Return to Video

Öğretmenlerin duygusal sağlığını nasıl destekleyebiliriz?

  • 0:01 - 0:03
    Birçok öğretmen gibi
  • 0:03 - 0:05
    her yıl okulun ilk gününde,
  • 0:05 - 0:08
    öğrencilerimle bir çeşit
    kaynaşma faaliyeti gerçekleştiririm.
  • 0:09 - 0:12
    Nebraska, Lincoln'da
    Lincoln Lisesi'nde çalışıyorum
  • 0:12 - 0:16
    ve biz bölgedeki en eski ve bünyesinde
    farklılıkları en çok barındıran
  • 0:16 - 0:17
    liselerden biriyiz.
  • 0:18 - 0:20
    Ayrıca, bildiğimiz kadarıyla
  • 0:20 - 0:24
    dünyada maskotu Halkalar olan tek liseyiz.
  • 0:24 - 0:26
    Bir zincir misali.
  • 0:26 - 0:27
    (Gülüşmeler)
  • 0:27 - 0:30
    Bu maskotumuzun
  • 0:30 - 0:33
    binamızın önünde
    zincir gibi birbirine bağlanmış
  • 0:33 - 0:35
    dört halkadan oluşan
    bir heykeli bulunuyor.
  • 0:36 - 0:38
    Her halkanın bir anlamı var.
  • 0:39 - 0:41
    Geleneği, mükemmelliği,
  • 0:41 - 0:45
    birlik olmayı ve çeşitliliği
    temsil ederler.
  • 0:47 - 0:48
    Her yıl okulun ilk gününde
  • 0:48 - 0:53
    yeni dokuzuncu sınıflara
    o halkaların anlamlarını öğretirim
  • 0:53 - 0:55
    ve hepsine birer kağıt veririm.
  • 0:56 - 0:59
    O kağıda kendileri hakkında
    bir şey yazmalarını isterim.
  • 0:59 - 1:01
    Bu, sevdikleri, umdukları
  • 1:01 - 1:04
    kısaca kişiliklerini tanımlayan
  • 1:04 - 1:06
    herhangi bir şey olabilir.
  • 1:08 - 1:10
    Daha sonra elimdeki zımbayla
    sınıfta yürürüm
  • 1:10 - 1:12
    ve her kağıdı zincir yapmak için
  • 1:12 - 1:13
    birbirlerine zımbalarım.
  • 1:13 - 1:17
    O zinciri sadece dekorasyon olarak değil,
  • 1:18 - 1:21
    hepimizin birbirimize bağlı olduğunu
    hatırlatmak için de asarız.
  • 1:22 - 1:23
    Hepimiz birer halkayız.
  • 1:25 - 1:28
    Halkalardan biri zayıf düşerse ne olur?
  • 1:29 - 1:32
    Peki ya o zayıflık
  • 1:32 - 1:35
    zımbayı tutan kişideyse ne olur?
  • 1:36 - 1:39
    O bağları kurması gereken kişideyse.
  • 1:40 - 1:41
    Öğretmendeyse?
  • 1:43 - 1:46
    Öğretmenler olarak
    değişik ve zorlu koşullarda
  • 1:46 - 1:50
    bize gelen öğrencilere sosyal,
    duygusal ve akademik
  • 1:50 - 1:55
    destek sağlamak için her gün çalışıyoruz.
  • 1:57 - 1:58
    Birçok öğretmen gibi
  • 1:58 - 2:00
    benim de her gün evlerine gidip
  • 2:00 - 2:02
    velilerinin müthiş yemekler
  • 2:02 - 2:07
    hazırladığı mutfaktaki masaya
    oturan öğrencilerim var.
  • 2:09 - 2:12
    Akşam yemeğinde İngilizce dersinde
  • 2:12 - 2:14
    okudukları hikayeleri özetler
  • 2:14 - 2:17
    veya Newton'ın
    Hareket Kanunu'nu anlatırlar.
  • 2:19 - 2:24
    Aynı zamanda içlerinde evsizler barınağına
    veya yetimhanelere
  • 2:24 - 2:26
    giden öğrencilerim de var.
  • 2:26 - 2:29
    İçinde şu an ailelerinin yattığı
    arabaya gidiyorlar.
  • 2:31 - 2:33
    Okula sarsılmış bir halde geliyorlar
  • 2:33 - 2:36
    ve eve her gittiğimde
    ben de öyle hissediyorum.
  • 2:37 - 2:39
    Bu da öğretmenliğin zor kısmı işte.
  • 2:39 - 2:44
    Not verme, ders planlama ve toplantılar
  • 2:44 - 2:48
    bir öğretmenin zamanının çoğunu
    alsa da mesele bu değil.
