Return to Video

Fiyata, inovasyona ve ekonomiyi güçlü kılanlara dürüst bir bakış

  • 0:01 - 0:03
    Değer yaratma.
  • 0:03 - 0:04
    Zenginlik yaratma.
  • 0:04 - 0:06
    Bunlar gerçekten güçlü ifadeler.
  • 0:06 - 0:08
    Belki finans konusunu,
    inovasyon konusunu,
  • 0:08 - 0:10
    yaratıcılık konusunu düşünürsünüz.
  • 0:10 - 0:12
    Peki ama değer yaratıcıları kimler?
  • 0:12 - 0:16
    Bu terimi kullanıyorsak bazı insanların
    değer yaratmadığını da ima ediyoruzdur.
  • 0:16 - 0:17
    Kim onlar?
  • 0:17 - 0:19
    TV bağımlıları mı?
  • 0:19 - 0:21
    Değer hortumcuları mı?
  • 0:21 - 0:23
    Değer yok edicileri mi?
  • 0:23 - 0:27
    Doğrusu bu soruyu cevaplamak için
    iyi bir değer teorimizin olması şart.
  • 0:27 - 0:29
    Bir ekonomist olarak, size bu konuda
  • 0:29 - 0:33
    biraz yolumuzu kaybetmiş olduğumuzu
    haber vermek için buradayım.
  • 0:33 - 0:35
    O kadar da şaşırmayın.
  • 0:35 - 0:38
    Demek istediğim,
    bunu tartışmayı bıraktık.
  • 0:38 - 0:41
    Değer yaratma ve değer hortumlama
    arasındaki fark hakkında,
  • 0:41 - 0:45
    üretken olan ve olmayan
    faaliyetler arasındaki fark hakkında
  • 0:45 - 0:47
    çetin sorular sormayı bıraktık.
  • 0:47 - 0:49
    Burada size bazı içerikler vereyim.
  • 0:49 - 0:53
    Zamanımızın en büyük ekonomik
    krizlerinin birinden,
  • 0:53 - 0:57
    ki 1929 Büyük Buhrandan sonra
    ikinci en büyük ekonomik krizdir,
  • 0:57 - 0:59
    yaklaşık bir buçuk yıl sonra, 2009 yılıydı
  • 0:59 - 1:02
    ve Goldman Sachs CEO'su dedi ki:
  • 1:02 - 1:06
    "Goldman Sachs çalışanları
    dünyanın en üretken çalışanlarıdır."
  • 1:06 - 1:08
    Bir ekonomist için
    verimlilik ve üretkenliğin
  • 1:08 - 1:10
    değerle çok ilgisi vardır.
  • 1:10 - 1:11
    Bir şeyler üretiyorsunuz,
  • 1:11 - 1:14
    dinamik ve verimli bir şekilde
    üretiyorsunuz.
  • 1:14 - 1:17
    Dünyanın ihtiyaç duyduğu, istediği
    ve satın aldığı şeyler üretiyorsunuz.
  • 1:18 - 1:21
    Krizden sadece bir yıl sonra
    bu nasıl söylenebilirdi
  • 1:21 - 1:24
    çünkü bu bankayla birlikte
    birçok banka krizin merkezindeydi
  • 1:24 - 1:26
    -burada Goldman Sachs'ı
    öylesine seçiyorum-
  • 1:26 - 1:29
    ve genelde ev kredisiyle ilgili
    ama sadece onlarla kalmayan
  • 1:29 - 1:33
    ve bazı ciddi sorunları olan finansal
    ürünler üretmişken
  • 1:34 - 1:37
    ve binlerce insan evini kaybetmişken
    bu nasıl söylenebilirdi.
  • 1:37 - 1:42
    Eylül 2010'da, sadece bir ayda
  • 1:42 - 1:46
    120 bin kişi krizdeki hacizler
    nedeniyle evini kaybetti.
  • 1:46 - 1:49
    2007 ve 2010 arasında,
  • 1:49 - 1:52
    8.8 milyon kişi işini kaybetti.
  • 1:52 - 1:56
    Bankalar, vergi mükelleflerinden gelen
  • 1:56 - 1:59
    toplam 10 milyar dolarla kurtarıldı.
  • 1:59 - 2:03
    Vergi ödeyenlerin, değer yaratıcısıyım
    diyerek caka sattığını duymadık
  • 2:03 - 2:04
    ama şu çok açık ki,
  • 2:04 - 2:06
    bu en büyük değer yaratıcısı şirketlerden
  • 2:06 - 2:09
    birini kurtardıkları için
    caka satmalıydılar.
  • 2:09 - 2:12
    Şimdi biraz kendimize yolumuzu
    nasıl kaybettiğimizi sorarak
  • 2:12 - 2:13
    devam etmek istiyorum.
  • 2:13 - 2:15
    Böyle bir açıklama nasıl oldu da
  • 2:15 - 2:17
    neredeyse hiç dikkat çekmedi,
  • 2:17 - 2:21
    yemekte yapılan bir espri değildi,
    çok ciddi söylenmişti.
