WEBVTT 00:00:00.100 --> 00:00:12.334 Çeviri&Senkronizasyon: Umutcan ÖNER @redlinetheturk 00:00:12.584 --> 00:00:18.188 Telif haklarý, sansür, devlet gözetimi, özgür yazýlým 00:00:18.213 --> 00:00:24.024 ve benzeri konular için: korsanparti.org , @korsanparti 00:00:24.329 --> 00:00:26.529 Adil olmayan yasalar mevcuttur; 00:00:26.645 --> 00:00:28.845 Onlara itaat etmekle mi yetinelim, 00:00:28.800 --> 00:00:34.000 Deđiţtirmek için mücadele edip, deđiţene dek itaat mi edelim, 00:00:34.005 --> 00:00:39.405 yoksa bir an evvel ihlal mi edelim? 00:00:49.954 --> 00:00:55.672 Sosyal bir haber ve eđlence sitesi Reddit'in kurucularýndan biri ölü bulundu. 00:00:57.619 --> 00:01:01.482 Kendini öyle görmüyor da olsa, kesinlikle bir dahi idi. 00:01:01.824 --> 00:01:07.669 Ýţ kurmak ve para kazanmak onu hiç heyecanlandýrmazdý. 00:01:10.045 --> 00:01:14.373 Aaron Swartz'ýn dođduđu kasaba Highland Park'a derin bir yas hakim. 00:01:14.398 --> 00:01:19.146 Ýnternet'in en parlak ýţýklarýndan birine sevenleri son bir veda etmekte. 00:01:18.425 --> 00:01:21.876 ...ve bilgisayar aktivistleri matem tutmakta... 00:01:22.120 --> 00:01:24.805 ...tanýyanlarýn ifadesiyle "Ţaţýrtýcý bir deha"... 00:01:24.825 --> 00:01:29.426 O'nu devlet öldürdü. MIT ise temel prensiplerinin tamamýna ihanet etti. 00:01:29.635 --> 00:01:31.135 ...Ýbret olsun diye O'nu cezalandýrdýlar... 00:01:35.189 --> 00:01:38.932 Devletlerin doymak bilmeyen bir kontrol iţtahý vardýr. 00:01:39.498 --> 00:01:43.214 35 yýl hapis ve bir milyon dolarlýk bir ceza ile karţý karţýyaydý. 00:01:44.198 --> 00:01:49.475 Savcýlýđýn tutumu hevesli hatta görevi suistimal etmekte. 00:01:49.500 --> 00:01:53.593 Konuyu inceleyip bir sonuca varabildiniz mi? 00:01:57.660 --> 00:02:01.313 Büyürken farkettim ki, etrafýmýzda vuku bulan ţeylerin dođal 00:02:01.338 --> 00:02:05.530 olduđunun, insanlarýn dođaldýr, hep bu ţekilde olacaktýr yaklaţýmýnýn 00:02:05.682 --> 00:02:08.533 yanlýţ olduđunu, dođal falan olmadýđýný, bazý ţeylerin deđiţebileceđini; 00:02:08.559 --> 00:02:10.941 daha önemlisi bazý yanlýţ ţeylerin deđiţmesi gerekliliđiydi. 00:02:11.525 --> 00:02:14.353 Bu farkýndalýđýn geri dönüţü yoktu. 00:02:24.206 --> 00:02:27.853 Hikaye anlatma saatine hoţgeldiniz. 00:02:28.527 --> 00:02:32.149 Kitabýn adý "Paddington at the Fair" 00:02:33.567 --> 00:02:36.903 [Babasý] Aaron, Higland Park'ta dođdu ve burada büyüdü. 00:02:36.928 --> 00:02:39.608 Her biri sýradýţý zeki üç kardeţten biriydi. 00:02:44.205 --> 00:02:51.520 Hiç birimiz o uslu çocuklardan deđildik. Sürekli koţuţturan yaramaz üç ođlan çocuđu. 00:02:56.034 --> 00:03:00.706 Ama farkediyorum ki, Aaron, öđrenmeyi çok genç yaţta öđrenmiţti. 00:03:01.424 --> 00:03:06.562 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10. 00:03:06.518 --> 00:03:12.135 -Tak tak. -Kim o? -Aaron. -Hangi Aaron? -Aaron Komikadam 00:03:12.613 --> 00:03:16.488 Ne istediđini hep bilirdi. Ýstediđini hep yapmalýydý. Ýstediđini hep yapardý. 00:03:18.451 --> 00:03:24.988 Meraký, sýnýrsýzdý. ...Burada da gezegenleri gösteren 00:03:25.013 --> 00:03:32.034 küçük bir resim var. Her bir gezegenin sembolleri var... 00:03:32.999 --> 00:03:37.370 Bir keresinde Susan'a ţehir merkezindeki parkta ücretsiz aile ţenliđinin ne olduđunu sordu. 00:03:40.608 --> 00:03:44.729 O sýrada üç yaţýndaydý. Susan neyden bahsettiđini 00:03:44.754 --> 00:03:49.615 anlamayýnca "Bak iţte buzdolabýnýn üzerinde yazýyor" dedi. 00:03:50.005 --> 00:03:54.405 Susan, O'nun okuyabildiđini farkedince dumur olmuţtu. 00:03:54.635 --> 00:03:59.052 ...Kitabýn adý "My Family Seder"... 00:04:04.898 --> 00:04:08.479 Chicago Üniversitesi'nin kütüphaneside olduđumuz günü anýmsýyorum. 00:04:10.172 --> 00:04:12.900 Raftan 1900'lü yýllardan kalma bir kitap çýkarttým 00:04:12.925 --> 00:04:15.758 ve dedim ki, burasý ilahi derecede sýradýţý bir yer. 00:04:15.968 --> 00:04:21.826 Hepimiz meraklý çocuklardýk, ama Aaron hem öđrenmeyi hem de öđretmeyi çok seviyordu. 00:04:22.645 --> 00:04:27.053 ...Ţimdi de alfabeyi tersten okumayý öđreneceđiz... 00:04:31.990 --> 00:04:34.453 Ýlk matematik dersini gördüđü gün evdeki halini anýmsýyorum. 00:04:35.541 --> 00:04:42.752 Noah, dur sana matematik öđreteyim diyordu. Bense matematik ne diyordum. Hep öyle biriydi. 00:04:43.662 --> 00:04:48.725 ...ţimdi de klik tuţuna basalým. Ýţte oldu. 00:04:52.331 --> 00:04:55.766 Ýki, üç yaţýndayken Bob O'nu bilgisayarla tanýţtýrdý. 00:04:55.791 --> 00:04:58.588 O noktadan sonra kendi baţýný alýp götürdü. 00:05:03.415 --> 00:05:08.413 Hepimizde bilgisayar vardý, ama Aaron gerçekten kendini adadý. Ýnternet'e adadý. 00:05:09.802 --> 00:05:15.382 -Bilgisayar baţýnda mýsýn? -Yoo... Anne neden hiçbirţey çalýţmýyor? 00:05:15.886 --> 00:05:17.578 Programlamaya çok erken bir yaţta baţladý. 00:05:17.828 --> 00:05:21.211 Benimle birlikte yazdýđý ilk program BASIC dilindeydi. 00:05:21.461 --> 00:05:29.414 Star Wars ile ilgili bir bilmece oyunuydu. Bodrumda bilgisayarýn baţýna geçerdik. 00:05:30.197 --> 00:05:33.756 Saatlerce bu oyunu programlardýk. 00:05:34.686 --> 00:05:40.467 Benim sorunum yapacak daha fazla bir ţey olmadýđýný düţünmemdi. 00:05:40.492 --> 00:05:47.332 Oysa o her zaman programlamayla daha fazla ţey yapýlabileceđine inanýyordu. 00:05:46.704 --> 00:05:50.147 Aaron, programlamayý büyü gibi görürdü. Bu yolla normal 00:05:50.172 --> 00:05:53.860 insanlarýn baţaramayacađý ţeyleri yapabileceđini düţünürdü. 00:05:54.265 --> 00:05:57.527 Aaron, karton ve Macintosh ile bir ATM yapmýţtý. 00:05:57.777 --> 00:06:01.677 Bir keresinde cadýlar bayramýna ne giyeceđimi bilememiţtim. 00:06:01.927 --> 00:06:08.192 O aralar en sevdiđi bilgisayar iMac kýlýđýna girmemin çok havalý olacađýný düţümüţtü. 00:06:09.706 --> 00:06:12.629 Kendisi cadýlar bayramý kýyafeti giymekten tiksinirdi, ama 00:06:12.654 --> 00:06:15.775 diđer insanlarý sevdiđi ţeyleri giymeye ikna etmeye bayýlýrdý. 00:06:24.275 --> 00:06:29.376 The Info adýnda bir web sitesi yapmýţtý. Ýnsanlar içerisine bilgi ekleyebileceklerdi. 00:06:31.508 --> 00:06:34.040 Mesela birileri altýn üzerine kapsamlý bilgi sahibi 00:06:34.065 --> 00:06:36.645 olabilirdi, neden gelip bu bilgiyi paylaţmasýndý ki? 00:06:36.871 --> 00:06:41.138 Sonra baţka insanlar gelip bu bilgiyi okuyup, gerekli 00:06:41.163 --> 00:06:46.061 düzenlemeleri yapabilirdi. Wikipedia'dan çok da farklý deđil. 00:06:46.287 --> 00:06:49.319 Ve bu olay, Wikipedia baţlamadan önce olmuţtu. 00:06:49.344 --> 00:06:53.150 Ve 12 yaţýndaki bir çocuk tarafýndan odasýnda üretilmiţti. 00:06:53.376 --> 00:06:58.285 Küçük bir sunucuda, çok eski teknoloji üzerinde çalýţýyordu. 00:06:58.535 --> 00:07:02.847 Öđretmenlerden birisi ţu tepkiyi verdi; "Çok kötü bir fikir. 00:07:02.872 --> 00:07:06.901 Herhangi birinin ansiklopedi yazmasýna izin veremezsin. 00:07:07.127 --> 00:07:10.354 Bilim adamlarýnýn var olmasýnýn tek sebebi bize bu kitaplarý yazmalarý. 00:07:10.379 --> 00:07:12.484 Nasýl bu kadar kötü bir fikir üretebilirsin?" 00:07:12.710 --> 00:07:19.338 Ben ve kardeţim, "Hee, Wikipedia hoţ ama bizim evde beţ yýldýr var." derdik. 00:07:21.660 --> 00:07:26.993 Aaron'ýn sitesi TheInfo.org, Cambridge asýllý ArsDigita'nýn 00:07:27.018 --> 00:07:31.373 düzenlediđi okul müsabakasýnda birinci gelmiţti. 00:07:34.222 --> 00:07:36.809 Ödülü almak için hep beraber Cambridge'e gitmiţtik. 00:07:36.834 --> 00:07:39.371 Aaron'ýn ne yaptýđýna dair hiç bir fikrimiz yoktu. 00:07:39.597 --> 00:07:43.637 Ödülün çok mühim olduđu ortadaydý. 00:07:44.192 --> 00:07:47.279 Aaron, bir süre sonra online programlama topluluklarýyla içli dýţlý olmaya baţlamýţtý 00:07:47.529 --> 00:07:51.125 ...sonra da, web için çok önemli yeni bir aracýn üretim sürecinde. 00:07:52.085 --> 00:07:55.070 Sonra yanýma gelip ţunu söyledi, "Ben, acayip süper 00:07:55.095 --> 00:07:57.677 bir ţey üzerinde çalýţýyorum, duyman lazým." 00:07:57.903 --> 00:08:00.802 "Neymiţ?" diye sordum. "RSS denilen bir ţey" dedi. 00:08:03.285 --> 00:08:06.250 RSS'in ne olduđunu açýklamaya baţladý. "Bunun nesi 00:08:06.275 --> 00:08:09.123 kullanýţlý, kullanan bir site var mý ki?" dedim. 00:08:09.349 --> 00:08:10.941 "Niye bunu kullanmak isteyeyim ki?" 00:08:11.191 --> 00:08:13.833 RSS üzerinde çalýţan kiţilerin yazýţtýđý bir mail 00:08:13.858 --> 00:08:16.341 listesi vardý, hatta genel olarak XML üzerine. 00:08:16.567 --> 00:08:19.671 Aaron Swartz isminde bir üye de vardý, diţli fakat 00:08:19.696 --> 00:08:22.738 oldukça zeki biri. Bir çok iyi fikri vardý fakat, 00:08:25.109 --> 00:08:32.234 Yüz yüze görüţmelerimize gelmezdi. Bu görüţmelere ne zaman geleceđini sorduđumuzda 00:08:32.484 --> 00:08:38.207 "Annemin izin vereceđini sanmýyorum, 14'üme yeni girdim." dedi. Ýlk tepkimiz 00:08:38.457 --> 00:08:46.421 bir yýldýr çalýţtýđýmýz bu kiţi, bu iţ arkadaţý 13 yaţýndaymýţ ve henüz 14'üne girmiţ 00:08:46.671 --> 00:08:50.772 ve ikinci tepkimiz ise "O'nunla tanýţmamýz lazým. Ne kadar sýradýţý bir durum." oldu. 00:08:50.298 --> 00:08:52.489 RSS'in taslađýný hazýrlayan komitedeydi. 00:08:52.607 --> 00:08:58.936 Yaptýđý ţey, modern bir hypertext sürümünün tesisatýný döţemeye yardýmcý olmaktý. 00:08:59.186 --> 00:09:03.447 Ve O'nun üzerinde çalýţtýđý parça, diđer web 00:09:03.472 --> 00:09:08.205 sayfalarýnda olan bitenin özetini çýkaran aletti. 00:09:08.431 --> 00:09:11.818 Bunu daha çok bloglarda kullanýrsýnýz. Okumak 00:09:11.843 --> 00:09:15.302 istediđiniz 10,20 kiţinin RSS feedlerini alýr, 00:09:15.528 --> 00:09:21.805 ve o esnada neler döndüđünün özetini tek bir liste halinde görürsünüz. 00:09:22.055 --> 00:09:25.774 Aaron çok gençti, fakat teknolojiyi anlýyordu ve mükemmel 00:09:25.799 --> 00:09:29.517 olmadýđýný görüp daha iyi hale getirecek yollar arýyordu. 00:09:36.592 --> 00:09:39.771 Annesi Chicago'da uçađa bindirirdi, biz de onu San Fransisco'da alýrdýk 00:09:39.771 --> 00:09:43.238 Tartýţabileceđi ilginç insanlarla tanýţtýrýrdýk. Bu 00:09:43.263 --> 00:09:46.904 esnada korkunç beslenme alýţkanlýklarýný gözlemlerdik. 00:09:46.014 --> 00:09:49.926 Haţlanmýţ pirinç gibi sadece beyaz ţeyler tüketirdi. Kýzarmýţ 00:09:49.951 --> 00:09:54.178 pirinç yemezdi zira yeterince beyaz deđildi, beyaz ekmek vesaire. 