Return to Video

Sacred Economics with Charles Eisenstein - A Short Film Charles Eisentein ile Kutsal Ekonomi: Kısa bir Film

  • 0:16 - 0:19
    Ne zaman bir şeyi anlamak isteseniz, şu veya bu olay niye oluyor, mesela niçin dünyada bir biyoçeşitlilik krizi var,
  • 0:24 - 0:27
    ya da atmosferi ve çevreyi kirlettiği halde neden sürekli petrol çıkartmak için sondaj yapılıyor,
  • 0:34 - 0:37
    bunları sorduğunuz zaman, nedenlerin bir kaç katman altına indiğinizde daima altından para çıkıyor.
  • 0:40 - 0:44
    Evet, her kültürün içerisinde "kişi" olmakla ilgili, "Sen kimsin? İnsan olmak ne ifade ediyor?" sorularını cevaplayan
  • 0:47 - 0:48
    anlatımları hakkında çokça söz ediyorum.
  • 0:50 - 0:52
    Genel anlayış, bir kişinin, kendinden ayrı varlıklar arasında yaşayan, ancak tüm onlardan ayrı bir varlık olduğunu,
  • 0:57 - 1:00
    Mesela, sen ben değilsin, veya ordaki bitki de ben değilim, o benden ayrı bir şey. Ve bu ayrılık temelli kimlik anlayışı
  • 1:02 - 1:06
    gerçekten dünyamızı yaratır.
  • 1:07 - 1:09
    Eğer sen ayrı bir kişi isen ve etrafta yine senden ayrı kişiler ve ayrı türler dolaşıyorsa, evren
  • 1:16 - 1:22
    temelde sana çekimser, hatta belki de düşmanca olarak düşünülebilir ve bu durumda muhakkak
  • 1:23 - 1:27
    onu kontrol edebilmeyi istersin. Başka varlıklar ve seni herhangi bir zamanda yok edebilecek
  • 1:27 - 1:30
    keyfî veya kaprisli gözüken doğa güçleri üzerinde
  • 1:30 - 1:33
    erk sahibi olmak olmak istersin. Ayrılık temelli bu kimlik kurgusu giderek
  • 1:36 - 1:39
    geçerliliğini yitiriyor, giderek doğruluğunu kaybediyor.
  • 1:42 - 1:44
    Artık bu kurgu içimizde yankılanmıyor ve aslında kontrol etme yöntemleri
  • 1:52 - 1:55
    çözümsüz krizler yaratıyor. Bu da bizim kişi olarak ve insanlık olarak kendimizi tanımlayacağımız
  • 1:55 - 1:59
    yeni bir kurgu oluşturabilmemiz için gerekli alanı yaratıyor.
  • 2:24 - 2:26
    Para bir mutabakattan ibarettir. Kendi başına bir değeri yoktur.
  • 2:29 - 2:32
    İnsanlar değeri olduğu konusunda mutabık oldukları için değeri vardır. Ekonomistler size paranın ne YAPTIĞINI anlatırlar
  • 2:37 - 2:39
    alış verişi kolaylaştıran bir araç olduğunu, bir şeyleri saymak için, bir şeylerin hesabını tutmak için kullanıldığını...
  • 2:43 - 2:44
    Mesela "çek" adı verilen sihirli bir kağıt parçası üzerine bazı rakamlar yazıp her türlü
  • 2:54 - 2:57
    eşyanın, her türlü bolluğun evine gelmesini sağlayabilirsin. Hatta, paranın sırlarına en yüksek dereceden üye olanlardan
  • 2:57 - 3:02
    isen binlerce insanı sefalet içinde bırakabilirsin. Çünkü para sistemi "kıtlık" varsayımı üzerine temellenmiştir.
  • 3:06 - 3:09
    En basitinden, paranın, "faiz getiren alacak" tanımıyla tedavüle girmesinden dolayı bu böyle.
  • 3:13 - 3:15
    Yani bir banka kredi verdiği zaman veya Merkez Bankası para tedavüle soktuğu zaman, o para
  • 3:21 - 3:24
    ilişiğinde bir miktar borç ile birlikte gelir, ve borcun miktarı ilgili faiz yükü yüzünden daima
  • 3:26 - 3:29
    mevcut para miktarından fazladır. Sonuçta asla yeterli miktarda olamayan para için insanlar birbirleriyle rekabet etmek
  • 3:31 - 3:34
    zorundadırlar. "Büyüme" yine para sisteminin içerisine tanımlanmış bir kavramdır. Eğer bir banka olsan,
  • 3:36 - 3:38
    parayı yeni mal ve hizmetler üreterek kar edecek ve
  • 3:38 - 3:41
    krediyi geri ödeyebilecek olana vermek istersin. Üretim yapmayacak olana vermezsin.
  • 3:44 - 3:47
    Yani para da onu çoğaltacak olana doğru akar. Ama "ekonomik büyüme";
  • 3:50 - 3:52
    bir zamanlar "doğa"ya ait bir şeyi bulup onu ticari bir "mal"a dönüştürmek veya bir zamanlar "armağan" ilişkisi olan
  • 4:00 - 4:02
    bir şeyi "hizmet" haline getirmek anlamına geliyor. İnsanların bir zamanlar ücret ödemeden alabildikleri veya kendi yaptıkları
  • 4:05 - 4:09