  • 2:21 - 2:26
    Bu nedenle sizi iktisat felsefesinde
    300 yıl geriye götürmek istiyorum,
  • 2:26 - 2:28
    yani, bu terimin gerçekten
    tartışıldığı zamanlara.
  • 2:28 - 2:31
    Haklı olup olmadıkları anlamında değil
  • 2:31 - 2:34
    fakat kendinize hemen bir değer
    veya zenginlik yaratıcısı diyemezdiniz.
  • 2:34 - 2:37
    İktisat alanında pek çok tartışma vardı.
  • 2:37 - 2:39
    Yolumuzu biraz kaybettiğimizi,
  • 2:39 - 2:43
    "zenginlik yaratma" ve "değer" gibi
    terimlerin çok zayıfladığı, gevşediği
  • 2:43 - 2:45
    ve bu durumun onların
    kolayca gasp edilmelerine
  • 2:45 - 2:48
    imkân verdiğini ileri sürüyorum.
  • 2:48 - 2:51
    Değil mi? Peki başlayalım,
    bunu söylemeyi sevmiyorum.
  • 2:51 - 2:52
    300 yıl önceydi.
  • 2:52 - 2:55
    300 yıl önce ilginç olan şey
  • 2:55 - 2:58
    toplumun hâlâ tarım tipi toplum olmasıydı.
  • 2:58 - 3:01
    Bu nedenle, Fizyokratlar
    olarak adlandırılan
  • 3:01 - 3:03
    dönemin iktisatçılarının
    dikkatlerinin merkezine
  • 3:03 - 3:05
    tarımsal iş gücünü koyması
    şaşırtıcı değildi.
  • 3:05 - 3:08
    "Değer nereden geliyor?" diye sorulduğunda
  • 3:08 - 3:10
    çiftçiliğe bakıyorlardı.
  • 3:10 - 3:12
    Ve dünyanın ilk tablosu
    olduğunu düşündüğüm
  • 3:12 - 3:15
    "Tableau Economique" i oluşturdular,
  • 3:15 - 3:19
    bu, hareketin liderlerinden olan
    François Quesnay tarafından yapıldı.
  • 3:19 - 3:21
    Bu çok ilginçti
  • 3:21 - 3:23
    çünkü sadece
    "Değerin kaynağı tarımdır" demediler,
  • 3:24 - 3:27
    o zamanlar bu değere, üretildikten
    sonra ne olacağı konusunda da
  • 3:27 - 3:28
    çok endişeliydiler.
  • 3:28 - 3:30
    Tableau Economique'in yaptığı şey,
  • 3:30 - 3:32
    bunu sizin için biraz
    basitleştirmeye çalıştım,
  • 3:32 - 3:35
    toplumu üç sınıfa ayırmaktı.
  • 3:35 - 3:38
    Değer yaratıcısı olarak "üretici sınıf"
    adını verdikleri çiftçiler.
  • 3:38 - 3:40
    Sonra, sadece bu değerin
    bir kısmını aktaran
  • 3:41 - 3:42
    fakat yararlı, gerekli olan diğerleri,
  • 3:42 - 3:43
    yani tüccarlar vardı
  • 3:43 - 3:46
    ve bunlara da "mülk sahipleri" dediler.
  • 3:46 - 3:50
    Sonra basitçe, mevcut bir varlık için,
    toprak için, çiftçilere ücret belirleyen
  • 3:50 - 3:51
    diğer bir sınıf vardı
  • 3:51 - 3:54
    ve onlara da "steril sınıf" dediler.
  • 3:54 - 3:58
    Ne anlama geldiğini düşünürsek
    bu çok ağır bir terim:
  • 3:58 - 4:02
    Yani kaynakların çok büyük bir kısmı
    tarla sahiplerine gidecek olursa
  • 4:02 - 4:06
    sistemin yeniden üretme kapasitesini
    riske atmış olurdunuz.
  • 4:06 - 4:09
    Bütün bu küçük oklar, onların
    simülasyon yapma şekli,
  • 4:10 - 4:13
    tekrar, tablolar ve simülasyonlar,
    bu adamlar büyük veriyi kullanıyordu,
  • 4:14 - 4:17
    farklı senaryolarda ne olacağını
    gerçekten gösteriyorlardı,
  • 4:17 - 4:19
    eğer servet, o toprağı daha
    verimli kılmak için
  • 4:19 - 4:22
    yatırım olarak tekrar üretime dönmezse,
  • 4:22 - 4:25
    türlü yollarla hortumlanırsa,
  • 4:25 - 4:28
    ve hatta mülk sahipleri
    çok aşırı pay alırsa ne olurdu.
  • 4:28 - 4:30
    Daha sonra 1800'lere gelindiğinde
  • 4:30 - 4:32
    artık Tarım Devrimi değil
  • 4:32 - 4:34
    Sanayi Devrimi zamanıydı.
  • 4:34 - 4:37
    Adam Smith, David Ricardo
    ve devrimci Karl Marx'tan oluşan
  • 4:37 - 4:39
    klasik iktisatçılar da
  • 4:39 - 4:42
    "Değer nedir?" sorusunu sordular.