00:09:54.634 --> 00:10:00.281 Tartýţmalarda bu küçük çocuđun ađzýndan çýkan argümanlarýn kalitesine hayret ederdik. 00:10:00.306 --> 00:10:04.638 Ýskorbütten ölmezse bu çocuk bir yerlere gelecek diye düţünürdük. 00:10:04.768 --> 00:10:08.782 -Aaron sýra sende. -Bana kalýrsa aradaki fark, artýk 00:10:08.807 --> 00:10:12.796 internetten, telefondan köpek mamasý satan ţirketler 00:10:12.821 --> 00:10:17.328 kuramazsýn. Ancak hala bir çok yenilik oluyor. Yenilikleri 00:10:17.353 --> 00:10:21.478 görmüyorsanýz belki de kafanýz kuma gömülü kalmýţtýr. 00:10:21.932 --> 00:10:28.900 Alfa nerd kiţiliđine bürünüp "Senden daha zekiyim. Bu yüzden senden daha iyiyim. 00:10:28.925 --> 00:10:32.863 Bu yüzden de sana ne yapman gerektiđini söyleyebilirim" kafasýna girerdi. 00:10:32.888 --> 00:10:35.228 Çok bilmiţ velet tarafýnýn bir uzantýsýydý. 00:10:35.252 --> 00:10:38.929 "...bir çok bilgisayarý bir araya getirip farklý problemler üzerinde 00:10:38.954 --> 00:10:43.483 uđraţabiliyorsunuz. Mesela uzaylýlarý aramak ya da kanserin tedavisini bulmak gibi." 00:10:44.317 --> 00:10:49.289 [WWW'nin mucidi] IRC üzerinde tanýţmýţtýk. Sadece yazan tiplerden deđildi, 00:10:49.314 --> 00:10:54.128 sorularýyla insanlarý heyecanlandýran, birbirine bađlayan biriydi. Özgür 00:10:54.153 --> 00:10:58.758 Kültür Hareketi onun enerjisinden bir hayli faydalandý. Bence Aaron, 00:10:58.783 --> 00:11:03.788 dünyayý çalýţýr bir hale getirmeye çalýţýyordu, onu tamir etmek istiyordu. 00:11:03.812 --> 00:11:10.449 Oldukça güçlü bir kiţiliđi vardý. Zaman zaman baţkalarýnýn tekerine çomak sokardý. 00:11:10.474 --> 00:11:15.590 Yani dünyayla karţýlýklý olarak iyi geçinememe sýkýntýsý vardý. 00:11:18.860 --> 00:11:22.553 Aaron liseye girdikten sonra bir hayli sýkýlmýţtý. 00:11:22.578 --> 00:11:26.173 Verilen dersleri, öđretmenleri pek sevememiţti. O 00:11:26.198 --> 00:11:29.951 zaten bilgiye nasýl ulaţacađýný biliyordu."Geometri 00:11:29.976 --> 00:11:33.631 öđrenmek için okula gitmeme gerek yok ki, geometri 00:11:33.656 --> 00:11:37.566 kitabýný okusam kafi. Amerikan tarihini onlarýn bakýţ 00:11:37.591 --> 00:11:41.331 açýsýyla öđrenmek istemiyorum, bak burada üç farklý 00:11:41.356 --> 00:11:44.903 tarih cildi var, onlarý okurum daha iyi. Onlarla 00:11:44.928 --> 00:11:49.054 ilgilenmiyorum, ben Web ile ilgileniyorum" kafasýndaydý. 00:11:49.078 --> 00:11:53.307 "Okuldan bayađý bunalmýţtým. Öđretmenler ne anlattýklarýný 00:11:53.332 --> 00:11:56.748 bilmiyordu. Otoriter ve kontrolcü bir tavýrlarý 00:11:56.773 --> 00:12:00.344 vardý. Ödevler öylesine veriliyordu. Zaman geçsin 00:12:00.369 --> 00:12:03.701 diye iţ yapýlýyordu. Ben de eđitimin tarihiyle 00:12:03.726 --> 00:12:07.256 ilgili kitaplar okumaya baţladým; ţimdiki sistem 00:12:07.281 --> 00:12:10.859 nasýl geliţtirilmiţti, alternatifleri neydi, ayný 00:12:10.884 --> 00:12:14.197 bilgileri geviţ getirmektense nasýl gerçekten 00:12:14.222 --> 00:12:17.823 öđrenebilirlerdi. Bu da beni sorgulamalara itti." 00:12:17.847 --> 00:12:23.347 ..."Bulunduđum okulu sorgulayýnca, onu inţa eden toplumu da sorgulamaya baţladým. Böyle 00:12:23.372 --> 00:12:28.621 bir eđitimle girilen ţirketleri sorguladým. Tüm bu yapýyý kuran devleti sorguladým." 00:12:28.645 --> 00:12:31.608 En tutkulu olduđu konulardan biri de telif haklarýydý, özellikle ilk baţlarda. 00:12:31.632 --> 00:12:39.295 Telif haklarý, yayýmcýlýk ve okuyucular için hep bir yük olmuţtur. Gerçi, aţýrý 00:12:39.320 --> 00:12:46.407 bir yük deđildir. Ýnsanlarýn cebine para girmesi için makul bir oluţumdu. 00:12:46.431 --> 00:12:53.839 Aaron'ýn neslinin maruz kaldýđý sýkýntý ise bu antik telif sistemi ve inţa ettiđimiz 00:12:53.864 --> 00:13:01.270 bu muhteţem ţey, Ýnternet'in çarpýţmasýydý. Bu çarpýţmadan bize kalan da kaos oldu. 00:13:01.929 --> 00:13:04.687 Sonrasýnda Harvard'da hukuk profesörü olan Lawrence 00:13:04.712 --> 00:13:07.286 Lessig ile tanýţtý. Kendisi o sýralar anayasa mahkemesinde 00:13:07.311 --> 00:13:10.175 telif haklarýna karţý mücadele etmekteydi. Genç Aaron 00:13:10.200 --> 00:13:12.851 bu duruţmayý dinlemek üzere Washington'a uçmuţtu. 00:13:12.875 --> 00:13:19.455 "Ben Aaron Swartz. Buraya Eldred* argümanýna tanýk olmaya 00:13:19.480 --> 00:13:25.808 geldim." "Neden ta Chicago'dan argüman dinlemeye buraya 00:13:25.833 --> 00:13:33.268 geldin?" "Bu zor bir soru. Çünkü.. bilmem... anayasa mahkemesini 00:13:33.293 --> 00:13:39.469 ve bu kadar meţhur bir davayý canlý izlemek istedim." 00:13:42.195 --> 00:13:45.825 Lessig, ayný zamanda telif haklarýnýn internete yansýmasýnda 00:13:45.850 --> 00:13:49.062 yeni bir yol da açmaktaydý. Ýsmi Creative Commons idi. 00:13:49.086 --> 00:13:53.943 Creative Commons'ýn ardýnda çok basit bir fikir var. Yaratýcýlara, eserlerine imza atarken 00:13:53.968 --> 00:13:56.636 kendilerinin de sahip olduđu özgürlük fikirlerine 00:13:56.661 --> 00:13:58.954 özen gösterebilecekleri bir yöntem vermek. 00:13:58.978 --> 00:14:02.597 Yani telif hakký, "bütün haklarý saklýdýr" derken, 00:14:02.622 --> 00:14:05.932 CC "bazý haklarý saklýdýr" ţiarýdýr. "Eserimle 00:14:05.957 --> 00:14:09.117 ţunlarý ţunlarý yapabilirsin, ama bazýlarýný 00:14:09.142 --> 00:14:12.792 yaparken izin almalýsýn" demenin basit bir yoludur. 00:14:12.816 --> 00:14:18.597 Aaron'ýn rolü de bilgisayar kýsmýydý, lisanslarý nasýl makinelerin 00:14:18.622 --> 00:14:23.539 üzerinde iţlem yapabileceđi basitliđe indirgeyebilirdik. 00:14:23.563 --> 00:14:26.541 Ýnsanlar "Neden spesifikasyonlarý 15 yaţýnda bir 00:14:26.566 --> 00:14:29.459 çocuđa yazdýrýyorsunuz, bu büyük bir hata" gibi 00:14:29.484 --> 00:14:35.076 tepkiler verdi. O ise yapýlacak en büyük hatanýn o çocuđa aldýrmamak olacađý kanaatindeydi. 00:14:35.760 --> 00:14:41.023 Gövdesinin kürsüden görünebileceđi uzunlukta bile deđildi. Ţu hareketli kürsülerden 00:14:41.048 --> 00:14:46.378 de olmadýđý için ekraný açtýđýnda yüzünün görünmediđi gülünç bir hale gelmiţti. 00:14:46.402 --> 00:14:51.399 "Web sitemize girdiđinizde Lisans Seç'e týklýyorsunuz. Size seçenekler 00:14:51.424 --> 00:14:56.044 sunuyor, ne anlama geldiklerini açýklýyor. Üç basit soru soruyor; 00:14:56.069 --> 00:15:00.924 Atýf gerekliliđi istiyor musun? Ticari kullanýma izin veriyor musun? 00:15:00.949 --> 00:15:05.241 Eserinin üzerinde deđiţiklik yapýlmasýna izin veriyor musun? 00:15:05.265 --> 00:15:12.257 Yetiţkinlerin, O'na da yetiţkin gibi davrandýđýný gördüđümde ţoke olmuţtum. Aaron, bir 00:15:12.282 --> 00:15:19.491 salon dolusu seyircinin karţýsýna geçip Creative Commons için oluţturduđu bir platformdan 00:15:19.516 --> 00:15:26.026 bahsetmeye baţlamýţtý. Ve hepsi ađzýnýn içine bakýyordu. Arkada oturup küçük bir 00:15:26.051 --> 00:15:32.721 çocuđu neden dinlediklerini sorguluyordum. Sanýrým ne olup bittiđini anlamamýţtým. 00:15:32.745 --> 00:15:36.265 Eleţtirmenler, sanatçýlarýn para kazanmasý adýna pek faydasý 00:15:36.290 --> 00:15:39.842 olmadýđýný söyleseler de, Creative Commons bir hayli baţarýlý 00:15:39.867 --> 00:15:43.155 oldu. Sadece Flickr'da bile 200 milyonun üzerinde insan, 00:15:43.180 --> 00:15:46.814 eserlerinde Creative Commons lisanlarýndan birini kullanmakta. 00:15:46.838 --> 00:15:52.095 Teknik yetilerini kullanarak katký yapmýţ olsa da, 00:15:52.120 --> 00:15:56.860 bu onun için sadece teknik bir mesele deđildi. 00:15:57.157 --> 00:16:01.204 Aaron, kiţisel blogunda açýk bir ţekilde sýk sýk dile getirirdi. 00:16:01.229 --> 00:16:04.567 "Bir çok ţey üzerine derin düţünürüm, ve diđerlerinin 00:16:04.592 --> 00:16:08.067 de bunu yapmasýný isterim." . .."Fikirler için çalýţýr, 00:16:08.092 --> 00:16:11.914 insanlardan öđrenirim. Ýnsanlarý dýţlamam. Mükemmelliyetçiyim, 00:16:11.939 --> 00:16:15.379 fakat bunun yayýmlamanýn önüne geçmesine müsade etmem. 00:16:15.404 --> 00:16:19.131 Eđitim ve eđlence haricinde benim üzerimde etkisi olmayacak 00:16:19.156 --> 00:16:22.283 ţeylerle vakit kaybetmem. Herkesle arkadaţ olmaya 00:16:22.308 --> 00:16:25.871 çalýţýrým, fakat beni ciddiye almadýđýnýzda öfkelenirim. 00:16:25.895 --> 00:16:30.932 Kin tutmam çünkü yapýcý olmaz. Fakat tecrübelerimden öđrenirim. 00:16:30.957 --> 00:16:35.048 Dünyayý daha iyi bir yer haline getirmek istiyorum." 00:16:40.681 --> 00:16:45.621 2004 yýlýnda Swartz Highland Park'tan ayrýlýr ve Stanford Üniversitesi'ne girer. 00:16:45.645 --> 00:16:52.622 Ülseratif Kolit hastalýđýndan muzdaripti. Ýlaçlarýný düzgün almamasýndan endiţe ediyorduk. 00:16:52.646 --> 00:16:58.552 Hastaneye kaldýrýlýrdý ve her gün hap kokteyli içmesi gerekirdi. O haplardan biri steroid 00:16:58.577 --> 00:17:04.021 idi, bu da büyümesini durdurdu. Bu yüzden kendini diđerlerinden farklý hissediyordu. 00:17:04.046 --> 00:17:09.477 Aaron, Stanford'a bilim insaný olmak üzere girdi ve karţýsýnda çok 00:17:09.502 --> 00:17:14.664 baţarýlý lise öđrencileri için çocuk bakýcýlýđý yapýlan bir 00:17:14.689 --> 00:17:20.240 program buldu. Bu kiţiler dört yýl sonra endüstriye önderlik edecek 00:17:20.265 --> 00:17:25.655 kimselerdi, %1'lik kýsým yani. Ve bana kalýrsa bu onu delirtmiţti. 00:17:25.679 --> 00:17:31.390 2005 yýlýnda, sadece bir yýl sonra, Aaron'a bir iţ teklifi geldi. Paul 00:17:31.415 --> 00:17:36.794 Graham öncülüđündeki Y Combinator isminde bir giriţim ţirketiydi. 00:17:36.818 --> 00:17:41.178 Bir web sitesi fikrim var demiţti, ve Paul Graham O'nu "Tabi neden olmasýn" 00:17:41.203 --> 00:17:46.276 diyecek kadar sevmiţti. Okulu sallayýp yeni bir apartman dairesine taţýndý. 00:17:46.300 --> 00:17:52.289 Burasý, Aaron'ýn dairesiydi. Babamýn evi ayarlamanýn ne kadar zor 00:17:52.314 --> 00:17:58.630 olduđundan bahsettiđini anýmsýyorum, zira kredisi yoktu ve üniversite terkti. 00:17:58.654 --> 00:18:04.195 Aaron ţu an salon olan yerde kalýyordu. Duvardaki posterlerden bazýlarý 00:18:04.220 --> 00:18:09.529 ondan kalma, kütüphane de öyle. Baţka kitaplar da var, çođu Aaron'ýn. 00:18:11.878 --> 00:18:15.326 Aaron'ýn Y-Combinator sitesinin ismi infogami idi. Ýnternet sitesi 00:18:15.351 --> 00:18:18.671 yapmak için kullanýlacak bir araç. Fakat site kullanýcý bulmakta 00:18:18.696 --> 00:18:21.938 güçlük çekiyordu. Nihayetinde Aaron, sitesini, yardýma ihtiyaç 00:18:21.963 --> 00:18:25.101 duyan bir baţka Y-Combinator projesi ile birleţtirdi. 