Diller doğal bir şekilde yok olmuyor.
İnsanlar ana dillerini
terk etmeye zorlanıyor.
Baskı çoğunlukla politik.
1892 yılında
ABD ordusu generali Richard Henry Pratt
yerli halkı öldürmeye karşı
tek alternatifin
kültürlerini yok etmek olduğunu
masaya yatırdı.
Irklarını yok edin
ama insanları kalsın, dedi.
1978 yılına kadar hükûmet bunu yaptı;
yerli halktan çocukları
ailelerinden kopararak
İngilizce isimler verildikleri
yatılı okullara zorlandılar
ve ana dillerini konuşmaları yasaklandı.
Asimilasyon, soykırıma övgüdür.
Bugün hayatta olan yedi bin dil var,
ancak çok azı hükûmetlerce tanınıyor
veya internette destekleniyor.
Kültürlerin büyük çoğunluğundan
insanlar için
küreselleşme son derece
yabancılaşmak demek.
Başkalarınınki için kendi dillerinden
vazgeçmek demek.
Böyle giderse
üç bin kadar dil
80 yıl içinde yok olabilir.
Ama bir şeyler değişmeye başladı.
Dünya genelinde,
insanlar ata dillerini canlandırmaya
ve kültürlerini yeniden
inşa etmeye başladı.
Bildiğimiz kadarıyla
dillerin yeniden kazanımı
1800'lü yıllarda antisemitistliğin
yükselişte olduğu bir dönemde başladı,
Yahudi cemaati ata dilleri olan İbraniceyi
kültürel uyanış için gözetirken.
Bin küsur yıldır uykuda da olsa
Yahudi dini ve felsefesine ilişkin
kitaplarla iyi muhaza edilmişti.
Böylece Yahudi aktivistler çalışıp
çocuklarına öğrettiler
ve yüzlerce yıllık neslin ana dillerini
ilk konuşanlarını yetiştirdiler.
Bugün ise beş milyon Yahudinin ana dili.
En azından benim gibi
Yahudi diasporasının İngilizce konuşan
asimile kesimi için
kültürel egemenlikte bir yapı taşı.
İki bin yıl sonra
hâlâ buradayız.
Yakın tarihe kadar
İbranicenin yeniden uyanışı anormaldi.
Bizimki kadar iyi korunmuş çok az dil var
ve bin küsur yıl sonra
ilk Yahudi devlet olarak
İsrail'in doğuşu
İbranicenin kullanımı için
bir alan yarattı.
Bir diğer deyişle
çoğu kültüre bu şans verilmedi.
(Video) İyi akşamlar. Ben Elizabeth
ve Cornwall'da yaşıyorum.
Bu Kernevekçe,
bugün teknik olarak
Güney İngiltere'de bir ilçe olan
Cornwall'ın ata dili.
1900'lü yıllarda Kernevekçe konuşan
aktivistler kültürleri için savaştı.
Dilleri yüz yılı aşkın süredir
uyumakta da olsa
çocuklarına öğretmek için
eski kitaplar ve oyunlardan yararlandılar.
Ancak, Kernevekçe konuşan son jenerasyonun
Cornwall dışına yayılmasıyla
dillerini özgürce konuşabilme
imkanları kısıtlandı.
1990'lara yaklaşırken
Kernevekçe yeniden uyandı,
ancak başarılı olmadı.
2000'li yılların başında ise Kernevekçe
konuşanlar bunu her gün yapabilmek için
çevrim içi ve avantajlı
dijital ortamlar keşfettiler.
Oradan haftalık ve aylık etkinlikler
organize ettiler
ve dışarıda bir araya gelerek
konuşabildiler.
Bugün bazı okullarda
Kernevekçe öğretiliyor.
Kernevekçe tabelalar,
dondurma reklamları,
Vikipedi ve hatta meme'ler var.
(Gülme sesleri)
(Gülme sesleri)
Dilleri bir kez daha bütünlük kazandığında
Cornwall insanları
bir Kelt ulusu olarak
İrlanda, İskoçya ve Galler yanında
tanınmayı başardılar.
Yüzyıllar boyu süren
baskı asimilasyonuna bakarak
"Biz İngiltere'nin bir ilçesi değiliz.
Biz kendi hakları olan insanlarız.
Ve hâlâ buradayız." dediler.
Onlar tek örnek değil.
Louisiana'daki Tunica-Biloxi kabilesi de
ata dillerini canlandırıyor.
(Video) Benim adım Teyanna.
Arkadaşlarım bana "Sessiz Fırtına" derler.
Bu 1980'lerde,
Donna Pierite ve ailesi
üniversite arşivlerindeki
eski sözlüklerin fotokopisini almak için
Baton Rouge ve New Orleans'a
seyahat ettikleri sıralarda başladı.
Amaç Tunica dili çalışarak
çocuklara öğretmek
ve toplulukla paylaşmaktı.
Bugün, sayelerinde
Tunica rönesansı yaşanıyor.
2014'ten bu yana, yabancı dil sınıflarında
100'e yakın konuşan
ve 2017 sayımına göre
32 yeni akıcı konuşan var,
Donna'nın kızı Elisabeth gibi
bunkardan birkaçı
Tunica dilini
kendi çocuklarına da öğretiyor.
Konuşmayı yeni öğrenen bu kişiler
içerikler oluşturuyor,
Facebook videoları ve meme'ler gibi.
(Gülme sesleri)
(Gülme sesleri)
(Gülme sesleri)
Paylaşımlar arttıkça
diğer Tunicalılara da dahil olmaları
için ilham veriyor.
Yakın zamanlarda, Texas'ta yaşayan
kabile üyelerinden biri Elisabeth'e
Facebook'tan yazarak nasıl
"Bu toprakları kutsa." deneceğini sordu.
Bahçesi için istiyordu,
böylece komşularına
kendi kültürünün hayatta
ve muvaffak olduğunu gösterebilecekti.
İbranice, Kernevekçe ve Tunica
her kıtadaki dil aktivizminin
temelden yalnızca üç örneği.
Channel Adaları'nda
Jèrriais dilini konuşanlar
ya da Kenya işaret dilini konuşan
Nairobililer olsun,
bir dili korumak veya
yeniden canlandırmak için
tüm toplulukların kullandıkları
ortak şey: Medya.
Böylece, dilleri paylaşılıyor
ve öğretiliyor.
İnternet büyüdükçe
medyaya erişim
ve yaratımın yayılması ile
ata dillerini korumak veya
yeniden canlandırmak
her zamankinden daha mümkün hâle geliyor.
Sizin ata dilleriniz ne?
Benimkiler İbranice, Eskenazi,
Macarca ve İskoç Gal Dili;
her ne kadar İngilizce ile
yetiştirilsem de.
Şanslıyım ki bu dillerin hepsi
çevrim içi ortamda var.
Özellikle İbranice,
iPhone'umda yüklü
ve Google Translate
tarafından destekleniyor,
hatta otomatik düzeltme sistemi bile var.
Diliniz bu denli destek görmese dahi
araştırma yapmanızı tavsiye ediyorum
çünkü birilerinin, bir yerlerde
çevrim içi olarak bulunma olasılığı var.
Dilinizi yeniden canlandırmak
ve kültürünüzü benimsemek
küreselleşme çağında
kendiniz olmanın güçlü bir yolu,
yakın zamanlarda öğrendiğim
İbranice söylemdeki gibi;
"'nḥnw 'dyyn k'n"
hâlâ buradayız.
Teşekkürler.
(Alkışlar)