  • 4:43 - 4:46
    Ancak makinelerin ve fabrikaların
    yükselişte olduğu bir çağda
  • 4:46 - 4:48
    cevaplarının endüstriyel iş gücü olması
  • 4:48 - 4:50
    şaşırtıcı değildi.
  • 4:50 - 4:53
    Böylece emek değer teorisini oluşturdular.
  • 4:53 - 4:56
    Ama merkeze yine yeniden üretimi koydular,
  • 4:56 - 4:58
    eğer yaratılan değer hortumlanırsa
  • 4:58 - 5:00
    ne olacağı gerçek bir endişeydi.
  • 5:00 - 5:02
    Adam Smith
    "Ulusların Zenginliği" kitabında
  • 5:02 - 5:05
    çok iyi bir örnek olan
    toplu iğne fabrikası örneğini verir.
  • 5:05 - 5:08
    Eğer iğnenin tüm parçalarını
    tek bir kişi yaparsa
  • 5:08 - 5:11
    günde en fazla bir iğne yapar
  • 5:11 - 5:15
    ama fabrika üretimine yatırım yapar
    ve iş bölümü uygularsanız --
  • 5:15 - 5:16
    bu yeni bir düşünceydi,
  • 5:16 - 5:19
    günümüzde "kurumsal inovasyon"
    terimini kullanırız --
  • 5:19 - 5:21
    o zaman üretkenliği, büyümeyi
  • 5:21 - 5:23
    ve ulusların zenginliğini
    artırabilirdiniz.
  • 5:23 - 5:26
    Yani, insani sermayelerine
    yatırım yapılmış
  • 5:26 - 5:28
    uzmanlaşmış 10 vasıflı işçiyle
  • 5:28 - 5:30
    günde 4.800 iğne üretebilirdiniz,
  • 5:30 - 5:33
    vasıfsız bir işçiyle ise sadece bir tane.
  • 5:34 - 5:36
    Adam Smith
    ve klasik iktisatçı meslektaşları
  • 5:36 - 5:40
    ayrıca faaliyetleri, üretken olanlar
    ve olmayanlar olarak ayırmıştır.
  • 5:40 - 5:40
    (Kahkahalar)
  • 5:40 - 5:42
    Üretken olmayan faaliyetler,
  • 5:42 - 5:45
    galiba çoğunuz, bu listede olduğunuz
    için gülüyorsunuz, değil mi?
  • 5:45 - 5:47
    (Kahkahalar)
  • 5:48 - 5:50
    Avukatlar! Sanırım avukatlar
    konusunda haklıydı.
  • 5:50 - 5:54
    Profesörler kesinlikle değil,
    her türden edebiyatçılar.
  • 5:54 - 5:57
    Yani avukatlar, profesörler,
    dükkancılar, müzisyenler.
  • 5:57 - 5:59
    Operadan nefret ettiği apaçık ortada.
  • 5:59 - 6:01
    Kitabı yazmadan önceki gece,
  • 6:01 - 6:04
    hayatındaki en kötü gösteriyi
    izlemiş olmalı.
  • 6:04 - 6:05
    Listede opera ile ilgili
  • 6:05 - 6:07
    en az üç meslek var.
  • 6:07 - 6:09
    Ama bu bir "Bunları yapmayın"
    söylemi değildi.
  • 6:09 - 6:12
    Bu sadece "Kritik önemde olan
    değerin kaynağının
  • 6:12 - 6:16
    yani endüstriyel iş gücünün üretkenliğinin
  • 6:16 - 6:18
    nasıl artırılacağını düşünmeden
  • 6:18 - 6:22
    ekonomideki bazı bölümlerin
    aşırı büyümesine izin verirsek ne olur?"
  • 6:22 - 6:24
    fikrinin sorgulanmasıydı.
  • 6:24 - 6:27
    Yine, kendinize bu doğru mu
    yoksa yanlış mı diye sormayın.
  • 6:27 - 6:28
    Bu zaten çok tartışıldı.
  • 6:28 - 6:30
    Bu listeleri yapmak,
  • 6:30 - 6:33
    onları bazı ilginç sorular
    sormaya zorladı.
  • 6:33 - 6:37
    Onların odağında,
    Fizyokratların odağında,
  • 6:37 - 6:40
    aslında nesnel üretim koşulları vardı.
  • 6:40 - 6:42
    Örneğin, sınıf çatışmasına da eğildiler.
  • 6:42 - 6:44
    Onların anlayışında ücretler,
  • 6:44 - 6:46
    nesnel güç ilişkileri ile bağlantılıydı,
  • 6:46 - 6:50
    yani, sermaye ve emeğin pazarlık gücüyle.
  • 6:50 - 6:53
    Yine söylüyorum, mesele,
    fabrikalar, makineler, iş bölümü,
  • 6:54 - 6:56
    tarım arazileri ve ona ne olduğu idi.
  • 6:56 - 6:58
    Sonra büyük devrim geldi
  • 6:59 - 7:02
    ve yeri gelmişken, bu ekonomi
    derslerinde pek anlatılmaz,
  • 7:02 - 7:05
    büyük devrim şu anda içinde
    olduğumuz sistemde oldu
  • 7:05 - 7:07
    ve iktisat alanında buna
  • 7:07 - 7:09
    "neoklasik ekonomi" adı verilir
  • 7:09 - 7:12
    ve bu durum, mantığı tamamen değiştirdi.
