Return to Video

ABD-Meksika sınırında insanlık için bir yalvarış

  • 0:02 - 0:03
    Bu, kişisel bir konu.
  • 0:05 - 0:09
    Devletin "Sabaha
    seni öldüreceğiz" demesinin
  • 0:09 - 0:11
    nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
  • 0:12 - 0:15
    İhtar üzerine 6 saat içinde
    bir ülkeyi terk etmenin
  • 0:15 - 0:18
    ve birinin kanepesinde kalakalmanın
    nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
  • 0:18 - 0:23
    Ülkelerin neden başarılı oldukları
    ve olmadıkları üzerine bir kitap yazdım.
  • 0:23 - 0:25
    250 sayfayı özetleyeyim.
  • 0:26 - 0:28
    Devletler merhametli olmalıdır,
  • 0:28 - 0:29
    nazik olmalıdır,
  • 0:29 - 0:31
    zeki olmalıdır, cesur olmalıdır.
  • 0:32 - 0:33
    Oysa ne işe yaramaz biliyor musunuz?
  • 0:33 - 0:36
    Korku ve zalimlik yoluyla yönettiğinizde
  • 0:36 - 0:38
    bu hiç işe yaramaz.
  • 0:38 - 0:40
    Bir süreliğine Cengiz Han'ı
    oynayabilirsiniz,
  • 0:40 - 0:42
    bir süreliğine Stalin'i oynayabilirsiniz,
  • 0:42 - 0:44
    bir süreliğine
    Pinochet'i oynayabilirsiniz
  • 0:44 - 0:46
    ama bu uzun vadede işe yaramaz.
  • 0:47 - 0:48
    Uzun vadede işe yaramaz
  • 0:48 - 0:51
    çünkü korku ve zalimlikle yönetmek için
  • 0:51 - 0:53
    bir bölünme yaratmak zorundasınız.
  • 0:54 - 0:57
    Ülkenin büyük bir bölümünü alıp
  • 0:57 - 0:59
    diğerlerinin onlar gibi
    olmadığına inandırmalısınız.
  • 1:00 - 1:01
    Onlarla arkadaş olmamaları,
  • 1:01 - 1:04
    onlarla konuşmamaları
    gerektiğine ikna etmelisiniz.
  • 1:04 - 1:05
    O insanların pis olduğuna,
  • 1:05 - 1:08
    o insanların suçlu olduğuna,
    o insanların tecavüzcü olduğuna
  • 1:09 - 1:12
    ve ülkenin onlar yüzünden
    tehlikede olduğuna ikna etmelisiniz.
  • 1:13 - 1:16
    Bunu ülkenizde yaparak
    milyonlarca dolar harcarsanız
  • 1:16 - 1:18
    yurt dışında düşmanlarınız olur
  • 1:20 - 1:23
    ve aralarında bölünmeler yaratırsınız.
  • 1:23 - 1:25
    Ancak bunun sonuçları var.
  • 1:25 - 1:28
    Günümüzde Birleşmiş Milletler'deki
    milli marşların, sınırların
  • 1:28 - 1:30
    ve bayrakların dörtte üçü,
  • 1:30 - 1:32
    20-30 yıl önce yoktu.
  • 1:34 - 1:35
    O sınırlar bugün var,
  • 1:35 - 1:38
    o bayraklar yaratıldı,
    çünkü birileri dedi ki:
  • 1:38 - 1:39
    "İskoçlar bizim gibi değil,"
  • 1:39 - 1:41
    "Galliler bizim gibi değil"
  • 1:41 - 1:42
    "Basklar bizim gibi değil,"
  • 1:42 - 1:44
    "Kuzey İtalyanlar bizim gibi değil,"
  • 1:44 - 1:46
    "Müslümanlar bizim gibi değil,"
  • 1:46 - 1:48
    siyahlar, beyazlar, Hristiyanlar
    bizim gibi değil.