    veya birbirleri için yaptıkları bir şeyi ellerinden alıp onlara bir şekilde geri satmak anlamına geliyor. Her şeyin
  • 4:12 - 4:17
    metalaştırılması bizi doğadan koparır. Bir topluma ait olma duygusuna yabancılaştırıldığımız gibi, aynı. Doğaya gözlerimizle
  • 4:23 - 4:26
    bakarız, ve, sadece bir sürü "şey" (meta) görürüz. Bu da bizi son derece yalnız ve pek çok temel insanlık ihtiyacımız
  • 4:30 - 4:34
    karşılanmamış halde bırakır. Eğer paran varsa bu açlığı bir şeyler satın alarak ya da paranın kendisini biriktirerek
  • 4:37 - 4:41
    doyurmaya çalışabilirsin. Tabi, artık sona doğru yaklaşıyoruz.
  • 4:46 - 4:52
    Gezegenimiz çok daha fazla büyümeyi sürdüremez. Onun için bugün yaşadığımız krizin bir yere gideceği yok.
  • 5:02 - 5:04
    Çocukken bir şeylerin yanlış olduğuna dair bir duygum vardı.
  • 5:05 - 5:07
    Sanırım çoğu çocuğun böyle bir duyumsaması vardır, böyle olmaması gerektiğine dair
  • 5:09 - 5:10
    Mesela, Pazartesi gününden nefret etmenin aslında gerekli olmadığı,
  • 5:10 - 5:17
    okula gitmek gerekmediği zaman sevinmenin ters bir durum olduğu... Okul sevdiğin bir şey olmalı.
  • 5:18 - 5:20
    Yaşam sevdiğin bir şey olmalı.
  • 5:20 - 5:27
    Bizi hayatta tutan veya hayatı güzel yapan şeylerin hiç birini aslında çalışarak hak etmedik.
  • 5:30 - 5:33
    Havayı kazanmadık. Doğmayı kazanmadık. Cenin olmayı kazanmadık.
  • 5:36 - 5:38
    Nefes almayı, bize gıda sağlayabilen bir gezegeni, güneşi, çalışmalarımızın sonucunda hak etmedik.
  • 5:43 - 5:47
    Dolayısiyle bence bir yerde insanlar doğuştan gelen bir şükran duygusuna sahipler.
  • 5:50 - 5:53
    Çünkü bir yerde bunların hiç birini çabalayarak hak etmediğimizi, yaşamın bize bir armağan olduğunu kavrıyoruz.
  • 5:56 - 5:58
    Eğer sana bir armağan verildiğini biliyorsan, bunun karşısındaki doğal tepki şükran duygusu ve kendin de bir şey verme
  • 6:03 - 6:07
    isteği duymaktır. Armağan ekonomisinde insanlar para ekonomisinde olduğu gibi birbirleri ile
  • 6:12 - 6:13
    rekabet içerisinde değildir. Armağan toplumunda ihtiyacın olandan fazlaya sahip isen
  • 6:13 - 6:19
    fazlasını ihtiyacı olana verirsin. Bu şekilde itibar kazanırsın.
  • 6:21 - 6:22
    Güvende olma da bu şekilde sağlanır.
  • 6:22 - 6:26
    Çünkü insanlarla paylaşarak hem şükranlarını kazanırsın, hem de yarın öbür gün senin ihtiyacın olduğunda onlar da
  • 6:28 - 6:29
    sana bakarlar. Armağanların olmadığı yerde topluluğa aidiyet de yoktur.
  • 6:29 - 6:35
    Toplum giderek para eksenli olmaya başladıkça, topluma aidiyet duygusunun, insanlar arası ilişkilerin zayıfladığını
  • 6:38 - 6:41
    görebiliyoruz. İnsanlar aidiyet duygusunu özlüyorlar, ama bunu para ekseni üzerine kurulmuş bir toplum düzenine bir
  • 6:45 - 6:49
    eklenti olarak iliştirmek mümkün değildir. İnsanların gerçekten birbirlerine ihtiyaç duymaları gerekir. İnsanlar armağanlarını
  • 6:49 - 6:52
    hayata geçirme isteğindedirler ve eğer "para"dan özgür olabilseler idi bunu yapabilirlerdi.
  • 6:53 - 6:54
    Ama çoğu zaman para bir engel teşkil eder.
  • 6:54 - 7:01
    İnsanlar, "Bunu yapabilmeyi çok isterdim, ama bunu yapabilir miyim ki? Bu pratik mi?" diye düşünürler.
  • 7:01 - 7:06
    Para engeller. "Hangi güzelliği yapardım? Beni çağıran nedir?"
  • 7:06 - 7:11
    Evsiz insanların bakımını yapabileceği bahçeler kurmak ve onların doğayla bütünleşmesini sağlamak mı olur?
  • 7:15 - 7:18
    Zehirli atıkların biriktiği bir yeri arındırmak mı olur? Sen ne yapardın? Hangi güzelliği gerçekleştirirdin?
  • 7:22 - 7:23
    Bunları yapmak niçin pratik olmasın? Bu faaliyetlerde niye para yok?
  • 7:35 - 7:39
    Armağan prensiplerini içeren bir ekonomi, "gerçek" üzerine temellenen bir ekonomidir.
  • 7:42 - 7:45
    Önümüzdeki hedef, parayı armağanlarımızın gerçek ifadesi ile koşut hale getirmektir.
  • 7:50 - 7:52