  • 7:12 - 7:14
    Değişim iki biçimde oldu.
  • 7:14 - 7:17
    Merkeze nesnel koşullar yerine
    öznel koşullar geldi.
  • 7:18 - 7:20
    Bundan ne kastediyorum açıklayayım.
  • 7:20 - 7:21
    Nesnel, anlattığım şekildeydi.
  • 7:21 - 7:23
    Öznel ise bir anlamda,
  • 7:23 - 7:27
    bütün dikkati farklı türden bireylerin
    kararlarını nasıl verdiğine çevirmekti.
  • 7:28 - 7:32
    Yani işçiler verdikleri zamana karşı
    iş seçimini en iyi şekilde yapar.
  • 7:32 - 7:35
    Tüketiciler sözde maksimum fayda sağlar
  • 7:35 - 7:37
    ve bu bir mutluluk aracıdır
  • 7:37 - 7:39
    ve firmalar da kârlarını maksimize eder.
  • 7:39 - 7:42
    Bunun arkasındaki fikir böyleydi,
  • 7:42 - 7:45
    sonra bunu birleştirirsek
    neye dönüştüğünü görüyoruz
  • 7:45 - 7:48
    ve bu bildiğiniz, fiyat,
    denge fiyatı gösteren
  • 7:48 - 7:49
    güzel, havalı
  • 7:49 - 7:51
    arz talep eğrisi.
  • 7:51 - 7:54
    Bu bir denge fiyatı ve biz buna
    birçok Newton fiziği denklemi
  • 7:54 - 7:56
    eklediğimiz için
  • 7:56 - 7:59
    prensipleri oluşturmada
    ağırlık merkezi çok rol oynar.
  • 8:00 - 8:01
    Ama buradaki ikinci nokta,
  • 8:01 - 8:05
    denge fiyatı ya da fiyatlarının
    değeri göstermesidir.
  • 8:05 - 8:08
    Böylece buradaki devrim
    nesnelden öznele geçiştir
  • 8:08 - 8:11
    ancak mantık da artık
    değerin ne olduğu değil,
  • 8:11 - 8:14
    nasıl belirlendiğiydi,
  • 8:14 - 8:16
    ekonominin yeniden üretme potansiyeli,
  • 8:16 - 8:19
    tam ters yöne gitmekten ziyade,
  • 8:19 - 8:20
    fiyat teorisine gitmekti.
  • 8:20 - 8:22
    Değeri gösteren şey,
  • 8:22 - 8:24
    fiyat ve değiş tokuş teorisiydi.
  • 8:24 - 8:25
    Bu çok büyük bir değişim.
  • 8:26 - 8:29
    Bu sadece çok eğlenceli bir
    akademik antrenman değildir.
  • 8:29 - 8:31
    Büyümeyi nasıl ölçtüğümüzü,
  • 8:31 - 8:34
    hangi faaliyetleri fazla
    hangilerini az yaparak
  • 8:34 - 8:35
    ekonomiyi nasıl yönlendireceğimizi,
  • 8:35 - 8:39
    ayrıca bazı faaliyetleri diğerlerinden
    nasıl fazla sayacağımızı da etkiler.
  • 8:39 - 8:41
    Ayrıca şöyle düşünmenizi de sağlar:
  • 8:41 - 8:45
    Değer yaratıcısı olup olmamanıza
    göre yataktan mutlu kalkıyor musunuz
  • 8:45 - 8:49
    ve eğer bunu siz belirlemiyorsanız
    fiyat sisteminin kendisi nasıl?
  • 8:49 - 8:53
    Bunun çıktılar konusunda düşüncemizi
    nasıl etkilediğini söyledim.
  • 8:53 - 8:54
    Örneğin, GSYİH'ye
  • 8:54 - 8:56
    sadece fiyatı olan
    faaliyetleri dahil edersek
  • 8:56 - 8:59
    pek çok garabet durum oluşur.
  • 9:00 - 9:02
    Aslında feminist ekonomistler
    ve çevreci ekonomistler
  • 9:02 - 9:04
    bu konuda epeyce şey yazdı.
  • 9:04 - 9:05
    Size bazı örnekler vereyim.
  • 9:06 - 9:09
    Eğer çocuk bakıcınızla evlenirseniz
    GSYİH düşer, yani bunu yapmayın.
  • 9:09 - 9:12
    Ayartmaya kapılıp bunu yapmayın, tamam mı?
  • 9:12 - 9:16
    Çünkü daha önce para karşılığı
    yapılan bir faaliyet, yine yapılır
  • 9:16 - 9:17
    ama artık para ödenmez.
  • 9:17 - 9:18
    (Kahkahalar)
  • 9:18 - 9:20
    Çevreyi kirletirseniz GSYİH yükselir.
  • 9:20 - 9:23
    Yine de yapmayın ama yaparsanız
    ekonomiye katkınız olur.
