Yataktan iki sebepten dolayı kalkarım. Birincisi, küçük çaplı aile çiftçileri daha çok besine ihtiyaç duyduğu için. 2019'da bizi besleyen çiftçilerin aç olması çılgınca. İkincisi bilimin daha çeşitli ve kapsayıcı olması gerektiği için. Ağır bir fakirlik içinde yaşayan milyonların besin güvencesi gibi gezegen üzerindeki en zor sorunu çözeceksek, bu konuda hepimizin bir şeyler yapması gerekecek. Gezegendeki en kapsamlı ekiplerle birlikte çiftçilerin daha çok yiyeceğe ulaşması için en yeni teknolojiyi kullanmak istiyorum. Ben bir işlemsel biyoloğum. Biliyorum-- Bu nedir ve bize açlığı bitirmemizde nasıl yardımcı olacak? Aslında bilgisayarları ve biyolojiyi severim ve bir şekilde, bunları bir araya getirmek bir meslek. (Gülme sesleri) Küçük yaştan itibaren biyolog olmayı isteme gibi bir hikayem yok. Gerçek şu ki üniversitede basketbol oynadım. Mali destek paketimin parçası, çalışarak öğreneceğim bir işe ihtiyacım olmasıydı. Ve bir gün, yurt odama en yakın binaya doğru yol aldım. Tesadüfe bakın ki bu biyoloji binasıydı. İçeri girdim ve iş ilanlarına baktım. Evet, bu internet öncesi dönemdi. Ve bir dizin kartında herbaryumda çalışılacak bir iş ilanı gördüm. Numarayı hızlıca not aldım, çünkü ilanda "esnek saatler" yazıyordu. Buna, basketbol programımla uyumlu olması için ihtiyacım vardı. Bir herbaryumun ne olduğunu anlamak için kütüphaneye koştum. (Gülme sesleri) Meğerse herbaryum, ölü ve kurumuş bitkileri sakladıkları yermiş. İşi kaptığım için şanslıydım. Yani, benim ilk bilimsel işim ölü bitkileri saatlerce durmaksızın kağıtlara yapıştırmaktı. (Gülme sesleri) Bu çok büyüleyici. İşte böyle işlemsel biyolog oldum. O zamanlar, genomik ve programlama giderek gelişiyordu. Ben de yüksek lisansıma biyolojiyi ve bilgisayarları birleştirerek devam ettim. O sırada, Los Alamos Ulusal Laboratuvarı'nda teorik biyoloji ve biyofizik grubunda çalıştım. İşte orada ilk defa bir süper bilgisayarla tanıştım ve resmen beynim durdu. Steroitler üzerinde birbirine bağlı binlerce bilgisayardan oluşan süper bilgisayarların gücüyle, grip ve hepatit C'nin karmaşıklıklarını ortaya çıkarabiliyorduk. İşte bu süre boyunca, insanlık için bilgisayarları ve biyolojiyi birleştirmenin gücünü gördüm. Ve bunun kariyer yolum olmasını istedim. Böylelikle 1999'dan beri, bilimsel kariyerimin çoğunu oldukça pahalı ekipmanlarla donatılmış ileri teknoloji laboratuvarlarda geçirdim. Birçok kişi bana nasıl ve neden Afrika'daki çiftçiler için çalıştığımı soruyor. Bilgisayar becerilerimden dolayı, 2013'te Doğu Afrikalı bilim insanlarından oluşan bir ekip manyokları kötü durumundan kurtarmak için ekiplerine katılmamı istedi. Manyok, kökleri ve yapraklarıyla dünya çapında 800 milyon insanı, Doğu Afrika'da ise 500 milyon insanı doyuran bir bitki. Yani neredeyse 1 milyara yakın insan, günlük kalorilerini bu bitkiden sağlıyor. Eğer küçük çaplı bir aile çiftçisi yeterli manyoğa sahipse ailesini besleyebilir ve okul ihtiyaçları, sağlık giderleri ve birikim için bunu pazarda satabilir. Ama manyok, Afrika'da bir saldırı altında. Beyaz sinekler ve virüsler, manyoğu tahrip ediyor. Beyaz sinekler, 600'den fazla bitkinin yapraklarıyla