00:18:25.125 --> 00:18:30.825 reddit ismindeki projeye Steve Huffman ve Alexis Ohanian öncülük etmekteydi. 00:18:30.949 --> 00:18:33.563 "...Her ţeye sýfýrdan baţlamýţtýk. Kullanýcýsý, parasý 00:18:33.588 --> 00:18:35.986 ya da kodu yoktu. Gün be gün büyüyerek çok popüler 00:18:36.011 --> 00:18:38.672 bir site haline geldi. Yavaţlama eđilimi göstermiyordu. 00:18:38.697 --> 00:18:40.976 Baţta bin kullanýcýmýz vardý, sonra onbin oldu. 00:18:41.000 --> 00:18:43.274 20 bin derken aldý baţýný gitti. 00:18:43.889 --> 00:18:50.961 reddit devasa bir hal aldý, internette geek bir köţe oldu. 00:18:52.443 --> 00:19:00.007 Bol miktarda mizah ve sanat vardý. Kullanýcýlar siteye üţüţmeye baţlamýţtý, 00:19:00.032 --> 00:19:07.694 ve bir çođu sabah bilgisayarýný açtýđýnda haberleri okuduđu ilk yer yapmýţtý. 00:19:07.718 --> 00:19:12.474 Bazý noktalarda reddit kaosun sýnýrýnda diyebiliriz. 00:19:12.499 --> 00:19:16.332 Bir yanda insanlarýn siyaset, teknoloji ve 00:19:16.357 --> 00:19:20.799 haberleri tartýţtýđý bir mecrayken diđer yanda iţ 00:19:20.824 --> 00:19:25.443 yerine uygun olmayan, saldýrgan materyallere de sahip. 00:19:25.467 --> 00:19:30.891 Troller'e ev sahipliđi yapan bazý subreddit'ler de var. Bu yüzden bazý 00:19:30.916 --> 00:19:36.645 tartýţmalara da meydan veren bir yer diyebiliriz. Kaosun kýyýsýnda duruyor. 00:19:36.669 --> 00:19:39.606 reddit, bir süre sonra kurumsal dergi devi Conde 00:19:39.631 --> 00:19:42.747 Nast'ýn gözüne takýlýr. Siteyi satýn almak isterler. 00:19:42.771 --> 00:19:47.098 Miktarýn ne kadar olduđunu soruyorsanýz, babamýn "Bu kadar çok parayý nerede 00:19:47.123 --> 00:19:51.201 tutmalýyým?" gibi sorulara maruz kalacađý kadar diyelim. -Çok para yani? 00:19:51.226 --> 00:19:53.333 -Bi'hayli çok. 00:19:54.248 --> 00:20:00.128 Büyük ihtimalle, bir milyon dolardan fazla. Ama tam olarak bilmiyorum. 00:20:00.152 --> 00:20:03.414 O esnada kaç yaţýnda? -19,20 00:20:05.284 --> 00:20:09.023 Bu dairedeydi. Bundan önceki koltuklarda oturup, 00:20:09.048 --> 00:20:12.761 reddit ile uđraţýyorlardý. reddit'i sattýklarýnda 00:20:12.786 --> 00:20:16.711 devasa bir parti verdiler, ertesi gün California'ya 00:20:16.736 --> 00:20:19.980 uçtular ve anahtarlarý da bana býraktýlar. 00:20:24.297 --> 00:20:27.089 Ţimdi düţününce biraz komik. Çünkü ţirketini satmýţtý 00:20:27.114 --> 00:20:29.985 ve aramýzdaki en zenginin o olduđunu varsayýyorduk. Ama 00:20:30.010 --> 00:20:32.776 O ayakkabý kutusu boyutlarýnda bir odayý tercih etti 00:20:32.801 --> 00:20:35.565 ve bu kadarý yeterli dedi. Bir gardoptan halliceydi. 00:20:35.589 --> 00:20:42.067 Pahalý ývýr zývýra para harcamasý imkansýzdý. 00:20:42.091 --> 00:20:47.851 "Apartman dairesinde yaţamayý seviyorum, ţatafatlý bir malikaneye niye para harcayayýmki" 00:20:47.876 --> 00:20:51.106 demiţti, "Kot, T-shirt giymeyi seviyorum bu yüzden 00:20:51.131 --> 00:20:54.107 yeni kýyafetlere de para harcamaya gerek yok." 00:20:55.307 --> 00:20:59.471 Swartz için önemli olan ţey, internet trafiđinin akýţýydý. Dikkatimizi yöneten ţey neydi? 00:21:00.095 --> 00:21:04.588 Yayýnlamanýn eski yöntemlerinde hava dalgalarýndaki limitle sýnýrlýydýnýz. Anten ile 00:21:04.613 --> 00:21:08.922 en fazla 10 T.V kanalýna yayýn verebilirdiniz. Kablolu ile dahi 500 kadar yeriniz 00:21:08.947 --> 00:21:13.533 olurdu. Oysa internette herkesin kendine ait bir kanalý vardýr, isteyen herkes kendine 00:21:13.558 --> 00:21:17.802 blog, Myspace sayfasý açabilir. Herkesin kendini ifade edebileceđi bir yer olur. 00:21:17.826 --> 00:21:20.321 Bu yüzden artýk problem kimin hava dalgalarýna 00:21:20.346 --> 00:21:22.923 eriţimi olduđu deđildir; problem insanlarý bulma 00:21:22.948 --> 00:21:25.469 yöntemlerine kimin hükmettiđidir. Gücün, Google 00:21:25.494 --> 00:21:27.884 gibi sitelerin tekeline geçtiđini görürsünüz. 00:21:27.908 --> 00:21:31.629 Ýnternet üzerinde nereye gitmek istediđinizi söyleyen bekçilerdir bunlar. 00:21:31.654 --> 00:21:34.193 Haberleri ve bilgiyi nereden temin edebileceđinizi 00:21:34.218 --> 00:21:37.738 gösterirler. Yani artýk belli bir zümrenin konuţma ayrýcalýđý yoktur, 00:21:37.763 --> 00:21:41.080 herkes bu ayrýcalýđa sahiptir. Sorun, kimin sesinin duyulduđudur. 00:21:45.248 --> 00:21:48.597 Böylece Conde Nast'te çalýţmak üzre San Fransisco'ya geldi. 00:21:48.622 --> 00:21:51.945 Ofise girdiđinde, içine bir sürü bok püsürün yüklendiđi bir 00:21:51.970 --> 00:21:55.597 bilgisayar verirler. Üzerine baţka bir ţey yükleyemezsin derler, 00:21:55.622 --> 00:21:59.024 ki geliţtiriciler için rezaletin bayrak tutaný bir durumdur. 00:21:59.048 --> 00:22:02.936 Ýlk günden itibaren bu ţeylerden dert yanmaya baţladý. 00:22:05.518 --> 00:22:09.031 Gri duvarlar, gri masalar, gri ses. Geldiđim ilk günden itibaren 00:22:09.056 --> 00:22:12.760 katlanmasý güç bir yerdi. Öđle yemeđinde kendimi tuvalete kilitleyip 00:22:12.785 --> 00:22:16.323 ađlamaya baţladým. Býrak iţ yapmayý, kulađýmda výzýldayýp duran 00:22:16.348 --> 00:22:20.266 birileri olduđu sürece akýl sađlýđýmý koruyabileceđimi dahi sanmýyorum. 00:22:21.621 --> 00:22:25.681 Ýţini bitirebilen baţka kimse de yok gibi. Herkes sürekli bizim odamýza gelip takýlýyor, 00:22:25.706 --> 00:22:29.720 sohbet ediyor ya da Wired incelemesi için kurulan oyun sistemini denemeye davet ediyor. 00:22:32.959 --> 00:22:40.876 O'nun siyasi tatta farklý tutkularý vardý. Silikon Vadisi'nde ise 00:22:40.901 --> 00:22:47.693 teknik aktiviteyi, siyasi amaçlar için kullanmak gibi bir kültür yoktu. 00:22:47.900 --> 00:22:49.713 Aaron kurumsal bir firmada çalýţmaktan nefret ediyordu. Hepsi 00:22:49.737 --> 00:22:53.977 böyle hissediyordu, ama Aaron katlanmayan tek kiţi oldu. 00:22:54.002 --> 00:22:57.943 Böylece Aaron hiç iţe uđramayarak kendini kovdurdu. 00:23:01.413 --> 00:23:05.327 Söylenene göre sýkýntýlý bir ayrýlýktý. Hem Steve Huffman 00:23:05.352 --> 00:23:09.062 hem de Alexis Ohanian belgesel için röportajý reddetti. 00:23:09.364 --> 00:23:20.470 Ýţ dünyasýný reddetti. Bu seçimle ilgili hatýrlamamýz gereken önemli ţeylerden biri de, 00:23:20.495 --> 00:23:25.900 giriţimcilik kültürünü býraktýđýnda, O'nu meţhur eden, sevdiren 00:23:25.925 --> 00:23:31.498 ţeyleri hayranlarýný hayal kýrýklýđýna uđratmak pahasýna býraktý. 00:23:31.522 --> 00:23:37.360 Olmasý gereken yere varmýţtý. Bok dađýna týrmanýp gül 00:23:37.385 --> 00:23:43.306 dikerken, koku alma duyusunu yitirdiđini itiraf edecek 00:23:43.331 --> 00:23:49.709 kadar özfarkýndalýđa sahipti. Orada oturup göründüđü kadar 00:23:49.734 --> 00:23:55.570 kötü olmadýđýný iddia etmektense tekrar aţađýya indi. 00:23:55.594 --> 00:23:57.594 Bu çok iyi birţeydi. 00:23:58.020 --> 00:24:06.680 Aaron programlamayý hep büyü gibi gördü, normal insanlarýn yapamayacađý ţeyleri yapmaktý. 00:24:06.705 --> 00:24:14.980 Büyülü güçlerin olsaydý onlarý iyilik için mi kullanýrdýn, yoksa dađlar kadar para mý? 00:24:15.425 --> 00:24:18.701 Swartz, çocukluđunda tanýţtýđý bir vizyonerden, 00:24:18.726 --> 00:24:22.113 WWW'in mucidi Tim Berners-Lee'den ilham alýyordu. 00:24:22.137 --> 00:24:28.934 90'lý yýllarda, Berners-Lee 20.Yüzyýl'ýn en karlý icatlarýndan birinin üzerinde 00:24:28.959 --> 00:24:35.501 oturmaktaydý. Fakat bu icattan para kazanmak dururken, bunu ücretsiz dađýttý. 00:24:36.290 --> 00:24:40.940 WWW'in bugünkü varlýđýnýn tek sebebi budur. 00:24:41.458 --> 00:24:48.777 Aaron, kesinlikle, Tim'den derinden etkilenmiţti. Tim internetin ilk yýllarýndaki en seçkin 00:24:48.802 --> 00:24:55.960 dehalarýndan biriydi, ve asla satýp gitmedi. Milyarlarca dolar kazanmakla hiç ilgilenmedi. 00:24:55.984 --> 00:25:02.108 Özgür býrakýlmasaydý, bugün kocaman tek bir web yerine bir çok küçük web 00:25:02.133 --> 00:25:08.424 olurdu; bu ţekilde iţleyemezdi çünkü bir web'den diđerine geçiţ yapamazdýn. 00:25:10.095 --> 00:25:14.007 Düzgün çalýţmasý için kritik kütleye ulaţmasý 00:25:14.032 --> 00:25:17.942 gerekliydi, yani tüm gezegen olmadan olamazdý. 00:25:17.774 --> 00:25:20.374 (sakallý olan Richard M. Stallman reis) 00:25:22.627 --> 00:25:28.917 Dünya'yý olduđu gibi kabullenmemenin çok önemli olduđunu düţünüyorum. Sana verilene 00:25:28.942 --> 00:25:35.805 eyvallah demek, yetiţkinlerin, ailenin söylediklerine uymak yerine her zaman sorgulamalýsýn 00:25:35.830 --> 00:25:42.158 bence. Her ţeyi sorgularým, bilimsel yöntemle yaklaţýrým, öđrendiklerin geçicidir ve 00:25:42.183 --> 00:25:45.830 deđiţime açýktýr; yeni bulgularla çürütülebilir. 00:25:45.855 --> 00:25:49.105 Bence ayný yöntem topluma da uygulanabilir. 00:25:49.129 --> 00:25:54.365 Temelinde gerçekten ciddi sorunlar olduđunu gördüđümde, 00:25:54.390 --> 00:25:58.596 görmezden gelmenin mümkün olmadýđýný anladým. 00:26:02.966 --> 00:26:13.483 Birlikte çok vakit geçirmeye baţladýk, arkadaţçaydý. Saatlerce sohbet ederdik. 00:26:14.356 --> 00:26:19.255 Bakýnca, benimle flört ettiđini anlamýţ olmam gerekliydi diyorum. Galiba 00:26:19.280 --> 00:26:24.044 "Bu kötü bir fikir ve imkansýz" diye düţünüp olmuyormuţ gibi davrandým. 00:26:25.216 --> 00:26:32.695 Evliliđim dađýlýyordu, gidecek yerim yoktu; böylece ev arkadaţý olduk. Kýzýmý da götürdüm. 00:26:32.720 --> 00:26:36.624 Taţýndýk ve evi döţedik, son derece huzurluydu. 00:26:36.649 --> 00:26:40.715 Uzun süredir huzurum yoktu, buna ihtiyacým vardý. 00:26:46.384 --> 00:26:55.925 Çok ama çok yakýndýk. Romantik iliţkimizin baţlangýcýndan itibaren 00:26:55.950 --> 00:27:04.066 sürekli temas halindeydik. Ama ikimiz de zor insanlardýk. 00:27:04.806 --> 00:27:07.949 Ally Mcbeal vari bir tartýţmada bir fon ţarkýsý 00:27:07.974 --> 00:27:10.788 olduđunu itiraf etti. Onu çalmaya zorladým. 00:27:12.301 --> 00:27:20.412 Fiona Apple'dan Extraordinary Machine'miţ. Sanýrým ţarkýnýn 00:27:20.437 --> 00:27:28.141 sýkýţmýţlýđýyla birlikte umut da barýndýran havasýndandý. 00:27:36.870 --> 00:27:44.053 Bir çok açýdan, Aaron hayata muazzam bir iyimserlikle bakardý. 00:27:44.078 --> 00:27:48.295 Öyle hissetmese bile öyle davranýrdý. 00:27:52.955 --> 00:27:59.115 -Napýyorsun? -Flickr'da artýk video da var. 00:27:59.930 --> 00:28:04.743 Swartz, enerjisini, kamusal bilgiye eriţime dair bir çok yeni projeye harcýyordu. 