  • 9:23 - 9:26
    Neden? Çünkü onu temizlemesi için
    birilerine ödeme yapmamız gerekir.
  • 9:26 - 9:29
    Ayrıca çok ilginç olan bir şey de
    GSYİH'daki finans sektörü,
  • 9:29 - 9:31
    yani, finansa ne olduğu.
  • 9:32 - 9:34
    Bu arada, bu durum
    birçok ekonomistin bilmemesine
  • 9:34 - 9:36
    hep şaşırdığım bir şey.
  • 9:36 - 9:37
    1970'e kadar,
  • 9:37 - 9:41
    finans sektörünün çoğu
    GSYİH'ya dahil bile edilmiyordu.
  • 9:41 - 9:44
    Buna dolaylı bir şekilde,
    belki fark etmeden,
  • 9:44 - 9:47
    yeni bir şey üretmeyen, bir şeyleri
    taşıyıp duran bir sektör olarak görüp
  • 9:47 - 9:50
    hâlâ Fizyokratların gözünden bakıyorlardı.
  • 9:50 - 9:54
    Yani hesaplara sadece açık ve net bir
    fiyatı olan faaliyetler dahil ediliyordu.
  • 9:54 - 9:58
    Örneğin, gidip konut kredisi alsanız
    sizden bir ücret alınırdı.
  • 9:58 - 10:01
    Bu ücret, GSYİH, milli gelir ve
    ürün hesaplamasına girerdi.
  • 10:01 - 10:04
    Ama örneğin, net faiz ödemeleri
    buna girmezdi,
  • 10:04 - 10:08
    bu, bankaların size kredi verdiğinde
    faizden kazandığı ile
  • 10:08 - 10:11
    mevduatlar için ödediği faizler
    arasındaki farktır.
  • 10:11 - 10:12
    Bunlar dahil edilmiyordu.
  • 10:12 - 10:16
    Böylece, hesapları tutan insanlar
    bazı verilere bakmaya başladı,
  • 10:16 - 10:18
    finansın hacminin
  • 10:18 - 10:20
    ve bu faiz ödemelerinin
  • 10:20 - 10:22
    önemli oranda arttığını gördü
  • 10:22 - 10:24
    ve buna "bankacılık problemi"
    adını verdiler.
  • 10:24 - 10:26
    Bunlar Birleşmiş Milletler'de,
  • 10:26 - 10:30
    Systems of National Accounts adlı
    bir grupta çalışan insanlardı.
  • 10:30 - 10:32
    Buna "bankacılık problemi" dediler.
  • 10:32 - 10:35
    "Aman Tanrım, bu şey çok büyük
    ve biz onu dahil bile etmiyoruz" dediler.
  • 10:35 - 10:38
    Durup "Tableau Economique" yapmak
  • 10:38 - 10:41
    ya da fiilen ne olduğuyla ilgili
  • 10:41 - 10:44
    klasiklerin de sorduğu
    temel soruları sormak,
  • 10:44 - 10:47
    ekonomideki farklı tür faaliyetlerin
    arasındaki iş bölümünü düşünmek yerine
  • 10:47 - 10:50
    sadece bu net faiz ödemelerine
    öylece bir isim verdiler.
  • 10:50 - 10:53
    Ticari bankalar da bunu
    NIPA hesaplarına giren
  • 10:53 - 10:55
    "finansal aracılık" olarak adlandırdı.
  • 10:55 - 10:59
    Yatırım bankaları ise
    "risk alan faaliyetler" dedi
  • 10:59 - 11:00
    ve böylece hesaba girdi.
  • 11:00 - 11:02
    Bunu iyi bir şekilde açıklamadıysam,
  • 11:02 - 11:05
    ekonominin geri kalanını
    gösteren mavi çizgiye kıyasla
  • 11:05 - 11:07
    şu kırmızı çizgi,
    bütün finansal aracılığın
  • 11:07 - 11:10
    ne kadar çabuk büyüdüğünü gösteriyor
  • 11:11 - 11:13
    Bu oldukça sıra dışıydı
  • 11:13 - 11:15
    çünkü aslında ne olmuştu
    ve bugün ne biliyoruz,
  • 11:15 - 11:18
    bunlar hakkında yazan
    farklı insanlar var.
  • 11:18 - 11:20
    Buradaki veri
    İngiltere Merkez Bankası'ndan,
  • 11:20 - 11:22
    1970 ve 80'lerden itibaren
  • 11:22 - 11:24
    finansın gerçekte yaptığı şey
  • 11:24 - 11:27
    temelde kendini finanse etmek:
  • 11:27 - 11:29
    Finansın finansı finanse etmesi.
  • 11:29 - 11:32
    Bununla kastettiğim;
    finans, sigorta ve gayrimenkul.
  • 11:32 - 11:34
    Aslında İngiltere'de
  • 11:34 - 11:37
    finansın yüzde 10-20 arasındaki kısmı
  • 11:37 - 11:39
    gerçek ekonomiye, endüstriye gidiyor
  • 11:39 - 11:42
    yani ,enerji, ilaç, bilişim
  • 11:42 - 11:44
    sektörlerine yöneliyor
  • 11:44 - 11:48
    fakat büyük bir kısmı FIRE
    diye kısaltılan şeylere dönüyor:
  • 11:48 - 11:50
    Finansa, sigortaya ve gayrimenkule.
