cerrahın erkek
    olduğuna o kadar emindik ki.
  • 5:02 - 5:03
    İşte bilinçsiz ön yargı.
  • 5:04 - 5:08
    Şimdi bilinçli ya da bilinçsiz ön yargılar
    bu kadar açık olarak önümüzde duruyorken
  • 5:08 - 5:10
    biz neden bunu değiştirmeyelim?
  • 5:10 - 5:12
    Kadınlar, siz, kadınlarım!
  • 5:13 - 5:15
    Biz bu değişimin öncüsü olabiliriz.
  • 5:16 - 5:19
    'Melis, sen şimdi neden kadınlara
    bir yük daha yüklüyorsun?'
  • 5:19 - 5:21
    diye iç geçirenler oluyor biliyorum.
  • 5:21 - 5:23
    Şöyle açıklayayım:
  • 5:23 - 5:26
    Dünya üzerindeki
    her suçlu bireyi düşünelim.
  • 5:27 - 5:28
    İyi suçlar, kötü suçlar,
  • 5:28 - 5:31
    suç işlemiş kadın ya da erkekleri
    gözünüzün önüne getirin
  • 5:32 - 5:34
    ve kendinize şu soruyu sorun:
  • 5:34 - 5:36
    Bu kişi dünyaya suçlu olarak mı gelmiştir?
  • 5:37 - 5:38
    Hayır.
  • 5:38 - 5:44
    Peki bu kişiyi hayata kim getirmiştir?
    Ya da hayata bu kişiyi kim hazırlamıştır?
  • 5:45 - 5:46
    Anne.
  • 5:46 - 5:49
    Lütfen arada 'baba' diyenlere
    müsade etmeyin.
  • 5:49 - 5:51
    Zira o babayı da dünyaya
    bir anne getirmiştir.
  • 5:51 - 5:53
    Peki, her anne nedir?
  • 5:54 - 5:55
    Bir kadındır.
  • 5:55 - 6:00
    Hemen ekleyeyim anne olmak için
    doğurmanın şart olmadığı gibi
  • 6:00 - 6:03
    her kadının da dünyaya bir çocuk getirmek
    gibi bir zorunluluğu da asla yoktur.
  • 6:04 - 6:06
    Ama anne olmayan kadınların da
  • 6:06 - 6:10
    dünyanın bir yerinde belli bir zamanda
    hayata birilerini hazırladığına
  • 6:10 - 6:11
    emin olabilirsiniz.
  • 6:11 - 6:14
    O yüzden döngünün başı döndü
    yine biz kadınlara geldi?
  • 6:15 - 6:18
    Şimdi biz bunu üzerimize
    yüklenen bir ağırlıkmış gibi alıp
  • 6:19 - 6:23
    bunun altında ezilip, şikayet edeceğimize
    bunun bir güç olduğunu düşünsek.
  • 6:24 - 6:28
    Hep beraber hareket etsek,
    bunu bir avantaja çevirsek.
  • 6:28 - 6:31
    Bakın, bir kadın değişirse
    devirler değişir.
  • 6:32 - 6:37
    Bir kadın gülümsemeye başlarsa,
    o bütün mahalle kahkaha atar.
  • 6:38 - 6:42
    Bir ailede bir kadın bilinçlenirse
    o evden sağlıklı bireyler çıkar.
  • 6:44 - 6:46
    Aslında bunun için dünyayı
    baştan yaratmamıza gerek yok.
  • 6:46 - 6:49
    Yani bizim kadınlık
    kodlarımızda aslında bu var.
  • 6:50 - 6:53
    Hiçbir sosyal faktör olmadan,
    hiçbir çevresel etkin olmadan
  • 6:53 - 6:57
    biz aslında kadınlar olarak
    yaratılıştan birbirimizi seviyoruz.
  • 6:58 - 7:01
    Bizim korkacak bir şeyimiz yok.
    Kadınlar korkutucu değil inanın bana.
  • 7:02 - 7:04
    Bunu da örneklendireceğim.
  • 7:04 - 7:07
    Bir kadınsınız gece yarısı
    sokakta yürüyorsunuz.