  • 1:49 - 1:52
    "Onlara karşı biz"
    karşıtlığı yaratıyorsunuz,
  • 1:52 - 1:54
    milletleri yok ediyorsunuz.
  • 1:55 - 1:58
    Bu karşıtlığı yaratmaktan
    doğan sorunun bir tarafı da
  • 1:58 - 1:59
    bunu yapmanın zor olması.
  • 2:00 - 2:01
    Yapmanız gereken şey,
  • 2:01 - 2:04
    insanların saçmalıklara
    inanmasını sağlamak.
  • 2:05 - 2:08
    İnsanlar bir kez saçmalıklara inanırsa
  • 2:08 - 2:10
    gaddarlık yapmaya başlayabilir.
  • 2:10 - 2:12
    İşte bunun dinamiği de bu.
  • 2:12 - 2:14
    Eğer bu dinamiği oluşturmazsanız
  • 2:14 - 2:16
    "Onlara karşı biz"
    karşıtlığını oluşturmadıkça
  • 2:16 - 2:19
    Ruanda'da yaptığınız
    katliamı yapamazsınız,
  • 2:20 - 2:22
    Yugoslavya'da yaptığınız
    katliamı yapamazsınız.
  • 2:22 - 2:25
    Size güncel göçmenlik
    politikasını özetleyeyim.
  • 2:25 - 2:30
    Olabildiğimiz kadar acımasız olup
    "onları" caydıralım
  • 2:30 - 2:32
    ve çocuklarını hedef alalım.
  • 2:33 - 2:36
    Çocukların peşindeler.
  • 2:37 - 2:39
    Amerikalı avukatların tartıştıkları şey:
  • 2:39 - 2:42
    çocukların sabuna, kucaklamaya
    duşa ihtiyacı yok.
  • 2:42 - 2:45
    Yetişkinlerin yardımına da
    serbest bırakma tarihine de yok.
  • 2:45 - 2:50
    20 yıllık çalışan, bozuk bir arka lamba
    yüzünden kenara çekiliyor
  • 2:50 - 2:52
    ve hapse atılıyor,
  • 2:52 - 2:54
    belki ömür boyu,
  • 2:54 - 2:56
    kanuni temsili bile yok.
  • 2:56 - 2:59
    Dünya Ticaret Merkezi'ni patlatan
    teröristler avukat buluyor,
  • 3:00 - 3:03
    bu çocukların ve ebeveynlerin
    ise avukatı olmuyor.
  • 3:04 - 3:07
    Devletler dünyadaki en çaresiz,
    acı içindeki insanlara
  • 3:08 - 3:12
    "Çocuğunu aldım, geri istiyorsan
    DNA testi için 800 dolar öde." diyor.
  • 3:13 - 3:15
    3 yaşındaki çocuk mahkemeye çıkıyor.
  • 3:16 - 3:20
    Hepimiz bu mahkeme
    sahnelerini izlemişizdir.
  • 3:20 - 3:21
    Heyecanlı sahnelerdir,
  • 3:21 - 3:24
    yukarıda bilge bir hakim oturur,
  • 3:24 - 3:26
    savunma avukatı saldırır
  • 3:26 - 3:28
    ve savcı da karşı hücuma geçer
  • 3:28 - 3:30
    ve sonra neler olacağını anlarsınız.
  • 3:30 - 3:33
    Şu anda neler olduğunu
    anlamanızı istiyorum.
  • 3:35 - 3:39
    Oradaki savcı, sert bir savcı.
  • 3:40 - 3:44
    Bizim adımıza, halk adına
    suçluyor ve saldırıyor.
  • 3:45 - 3:48
    Oradaki hakim kendini beğenmiş bir hakim,
  • 3:48 - 3:49
    siyah cübbesini giymiş
  • 3:50 - 3:52
    ve sanığı sorguluyor
  • 3:52 - 3:54
    oradan, yukarıdan sorguluyor.
  • 3:56 - 3:57
    Sanık ise 3 yaşında,
  • 3:57 - 4:01
    boyu masaya bile ulaşmıyor.