  • 11:50 - 11:52
    Yangın anlamına gelen
    FIRE denmesi çok uymuş.
  • 11:52 - 11:56
    Bu ilginç çünkü aslında,
  • 11:56 - 11:59
    finans iyidir ya da kötüdür demiyorum
  • 11:59 - 12:01
    ama durup "Finans fiilen ne yapıyor?"
  • 12:01 - 12:03
    diye sormak yerine
  • 12:03 - 12:05
    üretilen bir geliri
    fiilen elde ettiği için
  • 12:05 - 12:08
    onu sadece isimlendirme
    seviyesinde kalmaları ilginçti
  • 12:08 - 12:10
    ve bu kaçan bir fırsattı.
  • 12:10 - 12:14
    Benzer şekilde, gerçek ekonomide,
    sanayide ne oluyordu?
  • 12:15 - 12:21
    Fiyatlara ve keza hisse
    senedi fiyatlarına odaklanmak,
  • 12:21 - 12:24
    çok büyük bir yeniden yatırım
    sorunu yaratıyor,
  • 12:24 - 12:28
    tekrar, aslında hem Fizyokratlar
    hem klasiklerin gerçek ilgisi
  • 12:28 - 12:31
    ekonomide üretilen değerin
    ne dereceye kadar
  • 12:31 - 12:34
    tekrar yatırıma döndüğü idi.
  • 12:34 - 12:38
    Ve bugün elimizde olan şey
    ultra finansallaşmış bir sanayi sektörü
  • 12:38 - 12:41
    ve orada giderek artan biçimde,
    hisse kârları ve net gelirler
  • 12:41 - 12:44
    üretime, insani sermaye eğitimine,
  • 12:44 - 12:48
    araştırma ve geliştirmeye dönmüyor,
  • 12:48 - 12:51
    aksine kendi hisse senetlerini
    geri satın alma yoluyla hortumlanıyor,
  • 12:51 - 12:55
    bu da hisse senedi opsiyonlarını
    yukarı itiyor ve aslında bu yolla
  • 12:55 - 12:57
    pek çok yönetici para kazanıyor.
  • 12:57 - 12:59
    Yani bazı hisse geri
    alımları kesinlikle iyidir
  • 12:59 - 13:01
    ama bu sistem tamamen
    işlemez durumda.
  • 13:01 - 13:03
    Burada size gösterdiğim rakamlar,
  • 13:03 - 13:07
    son 10 yılda 500 S&P şirketinden
    466'sının sadece kendi hisselerini
  • 13:07 - 13:11
    geri almaya 4 trilyondan
    fazla harcadığını gösteriyor.
  • 13:11 - 13:15
    Gördüğünüz şey, bunu makroekonomik
    düzeyde toplarsanız,
  • 13:15 - 13:17
    yani toplam iş yatırımının
  • 13:17 - 13:19
    GSYİH'deki yüzdesine bakarsak
  • 13:19 - 13:23
    düşen iş yatırımı
    seviyesini de görürsünüz.
  • 13:23 - 13:24
    Bu bir sorun.
  • 13:24 - 13:29
    Yeri gelmişken bu, beceriler ve
    iş yaratma için çok büyük bir sorun.
  • 13:29 - 13:31
    Duymuş olabilirsiniz,
    "Robotlar işimizi mi alıyor?' sorusu
  • 13:31 - 13:33
    bugünlerde yoğun ilgi çekiyor.
  • 13:33 - 13:36
    Makineleşme yüzyıllardır
    insanların işini alıyor,
  • 13:36 - 13:39
    ancak kâr tekrar üretime
    yatırıldığı zamanlarda
  • 13:39 - 13:42
    bu önemli değildi,
    yeni işler ortaya çıkıyordu.
  • 13:42 - 13:45
    Fakat bu yatırıma dönüş eksikliği
    aslında çok tehlikeli.
  • 13:45 - 13:50
    Benzer biçimde, örneğin
    ilaç sanayiinde fiyat nasıl belirleniyor,
  • 13:50 - 13:53
    kolektif bir biçimde
    değerin yaratıldığı ekonomide
  • 13:53 - 13:57
    bu nesnel koşullara nasıl olup da
    bakmıyor, oldukça ilginç.
  • 13:57 - 14:00
    Bu sektörde birçok farklı aktörümüz var,
  • 14:00 - 14:04
    kamu, özel, tabii ki aynı zamanda
    üçüncü sektör kuruluşları
  • 14:04 - 14:05
    değer yaratıyor,
  • 14:05 - 14:07
    aslında bu sektörde
  • 14:07 - 14:10
    değeri doğrudan
    fiyat sistemiyle ölçüyoruz,
  • 14:10 - 14:11
    değeri fiyatlar gösteriyor.
  • 14:11 - 14:12
    Geçenlerde,
  • 14:12 - 14:17
    bir antibiyotiğin fiyatı
    bir gecede %400 arttı
  • 14:17 - 14:19
    ve CEO'ya şu soruldu:
    ''Bunu nasıl yaparsınız?