  • 7:08 - 7:12
    Kaldırımınızda giderken aynı kaldırımdan
    size doğru başka bir kadın gelse
  • 7:12 - 7:14
    kaldırım değiştirir misiniz?
  • 7:15 - 7:16
    Hayır.
  • 7:16 - 7:19
    Ya da asansörde yukarı çıkarken,
    hemcinsleriniz asansöre girse
  • 7:19 - 7:25
    çantanızı önünüze kıstırıp, şöyle bir adım
    karşı tarafa döner misiniz?
  • 7:26 - 7:27
    Hayır.
  • 7:27 - 7:30
    Ya da bir bankta oturuyorsunuz
    ve yanınıza başka bir kadın geliyor.
  • 7:30 - 7:33
    Soluklanmak için oturuyor
    ve size birazcık yanaşıyor.
  • 7:33 - 7:36
    Hemen kendinizi geri çeker misiniz?
  • 7:37 - 7:37
    Hayır.
  • 7:38 - 7:40
    Çocuğunuzla sokakta yürüyorsunuz
  • 7:40 - 7:44
    ve karşı taraftan hemcinsiniz bir kadın
    çocuğunuzu sevmek için geliyor.
  • 7:44 - 7:46
    Hemen müsade etmez misiniz?
  • 7:46 - 7:50
    Tamam işte.
    Biz buna dönmek zorundayız.
  • 7:50 - 7:53
    Zaten bizim yaratılışımız bu.
  • 7:55 - 7:59
    Bakın kadınlar, hayatta her ne ile
    suçlanıyorsak suçlanalım.
  • 7:59 - 8:01
    Ki biliyorum evet bir sürü
    şeyle suçlanıyoruz.
  • 8:02 - 8:05
    Mesela yaşlanmakla suçlanıyoruz.
    Bu çok bizim elimizde çünkü.
  • 8:06 - 8:10
    Ya da mesela hamilelikte şişen
    ayaklarımızla suçlanıyoruz.
  • 8:10 - 8:11
    Hemen bir bilgi vereyim:
  • 8:11 - 8:17
    Dünya üzerinde her 90 saniyede 1 kadın
    hamileliğinde ya da doğumunda ölüyor.
  • 8:18 - 8:22
    Dolayısıyla biz, evet hamileliğimizde
    ayağımız şişiyor diye çok suçluyuz.
  • 8:23 - 8:26
    Ya da çok konuşmak ile
    suçlanıyoruz mesela
  • 8:26 - 8:28
    çünkü erkekler günde
    4 bin kelime kullanırken
  • 8:29 - 8:31
    biz kadınlar günde
    7 bin kelime kullanıyoruz.
  • 8:32 - 8:34
    Evet, tamam kabul ediyorum.
    Bu büyük bir suç.
  • 8:35 - 8:36
    Tamam, her neyse o.
  • 8:37 - 8:40
    Biz ne kadar çok şeyle
    suçlanırsak suçlanalım.
  • 8:41 - 8:43
    İster dik başlı olalım.
    İster sessiz olalım.
  • 8:44 - 8:47
    İster içimize kapanık olalım.
    İster bağıra çağıra yaşayalım.
  • 8:48 - 8:52
    Her ne olursak olalım, birbirimizi sevmek
    öyle kabul etmek zorundayız.
  • 8:52 - 8:56
    Sevgi bulaşıcıdır.
    Sevgi iyileştiricidir.
  • 8:57 - 8:59
    Biz neden bunun öncüsü olmayalım?
  • 9:01 - 9:04
    Biz neden bu işin bayrağını taşımayalım?
  • 9:05 - 9:11
    Şu bize yüklenen o kusursuzluk denen şey
    başımızın en büyük belası.
  • 9:12 - 9:16
    Bize daha doğduğumuz an itibariyle kadın
    olarak ailemizde, çevremizde,
  • 9:16 - 9:20
    sosyal çevremizde, okul yaşantımızda,
    iş yaşantımızda
  • 9:20 - 9:22
    hatta bugün günümüzde sosyal medyada bile
  • 9:22 - 9:24
    kusursuz olmamız bekleniyor.