  • 4:03 - 4:05
    Sanık dili bilmiyor.
  • 4:06 - 4:10
    Çeviri için taktığı kulaklıklar
    başından düşüyor
  • 4:10 - 4:16
    çünkü Amerikan mahkemelerinde
    3 yaşındaki çocuklara göre kulaklık yok
  • 4:16 - 4:19
    çünkü kendilerini savunmaları beklenmiyor.
  • 4:21 - 4:23
    Bu, adaleti bir alay konusu yapıyor,
  • 4:23 - 4:25
    dava sistemini bir alay konusu yapıyor,
  • 4:25 - 4:28
    bir millet olarak kimliğimizi
    bir alay konusu haline geliyor.
  • 4:28 - 4:30
    Bunlar saçmalık.
  • 4:30 - 4:32
    Bunlar gaddarlık.
  • 4:32 - 4:34
    Bu akıl almaz bir şey.
  • 4:34 - 4:36
    Birtakım istatistiklere bakıyoruz
  • 4:36 - 4:38
    ama anlamanızı istiyorum,
  • 4:38 - 4:42
    bu sizin çocuklarınızı büyüten
    kahyanın başına geliyor.
  • 4:44 - 4:47
    Bu, evinize bakan
    bahçıvanın başına geliyor.
  • 4:48 - 4:51
    Bu, geçen hafta
    gittiğiniz lüks restoranda
  • 4:51 - 4:53
    bulaşıkları yıkayan adamın başına geliyor.
  • 4:55 - 4:59
    Bu, sabahları gazetenizi getiren
    insanların başına geliyor.
  • 4:59 - 5:00
    Bu sizin toplumunuz,
  • 5:00 - 5:04
    bunlar, sizinle birlikte yaşayan insanlar.
  • 5:05 - 5:07
    Size iyi davranan,
  • 5:07 - 5:08
    size saygıyla davranan,
  • 5:08 - 5:09
    çocuklarınıza bakan,
  • 5:09 - 5:11
    nine ve dedenize bakan insanlar.
  • 5:11 - 5:13
    Bu Luis, bu Laura,
  • 5:13 - 5:14
    bu Jaime.
  • 5:15 - 5:18
    Bu bir "Aman, bunlar
    sınırda oluyor" hikâyesi değil.
  • 5:18 - 5:21
    Bunlar şu anda toplumumuzda gerçekleşiyor
  • 5:24 - 5:25
    ve buradaki tehlike ise,
  • 5:25 - 5:29
    bir kere saçmalıkları ve gaddarlığı
    normalleştirmeye başladığınızda,
  • 5:29 - 5:31
    insanlar bu uygulamaların
    yasal olduğunu sanıyor.
  • 5:31 - 5:34
    Okul yönetim kurulu
    şunun gibi mektuplar gönderiyor:
  • 5:34 - 5:36
    "Sevgili ebeveyn,
  • 5:36 - 5:40
    çocuğunuzun yemekhaneye
    öğle yemeği borcu olduğu için
  • 5:40 - 5:43
    çocuğunuz alınıp
  • 5:43 - 5:44
    koruyucu aile sistemine verilebilir.
  • 5:44 - 5:46
    Bu, okul yönetimince gönderiliyor
  • 5:46 - 5:47
    çünkü insanlar şöyle düşünüyor:
  • 5:47 - 5:51
    "Bu bir caydırma yöntemi olabilir."
  • 5:53 - 5:55
    Bir uçağa bindiğinizde,
  • 5:56 - 5:59
    çocuklardan ve birinci sınıftan önce
  • 6:00 - 6:02
    üniformalı askerler vardır.
  • 6:04 - 6:06
    Onların bazıları göçmen.
  • 6:07 - 6:09
    Anlaşma şu: Orduya katıl,
  • 6:09 - 6:12
    döneminde hizmet et,
    onurlu bir şekilde terhis ol,
  • 6:12 - 6:13
    vatandaşlık al.