  • 14:19 - 14:21
    İnsanların bu antibiyotiğe
    çok ihtiyacı var.
  • 14:21 - 14:22
    Bu adaletsiz.''
  • 14:22 - 14:24
    O da cevaben "Fiyatların pazarın
    kaldıracağı seviyeye
  • 14:24 - 14:27
    çıkmasına izin vermeye
    ahlaken zorunluyuz" dedi
  • 14:27 - 14:30
    ama örneğin,
    ABD Ulusal Sağlık Dairesi'nin
  • 14:30 - 14:33
    bu ilaçların üretilebilmesi için
    tıbbi araştırmalara
  • 14:33 - 14:37
    yılda 30 milyar harcadığı gerçeğini
    tamamen görmezden geldi.
  • 14:37 - 14:40
    Yani, yine, nesnel koşullara
    fazla dikkat etmemek
  • 14:40 - 14:43
    ve fiyat sisteminin kendisinin
    değeri göstermesine izin vermekti.
  • 14:43 - 14:48
    Bu sadece çok ilginç
    bir akademik egzersiz değildir.
  • 14:48 - 14:51
    Bu durum, çıktıyı ölçme yöntemimizde,
  • 14:51 - 14:53
    ekonomiyi yönlendirmede,
  • 14:53 - 14:55
    üretken hissedip hissetmediğinizde,
  • 14:55 - 14:58
    hangi sektörleri destekleyeceğimizde
  • 14:58 - 15:02
    insanları parçası olmaktan
    gururlandırmada çok önemlidir.
  • 15:02 - 15:04
    Aslında şu söze dönersek,
  • 15:04 - 15:06
    Blankfein'in bunu söylemesi
    şaşırtıcı değil.
  • 15:06 - 15:07
    O haklıydı.
  • 15:07 - 15:09
    "Ekonomideki üretim, üretkenlik
  • 15:09 - 15:11
    ve değeri ölçme yöntemimiz buysa
  • 15:11 - 15:14
    tabii ki Golden Sachs çalışanları
    en üretken olanlar.
  • 15:14 - 15:16
    Fiilen en çok kazanan onlar.
  • 15:16 - 15:18
    Emeklerinin fiyatı
    değerlerini gösteriyor."
  • 15:18 - 15:21
    Ama bu elbette totolojik hale geliyor.
  • 15:21 - 15:23
    Ve burada yeniden düşünmeye
    gerçekten ihtiyaç var.
  • 15:24 - 15:26
    Çıktıyı nasıl ölçtüğümüzü
    yeniden düşünmeliyiz
  • 15:26 - 15:29
    ve aslında dünya çapında
    bazı hayranlık verici deneyler var.
  • 15:29 - 15:33
    Örneğin, Yeni Zelanda'da
    gayri safi milli mutluluk göstergesi var.
  • 15:33 - 15:37
    Butan'da da mutluluk ve sağlık
    göstergeleri hakkında düşünüyorlar.
  • 15:37 - 15:41
    Ama sorun şu ki, sadece
    bir şeyler eklemekle kalamayız.
  • 15:41 - 15:42
    Ekonomik krizden beri
  • 15:42 - 15:44
    aslında çok az şeyin değiştiği ortadayken
  • 15:44 - 15:46
    durup düşünmek
  • 15:46 - 15:49
    ve değer yaratmayla değer hortumlamayı
  • 15:49 - 15:51
    birbirine karıştırmadığımızdan
  • 15:51 - 15:53
    emin olmak zorundayız,
  • 15:53 - 15:56
    neyi dahil ettiğimize bakmalıyız
    sadece eklemekle kalmayalım,
  • 15:56 - 16:00
    örneğin kiralarla kârları
    birbirine karıştırmamalıyız.
  • 16:00 - 16:03
    Klasikler için kira,
    kazanılmamış gelirle ilgiliydi.
  • 16:03 - 16:06
    Bugün kiralar, ekonomide konuşulduğunda
  • 16:06 - 16:09
    bazı asimetrileri çıkarırsanız
    rekabet edebileceğiniz
  • 16:09 - 16:13
    sadece bir rekabet fiyatı kusurudur.
  • 16:13 - 16:16
    İkinci olarak, klasiklerin
    "üretim sınırı" dediği şeye
  • 16:16 - 16:19
    faaliyetleri tabii ki yönlendirebiliriz.
  • 16:19 - 16:21
    Bu, bir "bize karşı onlar,"
  • 16:21 - 16:24
    büyük ve kötü finans, diğer iyi sektörlere
    karşı meselesi olmamalı.
  • 16:24 - 16:26
    Finans reformu yapabiliriz.
  • 16:26 - 16:29
    Krizden sonra bazı açılardan
    gerçek bir fırsat kaçtı.
  • 16:29 - 16:31
    Kısa vadeciliğe karşı
    uzun vadeciliği ödüllendiren
  • 16:31 - 16:35
    finansal işlem vergisi getirebilirdik
  • 16:35 - 16:37
    ama küresel olarak bu kararı veremedik.