00:28:04.768 --> 00:28:08.426 Bunlardan biri de hesap sorulabilirlik sitesi Watchdog.net idi. 00:28:08.451 --> 00:28:10.622 Bir de Open Library (Açýk Kütüphane). 00:28:10.646 --> 00:28:16.596 Açýk Kütüphane projesine openlibrary.org üzerinden eriţebilirsiniz. Altýndaki fikir de, her 00:28:16.621 --> 00:28:22.288 kitaba ait bir wiki, düzenlenebilir bir sayfa, adamak. Böylece ţu ana kadar yayýnlanmýţ 00:28:22.313 --> 00:28:28.069 bütün kitaplar için, içinde yayýmcý, satan yerler, bulunduđu kütüphaneler gibi bilgilere 00:28:28.094 --> 00:28:31.197 eriţip satýn almak, ödünç almak ya da incelemek 00:28:31.222 --> 00:28:34.107 için kullanabileceđiniz linkler koyulabilir. 00:28:34.131 --> 00:28:37.830 Kütüphaneleri çok severim. Yeni bir ţehre geldiđinde 00:28:37.855 --> 00:28:42.297 kütüphaneleri araţtýran o adam benim. Açýk Kütüphane'nin hayali 00:28:42.322 --> 00:28:46.148 de bu, kitaptan kitaba, insana, yazara, oradan konuya, 00:28:46.173 --> 00:28:50.253 fikre sýçrayabileceđiniz, kütüphanelerde gömülüp kayýplara 00:28:50.278 --> 00:28:54.117 karýţmýţ bu bilgi zenginliđine kolayca ulaţabilmek. Bu 00:28:54.142 --> 00:28:57.955 çok önemli çünkü kitaplar kültürel mirasýmýz. Kitaplar 00:28:57.980 --> 00:29:01.957 insanlarýn yazýmda kullandýđý ţeyler; ve tüm bunlarý bir 00:29:01.982 --> 00:29:05.819 ţirketin tekeline býrakamayýz. Korkutucu bir durum bu. 00:29:07.092 --> 00:29:13.688 Kamu alanýna, kamusal eriţimi nasýl getirebilirsiniz? Kulađa basit gelebilir ama 00:29:13.713 --> 00:29:20.447 kamusal alana kamunun eriţimi yoktur. Kamusal alan, herkes tarafýndan eriţilebilir 00:29:20.472 --> 00:29:26.498 olmalýdýr, fakat kilit altýndadýr. Birileri gelip keyfini çýkartmak ister 00:29:26.523 --> 00:29:33.362 ihtimaline karţý etrafý makinalý tüfekler ve siperlerle çevrilmiţ bir park gibidir. 00:29:33.386 --> 00:29:37.984 Aaron'ýn özellikle ilgilendiđi konulardan biri de, kamusal alana 00:29:38.009 --> 00:29:42.748 kamusal eriţim getirmekti. Onu bu kadar çok belaya sokan ţey buydu. 00:29:46.574 --> 00:29:53.790 A.B.D'de Federal Mahkeme kayýtlarýna ulaţmaya çalýţýyordum. 00:29:54.777 --> 00:29:58.333 Anlaţýlmaz bir sistemle karţý karţýya kaldým. 00:29:58.358 --> 00:30:01.966 Açýlýmý Elektronik Mahkeme Kayýtlarýna Kamusal 00:30:01.991 --> 00:30:08.870 Eriţim olan PACER diye bir sistemdi. Google'da arama yaparken Carl Malamud'a denk geldim. 00:30:08.894 --> 00:30:15.920 ABD'de yasal materyallere eriţim, yýllýk 10 milyar dolarlýk bir ticaret. PACER, inanýlmaz 00:30:15.945 --> 00:30:19.601 menfur bir devlet hizmeti. Sayfa baţý 10 sent, 00:30:19.626 --> 00:30:23.180 görüp görebileceđiniz en ölü kod. Hiç bir ţey 00:30:23.205 --> 00:30:30.071 arayamazsýn, sýk kullanýlanlara atamazsýn, kredi kartýn olmalýdýr ve bunlar kamuya ait 00:30:30.096 --> 00:30:33.568 kayýtlardýr. Amerikan yerel mahkemeleri çok 00:30:33.593 --> 00:30:37.592 önemlidir, dava takiplerimizin çođu burada baţlar. 00:30:37.616 --> 00:30:42.331 Telif davalarý, patent davalarý, bin bir türlüsü. Öđrenciler, gazeteciler, 00:30:42.356 --> 00:30:47.234 vatandaţlar, avukatlar; hepsi PACER sistemine eriţmek durumundadýr, ve sistem 00:30:47.259 --> 00:30:51.754 her adýmda onlarla kavga eder. Sýradan insanlar, altýn American Express 00:30:51.779 --> 00:30:56.460 kartý olanlar kadar rahat eriţemezler, adalete eriţimde bir nevi vergidir. 00:30:58.260 --> 00:31:02.646 Yasalar, demokrasimizin iţletim sistemidir, ve görmek 00:31:02.671 --> 00:31:07.032 için para vermen gerekmesi? Bu pek demokrasi sayýlmaz. 00:31:07.056 --> 00:31:12.027 Yýlda yaklaţýk 120 milyon dolar kazanýyorlar. Ve kendi 00:31:12.052 --> 00:31:16.389 kayýtlarýna göre maliyeti buna yakýn bile deđil. 00:31:16.413 --> 00:31:23.583 Hatta, yasadýţý. 2002 yýlýnýn e-devlet kanununa göre, mahkemeler 00:31:23.608 --> 00:31:31.439 maliyeti karţýlamak üzre yalnýzca gerektiđi miktarda ücret alabilirler. 00:31:34.941 --> 00:31:39.086 Public.Resource.Org'un kurucusu Malamud, PACER ücretlerine 00:31:39.111 --> 00:31:42.739 protesto etmek istedi. PACER Geri Dönüţüm Projesini 00:31:42.764 --> 00:31:46.698 baţlattý. Böylece insanlar, ücretini verip indirdikleri 00:31:46.723 --> 00:31:50.867 dökümanlarý bu ücretsiz veritabanýnda paylaţabileceklerdi. 00:31:50.891 --> 00:31:55.709 Meclis, PACER iţletmecilerini kamu eriţimi üzerinden topa tutuyordu. 00:31:55.734 --> 00:31:59.270 Bunun üzerine ülke çapýnda 17 kütüphanede, PACER'a 00:31:59.295 --> 00:32:03.274 ücretsiz eriţim sađlayan bir sistem kurdular. Her 57.000 00:32:03.299 --> 00:32:07.557 kilometre kareye bir kütüphane yani. Pek kullanýţlý deđildi. 00:32:07.756 --> 00:32:14.829 "Herkesi Flash Bellek Kuvvetleri'ne katýlmaya davet ediyorum. Kütüphanelerdeki veritabanýný 00:32:14.854 --> 00:32:21.057 indirin ve PACER Geri Dönüţüm Projesi'ne yükleyin." Ýnsanlar kütüphanelere gidip 00:32:21.082 --> 00:32:27.578 dökümanlarý belleklere yüklediler ve bana yolladýlar. Aslýnda bu bir geyikti, sitede 00:32:27.603 --> 00:32:34.175 Flash Bellek Kuvvetleri linkine týkladýđýnýzda Oz Büyücüsünden bir sahne açýlýyordu." 00:32:35.352 --> 00:32:41.138 Ama tabiki Steve Schultze ve Aaron beni arayýp, Flash Bellek Kuvvetleri'ne 00:32:41.163 --> 00:32:47.236 katýlmak istiyoruz dediler. O sýralarda bir konferansta Aaron'la karţýlaţtým. 00:32:47.261 --> 00:32:52.577 "Bu, bir çok farklý kiţinin el birliđiyle yapmasý gereken bir ţey." 00:32:52.602 --> 00:32:57.995 Ben de ona yaklaţtým ve PACER sorununa müdahale etmemiz gerek dedim. 00:33:00.388 --> 00:33:04.510 Schultze, kütüphanelerdeki sistemden otomatik olarak veri çekebilen 00:33:04.535 --> 00:33:08.087 bir program geliţtirmiţti bile. Swartz da göz atmak istedi. 00:33:08.111 --> 00:33:12.709 Ben de ona kodu gösterdim, ne olacađýný bilmiyordum. 00:33:12.734 --> 00:33:16.179 Sonradan anlaţýldýki, Aaron konferansýn 00:33:16.204 --> 00:33:23.467 son bir kaç saati boyunca çekildiđi köţede kodu geliţtiriyormuţ. Ayný zamanda da bu 00:33:23.492 --> 00:33:30.953 kütüphanelerden birinin yakýnýnda oturan bir arkadaţýný, programýn düzenlenmiţ halini 00:33:30.978 --> 00:33:38.611 test etmeye ikna etmiţ. Tabi mahkemedeki bazý insanlar bir problem olduđunu anlamýţlar. 00:33:38.635 --> 00:33:43.686 "...Veriler akmaya baţlamýţtý. Kýsa bir zamanda 760gb 00:33:43.711 --> 00:33:48.012 boyutunda 20 milyon sayfa PACER dökümaný birikti." 00:33:48.934 --> 00:33:52.643 Deneme kütüphanelerinden elde ettiđi bilgilerle, 00:33:52.668 --> 00:33:56.049 Swartz bu devasa arţivi paralel yüklemelerle 00:33:56.074 --> 00:33:59.706 kaydetmeye baţladý. Yaklaţýk 2.7 milyon mahkeme 00:33:59.731 --> 00:34:03.968 belgesini elde etmiţti, neredeyse 20 milyon sayfa yazý. 00:34:03.992 --> 00:34:08.780 Pilot eriţim projesini yöneten insanlarýn 20 milyon gibi bir rakam 00:34:08.804 --> 00:34:14.449 beklemediklerini kabul ediyorum. Ama bir bürokratý ţaţýrtmak yasadýţý deđildir. 00:34:14.473 --> 00:34:20.489 "Aaron ve Carl, olan biteni New York Times'a anlatmaya karar verdi." Ayný zamanda FBI'ýn da 00:34:20.514 --> 00:34:26.333 dikkatini çekmiţlerdi. Swartz'ýn ailesinin Ilinois'deki evini gözetlemeye baţlamýţlardý. 00:34:26.358 --> 00:34:33.647 ...sonra annesinden "ARA BENÝ" yazan bir tweet geldi. Ne olduđunu anlamadým. 00:34:33.672 --> 00:34:39.730 Nihayet Aaron'a ulaţtým. Annesi "FBI FBI FBI" diye sayýklýyordu. 00:34:40.204 --> 00:34:46.478 Bir FBI ajaný evimizin yolundan arabayla geçerken Aaron odasýnda mý 00:34:46.504 --> 00:34:52.754 diye kolaçan eder. O gün evdeydim ve o adamýn evimizin yolundan bir 00:34:52.779 --> 00:34:59.007 aţađý bir yukarý gidiţini garipsediđimi anýmsýyorum. Beţ yýl sonra 00:34:59.032 --> 00:35:05.445 bir FBI dosyasýný okurken anladým ki evimin yolundaki o adam ajandý. 00:35:05.469 --> 00:35:09.144 Dehţete düţmüţtü. Gerçekten korkuyordu. 00:35:09.614 --> 00:35:16.913 FBI O'nu arayýp, yanýnda avukatý olmadan bir kafede buluţmasý için kandýrmaya çalýţtýđýnda 00:35:16.938 --> 00:35:24.236 daha da çok korkmuţtu. Eve gidip yatađýna uzandýđýnda zangýr zangýr titrediđini söylemiţti. 00:35:25.894 --> 00:35:29.349 Ýndirmeler, mahkemlerin devasa gizlilik ihlallerini 00:35:29.374 --> 00:35:32.671 de açýđa çýkarmýţtý. Sonuç olarak mahkemeler bazý 00:35:32.696 --> 00:35:35.985 politikalarýný deđiţtirmek zorunda kaldý. FBI ise 00:35:36.010 --> 00:35:39.430 soruţturmayý dava açmaksýzýn kapatmaya karar verdi. 00:35:39.902 --> 00:35:45.812 Bugün bile ţaţýrdýđým bir konu var. Herhangi bir insanýn, en ýrak köydeki 00:35:45.837 --> 00:35:51.643 bir ofiste çalýţan bir FBI ajanýnýn bile, halkýn vergisini hukuku kamuya 00:35:51.668 --> 00:35:57.856 açan birine hýrsýzlýk suçlamasý için harcamasýný aklým almýyor. Hukuku kamuya 00:35:57.881 --> 00:36:03.671 açan birisiyle uđraţan hangi insan kendini kanun adamý olarak görebilir? 00:36:03.695 --> 00:36:09.398 Aaron, davasý için kendini tehlikeye atmýţtý. 00:36:09.422 --> 00:36:12.947 Gelir dađýlýmýndaki uçurumdan rahatsýz olduđu için, sýrf teknolojiyle 00:36:12.972 --> 00:36:16.043 yetinmedi; farklý siyasi davalara da kendini adamaya baţladý. 00:36:16.067 --> 00:36:19.684 [Arkadaţý] Ben meclise girmiţtim, O'nu da yanýmýzda 00:36:19.709 --> 00:36:23.649 takýlmasý, staj yapmasý için davet ettim. Böylece siyasi 00:36:23.674 --> 00:36:27.326 iţleyiţi öđrenebilirdi. ...yeni bir topluluđu, yeni 00:36:27.351 --> 00:36:30.861 maharetleri öđrenip siyaseti hacklemek istiyordu. 00:36:30.885 --> 00:36:35.222 Ben evde televizyon izleyip para kazanýrken, bir 00:36:35.247 --> 00:36:39.825 madencinin kan ter içinde çukur kazmasý; kazmazsa o 00:36:39.850 --> 00:36:44.932 akţam evine ekmek götüremeyecek olmasý çok saçma geliyor. 00:36:44.957 --> 00:36:48.636 Ama açýkça ortada ki dünya saçma bir yer. 00:36:48.660 --> 00:36:53.515 Yenilikçi Deđiţim Mücadelesi Komitesi adlý bir grubun kuruluţunda yer aldým. Yenilikçi 00:36:53.540 --> 00:36:57.812 siyaseti benimseyen ve ülkeye daha yenilikçi bir yol açmak isteyen insanlarý 00:36:57.837 --> 00:37:02.161 organize edip, mail listelerimize ve kampanyalarýmýza dahil ettiđimiz böylece 00:37:02.186 --> 00:37:06.399 seçimlerde yenilikçi adaylarýn seçilmesine yardýmcý olduđumuz bir sistemdi. 