  • 6:14 - 6:16
    Bu anlaşmaları,
  • 6:16 - 6:18
    imzalandıktan sonra iptal ediyoruz.
  • 6:19 - 6:22
    Eğer bu askerler görevde ölürse
  • 6:22 - 6:26
    eşlerini ve bazen de
    çocuklarını sınır dışı ediyoruz.
  • 6:26 - 6:28
    Bunlar bizi koruyan insanlar.
  • 6:28 - 6:30
    Bunlar onurlandırdığımız insanlar.
  • 6:31 - 6:32
    Bunlar cesur olanlar.
  • 6:32 - 6:34
    Onlara bu şekilde davranıyoruz.
  • 6:34 - 6:37
    Onlar sınırı yasa dışı
    geçen insanlar değil.
  • 6:37 - 6:40
    Bu tür davranışa izin verdiğiniz zaman,
  • 6:40 - 6:44
    toplumda normalleşiyor
    ve toplumu parçalıyor.
  • 6:45 - 6:48
    Ülkeler çok çalışmayla
    ve göçmen gücü ile kuruldu.
  • 6:48 - 6:50
    Hepimiz göçmeniz.
  • 6:50 - 6:53
    Sadece farklı zamanlarda geldik.
  • 6:53 - 6:58
    Bu ülkenin ana işletmelerinin
    yüzde elli beşi
  • 6:58 - 7:01
    en başarılılarının, en değerlilerinin
    yüzde elli beşi
  • 7:01 - 7:05
    yabancı öğrenciler ya da göçmenler
    tarafından kuruldu.
  • 7:05 - 7:08
    Ya kurucu ya da ortak kuruculardı.
  • 7:08 - 7:11
    Ve işte son üç yılda,
  • 7:11 - 7:13
    dünyanın en iyi beyinlerine olan şey:
  • 7:13 - 7:15
    Yüzde kırk ikisi vize alamadı
  • 7:15 - 7:17
    veya almamayı tercih etti.
  • 7:17 - 7:20
    İşte bu şekilde ekonomiyi yok edersiniz.
  • 7:20 - 7:22
    Bu çocuklarla ve sınırlarla alakalı değil.
  • 7:23 - 7:24
    Bizimle alakalı.
  • 7:26 - 7:28
    İnsan olarak, bir millet
  • 7:29 - 7:31
    veya bir birey olarak bizimle alakalı.
  • 7:33 - 7:35
    Bu, soyut bir tartışma değil.
  • 7:38 - 7:40
    Çoğumuz şöyle düşünmeyi severiz:
  • 7:41 - 7:44
    Eğer Hitler'in zamanında olsaydık
  • 7:44 - 7:46
    sokaklarda olurduk,
  • 7:46 - 7:49
    ona karşı çıkardık,
    Mengele'yi durdururduk.
  • 7:49 - 7:50
    Çoğumuz şöyle düşünmeyi seviyor:
  • 7:51 - 7:53
    Eğer 60'larda olsaydık
  • 7:53 - 7:55
    Özgürlük Atlıları ile birlikte olurduk.
  • 7:55 - 7:58
    Selma'daki köprüde olurduk.
  • 7:58 - 7:59
    Biliyor musunuz?
  • 8:00 - 8:01
    İşte size fırsat.
  • 8:01 - 8:03
    Şimdi.
  • 8:03 - 8:06
    Büyük şeyler düşünüyorsunuz,
  • 8:06 - 8:07
    mesele, büyük eylemler değil,
  • 8:07 - 8:09
    mesele köprüyü engellemek
  • 8:09 - 8:11
    ya da kendini bir yere zincirlemek değil.
  • 8:12 - 8:15
    Mesele, günlük yaptığınız şeyler.
  • 8:15 - 8:16
    Harvard Sanat Müzesi,
  • 8:16 - 8:23
    sanatçıların göçle ve evlerini taşımakla
    ilgili düşünceleri üzerine bir sergi açtı.