  • 16:37 - 16:39
    Yapabiliriz. Fikrimizi değiştirebiliriz.
  • 16:39 - 16:41
    Ayrıca yeni kurumlar oluşturabiliriz.
  • 16:41 - 16:45
    Dünyada küçük işletmelerin büyümesine
    yardımcı olan, altyapı ve inovasyonun
  • 16:45 - 16:49
    gerçekleşmesine yardımcı olan sabırlı,
    uzun vadeli, kararlı finans sağlayan
  • 16:49 - 16:53
    farklı türlerde kamu finans kurumları var.
  • 16:53 - 16:55
    Ama bu sadece çıktıyla ilgili olmamalı.
  • 16:55 - 16:57
    Bu sadece çıktının oranıyla
    ilgili olmamalı.
  • 16:57 - 16:59
    Ayrıca toplum olarak
    durup şunu sormalıyız:
  • 16:59 - 17:02
    Hatta biz hangi değeri yaratıyoruz?
  • 17:02 - 17:06
    Bu hafta Ay'a inişin
    50. yıldönümünü kutladığımız
  • 17:06 - 17:09
    gerçeğiyle bitirmek istiyorum.
  • 17:09 - 17:11
    Ay'a gidiş, kamu sektörünün,
    özel sektörün,
  • 17:11 - 17:14
    sadece havacılık alanında değil,
    her türden yatırım ve yenilik
  • 17:14 - 17:16
    yapmasını gerektirmişti.
  • 17:16 - 17:20
    Beslenme ve malzeme gibi alanlara
    yapılan yatırımları da içeriyordu.
  • 17:20 - 17:24
    Bu yolda giderken
    birçok güncel hata yapıldı.
  • 17:24 - 17:27
    Aslında hükûmetin yaptığı şey,
    örneğin bazıları başarısız kalan
  • 17:27 - 17:30
    sıfırdan çözümlere yakıt sağlamak için
  • 17:30 - 17:32
    tüm tedarik gücünü kullanmasıydı.
  • 17:32 - 17:35
    Peki, başarısızlıklar değer yaratmanın
    bir parçası mıdır?
  • 17:35 - 17:36
    Yoksa onlar sadece hata mıdır?
  • 17:36 - 17:40
    Ya da deney, deneyerek ve yanılarak,
    yanılarak ve yanılarak
  • 17:40 - 17:42
    aslında deneyi nasıl geliştiriyoruz?
  • 17:42 - 17:45
    AT&T'nin AR-GE laboratuvarı Bell Labs,
  • 17:45 - 17:49
    esasında hükûmetin oldukça cesur
    olduğu bir dönemden kalma.
  • 17:49 - 17:54
    Hükûmet AT&T'den
    tekel statüsünü koruması için
  • 17:54 - 17:57
    kârını tekrar
    gerçek ekonomiye, yeniliklere
  • 17:57 - 17:59
    telekomünikasyon ötesi yeniliklere
  • 17:59 - 18:01
    yatırım olarak döndürmesini istedi.
  • 18:01 - 18:03
    Bell Labs'ın tarihi, başlangıcı böyleydi.
  • 18:03 - 18:07
    Öyleyse iklim değişikliği gibi
    zamanımızın en büyük zorluklarından
  • 18:07 - 18:09
    bazılarına yönelik yeni değer türlerine
  • 18:09 - 18:11
    toplu olarak yatırım yapmak için
  • 18:11 - 18:14
    yeniden yatırımla ilgili bu yeni
    koşulları nasıl elde edebiliriz?
  • 18:14 - 18:16
    Bu kilit bir soru.
  • 18:16 - 18:18
    Ama kendimize şunu soralım:
  • 18:18 - 18:22
    Günümüzün değer hesaplamaları
    ve maliyet-fayda analizleri
  • 18:22 - 18:24
    o zamanlar yapılmış olsaydı
  • 18:24 - 18:29
    bir kuşakta başardığımız aya seyahati
    yapar mıydık, buna kalkışır mıydık?
  • 18:29 - 18:32
    Muhtemelen bu işe hiç başlamazdık.
  • 18:32 - 18:34
    Tanrı'ya şükürler olsun,
  • 18:34 - 18:36
    bir ekonomistim
    ve size şunu söyleyebilirim ki
  • 18:36 - 18:38
    değer sadece fiyat değildir.
  • 18:38 - 18:39
    Teşekkürler.
  • 18:39 - 18:41
    (Alkışlar)
Title:
Fiyata, inovasyona ve ekonomiyi güçlü kılanlara dürüst bir bakış
Speaker:
Mariana Mazzucato
Description:

Zenginlik nereden gelir, onu kim yaratır ve onu ne yok eder? Küresel ekonomiye yapılan bu derin dalışta Mariana Mazzucato, değerin ne anlama geldiğini, nasıl unuttuğumuzu ve mevcut finansal sistemlerimizi neden yeniden düşünmemiz gerektiğini açıklıyor -- ki böylece kapitalizm hepimiz için çalışan, cesur, yenilikçi ve sürdürülebilir bir geleceğe yönlendirilebilsin.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
18:55

Turkish subtitles

Revisions