  • 9:24 - 9:27
    Biz bu kadar kusursuz olma
    beklentisiyle büyütülürken bir o kadar da
  • 9:28 - 9:29
    korkak olmamız bekleniyor.
  • 9:30 - 9:34
    Şimdi biz hem korkak hem kusursuz
    olmayı nasıl becereceğiz?
  • 9:34 - 9:38
    Kız çocukları büyürken düştüklerinde
    ''ay, dur öpeyim geçsin'' yapıp.
  • 9:38 - 9:42
    Erkek çocukları düştüğünde
    ''erkek adam ağlamaz'' diyerek
  • 9:42 - 9:45
    nasıl biz bu çocukların
    kusursuz olmamalarını
  • 9:45 - 9:47
    ya da korkmamalarını sağlayabiliriz?
  • 9:48 - 9:49
    Mümkün değil.
  • 9:49 - 9:53
    Zaten bu söylediğim şey,
    en büyük evrensel problemlerimizden biri.
  • 9:53 - 9:59
    Bir toplumda erkeklerin duygularını
    yaşamasına ne kadar müsaade edilirse
  • 9:59 - 10:02
    o toplumda kadınlar o kadar özgürleşir.
  • 10:02 - 10:06
    Nasıl ki erkeklerin hassas olmak,
    kırılgan olmak gibi hakları var.
  • 10:07 - 10:10
    Biz kadınların da güçlü olmak
    gibi bir hakkımız var.
  • 10:12 - 10:18
    Yine bir istatistik vermek isterim.
    Yapılan araştırmalara göre
  • 10:18 - 10:24
    iş başvurularına yollanan CV'lerde
    başarı kriterleri özdeş olmasına rağmen
  • 10:24 - 10:29
    yönetici pozisyonlarına başvuru yapan
    erkek adaylarının isimleri sadece
  • 10:29 - 10:33
    Ayşe yerine Ali olduğu için
    çok daha fazla işe kabul edilip
  • 10:33 - 10:36
    çok daha fazla maaşla
    çalışmaya başlıyorlar.
  • 10:36 - 10:38
    Tamam.
    Bu bilinen bir şey.
  • 10:38 - 10:40
    Burada beni ilgilendiren nokta şu:
  • 10:40 - 10:45
    bu işe kabul edilmeyen Ayşe'lerin
    yüzde 96’sı gibi bir oranı:
  • 10:45 - 10:46
    anne.
  • 10:47 - 10:50
    Bu bize diyor ki kadınlar
    anne olduktan sonra
  • 10:51 - 10:53
    zaten kariyer olarak
    o noktada görülmüyorlar.
  • 10:54 - 10:57
    Ama baba olan Ali’ler için
    asla aynı şey geçerli değil.
  • 10:58 - 11:00
    Yani buradan şunu söylemek istiyorum.
  • 11:00 - 11:07
    Biz kadın olarak herhangi bir iş, hangi iş
    olursa başta ev kadınlığı da olmak üzere
  • 11:07 - 11:11
    ne işi yapmak istersek yapalım.
    Ne kadar başarılı notlar alırsak alalım.
  • 11:12 - 11:15
    Ne kadar iyi okullara gidersek, gidelim.
  • 11:15 - 11:18
    Boğazımıza kadar hırsa
    boğulmuş olursak, olalım.
  • 11:19 - 11:21
    Hatta ne kadar başarılı evlilikler
    yaparsak yapalım.
  • 11:21 - 11:23
    Başarılı evlilik ne?
    Kimse bilinmiyor.
  • 11:24 - 11:28
    Her ne olursa olsun bizim üzerimize
    yüklenen o kusursuzluk durumu
  • 11:28 - 11:32
    bizim her zaman risk almaktan
    korkmamıza sebep oluyor.
  • 11:32 - 11:35
    Adım atmaktan çekinmemize sebep oluyor.
  • 11:35 - 11:38
    Ya bırakın, bırakın kusurlu olalım.
  • 11:38 - 11:42
    Varsın bağırış çağırış hep beraber
    kusurlarımızı haykıralım.
  • 11:42 - 11:44
    Diğer kadınların
    kusurlarını kabul edelim.
  • 11:45 - 11:48
    Ancak o zaman cesur olmaya
    bir adım daha yaklaşabiliriz.