00:37:06.423 --> 00:37:09.936 Elizabeth Warren'ýn senatoya girmesini sađlayan kampanyanýn 00:37:09.961 --> 00:37:13.624 arkasýnda bu grup vardý. Halihazýrda sistemin aptalca olduđunu 00:37:13.649 --> 00:37:17.601 düţünüyordu, fakat geldi ve sistemi öđrenmem gerekli dedi. Zira bu 00:37:17.626 --> 00:37:21.459 sistem de herhangi bir sosyal sistem gibi manipule edilebilirdi. 00:37:21.483 --> 00:37:26.452 Ayný zamanda kütüphane ve öđrenme tutkusunu da bir kenara býrakmamýţtý. 00:37:26.477 --> 00:37:31.030 Akademik makaleleri yayýnlayan kurumlarý da incelemeye baţlamýţtý. 00:37:31.208 --> 00:37:36.186 Amerika'nýn büyük üniversitelerinden birinde olduđunuza göre geniţ 00:37:36.211 --> 00:37:41.164 bir bilimsel yayýn arţivine eriţiminizin olduđunu varsayýyorum. Bu 00:37:41.189 --> 00:37:46.350 büyük üniversitelerin hemen hemen hepsi JSTOR, Thomson gibi firmalara 00:37:46.375 --> 00:37:50.945 eriţim için ücretler öderken, dünyanýn geri kalaný göremiyor bile. 00:37:50.969 --> 00:37:55.196 Bu akademik yayýnlar ve makaleler, insanlýđýn tüm bilgi birikiminin 00:37:55.221 --> 00:37:59.797 depolandýđý online bir kütüphane. Ve çođu, vatandaţlarýn vergisiyle ya da 00:37:59.822 --> 00:38:04.391 devletin ayýrdýđý bütçeyle ortaya çýkan ţeyler. Fakat bunlarý okuyabilmek 00:38:04.416 --> 00:38:09.045 için Elsevier gibi yaýmcýlara çođu zaman tekrardan ödeme yapmanýz gerekir. 00:38:09.069 --> 00:38:15.008 Lisans ücretleri o kadar yüksek ki, Amerika yerine Hindistan'da okuyan kiţiler 00:38:15.033 --> 00:38:20.495 bu eriţime sahip deđiller. Bilimsel mirasýmýzýn tamamýndan mahrumlar. Bu 00:38:20.520 --> 00:38:26.420 dökümanlardan bazýlarý Aydýnlanma Dönemi'nden kalma. Birisi akademik bir yayýn 00:38:26.445 --> 00:38:32.194 ortaya çýkarttýđýnda taranýrlar ve dijital bir ţekilde koleksiyona girerler. 00:38:32.218 --> 00:38:38.274 Bu, bize ilginç ve bilimsel iţler ortaya çýkaran insanlardan kalan bir miras. 00:38:38.299 --> 00:38:42.156 Halka ait, ulaţýlabilir olmasý gereken bir miras. Fakat bunun 00:38:42.181 --> 00:38:47.305 yerine kilitlenip, kar amacý güden ţirketler tarafýndan internete 00:38:47.330 --> 00:38:52.608 koyulurlar ve onlar da edebilecekleri en yüksek karý elde etmeye çalýţýrlar. 00:38:53.676 --> 00:39:00.250 Üniversite ya da halk tarafýndan parasý ödenen bir araţtýrmacý, makale hazýrlar. Bütün iţ 00:39:00.275 --> 00:39:03.696 bittikten sonra, yani asýl araţtýrma, düţünme, 00:39:03.721 --> 00:39:07.409 deney gibi süreçlerin tamamý bittikten sonraki son 00:39:07.434 --> 00:39:11.285 aţamada araţtýrmacý telif hakkýný bu milyar dolarlýk 00:39:11.310 --> 00:39:14.628 ţirkete teslim etmek zorundadýr. Hasta durum. 00:39:14.653 --> 00:39:18.199 Tamamen gönüllü emek üzerine kurulmuţ bir ekonomidir, 00:39:18.224 --> 00:39:21.506 en tepede yayýmcý ţirket oturur ve kaymađý yer. 00:39:22.830 --> 00:39:26.468 Dolandýrýcýlýđýn dik alasý. Ýngiltere'deki yayýmcýlardan 00:39:26.493 --> 00:39:30.194 biri geçen yýl 3 milyar dolar kar etti. Ne vurgun ama. 00:39:30.218 --> 00:39:41.018 JSTOR, hikayede çok küçük bir rolde aslen. Her nedense, Aaron hedef olarak JSTOR'u seçti. 00:39:41.131 --> 00:39:47.001 [Arkadaţý] Açýk eriţim ve açýk yayým üzerine bir konferansa gitmiţti. 00:39:47.026 --> 00:39:51.110 JSTOR'dan, kim bilmiyorum, birisine veritabanýný 00:39:51.135 --> 00:39:56.207 ebediyen açmanýn ne kadara malolacađýný sormuţtu. 200 milyon 00:39:56.232 --> 00:40:00.970 dolar gibi Aaron'ýn da saçma bulduđu bir rakam verdiler. 00:40:01.053 --> 00:40:04.164 Harvard'da bursla çalýţtýđýndan, yan komţusu MIT'deki 00:40:04.189 --> 00:40:06.986 kullanýcýlarýn açýk ve hýzlý ađýndan haberdardý, 00:40:07.011 --> 00:40:12.251 ki yakýn zamanda JSTOR'un zengin arţivine eriţim izni de verilmiţti. Swartz, fýrsatý gördü. 00:40:12.275 --> 00:40:16.756 O kapýlarýn anahtarý elinizdeydi. Biraz Shell Script (~kabuk 00:40:16.781 --> 00:40:20.746 betiđi) sihriyle yayýnlanmýţ makaleleri alabilirdiniz. 00:40:20.770 --> 00:40:28.171 24 Eylül 2010'da, Swartz yeni alýnmýţ bir laptop'ý Gary Host adýyla MIT ađýna 00:40:28.196 --> 00:40:35.122 kaydetti. Ýstemci adý olarak da GHost_laptop kullanýldý. (Hayalet_laptop) 00:40:35.146 --> 00:40:39.493 JSTOR'u geleneksel kullanýmýyla hackledi diyemeyiz. JSTOR 00:40:39.518 --> 00:40:43.914 veritabaný düzenliydi, bütün dökümanlarý indirmek için çok 00:40:43.939 --> 00:40:48.322 uđraţmak gerekmiyordu; sadece numaralar atanmýţtý. Örneđin 00:40:48.347 --> 00:40:52.506 ///makale444024, makale444025 gibi gibi ilerlemekteydi. 00:40:52.530 --> 00:40:55.384 Turtayý Durmadan Al adýnda bir python betiđi 00:40:55.409 --> 00:40:58.515 hazýrlamýţtýk, ardý ardýna makaleleri topluyordu. 00:40:58.539 --> 00:41:02.224 Ertesi gün Hayalet_laptop makaleleri almaya baţlar. 00:41:02.249 --> 00:41:06.193 Fakat kýsa zamanda bilgisayarýn I.P. adresi engellenir. 00:41:06.218 --> 00:41:09.723 Tabi bu Swartz için çantada kekliktir. Hemen I.P. 00:41:09.748 --> 00:41:12.902 adresini deđiţtirir ve indirmeye devam eder. 00:41:12.926 --> 00:41:19.898 JSTOR ve MIT bu olayý durdurmak için farklý adýmlar atarlar. Hafif tedbirler iţe 00:41:19.923 --> 00:41:27.386 yaramadýđýnda, JSTOR, MIT'nin tamamýný engeller. Baktýđýnýz zaman, JSTOR veritabanýnýn 00:41:27.411 --> 00:41:34.595 etrafýnda geçen bir kedi fare oyunu gibidir. Kedinin Aaron olduđunu söyleyebiliriz, 00:41:34.620 --> 00:41:41.119 çünkü JSTOR'daki teknisyenlerden daha yetenekli olduđu ortada. 00:41:42.143 --> 00:41:49.255 Sonunda, Wi-Fi üzerinden uđraţmaktansa, kilitlenmemiţ bir malzeme dolabýna girdi ve ađa 00:41:49.280 --> 00:41:56.552 direk kabloyla bađlandý. Laptop'ýný harici bir disk ile birlikte makale indirmeye býraktý. 00:41:56.576 --> 00:42:02.618 Swarz bilmiyordu, fakat bilgisayarý yetkililer tarafýndan bulunmuţtu. 00:42:02.643 --> 00:42:08.425 Ýndirmeyi durdurmaktansa, içeriye güvenlik kamerasý yerleţtirdiler. 00:42:10.549 --> 00:42:16.489 Bilgisayarý, MIT binasýnýn bodrumunda bir odada buldular. Fiţini 00:42:16.514 --> 00:42:23.435 çekebilirlerdi, gelmesini bekleyip kimsin nesin durdur ţunu diyebilirlerdi. 00:42:23.460 --> 00:42:30.444 Ama bunlarý yapmadýlar. Bunun yerine delil oluţturmak için düzenek kurdular. 00:42:30.469 --> 00:42:35.638 Böyle bir ţeyi videoya almanýn tek sebebi bu olabilirdi. 00:42:38.351 --> 00:42:47.521 Ýlk görüntülerde görünen tek ţey, boţ ţiţeleri odada zulalayan bir adamdý. 00:42:53.624 --> 00:42:58.712 Fakat günler sonra Swartz'u da görüntülediler. 00:43:06.113 --> 00:43:11.490 Swartz, hard diski deđiţtiriyor. Beţ dakika kadar 00:43:11.515 --> 00:43:16.031 karenin dýţýnda kalýyor, sonra terkediyor. 00:43:37.549 --> 00:43:44.659 Bir gün MIT'den bisikletle evine geçerken, polisler yolunu 00:43:44.684 --> 00:43:50.926 deđiţtirir ve peţine takýlýr. Saldýrgan bir ţekilde 00:43:50.951 --> 00:43:57.519 yere yapýţtýrýldýđýný anlatmýţtý. Sanki polis deđil de 00:43:57.544 --> 00:44:04.350 saldýrmak için gelen kimseler gibi dövdüklerini söyledi. 00:44:08.876 --> 00:44:13.673 Yýkýlmýţtýk. Ailemizdeki herhangi birinin adli takibi o 00:44:13.698 --> 00:44:18.322 kadar uzak ve anlaţýlmazdýki, ne yapacađýmý bilemedim. 00:44:18.346 --> 00:44:26.849 Ellerindeki arama emrinde Cambridge'deki apartman dairesi ve Harvard'daki ofisi vardý. 00:44:27.968 --> 00:44:32.654 Tutuklamadan iki gün evvel, soruţturma JSTOR ve Cambridge'in yerel 00:44:32.679 --> 00:44:36.920 polisini aţmýţtý bile. Amerikan Gizli Servisi görevi almýţtý. 00:44:36.944 --> 00:44:41.879 Gizli servis bilgisayar ve kredi kartý sahteciliđi gibi ţeyleri soruţturmaya 1984 yýlýnda 00:44:41.904 --> 00:44:46.400 baţlamýţtý. Fakat 11 Eylül saldýrýlarýndan altý hafta sonra görev alaný geniţledi. 00:44:49.391 --> 00:44:52.488 Baţkan Bush, Patriot Yasasý'ndan faydalanarak 00:44:52.513 --> 00:44:55.744 Elektronik Suçlar Görev Kuvvetleri'ni oluţturdu. 00:44:55.768 --> 00:44:58.898 "...Ţu an önümde bulunan yasa tasarýsý modern teröristlerin 00:44:58.923 --> 00:45:01.426 ortaya çýkardýđý tehlikeleri de hesaba katýyor." 00:45:01.450 --> 00:45:06.226 Gizli Servis'in kendi söylemine göre temel görevleri ţunlardý: Ekonomik etkiye sebep 00:45:06.251 --> 00:45:10.767 aktiviteler. Organize suç örgütleri. Yeni teknolojileri kullanan komplolar. 00:45:10.791 --> 00:45:15.761 Gizli Servis, soruţturmayý Boston savcýlýđýna teslim eder. 00:45:15.785 --> 00:45:21.256 "Bilgisayar Suçlarý Görev Ekipleri Amiri" gibi bir unvaný olan bir adam vardý 00:45:21.281 --> 00:45:26.306 savcýlýkta. Baţka ne iţle meţguldü bilemem ama, soruţturacak bilgisayar 00:45:26.331 --> 00:45:31.195 suçu bulamazsa manasýz bir unvan olacađý kesin. O da balýklama atladý 00:45:31.220 --> 00:45:36.336 dosyaya, baţkasýný dahil etmedi ve kendine sakladý. Ýţte Stephen Heymann. 00:45:36.360 --> 00:45:39.482 Savcý Stephen Heymann, Aaron Swartz'ýn tutuklanmasýndan 00:45:39.507 --> 00:45:42.436 bu yana gözlerden uzak duruyor. Fakat American Greed 00:45:42.461 --> 00:45:45.928 adlý televizyon programýnda yaptýđý röportajda görebilirsiniz, 00:45:45.953 --> 00:45:48.679 bölüm Aaron'ýn tutuklandýđý sýralarda çekilmiţti. 00:45:48.703 --> 00:45:53.990 Önceki soruţturmasý meţhur hacker Albert Gonzalez davasýydý. Bu dava basýnýn 00:45:54.015 --> 00:45:59.208 ilgisini bi hayli çekmiţti ve övgüye bođulmuţtu. Gonzalez, 100 milyon kadar 00:45:59.233 --> 00:46:04.893 kredi ve banka kartý numarasýný ele geçirmiţti, ki bu tarihin en büyük vurgunuydu. 00:46:04.918 --> 00:46:09.623 Burada Heymann, Gonzalez'i ve genel hacker zihin yapýsýný açýklýyor. 00:46:10.288 --> 00:46:17.344 "...Böyle kiţileri teţvik eden ţeyler bizimkilerle hemen hemen ayný. Egolarý var. Zorlukla 00:46:17.369 --> 00:46:21.205 mücadeleyi severler. Ve elbette, parayý severler; 00:46:21.230 --> 00:46:24.759 tabi parayla elde edebileceđiniz ţeyleri de." 00:46:25.394 --> 00:46:30.872 Soruţturma kapsamýndaki ţüphelilerden biri de, genç hacker Jonathan James idi. Gonzalez'in 00:46:30.897 --> 00:46:35.893 suçlarý kendi üzerine yýkýlacađýna inanan James, soruţturma esnasýnda intihar etti. 00:46:35.917 --> 00:46:40.207 Devletin, Aaron Swartz davasýndaki duruţunu açýklayan eski bir 00:46:40.232 --> 00:46:44.156 basýn açýklamasýnda Heymann'ýn patronu savcý Carmen Ortiz 00:46:44.181 --> 00:46:48.538 ţunlarý söylemiţti: "Hýrsýzlýk, hýrsýzlýktýr. Bilgisayar komutu 00:46:48.563 --> 00:46:52.851 ya da levye ile; döküman, veri ya da dolar almak ayný ţeydir." 