  • 2:49 - 2:51
    Mesele, onlar için kontrol
    edemediğiniz şeyler,
  • 2:51 - 2:54
    okuldan ayrıldıklarında onlar için
  • 2:55 - 2:59
    değiştirmek istediğiniz fakat
    yapamadığınız onca şeydir.
  • 3:01 - 3:03
    Eğer hep böyle olsaydı
    ne olurdu merak ediyorum.
  • 3:03 - 3:06
    Metot derslerimizde bize,
  • 3:06 - 3:09
    iyi öğretim kavramının
    değiştiğinin öğretildiği
  • 3:09 - 3:13
    Georgia Üniversitesi'ndeki
    lisans dönemlerimi hatırlıyorum.
  • 3:13 - 3:15
    Biz, fabrikada bir mesleğe bağlı
  • 3:15 - 3:17
    iş gücüne gönderilecek
  • 3:17 - 3:20
    öğrenciler yetiştirmiyoruz.
  • 3:20 - 3:23
    Aksine, iletişim kurabilmeleri,
    iş birliği yapabilmeleri
  • 3:23 - 3:25
    ve problem çözebilmeleri
  • 3:25 - 3:28
    gereken bir mesleğe gönderiyoruz.
  • 3:28 - 3:32
    Bu öğretmen-öğrenci ilişkisinin,
  • 3:32 - 3:35
    bilgi veren ve bilgi alandan
  • 3:35 - 3:39
    daha güçlü bir şeye
    dönüşmesine neden oldu.
  • 3:40 - 3:46
    Dersler ve sessizce
    sıralarda oturmak artık yetersiz.
  • 3:47 - 3:50
    Öğrencilerimizle onların kendilerini
  • 3:50 - 3:53
    dünyaya bağlı olduklarını
    hissetmelerine yardımcı olmak adına
  • 3:53 - 3:56
    ilişki kurabilmemiz gerek.
  • 3:58 - 4:01
    Aklıma öğretmenliğimin
    ikinci senesi geliyor.
  • 4:01 - 4:03
    ''David'' diye bir öğrencim vardı.
  • 4:04 - 4:06
    O sene öğretmenliğimi
    gayet iyi yapmış gibi
  • 4:06 - 4:08
    hissettiğimi hatırlıyorum.
  • 4:08 - 4:10
    "Hey, öğretmenliğimin ilk
    senesinde değilim.
  • 4:10 - 4:12
    Ne yaptığımı biliyorum."
  • 4:14 - 4:16
    Okulun son gününde David'e
  • 4:16 - 4:18
    güzel bir yaz geçirmesini söyledim.
  • 4:19 - 4:22
    Koridorda yürürken onu izledim
  • 4:22 - 4:23
    ve kendi kendime düşündüm.
  • 4:23 - 4:26
    Daha çocuğun sesinin
    neye benzediğini bile bilmiyordum.
  • 4:28 - 4:31
    İşte o an bir şeyleri doğru
    yapmadığımı fark ettim.
  • 4:31 - 4:34
    Bunun üzerine öğretme şeklimi
    baştan sona değiştirdim.
  • 4:34 - 4:39
    Öğrencilerime, benimle ve
    birbirleriyle konuşmaları,
  • 4:39 - 4:41
    yazılı ve sözlü becerilerini
  • 4:41 - 4:44
    geliştirmeleri için birçok fırsat verdim.
  • 4:45 - 4:49
    O konuşmalar sayesinde sadece
    seslerini duymakla kalmadım,
  • 4:50 - 4:52
    acılarını da hissettim.
  • 4:53 - 4:56
    Bir sonraki sene David yine
    benim sınıfımdaydı.
  • 4:56 - 5:00
    Öğrendim ki babası kaçak göçmenmiş
  • 5:00 - 5:01
    ve sınır dışı edilmiş.
  • 5:03 - 5:05
    Okulda davranışlarını
    dışa vurmaya başladı
  • 5:05 - 5:08
    çünkü tek istediği şey
    ailesinin tekrar bir arada olmasıydı.
  • 5:09 - 5:13
    Birçok yönden onun acısını hissettim.
  • 5:14 - 5:18
    Beni dinleyecek ve bana destek olacak
    birisine ihtiyacım vardı,
  • 5:18 - 5:21
    böylece ona içinde bulunduğu
    ve benim idrak bile edemediğim
  • 5:21 - 5:26
    bu konuda destek olabilirdim.
  • 5:28 - 5:30
    Bu ihtiyacın
  • 5:30 - 5:34
    korkunç bir suç mahaline
    tanık olan polis memurlarının
  • 5:34 - 5:37
    ve hastasını kaybeden hemşirelerin de
    ihtiyacı olduğunun farkına vardık.