  • 11:50 - 11:53
    Biz çocuklarımıza cesur olmayı
    öğretmek zorundayız.
  • 11:53 - 11:58
    Biz çocuklarımıza kabul görmek için
    sevgi kazanmak için
  • 11:58 - 12:01
    mükemmel olmak gerekmediğini söylemeliyiz.
  • 12:01 - 12:05
    Biz hep beraber çocuklarımızın kulağına
    aynı şeyi fısıldamalıyız.
  • 12:06 - 12:09
    Susma.
    Susmasın bizim çocuklarımız.
  • 12:09 - 12:14
    Özellikle kız çocukları daha doğduğu
    andan itibaren cefakâr olmak,
  • 12:14 - 12:17
    kendini evine adamak,
    kafasını önüne eğip
  • 12:17 - 12:21
    başına her ne geliyorsa gelsin,
    susmak öğretiliyor.
  • 12:22 - 12:26
    Şimdi bu çocuk büyüdüğü zaman
    tek doğrusu bu olduğu için
  • 12:26 - 12:28
    o da kendi çocuklarına
    aynı şeyi öğretiyor.
  • 12:29 - 12:32
    Hayır, sen buraya gidemezsin.
    Hayır, sen bunu giyemezsin.
  • 12:32 - 12:34
    Hayır, bu iş sana göre değil.
    Sen bunu beceremezsin.
  • 12:34 - 12:37
    Sen bunun altından kalkamazsın.
    Hiç sen o işe bulaşma.
  • 12:38 - 12:40
    Sen bu saatte ekmek almaya gidemezsin.
  • 12:40 - 12:43
    Zira yaşı senden küçük bile olsa
    o evde bir erkek kardeşin var.
  • 12:46 - 12:51
    Bu çocuklar büyüyüp anne olduğunda
    kendi çocuklarına susmayı öğretiyorlar.
  • 12:51 - 12:53
    O zaman bir yardım edin.
  • 12:54 - 12:58
    Bi' kerecik olsun hep beraber
    cesaretlendirebilir miyiz kadınlarımızı?
  • 12:58 - 13:03
    Öne çıkmaya, konuşmaya, eyleme geçmeye,
    birbirini sevmeye
  • 13:03 - 13:05
    ve cesur olmaya cesaretlendirebilir miyiz?
  • 13:07 - 13:11
    Bakın, kadın hakları üzerine konuşmak
    asla bir erkek düşmanlığı değildir.
  • 13:11 - 13:16
    Zira bugün zaten ülkenin hiçbir yerinde
    ya da Dünya'da hiçbir ülkede
  • 13:16 - 13:20
    cinsiyetçi eşitlik gibi bir şey
    söz konusu değil.
  • 13:20 - 13:23
    O yüzden bu konu üzerine gitmek
    bizi hiç bir adım öteye götürmez.
  • 13:24 - 13:27
    Biz kadınlar olarak önce
    bi' kendimize döneceğiz.
  • 13:27 - 13:32
    Önce bi' dönüp bakacağız.
    Biz değişimi kendimizden başlatacağız.
  • 13:32 - 13:38
    Kendimizden. Yanımızdakinden. Ailemizden.
    Mahallemizden başlatacağız değişimi.
  • 13:39 - 13:42
    Önce biz bir kadın kadına
    barış sağlayacağız.
  • 13:42 - 13:44
    Çünkü senin de,
    senin de,
  • 13:44 - 13:46
    senin de,
    senin de,
  • 13:47 - 13:50
    evet senin de.
    Hepinizin içinde biryerde bir ben var.
  • 13:51 - 13:52
    Biliyorum.
  • 13:52 - 13:53
    Evet, belki anne olan Melis yok.
  • 13:54 - 13:57
    Evet, belki evlat Melis yok ya da
    oyuncu Melis yok, fark etmez.
  • 13:57 - 14:02
    Ama bir yerde öyle bir hissin var ki,
    ben ona düştüm ya da düşeceğim.
  • 14:02 - 14:06
    Biz bunu hep beraber yapmak zorundayız.