beslenen küçük böceklerdir. Bunlar kötü haberler. Birçok tür var; böcek ilaçlarına dirençli hâle geliyorlar ve manyok kahverengi çizgili hastalığı ile manyok mozaik hastalığına sebep olan yüzlerce bitki virüsünü bulaştırıyorlar. Bu, bitkiyi tamamen öldürüyor. Eğer hiç manyok olmazsa, milyonlarca insanın yiyeceği ve geliri de olmaz. Bu kadınların biraz yardıma ihtiyacı olduğunu fark etmem Tanzanya'ya yaptığım bir geziyle oldu. Çoğunluğu kadın olan bu inanılmaz, güçlü, küçük çaplı aile çiftçileri bu işi zorluklarla yapıyorlardı. Ailelerini beslemek için yeterli yiyeceğe sahip değillerdi ve bu ciddi bir kriz. Olan şey şu ki yağmur mevsimi geldiğinde gidip tarlalara manyok ekiyorlar. Dokuz ay sonra, bu haşereler ve patojenler yüzünden ortada hiçbir şey yok. Kendi kendime düşündüm, nasıl olur da çiftçiler aç kalabilir? Böylece yardımcı olabileceğim herhangi bir becerim varsa diye görmek için çiftçiler ve bilim insanları ile bölgede biraz zaman geçirmeye karar verdim. Bölgedeki durum şok ediciydi. Beyaz sinekler proteini için yenilen yaprakları, virüsler ise nişastası için yenilen kökleri tahrip etmişlerdi. Koskoca bir üreme mevsimi geçecek, çiftçiler koskoca bir yıllık gelir ve yiyeceği kaybedecek ve aile uzun bir açlık sezonu acı çekecek. Bu tamamen önlenebilir. Eğer çiftçi tarlasına bu virüs ve patojenlere dirençli olacak hangi tür manyok ekmesi gerektiğini bilseydi daha fazla yiyeceği olabilirdi. Gereken tüm teknolojiye sahibiz; fakat bilgi ve kaynaklar, dünya geneline eşit şekilde dağıtılmıyor. Yani özellikle söylemek istediğim şey, bu böcek zararlıları ve patojenlerdeki karmaşıklıkları ortaya çıkarmak için gerekli eski genomik teknolojilerinin Sahraaltı Afrika için yapılmadığı. Milyonlarca dolardan fazlasına mal oluyorlar. Devamlı enerji ve uzmanlaşmış insan gücüne ihtiyaçları var. Bu makineler, Afrika'da oldukça nadir bulunuyor. Dolayısıyla ön saflarda savaşan bu bilim insanlarına örnekleri denizaşırı göndermek dışında başka şans bırakmıyor. Örnekleri denizaşırı gönderdiğinizde ise çözünüyorlar ve çok fazla paraya mal oluyorlar. Zayıf bir internet üzerinden verileri geri getirmeye çalışmak neredeyse imkansız. Bazen sonuçları çiftçiye ulaştırmak altı ay sürüyor. Sonrasında ise artık çok geç. Ekin çoktan tükenmiş, bu da daha fazla fakirlik ve açlıkla sonuçlanıyor. Bunu düzeltebileceğimizi biliyorduk. 2017'de, Oxford Nanopor MinION isimli bu elde taşınabilir, portatif DNA dizileyiciyi duymuştuk. Bu makine Batı Afrika'da ebolayla savaşmak için kullanıldı. Düşündük ki, neden bunu Doğu Afrika'daki çiftçilere yardım etmek için kullanmıyoruz? Yaptığımız şey bunu gerçekleştirmek için yola koyulmaktı. O zamanlar bu teknoloji henüz çok yeniydi ve birçoğu, aynısını çiftlikte yapabileceğimizden şüphe etti. Bunu yapmaya koyulduğumuzda Birleşik Krallık'taki ortaklarımızdan biri bırakın çiftliği, Doğu Afrika'da bile bunu asla çalıştıramayacağımızı söyledi. Biz de bu meydan okumayı kabul ettik. Hatta bu kişi, makineyi asla çalıştıramayacağımıza dair en iyisinden 2 şişe şampanyasına bizimle bahse girecek kadar ileri gitti. 