    Parayı yaratma ve tedavülde tutma mekanizmasından son derece farklı bir yaklaşım gerekir.
  • 7:52 - 7:57
    Örneğin, tefeciliğin etkisini tersine çevirecek negatif faiz oranları gibi önlemler alınmalı.
  • 7:59 - 8:02
    Ya da çevreyi kirletip bunun bedelini bir başkasının ya da gelecek nesillerin ödemesini engellemek için
  • 8:07 - 8:08
    bedellerin içselleştirilmesi gibi önlemler alınmalı. Sosyal bir kar payı düşünülmeli: ortak hazine olması gereken
  • 8:11 - 8:14
    toprak, su kaynakları, kültürel miras gibi kaynaklardan gelen bolluğun paylaştırılması gerekir.
  • 8:14 - 8:20
    Pek çok ekonomik faaliyetin yeniden tanımlanması ve yer değiştirmesi gerekir.
  • 8:20 - 8:26
    bu da bireyden bireye finansman metodunu ve bireyden bireye devrimini içeriyor.
  • 8:28 - 8:30
    Mevcut para sisteminden ayrılmak için ne olması gerekir?
  • 8:30 - 8:35
    Mevcut para sistemi giderek daha az iyi çalışıyor. Büyüme ancak giderek daha yüksek maliyetlerle
  • 8:38 - 8:40
    sürdürülebiliyor. En iyi çabalarımız bile sistemin işlemesi için gerektiği kadar hızlı büyümesine
  • 8:40 - 8:46
    yetmiyor. Bu da artan mutsuzluk anlamına geliyor.
  • 8:48 - 8:50
    İnsanlar artık tahammül edemez hale geldiler.
  • 8:50 - 8:55
    En üsttekiler, bu yapay rekabetin kazananları dahi mutlu değiller.
  • 8:57 - 8:59
    Onlar için bile bu sistem işlemiyor.
  • 9:02 - 9:06
    Dolayisiyle, her gelenin bir öncekinden beter olduğu, ardarda krizler yaşayacağımızı düşünüyorum.
  • 9:09 - 9:11
    Her kriz anında kolektif olarak bir seçimimiz olacak. Oyunu bırakıp toplumun bütününe mi dahil olacağız?
  • 9:15 - 9:19
    Yoksa eski düzene daha da sıkı sıkıya sarılıp bağlı kalacağız? Uyanma vakti ne zaman olacak? Bunu belirlemek
  • 9:22 - 9:25
    tamamen bize kalmış aslında.
  • 9:35 - 9:38
    Her şey büyük bir hata mıydı? Bu iyi bir soru,
  • 9:40 - 9:43
    Dünyamızda olmuş olan ve olmakta olan dehşete
  • 9:44 - 9:45
    baktığınız zaman gerçekten de büyük bir hataydı gibi duruyor.
  • 9:45 - 9:51
    Bazı insanlar, "Bunun bir parçası olmak istemiyorum, medeniyet büyük bir hataydı" diye düşünüyor.
  • 9:55 - 9:59
    Bu ayrılık yolculuğunu bir hata olarak değil ama daha büyük bir sürecin bir parçası olarak görmeye başladım.
  • 10:02 - 10:05
    1960'lardaki çevreci hareketle ilk defa toplu bilinç içerisinde bir uyanış başladı
  • 10:09 - 10:12
    Astronotlar uzaya çıkarak ayrılığın zirvesini yaşadılar.
  • 10:16 - 10:19
    Ve aşağıya yolladıkları fotoğraflar bugün bile içimizde sevgi duygusunu uyandırıyor.
  • 10:21 - 10:24
    Yani, Dünya gezegenine aşık oluyoruz. Bu yetişkinliğe adım atmamızın bir parçası.
  • 10:27 - 10:31
    Diğer kısmı da olgunlaşma çilesi, eski dünyanın yıkıldığı,
  • 10:36 - 10:42
    yeni dünyanın doğduğu. Bir çocuk oyun oynayarak yeteneklerini geliştirir ama o yetenekleri
  • 10:45 - 10:48
    gerçek amacına yönelik kullanmaya başlamamıştır. İnsanlık da bir anlamda bunu yapıyordu.
  • 10:51 - 10:54
    Teknoloji ve kültür armağanlarımızla oyuncak gibi oynayıp onları ve yeteneklerimizi geliştirdik
  • 10:58 - 11:02
    Ama artık yetişkinliğe adım atmak üzereyiz ve bu armağanları ve yetenekleri gerçek amaçlarına yönelik kullanmaya başlamanın
  • 11:06 - 11:07
    zamanı geldi. Başlangıçta, verilen zararı telafi etmek gerekecek.
  • 11:10 - 11:13
    İyileştirilmesi gereken, sarılması gereken yara çok, hepsinin şifa bulması neredeyse imkansız.
  • 11:18 - 11:22
    Aslında işimiz Dünya'da bir mucize gerçekleştirmek
  • 11:27 - 11:31
    Gerçekliğin önceki anlayışına göre imkansız, ancak yeni bir anlayışla mümkün olan
  • 11:35 - 11:36
    hatta gerekli olan bir şey. Daha azı denemeye bile değmez.
  • Not Synced
    ve yine kendinden ayrı olan bir evren içerisinde var olduğunu anlatır.
Title:
Sacred Economics with Charles Eisenstein - A Short Film Charles Eisentein ile Kutsal Ekonomi: Kısa bir Film
Description:

Yönetmen: Ian MacKenzie http://ianmack.com
Yapımcı: Velcrow Ripper, Gregg Hill, Ian MacKenzie

Kitabını okuyun: http://sacred-economics.com

Kutsal Ekonomi antik armağan ekonomilerinden günümüz modern kaptalizmine paranın tarihçesini çiziyor ve paranın sonsuz büyüme gereksinimi yaratıp, yabancılaşma, rekabet, ve kıtlık oluşumuna katkıda bulunduğunu ve topluma aidiyet duygusunu yok ettiğini anlatıyor.

Günümüzde, bu eğilimler ulaşabileceği sınıra ulaştı, ama yıkılmalarının ardından çok daha birbirine bağlı toplumların olduğu, ekolojik ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına geçiş yapmak için muazzam bir fırsat bulabiliriz.

Bu kısa film yakında çıkacak uzun metraj belgesel "Occupy Love"dan görüntüler içermektedir.

Jenerik:

Yönetim ve Kurgu: Ian MacKenzie
Yapımcılar: Ian MacKenzie, Velcrow Ripper, Gregg Hill
Görüntü Yönetmenliği: Velcrow Ripper, Ian MacKenzie
Animasyon: Adam Giangregorio, Brian Duffy
Müzik: Chris Zabriskie
Ek görüntüler: Steven Simonetti, Pond 5, Youtube
Fotoğraflar: Kris Krug, NASA
Teşekkürler: Charles Eisenstein, Stella Osorojos, Hart Traveller, Clara Roberts-Oss, Line 21 Media

more » « less
Video Language:
English
Duration:
12:09
parizade added a translation

Turkish subtitles

Incomplete

Revisions