00:46:52.875 --> 00:47:04.470 Tabiki de dođru deđil. Zararsýz olduđunu söylemiyorum, bilgi çalmak suç kapsamýnda olmasýn 00:47:04.495 --> 00:47:14.815 da demiyorum. Fakat hangi zararýn gerçekten zararlý olduđunu iyi irdelemelisiniz. 00:47:14.839 --> 00:47:20.731 Mesela, levye ile herhangi bir yere girdiđimde ţüphesiz her seferinde 00:47:20.756 --> 00:47:26.455 hasar veririm. Fakat Aaron saniyede 100 defa "Ýndir. Ýndir. Ýndir." 00:47:26.480 --> 00:47:32.580 diyen bir betik hazýrladýđýnda, kimseye bir zararý yoktur. Hele akademik 00:47:32.605 --> 00:47:38.119 araţtýrma için arţivi indirdiđinde, kimseye hiç bir zararý olmaz. 00:47:38.143 --> 00:47:42.656 Elde ettiklerini çalmýyor, satmýyor ya da dađýtmýyordu. 00:47:42.681 --> 00:47:45.743 Bence meramýný anlatmak için yapmýţtý. 00:47:45.767 --> 00:47:47.767 Tutuklama, Aaron'ý bitkin düţürmüţtü. 00:47:47.791 --> 00:47:52.317 Bu konuda konuţmazdý. Bi hayli gergindi. Düţünsene, 00:47:52.342 --> 00:47:56.931 FBI kapýnýn önünde bitmek için fýrsat kolluyor, sýrf 00:47:56.956 --> 00:48:01.351 kapýyý kilitlemeyi unuttuđun için çamaţýr yýkamaya 00:48:05.376 --> 00:48:07.453 çýktýđýnda evine giriyorlar Ben bayađý gerilirdim. Bu 00:48:07.578 --> 00:48:11.384 yüzden son zamanlarda Aaron hep ekţi bir ruh halindeydi. 00:48:18.799 --> 00:48:28.006 O sýralarda konumunu belli edecek hiç bir bilgi paylaţmadý. FBI gelir diye korkuyordu. 00:48:31.426 --> 00:48:36.877 Daha önce görülmemiţ çapta sosyal ve politik aktivizmin baţ gösterdiđi bir dönemdi. 00:48:36.902 --> 00:48:41.444 Hatta Time dergisi, 2011 yýlýnýn kiţisi olarak "Gösterici"yi seçmiţti. 00:48:41.468 --> 00:48:47.203 Her yer hacker eylemlerinin yuvasý haline bürünmüţtü. 00:48:47.228 --> 00:48:53.681 Wikileaks, sandýk dolusu diplomatik mesajlaţma ifţa etmiţti. 00:48:53.706 --> 00:49:01.230 Manning, sýzýntýnýn kaynađý olduđu kesinleţmediđi halde tutuklanmýţtý. 00:49:01.255 --> 00:49:05.681 Anonymous, kadrosunda bir çok hackerýn da 00:49:05.706 --> 00:49:12.050 olduđu bir online protesto grubu ayaklanmýţtý. Tüm bunlarýn 00:49:12.075 --> 00:49:17.972 olduđu bir zamanda O'nun davasý manasýzdý, JSTOR ve MIT 00:49:17.997 --> 00:49:24.129 kendi aralarýnda halletmeliydi. Ceza sisteminin dikkatini 00:49:24.154 --> 00:49:30.391 ayýrmamýţ olmasý gereken bir konuydu. Oraya ait deđildi... 00:49:36.764 --> 00:49:40.737 Dava açýlmadan önce bir anlaţma teklif edilmiţti; üç 00:49:40.762 --> 00:49:44.561 ay hapis, rehabilitasyon evinde bir süre konaklama 00:49:44.586 --> 00:49:49.113 ve bir yýl ev hapsi. Hepsinde bilgisayardan mahrum olacaktý. 00:49:49.138 --> 00:49:52.032 Tek ţart suçlamalarý kabul etmesiydi. 00:49:52.056 --> 00:49:58.347 Bulunduđumuz nokta ţöyleydi; devletin elindeki deliller, iddianame ne derece kuvvetli 00:49:58.372 --> 00:50:04.858 bilmiyorduk. Çok zor bir karar vermek durumundaydýk, avukatýmýz kabul etmemiz için baský 00:50:04.883 --> 00:50:11.138 yapýyordu. Devlet pazarlýksýz bir talepte bulunmuţtu. Bize söylenene göre galip gelme 00:50:11.163 --> 00:50:17.416 ihtimalimiz düţüktü. Suçlu olsan da olmasan da, en hayýrlýsý anlaţmayý kabul etmekti. 00:50:18.896 --> 00:50:27.392 Boston'ýn kendine ait bir Bilgisayar Suçlarý Bölümü vardý. Ýhtiyaçlarýndan çok daha fazla 00:50:27.417 --> 00:50:35.510 sayýda avukatlarý da mevcuttu. Bu durumu anlamak mümkün, zira zaman zaman karţýlarýna 00:50:35.535 --> 00:50:43.702 saati 500-700 dolar olan avukatlara sahip ţirketler, Rus hackerlar çýkardý. Bir de bir 00:50:43.727 --> 00:50:48.232 ţeyler yaptýđýný ispatlamanýn çok basit olduđu, 00:50:48.257 --> 00:50:52.456 FBI'ýn gözetlediđi çocuđun tekiyle bir dava. 00:50:52.480 --> 00:50:57.787 Neden elinden geldiđince kuvvetli saldýrmayasýn ki? Memleketin 00:50:57.812 --> 00:51:02.192 de hayrýna, zira o teröristlerle mücadele ediyorsun. 00:51:02.216 --> 00:51:09.990 Çok korkmuţtum. Bilgisayarýma el koymalarýndan korkuyordum. Hapse girmekten korkuyordum. 00:51:10.015 --> 00:51:17.676 Laptop'ýmýn içinde önceki iţimden kalma gizli kaynaklarým duruyordu. En büyük önceliđim 00:51:17.701 --> 00:51:24.982 kaynaklarýmý güvende tutmaktý. Ada'nýn baţýna geleceklerden korkuyordum. Aaron, bir 00:51:25.007 --> 00:51:32.350 anlaţma teklif ettiklerini söylemiţti. Eđer ben istersem kabul edeceđini söylemiţti. 00:51:32.374 --> 00:51:42.089 Kabul et demeye çok yaklaţmýţtým. Giriţimcilik olaylarýný býraktýđýndan 00:51:42.114 --> 00:51:51.804 bu yana çok ciddi siyasi tutkular edinmiţti. Bu politik yaţama sabýkalý 00:51:51.829 --> 00:52:00.936 biri olarak devam edemezdi. Bir gün Beyaz Saray'ýn önünden geçerken 00:52:00.961 --> 00:52:09.933 "Biliyor musun, burada sabýkasý olanlarý iţe almýyorlar." demiţti. 00:52:18.208 --> 00:52:21.341 Hayatýnýn o ţekilde olmasýný içten arzuluyordu. 00:52:22.633 --> 00:52:31.681 Kimseyi öldürmedi. Kimseye zarar vermedi. Para çalmadý. Suçlu gösterecek hiç bir 00:52:31.706 --> 00:52:40.505 ţey yapmadý. Sabýkalý biri olup oy verme hakkýný elinden almanýn hiç bir tutar 00:52:40.530 --> 00:52:49.521 yaný yoktu. Rezil bir durum, para cezasýna çarptýrýlmasý ya da MIT'ye girmesinin 00:52:49.546 --> 00:52:58.425 yasaklanmasý gibi ţeyler olsa anlarým. Ama bir suçlu kabul edilip hapsedilmesi? 00:53:01.728 --> 00:53:04.061 Swartz, anlaţma teklifini reddetti. 00:53:04.085 --> 00:53:12.497 "Heymann iki misli efor sarfetmeye baţladý. Bize her seviyede baský yapmaya baţladý." 00:53:12.521 --> 00:53:16.831 Aaron'ýn laptopýnda ele geçirilen fiziksel delillere 00:53:16.856 --> 00:53:20.409 rađmen, davacýlarýn, Aaron'ýn niyetine dair 00:53:20.434 --> 00:53:24.537 de delile ihtiyaçlarý vardý. Aaron neden JSTOR'dan 00:53:24.562 --> 00:53:28.020 makale indiriyordu? Bunlarla ne yapacaktý? 00:53:29.287 --> 00:53:37.059 Devlet, bunlarý yayýmlayacađýný iddia ediyordu. Gerçek niyeti bu muydu bilmiyoruz, zira 00:53:37.084 --> 00:53:41.313 Aaron'ýn eskiden beri dev makale setlerini analiz 00:53:41.338 --> 00:53:45.119 etme huyu vardý. Ýlginç çýkartýmlarý olurdu. 00:53:45.143 --> 00:53:49.472 Bunun en iyi kanýtý da ţudur; Stanford'da okuduđu dönemde 00:53:49.497 --> 00:53:53.547 Westlaw'ýn hukuk veritabanýnýn tamamýný indirmiţti. 00:53:53.905 --> 00:53:56.599 Stanford hukuk öđrencilerinin bir projesinde, Swartz 00:53:56.624 --> 00:53:59.089 Westlaw'ýn hukuk veritabanýný indirmiţti. Hukuki 00:53:59.114 --> 00:54:01.668 araţtýrmalara fon sađlayanlarla, çýkarlarýna uygun 00:54:01.693 --> 00:54:04.222 sonuçlar arasýnda rahatsýz edici bir bađ bulmuţtu. 00:54:04.246 --> 00:54:08.212 Hukuk profesörlerine para veren kar amacý güden ţirketler üzerine 00:54:08.237 --> 00:54:11.817 müthiţ bir analiz yapmýţlardý. Bu profesörler de Exxon gibi 00:54:11.842 --> 00:54:16.134 ţirketlerin zor zamanlarýnda iţine yarayacak makaleler hazýrlýyorlardý. 00:54:16.159 --> 00:54:19.556 Ýţe yaramaz araţtýrmalardan ibaret yozlaţmýţ bir sistem. 00:54:19.580 --> 00:54:26.566 Swartz, Westlaw dökümanlarýný ifţa etmemiţti. Teoride JSTOR veritabanýyla da ayný 00:54:26.591 --> 00:54:33.892 ţeyi yapýyor olabilirdi. Bu gayet olađan karţýlanýrdý. Fakat JSTOR'a rakip bir sistem 00:54:33.917 --> 00:54:40.859 kurup ücret karţýlýđý dađýtacak olsaydý, yaptýđý yasadýţý; elindekiler ile haksýz 00:54:40.884 --> 00:54:47.655 kazanç sađlýyor derdik. Fakat böyle bir niyetinin olduđunu düţünmek bile saçma. 00:54:48.661 --> 00:54:53.113 Bir de arada kalan bir ihtimal var. Ya geliţmekte olan ülkeler için 00:54:53.138 --> 00:54:57.761 özgürleţtirdiyse? Bu ihtimale baktýđýmýzda, yargý organýnýn farklý bir 00:54:57.786 --> 00:55:02.519 yaklaţým oluţturmasý gerekirdi. Devletse davayý yalnýzca ticari istismar 00:55:02.544 --> 00:55:06.992 kapsamýnda deđerlendirmekteydi, kredi kartý numarasý çalmýţ gibiydi. 00:55:07.016 --> 00:55:10.913 Veritabanýyla ne yapacaktý bilmiyorum. Fakat Aaron'ýn bir arkadaţýnýn 00:55:10.938 --> 00:55:14.865 anlattýđý kadarýyla, verileri analiz edecekti. Böylece ţirketlerin fon 00:55:14.890 --> 00:55:18.979 sađladýđý taraflý araţtýrmalarýn Ýklim Deđiţimi konusunda çarpýk sonuçlar 00:55:19.004 --> 00:55:22.650 çýkardýđýna dair kanýtlar elde edecekti. Buna kesinlikle inandým. 00:55:25.542 --> 00:55:32.112 Steve'in benimle konuţmak istediđini söylediler. Beni bu durumdan kurtaracak bir 00:55:32.137 --> 00:55:38.764 ţeydir diye düţündüm. Bilgisayarýma el konulacak korkusuyla yaţamak istemiyordum. 00:55:38.789 --> 00:55:44.997 Bilgisayarýmýn ţifresini çözmeye ikna ettikten sonra beni hapse atmalarýndan 00:55:45.022 --> 00:55:52.196 korkuyordum. Steve'in benimle konuţmak istediđini söylediklerinde kulađa makul gelmiţti. 00:55:53.206 --> 00:55:56.921 Norton'a Bir Günlük Kraliçe mektubu teklif ettiler. 00:55:56.946 --> 00:56:00.278 Bu, davacýlarýn dava hakkýnda soru sormalarýna 00:56:00.303 --> 00:56:06.445 imkan sađlýyordu; Norton'ýn bu esnada verdiđi bilgilere dair dokunulmazlýđý olacaktý. 00:56:06.469 --> 00:56:10.746 Sevmedim. Bir bit yeniđi varmýţ gibiydi. Dokunulmazlýk 00:56:10.771 --> 00:56:14.012 istemiyordum, ihtiyacým da yoktu. Bir ţey 00:56:14.037 --> 00:56:17.887 yapmamýţtým. Ama avukatlarým dokunulmazlýđý kabul 00:56:17.912 --> 00:56:21.991 etmeden onlarla görüţmemem konusunda çok katýydýlar. 00:56:22.015 --> 00:56:27.098 -Emin olmak için soruyorum, bu Bir Günlük Kraliçe teklifiydi deđil mi? 00:56:27.123 --> 00:56:31.466 - Evet -Yani dokunulmazlýk karţýlýđýnda bilgi verdin. -Bilgi 00:56:31.491 --> 00:56:36.324 vermek deđildi, en azýndan ben öyle görmüyordum. Söyleţi, tartýţma 00:56:36.349 --> 00:56:41.109 kývamýnda bir ţeydi.-Sonra sana sorular sormaya baţladýlar. -Evet 00:56:41.133 --> 00:56:46.297 -Ve ne öđrendikleri ţeylerle seni yargýlayamayacaklardý. -Öyle. 00:56:46.322 --> 00:56:50.897 Ben de inatla çýplak girmeye çalýţtým. Defalarca teklifi 00:56:50.922 --> 00:56:56.413 reddetmeye çalýţtým. Hastaydým, avukatlarýmýn baskýsý altýndaydým, 00:56:56.438 --> 00:57:01.354 kafam karýţýktý. Bu noktada kendimi pek iyi hissetmiyordum. 