  • 5:39 - 5:41
    Ancak sıra uzmanlara öğretmeye gelince
  • 5:42 - 5:44
    o aciliyet gecikiyor.
  • 5:46 - 5:48
    Öğrencilerin, öğretmenlerin, yöneticilerin
  • 5:48 - 5:51
    yardımcı uzmanların
    ve diğer tüm destek ekiplerinin
  • 5:51 - 5:56
    zihinsel sağlık desteklerine ulaşımlarının
  • 5:56 - 6:02
    kullanışlı ve makul olması
    bence harika bir şey.
  • 6:03 - 6:05
    Biz durmadan başkalarına yardım ederken
  • 6:05 - 6:10
    genellikle bu günde
    25 ile 125 öğrenci arasında değişir,
  • 6:10 - 6:14
    duygusal kumbaralarımız
    devamlı olarak boşalıyor.
  • 6:15 - 6:18
    Bir süre sonra
    o kadar tükenmiş olabiliyor ki
  • 6:18 - 6:22
    artık daha fazla katlanamıyoruz.
  • 6:23 - 6:25
    Öğrencilerimizin
    her gün bizimle paylaştıkları
  • 6:25 - 6:28
    bu travmaları özümsediğimiz bu konsept,
  • 6:28 - 6:33
    "ikincil travma" ve "merhamet yorgunluğu"
    olarak adlandırılıyor.
  • 6:35 - 6:36
    Bir süre sonra
  • 6:36 - 6:41
    hepsinin ağırlığıyla ruhlarımız bunalıyor.
  • 6:43 - 6:46
    Nebraska Üniversitesi'ndeki
    Buffet Enstitüsü geçtiğimiz günlerde
  • 6:46 - 6:49
    çoğu öğretmenin %86'sının
  • 6:49 - 6:52
    erken çocukluk dönemi boyunca
  • 6:52 - 6:57
    bazı depresif belirtiler
    deneyimlediklerini buldular.
  • 6:58 - 7:00
    Yaklaşık olarak her onundan birinin,
  • 7:00 - 7:04
    klinik olarak ciddi depresif semptomlar
    bildirdiği bulundu.
  • 7:06 - 7:09
    Meslektaşlarımla etkileşimlerim
    ve tecrübelerim
  • 7:09 - 7:12
    bunun bütün sınıflarda
    evrensel bir mücadele
  • 7:12 - 7:14
    olduğunu düşündürüyor.
  • 7:17 - 7:18
    Neyi kaçırıyoruz?
  • 7:19 - 7:23
    Neyin zinciri kırmasına izin veriyoruz ve
    nasıl tamir edebiliriz?
  • 7:25 - 7:26
    Kariyerimde,
  • 7:26 - 7:28
    iki öğrencinin
  • 7:28 - 7:32
    ve onları çok seven
  • 7:33 - 7:35
    harika bir öğretmenin intiharına,
  • 7:37 - 7:41
    sayısız evsiz öğrenciye
  • 7:41 - 7:45
    ve adalet sistemine girip çıkan
    çocuklara tanık oldum.
  • 7:46 - 7:47
    Bu olaylar olurken
  • 7:47 - 7:52
    protokol diyordu ki "konuşacak birine
    ihtiyacınız varsa o zaman..."
  • 7:52 - 7:54
    Ben de dedim ki bu yeterli değil.
  • 7:56 - 7:57
    Çok şanslıyım.
  • 7:57 - 8:01
    Harika bir önderlikle
    muhteşem bir okulda çalışıyorum.
  • 8:02 - 8:04
    Çok sağlam ortaklıklarla
    ve topluluk kurumlarıyla
  • 8:04 - 8:08
    büyük bir bölgeye hizmet veriyorum.
  • 8:08 - 8:11
    Sayıları durmadan artan
  • 8:11 - 8:14
    rehber öğretmenler
    ve terapistler sağladılar
  • 8:14 - 8:18
    ve öğrencilere yardım etmeleri için
    personele destek verdiler.
  • 8:19 - 8:23
    İstihdam planımızın bir parçası olarak
    ücretsiz danışma eğitimine erişimi olan
  • 8:23 - 8:25
    personel bile sağlıyorlar.
  • 8:27 - 8:30
    Birçok küçük ilçe ve hatta
    bazı büyük ilçeler bile
  • 8:30 - 8:33
    faturalarını yardımsız ödeyemiyor.
  • 8:37 - 8:38
    (Nefes verir)
  • 8:41 - 8:47
    Her okul sadece sosyal ve duygusal
    destek personeline değil,
  • 8:47 - 8:51
    binanın gereksinimlerini karşılayabilecek
    eğitimli profesyonellere de ihtiyaç duyar.
  • 8:51 - 8:56
    Sadece öğrenciler ve öğretmenler değil,
    her ikisi de olmalı.