2 kelime: şampanya zamanı. (Gülme sesleri) (Alkışlar) Evet, çünkü başardık. Yüksek teknoloji moleküler laboratuvarın tamamını Tanzanya, Kenya ve Uganda'daki çiftçilere götürdük ve buna "Ağaç Laboratuvarı" adını verdik. Peki ne yaptık? Öncelikle kendimize bir ekip adı verdik: "Manyok Virüsü Eylem Projesi" Bir internet sitesi yaptık. Genomik ve programlama topluluklarından destek topladık ve uzaktaki çiftçilere gittik. Ağaç Laboratuvarı'mız için gereken her şey buradaki ekip tarafından taşındı. Hasta bitkileri teşhis etmek için ihtiyaç duyulan tüm moleküler ve işlemsel gereksinimler orada. Aslında hepsi aynı zamanda sahnede. Şunu fark ettik ki probleme ve çiftçiye ne kadar yakın veri elde edebilirsek bitkisindeki sorunu ona daha hızlı söyleyebiliriz. Sadece sorunu söylemekle kalmıyor, çözüm de sunuyoruz. Çözüm ise tarlasını ve tarlasındaki böceklere ve patojenlere dirençli bitki türlerini yakmak. Öncelikle DNA izolasyonu yapmak zorundaydık. Bu makineyi burada kullandık. kısaca PDQeX diyoruz ama ''Acayip Hızlı Çıkarma'' anlamında. (Gülme sesleri) Biliyorum. Arkadaşım Joe oldukça havalı. DNA izolasyonu yapmadaki en büyük zorluklardan biri genellikle çok pahalı ekipmanlar gerektirmesi ve saatler sürmesi. Ama bu makineyle bunu 20 dakikada maliyetinin çok altında yapabiliyoruz. Bir motorsiklet bataryasıyla çalışıyor. Oradan DNA özünü alıp bir DNA kütüphanesine hazırlıyoruz, buradaki portatif elde taşınır genomik dizileyiciye yüklemeye hazır hale getiriyoruz. Sonra bunu küçük bir süper bilgisayara takıyoruz, buna da MinIT deniyor. Bunların her ikisi de portatif bir batarya kutusuna bağlı. Böylece bir küçük çaplı aile çiftliğindeki en kısıtlayıcı 2 faktör olan temel güç ve internet gereksinimlerini ortadan kaldırabiliyorduk. Verileri hızlıca analiz etmek de bir sorun olabilir. Ama bu benim bir işlemsel biyolog olmamın işe yaradığı bir nokta. Tüm o ölü bitkileri yapıştırmak, ölçüm yapmak ve programlamak sonunda gerçek dünyada gerçek zamanlı olarak bir işe yaradı. Kişiselleştirilmiş veritabanı yapabiliyordum ve sonuçları çiftçilere altı ay yerine üç saat içinde verebiliyorduk. (Alkışlar) Çiftçiler çok sevinçliydi. Peki bir etkimiz olduğunu nasıl biliyoruz? Ağaç Laboratuvarı'ndan dokuz ay sonra Asha hektar başına hiç mahsül alamazken kırk ton almaya başladı. Ailesini doyuracak kadarına sahipti ve bunu pazarda satıyordu. Şimdi ise ailesi için bir ev inşa ediyor. Evet, harika. (Alkışlar) Peki Ağaç Laboratuvarı'nı nasıl ölçeklendiririz? Durum şu ki Afrika'da çiftçiler zaten ölçeklenmiş. Bu kadınlar çiftçi grubunda çalışıyor. Asha'ya yardım etmek aslında köydeki 3000 kişiye yardım etti çünkü Asha sonuçları ve aynı zamanda çözümü de paylaştı. Tanıştığım her bir çiftçiyi hatırlıyorum. Acıları ve neşeleri hafızama kazındı. Bilimimiz onlar için. Ağaç Laboratuvarı onlara daha fazla yiyeceği korumada yardım etmek için en iyi girişimimiz. Hayatımda en iyi bilimi, en ileri teknoloji genomik aletlerle Doğu Afrika'nın bu kısmında yapacağımı asla hayal etmezdim. Ama ekibimiz çiftçilere altı aydansa üç saat içinde cevap verebilmeyi hayal etti ve bunu başardık. Çünkü bu bilimdeki farklılık ve kapsamanın gücü. Teşekkürler. (Alkışlar) (Tezahüratlar)