00:57:01.378 --> 00:57:07.557 Karamsardým, korkmuţtum. Neyin içinde olduđumu anlayamamýţtým. Niye bu durumda 00:57:07.582 --> 00:57:13.682 olduđumu da anlayamamýţtým. Býrakýn hatalýyý, ilginç bir ţey bile yapmamýţtým. 00:57:13.706 --> 00:57:18.920 Aklýmýzý kaybettik. Aaron buna çok ţaţýrmýţtý, avukatlarý çok ţaţýrmýţtý, hepimiz 00:57:18.945 --> 00:57:23.523 çok ţaţýrmýţtýk. Quinn'i avukatlarýný deđiţtirmeye ikna etmeye çalýţtýk. 00:57:23.547 --> 00:57:30.615 Silahlý, kocaman adamlarla bir dolu bir odada tutulmaya alýţkýn deđildim. Sürekli "Yalan 00:57:30.640 --> 00:57:37.922 söylüyorsun" diyorlardý, bir ţeyler yapmýţ olmalýydým. Yargýladýklarý ţeyin suç olmadýđýný, 00:57:37.947 --> 00:57:44.897 tarihin yanlýţ tarafýnda durduklarýný söyledim. Aynen bu kelimeleri kullandým, "Tarihin 00:57:44.922 --> 00:57:52.265 yanlýţ tarafýndasýnýz." Sýkýlmýţlardý. Kýzgýn falan deđillerdi, bildiđin canlarý sýkýlmýţtý. 00:57:52.831 --> 00:57:57.229 Sonradan anladým ki ayný diyalođu sürdürmüyormuţuz. Onlara 00:57:57.254 --> 00:58:01.180 insanlarýn neden akademik makale indirebileceklerini 00:58:01.205 --> 00:58:05.788 açýklýyordum, arada ne olduđunu anýmsamýyorum ama bir notkada 00:58:05.813 --> 00:58:10.174 O'nun bir blog yazýsýndan bahsettim, "Gerilla Açýk Eriţim Manifestosu" 00:58:12.995 --> 00:58:18.127 Bu, Gerilla Açýk Eriţim Manifestosu, Temmuz 2008'de Ýtalya'da yazýlmýţ. [I.Barýţ Fidaner'in çevirisidir] Bilgi güçtür. Fakat her 00:58:18.152 --> 00:58:23.099 zaman olduđu gibi bu gücü kendine saklamak isteyenler var. Yüzyýllarca dünyanýn her yanýnda, 00:58:23.124 --> 00:58:27.977 kitaplar ve dergilerde yayýnlanmýţ bütün bilimsel ve kültürel mirasýn giderek daha fazlasý 00:58:28.002 --> 00:58:33.524 sayýsallaţtýrýyor ve bir avuç özel ţirket tarafýndan kilit altýna alýnýyor. Dýţarýda býrakýlanlar, bu 00:58:33.549 --> 00:58:36.002 sýrada siz de boţ durmuyordunuz. Çatlaklardan 00:58:36.027 --> 00:58:39.041 gözlüyordunuz, çitlerden týrmanýyordunuz ve yayýncýlarýn 00:58:39.066 --> 00:58:41.506 kilit altýna aldýđý bilgileri özgürleţtirerek 00:58:41.531 --> 00:58:43.999 arkadaţlarýnýzla paylaţýyordunuz. Ama bütün bu 00:58:44.024 --> 00:58:46.316 eylemler karanlýkta, yeraltýnda gizlenerek 00:58:46.341 --> 00:58:49.302 ilerliyordu.Hýrsýzlýk veya korsanlýk denildi, sanki bir 00:58:49.327 --> 00:58:51.673 bilgi hazinesini paylaţmak bir gemiyi soyup 00:58:51.698 --> 00:58:54.362 mürettebatý öldürmek ile ahlaken eţdeđermiţ gibi. 00:58:54.386 --> 00:58:59.172 Fakat paylaţmak ahlaken yanlýţ deđildir, aksine ahlaki bir buyruktur. Yalnýz açgözlülükten 00:58:59.197 --> 00:59:03.221 gözü dönmüţ birisi arkadaţýna istediđi kopyayý vermez. Adil olmayan yasalarý 00:59:03.246 --> 00:59:07.637 izlemek adaletli olamaz. Aydýnlýđa çýkmanýn, büyük sivil itaatsizlik geleneđimizle, 00:59:07.662 --> 00:59:11.999 kamusal kültürümüzün ţahsi gaspýna karţý olduđumuzu ilan etmenin zamaný gelmiţtir. 00:59:12.023 --> 00:59:16.824 Ýddialara göre, manifesto aslýnda dört farklý kiţi tarafýndan yazýlmýţtý 00:59:16.849 --> 00:59:21.362 ve Norton tarafýndan düzenlenmiţti. Fakat altýna Swartz imza atmýţtý. 00:59:21.386 --> 00:59:26.232 Bittiđinde hemen Aaron'ýn yanýna koţtum ve olan 00:59:26.257 --> 00:59:30.598 biten ne hatýrlýyorsam anlattým. Çok sinirlenmiţti. 00:59:35.051 --> 00:59:40.223 Yaptýklarýmýn toplamý böyle çýkmamalýydý. Yanlýţ 00:59:40.248 --> 00:59:45.103 bir ţey yapmamýţtým, ama her ţey yanlýţ gitti. 00:59:48.149 --> 00:59:49.149 Ama hiç... 00:59:57.437 --> 01:00:04.194 Hala kýzgýným. Bu insanlarla dođru muhattap olmak için elinden geleni yaparsýn, 01:00:04.219 --> 01:00:10.975 ama onlar herţeyi aleyhine çevirirler ve incitebilecekleri her ţeyi kullanýrlar. 01:00:15.218 --> 01:00:20.375 Ve o anda, söylediđim ţeyden dolayý piţman oldum. 01:00:20.400 --> 01:00:25.120 Ama en büyük piţmanlýđým buna razý olmamýzdý. 01:00:25.145 --> 01:00:30.393 Kabul etmemizdi. Ýnsanlara tuzak kurup hayatlarýný 01:00:30.418 --> 01:00:35.126 mahveden bu adalet sistemini kabul etmemizdi. 01:00:35.151 --> 01:00:41.236 Bu yüzden, evet, keţke söylememiţ olsaydým. Ama asýl öfkem 01:00:41.261 --> 01:00:46.727 olduđum yeredir. Buna razý olan bir halk olmamýzdýr. 01:00:48.696 --> 01:00:54.137 Aaron'ý zor durumda býrakacak bilgiler edinebilmek için kýzcađýza 01:00:54.162 --> 01:00:59.354 hayal edebildikleri bütün fenalýklarý yaptýklarýný düţünüyorum. 01:00:59.378 --> 01:01:06.641 Ama, devlete koz verebilecek bir bilgiye sahip olduđunu düţünmüyorum. 01:01:08.447 --> 01:01:13.089 Swartz'ýn ailesi ve arkadaţlarý, korkunç iddianameyi beklerken aylar geçer. Bu 01:01:13.114 --> 01:01:17.613 esnada, Swartz internetle ilgili sorunlarda aranan bir uzman haline gelmiţti. 01:01:17.637 --> 01:01:23.512 ... siz internetin bir insan hakký olduđunu ve devletin buna engel olmamasý gerektiđini 01:01:23.537 --> 01:01:28.853 düţünüyor musunuz? - Evet, kesinlikle. Ulusal güvenlik, interneti kapatmak için 01:01:28.878 --> 01:01:34.251 bahane edilemez. Mýsýr, Suriye ve diđer ülkelerde duyduđumuzla ayný ţey. Dođru, 01:01:34.276 --> 01:01:40.050 Wikileaks gibi siteler Amerika'nýn yaptýđý utanç verici ţeyleri internete koyacaktýr, 01:01:40.074 --> 01:01:44.827 insanlar protesto etmek için toplanacaklardýr. Ama bu güzel bir ţey. 01:01:44.852 --> 01:01:47.444 Anayasanýn birinci maddesindeki ifade 01:01:47.469 --> 01:01:51.291 özgürlüđünün esprisi de budur zaten. Bunlarý engellemek 01:01:51.316 --> 01:01:55.068 ve kapatmak Amerika'nýn temel prensiplerine aykýrýdýr. 01:01:55.092 --> 01:01:59.571 Kurucu atalarýmýzýn zamanýnda internet olsaydý, anayasaya posta 01:01:59.596 --> 01:02:03.654 teţkilatý yerine internet servis sađlayýcýlarý koyarlardý. 01:02:05.742 --> 01:02:10.023 Swartz, aktivist Taren Stinebrickner-Kauffman ile tanýţýr ve çýkmaya baţlarlar. 01:02:10.048 --> 01:02:12.967 [Online Organizatörlerin Ađzýndan Çýkanlar videosundan] 01:02:12.991 --> 01:02:15.239 -Küresel çapta yaygara koparmamýz lazým. -Böyle 01:02:15.264 --> 01:02:17.487 bir ţeye gerek yok, bir ţey deđiţtirmeyecek ki. 01:02:17.512 --> 01:02:20.350 -Bence bu ţehirden dört kiţi küresel yaygarayý tetiklemeli. 01:02:20.375 --> 01:02:22.219 -Bence dilekçe imzalatacak biri lazým. 01:02:22.243 --> 01:02:27.635 Ne olduđunu çaktýrmadan, bazý olaylara karýţtýđýndan "Kötü Olay" ţeklinde bahsetmiţti. 01:02:27.659 --> 01:02:32.428 Benim aklýma da delice tahminler geliyordu, Elizabeth 01:02:32.453 --> 01:02:37.108 Warren ile gayrýmeţru iliţki gibi ţeyler. Ya Hillary 01:02:37.133 --> 01:02:41.625 Clinton idi ya da Elizabeth Warren. Temmuz'un sonu 01:02:41.650 --> 01:02:46.381 gibi bana telefon açtý ve "Kötü Olay" yarýn haberlere 01:02:46.406 --> 01:02:50.887 çýkabilir dedi. "Ben mi anlatayým yoksa haberlerde 01:02:50.912 --> 01:02:55.105 mi izlersin?" diye sordu. Tabiki ondan dinlemek 01:02:55.130 --> 01:02:59.874 istedim. Çok fazla sayýda akademik makale indirdiđini 01:02:59.899 --> 01:03:04.115 söyledi, ve O'nu ibret olsun diye yakacaklardý. 01:03:04.139 --> 01:03:08.968 "Bu mu yani?" dedim, "bunca keţmekeţ sýrf bunun için miydi?". 01:03:08.993 --> 01:03:11.484 Büyütülecek bir ţey yok gibiydi. 01:03:11.508 --> 01:03:18.111 14 Temmuz 2011'de makamlar, Swartz'ý dört farklý maddeyle suçlarlar. 01:03:18.136 --> 01:03:23.183 Davanýn açýldýđý gün, Ýngiltere'de lulzsec üyesi iki 01:03:23.208 --> 01:03:29.093 kiţi ve bir kaç ciddi hacker tutuklanýr. Aaron da hacker gibi 01:03:29.118 --> 01:03:35.097 gözüktüđünden kellesini mýzrađa geçirip surlara dikeceklerdir. 01:03:35.121 --> 01:03:41.443 Aaron teslim olmaya gittiđinde O'nu tutukladýlar. Çýplak arama yaptýlar, ayakkabý 01:03:41.468 --> 01:03:47.404 bađcýklarýna el koydular, kemerini de aldýlar ve tecrit hücresine kapattýlar. 01:03:50.402 --> 01:03:54.411 Massachusetts Savcýlýđý'nýn basýn açýklamasýnda, Swartz'ýn 01:03:54.436 --> 01:03:57.740 35 yýl hapis cezasý, üzerine üç yýllýk gözetimli 01:03:57.765 --> 01:04:01.469 salýverilme, zararýn karţýlanmasý, haciz ve bir milyon 01:04:01.494 --> 01:04:05.534 dolara kadar para cezasý istemiyle yargýlandýđýný bildirdi. 01:04:06.655 --> 01:04:10.786 100.000 dolarlýk bir kefaletle serbest býrakýlýr. Ayný gün, davacý JSTOR resmi 01:04:10.811 --> 01:04:14.679 olarak bütün suçlamalardan vazgeçtiđini açýklar ve dava takibini reddeder. 01:04:18.196 --> 01:04:22.005 JSTOR bizim arkadaţýmýz deđildi, yardýmcý olduđu bir konu da yoktu. 01:04:22.030 --> 01:04:24.717 Sadece bu konuyla alakadar olmak istemiyorlardý. 01:04:25.502 --> 01:04:31.561 JSTOR ve ait olduđu ţirket ITHAKA, belgeselde temsil edilmekten kaçýndý. Ama o sýralarda 01:04:31.586 --> 01:04:37.437 dava açmanýn kendilerine deđil devlete ait bir karar olduđunu açýklamýţlardý. 01:04:37.461 --> 01:04:44.070 Hal böyle olunca, dava düţer sanmýţtýk. Steve Heymann davayý býrakýr 01:04:44.095 --> 01:04:50.128 ya da makul bir çözüme ulaţýrýz zannettik. Ama devlet reddetti. 01:04:51.822 --> 01:04:52.822 -Neden? 01:04:55.666 --> 01:05:01.146 Çünkü Aaron'ý ibret olsun diye cezalandýrmak istiyorlardý. Hatta 01:05:01.171 --> 01:05:06.373 sabýkasý olmamasýna rađmen hapis cezasýndan vazgeçmemelerinin 01:05:06.398 --> 01:05:12.741 sebebinin bu davanýn caydýrýcýlýk teţkil etmesi için olduđunu söylediler. 01:05:12.766 --> 01:05:16.622 -Bunu mu söylediler? -Evet -Ýbretlikti yani? 01:05:16.646 --> 01:05:18.641 -Evet -O'ndan ibret aldýracaklardý? -Evet 01:05:20.605 --> 01:05:21.460 Steve Heymann aynen bunu söyledi. 01:05:21.484 --> 01:05:25.638 Kimi caydýrýyorlardý? Etrafta JSTOR'a girip makaleleri indirip 01:05:25.663 --> 01:05:29.685 politik duruţ sergileyen insanlar mý vardý? Kimi caydýrdýlar? 01:05:29.709 --> 01:05:40.465 Wall Street ekonomik krizine sebep olan, yüz yýlýn en büyük ekonomi suçunu iţleyenleri 01:05:40.490 --> 01:05:49.761 yargýlamýţ olsaydý, Obama yönetiminin caydýrýcýlýk duruţu makul olabilirdi. 01:05:50.524 --> 01:06:02.757 Caydýrýcýlýk yöntemini seçici kullandýđýnýzda, hukuki yaptýrýmlarý sýrf siyasi ideolojilere 01:06:02.782 --> 01:06:09.361 uyguladýđýnýzda, sadece demokrasiye aykýrý olmaz, 01:06:09.386 --> 01:06:15.437 Amerika'lýlýđa da aykýrý davranmýţ olursunuz. 