  • 8:57 - 8:59
    Ayrıca bu eğitimli profesyonellere
  • 8:59 - 9:02
    travmaya en yakın olanları
    bilinçli olarak aramaları
  • 9:02 - 9:05
    ve onlarla ilgilenmeleri için
    ihtiyacımız var.
  • 9:06 - 9:09
    Birçok okul yaptığımız işin
  • 9:09 - 9:10
    düpedüz zor olduğunu kabul ederek
  • 9:10 - 9:13
    boşlukları doldurmak için
  • 9:13 - 9:14
    ellerinden geleni yapıyor.
  • 9:16 - 9:18
    Lincoln'deki bir başka okul olan
    Schoo Orta Okulu'nda
  • 9:18 - 9:20
    "Sağlık Çarşambaları" dedikleri bir
    günleri var.
  • 9:21 - 9:23
    Topluluğa yoga
    öğretmenlerini çağırıyorlar,
  • 9:24 - 9:26
    öğle yemeği sırasında
    semt etrafındaki yürüyüşlere
  • 9:26 - 9:30
    ve insanları bir araya getirmek için
    organize edilen sosyal etkinliklere
  • 9:30 - 9:31
    sponsorluk ediyorlar.
  • 9:32 - 9:35
    Louisiana, Zachary'daki
    Zachary İlkokulu'nun
  • 9:35 - 9:38
    "Hafta Ortası Buluşması" adını verdikleri,
  • 9:38 - 9:40
    öğretmenleri öğle yemeğine
    davet ettikleri
  • 9:40 - 9:43
    ve iyi giden, kalplerine
    ağır gelen şeyleri
  • 9:43 - 9:46
    konuştukları bir uygulaması var.
  • 9:48 - 9:53
    Bu okullar,
    önemli konuşmalar için yer açıyor.
  • 9:54 - 9:57
    Son olarak
    arkadaşım ve meslektaşım Jen Highstreet,
  • 9:57 - 9:59
    bir meslektaşına onların çok çalıştığını
  • 9:59 - 10:01
    ve başkalarıyla paylaştığı
    kalbini gördüğünü bildiren
  • 10:01 - 10:04
    cesaretlendirici bir not yazmak için
  • 10:04 - 10:06
    her gün beş dakikasını ayırıyor.
  • 10:07 - 10:09
    Bu beş dakikanın
  • 10:09 - 10:11
    okulumuz genelinde
  • 10:11 - 10:14
    paha biçilemez ve güçlü bir
    dalga etkisi olabileceğini biliyor.
  • 10:16 - 10:22
    Sınıfımda asılı olan bu zincir
    bir dekorasyondan daha fazlası.
  • 10:23 - 10:26
    Bu halkalar, öğrencilerimizin
    koridorlarda yürüdükleri
  • 10:26 - 10:29
    dört yıl boyunca
    başımızın üstünde asılı kalır.
  • 10:30 - 10:31
    Her yıl,
  • 10:31 - 10:36
    son sınıf öğrencilerim
    340 numaralı sınıfıma geldiklerinde,
  • 10:36 - 10:39
    hâlâ halkaların nerede
    asılı olduğunu gösterebiliyorlar.
  • 10:40 - 10:42
    Üzerine ne yazdıklarını hatırlıyorlar.
  • 10:43 - 10:47
    Bağlı ve desteklenmiş hissediyorlar.
  • 10:47 - 10:49
    Umutlular.
  • 10:50 - 10:52
    Tüm ihtiyacımız olan bu değil mi?
  • 10:53 - 10:56
    Bize ulaşacak ve iyi olduğumuzdan
    emin olacak,
  • 10:57 - 10:59
    bizi kontrol edip
  • 10:59 - 11:03
    bizim bir halka olduğumuzu
    bize hatırlatacak birisi.
  • 11:05 - 11:08
    Arada sırada hepimizin zımbayı tutmak için
  • 11:08 - 11:10
    biraz yardıma ihtiyacı var.
  • 11:11 - 11:13
    Teşekkür ederim.
Title:
Öğretmenlerin duygusal sağlığını nasıl destekleyebiliriz?
Speaker:
Sydney Jensen
Description:

Öğretmenler çocuklarımızı duygusal olarak destekliyor - ama öğretmenlerimizi kim destekliyor? Bu göz açıcı konuşmada, eğitimci Sydney Jensen öğretmenlerin nasıl "ikincil travma" (öğrencilerinin deneyimlerinin duygusal ağırlığını emdikleri fikri) riski altında olduğunu araştırıyor ve okulların herkesin zihinsel sağlığını ve sağlığını desteklemek için nasıl yaratıcı olabileceğini gösteriyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
11:31

Turkish subtitles

Revisions