  • 8:23 - 8:26
    İnsanlar sergiden çıktı,
    oldukça sarsılmışlardı.
  • 8:26 - 8:28
    Sonda beyaz boş bir duvar vardı.
  • 8:30 - 8:33
    Küratörler çok sık
    görülmeyen bir şey yaptı,
  • 8:33 - 8:34
    doğaçlama yaptılar.
  • 8:35 - 8:37
    Dört çizgi çizdiler ve içine
    iki kelime yerleştirdiler.
  • 8:38 - 8:39
    "Ben aitim."
  • 8:39 - 8:40
    Bu sergiyi ziyaret edebilir,
  • 8:40 - 8:42
    bunun önünde fotoğraf çekebilirsiniz.
  • 8:42 - 8:45
    Size, bunun insanlar üzerindeki
    etkisini anlatamam.
  • 8:45 - 8:47
    İnsanların çıkışını izledim,
  • 8:47 - 8:50
    bazıları resmin önünde oturdu,
  • 8:50 - 8:52
    fotoğraf çekti ve yüzlerinde
    büyük bir gülümseme vardı,
  • 8:53 - 8:55
    bazılarının gözlerinde ise yaşlar.
  • 8:55 - 8:57
    Bazıları yabancıları kucakladı
    ve içeri davet etti,
  • 8:57 - 8:59
    diğerleri ailelerini getirdi.
  • 9:02 - 9:06
    Küçük iyiliklerin etkileri büyüktür.
  • 9:07 - 9:09
    Bulunduğunuz toplumda,
  • 9:09 - 9:10
    aklınızın alamayacağı acılar var.
  • 9:11 - 9:16
    Bu yüzden, bir daha, "Onlar"dan olabilecek
    taksi şoförüne denk gelirseniz
  • 9:16 - 9:19
    artı bir beş lira daha verin.
  • 9:20 - 9:22
    Bir daha otel temizlikçisi gördüğünüzde,
  • 9:22 - 9:25
    ona teşekkür edin ve
    daha fazla bahşiş verin.
  • 9:26 - 9:28
    Bir daha bahçıvanınızı,
  • 9:28 - 9:30
    çocuk bakıcınızı gördüğünüzde,
  • 9:30 - 9:32
    böyle bir insan görürseniz
  • 9:32 - 9:34
    onlara içtenlikle sarılın
    ve ait olduklarını söyleyin.
  • 9:34 - 9:36
    Onları ait olduklarını hissettirin.
  • 9:37 - 9:38
    Büyük politikalar zamanı
  • 9:38 - 9:42
    ama aynı zamanda
    büyük kibarlıklar zamanı.
  • 9:43 - 9:45
    Çünkü kim olduğumuzu göstermeliyiz,
  • 9:45 - 9:47
    bu milleti göstermeliyiz.
  • 9:48 - 9:53
    Oturup da bu saçmalığı izleyemeyiz.
  • 9:53 - 9:54
    (Sesi titriyor)
  • 9:54 - 9:56
    Bunun durması gerekiyor,
    bunun şimdi durması gerekiyor.
  • 9:57 - 9:58
    Teşekkürler.
  • 9:58 - 10:03
    (Alkış)
Title:
ABD-Meksika sınırında insanlık için bir yalvarış
Speaker:
Juan Enriquez
Description:

Bu güçlü, kişisel konuşmada yazar ve akademisyen Juan Enriquez, bu soyut tartışmayı günümüze getirip göçmenlerin aitlik hissetmesi için her gün yapabileceğimiz şeyleri göstererek ABD-Meksika sınırındaki göç krizi hikayelerini paylaşıyor. "Bu çocuklar veya sınırlarla alakalı değil," diyor. "Bu bizimle alakalı. Biz, insanların, bir millet ve birey olarak kim olduğumuzla ilgili."

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
10:15

Turkish subtitles

Revisions