  • 14:10 - 14:11
    Sevgili kızım Ada
  • 14:12 - 14:15
    Hayır, sen doğduğunda bir sessizlik
    olmadı bizim evimizde
  • 14:17 - 14:20
    aksine, sevindik biz.
  • 14:21 - 14:23
    Sen, şanslı dünyaya gelenlerdensin.
  • 14:24 - 14:28
    Hatta günümüze bakıldığında
    sen belki ayrıcalıklısın da
  • 14:29 - 14:32
    çünkü biz, kız çocuğusun diye
    daha az sevmiyoruz seni
  • 14:33 - 14:37
    ya da kız çocuğusun diye
    daha az güvenmiyoruz sana
  • 14:38 - 14:41
    ama sakın Ada.
    Sakın bize güvenme.
  • 14:42 - 14:44
    Kendine güven.
  • 14:45 - 14:46
    Kadınlığına güven.
  • 14:47 - 14:49
    Kimseyi sakın görünüşüyle filtreleme.
  • 14:50 - 14:55
    Eğer illa ki bir filtreleme yapacaksan,
    kalbiyle filtrele insanları.
  • 14:56 - 14:58
    Sen dünyayı değiştirebilirsin.
  • 14:59 - 15:00
    Seni seviyorum.
  • 15:03 - 15:05
    (Alkışlar)
  • 15:05 - 15:06
    Teşekkür ederim.
  • 15:07 - 15:10
    Hanımlar, beyler!
    Kadınlar, adamlar!
  • 15:11 - 15:13
    Bugün burada değişimi
    beraber başlatabiliriz.
  • 15:14 - 15:16
    Lütfen ön yargılarımızı kıralım.
  • 15:16 - 15:19
    Herkesi olduğu gibi kabullenmeye
    şimdi burada başlayalım
  • 15:19 - 15:22
    ve erkekler lütfen kadınlardan korkmayın.
  • 15:22 - 15:24
    Yok ya da vazgeçtim,
    siz korkun
  • 15:24 - 15:26
    çünkü biz dünyayı değiştirebiliriz.
    Evet, tamam.
  • 15:27 - 15:34
    Son olarak, beni bugün bu salonda dinleyen
    ve sonradan dinleyecek olan tüm kadınlar.
  • 15:35 - 15:38
    Sizi bir adım öne çıkmaya davet ediyorum.
  • 15:39 - 15:41
    Görünür olmaya,
    ön yargılarımızı kırarak,
  • 15:42 - 15:45
    birbirimizi severek
    fark yaratmaya davet ediyorum.
  • 15:46 - 15:48
    Şimdi değilse ne zaman?
  • 15:48 - 15:50
    (Alkışlar)
  • 15:50 - 15:51
    Teşekkür ederim.
Title:
Şimdi değilse, ne zaman? | Melis Kaygılaroğlu | TEDxIzmit
Description:

Ön yargılarımızdan kurtulalım!
Okan ile Yasemin'in kızı olarak 1989 yılının Haziran ayında dünyaya geldi bu kız çocuğu. İstanbul'da geçen ömrünün en sevdiği kısımları hep Kaş'ta geçti. O yüzdendir bu kız çocuğunun ''Kaş benim 2.evim'' demesi. Kendini bildi bileli sahneye olan merakından Üniversitede Tiyatro Bölümünü seçeceği zaten önüne geçilemez bir gerçekti. Üzerine oyuncu koçluğu yapmaya ve iyi bir anlatıcı olmak için eğitimlere gitmeye devam etti. Tanışmalarının üzerinden 3 ay geçtikten sonra 2014 yılında Uraz'la evlendi. Ardından 2016 yılında Ada'yı dünyaya getirip anne olan bu kadın yıllardır kadınlar hakkında konuşmaktan, yazmaktan bir an olsun çekinmedi. Gücü kuvveti olduğu sürece kadınlar için yazmaya, konuşmaya ve anlatmaya devam edecek.

Bu konuşma TED’den bağımsız, yerel bir topluluğun düzenlediği bir TEDx etkinliğinde TED Konferansı formatı kullanılarak yapılmıştır. Daha fazla bilgi için: http://ted.com/tedx

more » « less
Video Language:
Turkish
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
15:54

Turkish subtitles

Revisions