01:06:19.913 --> 01:06:22.873 Anlatýlana göre, Steve Heymann, MIT danýţmanýna 01:06:22.898 --> 01:06:25.648 bardađý taţýran son damlanýn Demand Progress 01:06:25.673 --> 01:06:31.013 adlý oluţumun basýn açýklamasý olduđunu söylemiţti. Aaron bu oluţumun kurucularýndandý. 01:06:31.037 --> 01:06:34.214 MIT dedikodusuna göre, Heymann bu ufak destek yazýsýna 01:06:34.239 --> 01:06:37.622 tepki göstermiţti. "Vahţi Ýnternet Kampanyasý" ve "ahmakça 01:06:37.647 --> 01:06:40.853 bir hamle" olarak nitelemiţti. Davayý insancýl, birebir 01:06:40.878 --> 01:06:44.082 halinden koparýp kurumsal bir mücadeleye dönüţtürmüţtü. 01:06:44.106 --> 01:06:48.521 Bu, zehirli bir karýţýmdý. Önünde siyasi bir kariyer olan ve çehresini yitirmek 01:06:48.546 --> 01:06:52.439 istemeyen bir savcý, böyle bir davanýn yoluna taţ koymasýný istemezdi. 01:06:52.464 --> 01:06:56.521 Kütüphaneden çok fazla kitap aldý diye yüksek miktarda vergiyi bir çocuđu 01:06:56.546 --> 01:07:01.095 tutuklamak için harcadýktan sonra, mahkemede eline vermeleri? Buna müsade etmezdi. 01:07:01.119 --> 01:07:10.904 Ben de MIT'nin bu yargýlamaya engel olmasý için harekete geçtim. 01:07:10.928 --> 01:07:17.502 -MIT'nin tepkisi ne oldu? - O noktada MIT'den hiç bir tepki yok gibiydi. 01:07:23.459 --> 01:07:30.415 MIT, Aaron'ý savunmadý. MIT içerisindeki topluluklarý öfkeye bođmuţtu bu durum. 01:07:30.440 --> 01:07:35.898 Çünkü MIT bu tarz hacker aktivitelerini teţvik eden bir yerdi. 01:07:35.922 --> 01:07:43.166 Girmenin yasak olduđu odalarda ve tünellerde gezinmek, MIT'de sadece bir geçiţ ayini 01:07:43.191 --> 01:07:50.008 deđildi, MIT turunun da bir parçasýydý bu. Kilitleri açmak için ders bile vardý. 01:07:51.160 --> 01:07:55.809 MIT'nin bu duruma engel olmak için ahlaki bir yükümlülüđü vardý. 01:07:55.833 --> 01:08:01.385 MIT olay boyunca hiç ayađa kalkýp saf tutmadý. Federallere aţýrý tepki 01:08:01.410 --> 01:08:07.430 veriyorsunuz, çok sert yükleniyorsunuz bi' durun demedi. Ben böyle biliyorum. 01:08:08.792 --> 01:08:16.006 Bir ţirket nasýl davranýrsa öyle davrandýlar. Devlete yardým ettiler, 01:08:16.031 --> 01:08:21.760 mecbur kalmadýkça bize etmediler. Ve durdurmaya çalýţmadýlar. 01:08:22.599 --> 01:08:25.798 Defalarca rica etmemize rađmen MIT yorum yapmayý reddetti. 01:08:25.823 --> 01:08:29.104 Fakat daha sonra yayýnladýklarý açýklamada, tarafsýz kalmaya 01:08:29.130 --> 01:08:32.301 çabaladýklarýný söylediler. Savcýlýk ve Heymann'ýn MIT'nin 01:08:32.327 --> 01:08:35.551 davayla ilgili düţüncelerini umursamadýklarýný belirttiler. 01:08:35.575 --> 01:08:44.645 MIT'nin davranýţlarý, kendi ahlaki deđerleriyle çeliţiyordu. Olan biteni görmezden geldiler 01:08:44.671 --> 01:08:52.952 diyebiliriz. Ve aslýnda "tarafsýz" duruţlarý, savcýlýđýn yanýnda olmaktan farksýzdý. 01:08:52.975 --> 01:08:57.652 Baktýđýnýz zaman Steve Jobs ve Steve Wozniak iţlerine Blue Box satarak 01:08:57.676 --> 01:09:01.801 baţlamýţlardý. Bu cihaz telefon ţirketini dolandýran bir ţeydi. 01:09:01.825 --> 01:09:05.136 Bill Gates ve Paul Allen'a baktýđýnýzda iţe Harvard'ýn 01:09:05.162 --> 01:09:09.353 bilgisayarlarýný kullanarak baţlamýţlardý, ki bu yasaktý. Bahsettiđim 01:09:09.377 --> 01:09:12.961 insanlarla Aaron arasýndaki tek fark Aaron'ýn para kazanmak 01:09:12.986 --> 01:09:16.627 yerine dünyayý daha iyi bir yer haline getirmek istemesiydi. 01:09:19.448 --> 01:09:23.492 Swartz, internetle ilgili çeţitli sorunlarda dobra olmaya devam etti. 01:09:23.517 --> 01:09:27.908 "...internetin iţlevselliđinin nedeni rekabet dolu bir fikir pazarý olmasý. 01:09:27.933 --> 01:09:30.970 Odaklanmamýz gereken ţey devletimize dair daha fazla 01:09:30.995 --> 01:09:34.519 bilgi edinebilmek, daha fazla eriţebilirlik ve daha fazla tartýţma. 01:09:34.544 --> 01:09:38.298 Oysa meclis bir ţeylere engel olmaya odaklanmýţ gibi gözüküyor." 01:09:38.322 --> 01:09:41.366 Aaron, insanlara olan biteni açýk ve anlaţýlýr biçimde 01:09:41.390 --> 01:09:44.212 izah ederek dünyayý deđiţtirebileceđini düţünmüţtü. 01:09:44.236 --> 01:09:48.169 "...FLAME tam anlamýyla bilgisayarýnýza hükmedip sizi izlemesini 01:09:48.194 --> 01:09:51.679 sađlayabilir. Programa tekrar hoţgeldin Aaron." "...týpký 01:09:51.703 --> 01:09:55.032 casuslarýn eski günlerde mikrofon vb. kullandýđý gibi, 01:09:55.057 --> 01:09:58.626 fakat bilgisayarýnýzý kullanarak ayný ţeyleri yapýyorlar." 01:09:58.650 --> 01:10:03.267 Swartz'ýn siyasi faaliyetleri devam eder. Dikkatini, internet 01:10:03.292 --> 01:10:08.652 korsanlýđýna engel olmak için hazýrlanan yasa tasarýsý SOPA'ya yöneltir. 01:10:08.676 --> 01:10:12.079 Peter Eckersley gibi aktivistler bunu ulaţýlabilir olmayan, 01:10:12.104 --> 01:10:15.846 internetin teknik bütünlüđünü bozacak bir hareket olarak gördüler. 01:10:15.870 --> 01:10:19.098 Yaptýđým ilk ţey Aaron'ý aramak oldu. Buna karţý büyük 01:10:19.123 --> 01:10:21.939 bir online kampanya yapabilir miyiz diye sordum. 01:10:21.963 --> 01:10:26.989 "Bu yasa tasarýsýnýn telif haklarýyla alakasý yok" dedi. "Yok mu?" dedim. "Hayýr" 01:10:27.014 --> 01:10:31.909 dedi, "bu bađlanma özgürlüđü ile ilgili bir ţey." O an dinlemeye baţladým. 01:10:31.933 --> 01:10:37.956 Üzerinde biraz düţündü ve evet dedi. Gidip Demand Progress'i (Ýlerleme Talep et) kurdu. 01:10:37.980 --> 01:10:42.493 Demand Progress bir online aktivizm topluluđudur. Ţu an bir 01:10:42.518 --> 01:10:46.855 buçuk milyon üyemiz var. 2010 sonbaharýnda kuruldu. Aaron 01:10:46.880 --> 01:10:51.205 örgütlenmedeki en etkin kiţilerden biriydi, sosyal adalet 01:10:51.230 --> 01:10:55.553 kapsamýndaki konulara federal seviyede önderlik ediyordu. 01:10:55.577 --> 01:11:01.342 SOPA internet üzerindeki film, müzik gibi yapýtlarýn korsan kullanýmýný azaltma amacý 01:11:01.367 --> 01:11:07.199 güden bir yasa tasarýsýydý. Yaptýđý ţey ise neţterlik probleme balyozla vurmak gibiydi. 01:11:07.223 --> 01:11:12.257 Yasa geçseydi, firmalara yargý süreci olmaksýzýn sitelere finansal engel koyma imkaný 01:11:12.282 --> 01:11:16.905 verecekti. Hatta Google'a ilgili sitelerin linkini silmeye zorlayabileceklerdi. 01:11:16.929 --> 01:11:21.610 Tek ihtiyaçlarý telif hakký ihlali olduđunu iddia etmekti. Geleneksel medya 01:11:21.635 --> 01:11:26.561 titanlarýný, yeni ve çok daha sofistike remiks kültürüyle ayný çukura sokuyordu. 01:11:26.585 --> 01:11:30.224 ...Web sitesi iţleten herkesi polis memuruna konumuna düţürüyor. 01:11:30.249 --> 01:11:32.463 Eđer siteyi kullanan herkesi takip edip 01:11:32.488 --> 01:11:35.760 yasadýţý olma ihtimali bile olan ţeylere engel olmazlarsa, 01:11:35.785 --> 01:11:38.668 sitenin tamamý dava bile açýlmadan kapatýlabiliyor. 01:11:38.692 --> 01:11:43.670 Haddini aţan bir ţeydi, bir felaketti. 01:11:43.694 --> 01:11:47.822 Bu yasa tasarýsý, internet kullanan her bireyin ifade 01:11:47.847 --> 01:11:51.591 ve medeni haklarýna ciddi tehdit oluţturmaktadýr. 01:11:51.615 --> 01:11:58.790 [Oregon Senatörü] "Bakýn, biz de korsan yanlýsý deđiliz.Fakat korsanla mücadele uđruna 01:11:58.815 --> 01:12:03.058 interneti açýk ve özgür kýlan mimarisini yoketmenin 01:12:03.083 --> 01:12:06.591 bir manasý yok" diyebilen çok az kiţiydik. 01:12:06.615 --> 01:12:07.353 Ve Aaron bunu hemen anlamýţtý. 01:12:07.377 --> 01:12:12.486 Anayasa güvencesindeki özgürlükler, ülkemizi üzerine inţaa ettiđimiz bu 01:12:12.511 --> 01:12:17.453 özgürlükler; birden bire silinecek. Bize daha fazla özgürlük getirmesi 01:12:17.478 --> 01:12:22.408 gereken teknolojiler, kazanmýţ olduđumuz haklarý elimizden alacaklar. 01:12:22.433 --> 01:12:27.080 Ve o gün Peter ile konuţurken, buna müsade edemeyeceđimi anladým. 01:12:28.950 --> 01:12:33.611 SOPA, 2011 Ekim'inde duyurulduđunda kaçýnýlmaz gözüküyordu. 01:12:33.636 --> 01:12:36.952 O esnadaki stratejimiz yasalaţmasýný biraz 01:12:36.977 --> 01:12:40.590 geciktirmek ve belki biraz deđiţtirtmekti. Biz 01:12:40.615 --> 01:12:44.535 bile, bu yasayý durdurabileceđimizi düţünmüyorduk. 01:12:46.317 --> 01:12:52.263 Washington'da çalýţtýđýnda ţunu öđreniyorsun; yasama üzerine yapýlan 01:12:52.288 --> 01:12:57.889 kavgalar, farklý ţirketlerin maddi çýkarlarý üzerine kavgalardýr. 01:12:57.913 --> 01:13:05.083 En zorlu kavgalar, ayný seviyede maddi kaynaklara, lobi faaliyetlerine 01:13:05.108 --> 01:13:10.941 sahip iki firmanýn çýkar çatýţmasýnýn olduđu kavgalardýr. 01:13:10.966 --> 01:13:16.775 Bütün paranýn ve ţirketlerin ayný safta, karţýlarýnda ise 01:13:16.800 --> 01:13:23.008 milyonlarca insanýn olduđu kavgalarsa kavgadan sayýlmaz bile. 01:13:25.165 --> 01:13:30.184 Kamu hizmetinde geçirdiđim uzun yýllar boyunca PIPA ve SOPA 01:13:30.209 --> 01:13:35.120 benzeri ţeyler görmedim bile. Yasa tasarý halindeyken bile 01:13:35.145 --> 01:13:39.872 hali hazýrda destek veren 40 senatör vardý. Prosedürleri 01:13:39.897 --> 01:13:44.622 halletmek için gereken 60 oyun çođuna ulaţmýţlardý bile. 01:13:44.892 --> 01:13:48.092 Zor bir dönemdi, ben bile kendimden ţüphe etmiţtim. 01:13:48.155 --> 01:13:51.538 Swartz ve Demand Progress, devasa bir destek oluţturmuţtu bile. 01:13:51.563 --> 01:13:53.494 Geleneksel toplumsal öfke ve VoIP'yi 01:13:53.519 --> 01:13:56.190 (Internet Üzerinden Ses Protokolü) kullanmýţlardý. 01:13:56.215 --> 01:13:59.252 Ýnsanlar çok basit bir ţekilde meclisi arayabiliyorlardý. 01:13:59.276 --> 01:14:04.049 Hem hareket stratejisti hem de teknoloji yönünde O'nun 01:14:04.074 --> 01:14:08.152 seviyesinde uđraţ veren kimseyle tanýţmamýţtým. 01:14:08.176 --> 01:14:11.528 Milyonlarca insan meclisle iletiţime geçti ve SOPA 01:14:11.553 --> 01:14:15.036 karţýtý dilekçeler imzaladý. Meclis gafil aflanmýţtý. 01:14:15.690 --> 01:14:20.629 Tasarýyý tartýţan bihaber milletvekillerinin ilginç bir hali vardý. 01:14:20.654 --> 01:14:25.059 Bir avuç inek onlarýn interneti düzenlemesine engel olamazdý. 01:14:25.083 --> 01:14:27.844 -Ýnek deđilim. -... yeterince inek deđilim. -Bu 01:14:27.869 --> 01:14:30.893 ţeyin ne iţe yaradýđýný bi' kaç ineđe sormak lazým. 01:14:30.917 --> 01:14:32.866 -Bi'kaç inek çađýrýp soralým derim. 01:14:36.078 --> 01:14:44.160 Cidden mi? Ýnekler? Galiba aradýđýn kelime uzman olacaktý. Sizi bilgilendirip, 01:14:44.185 --> 01:14:52.880 çýkardýđýnýz yasanýn geri tepmemesini, interneti bozmamanýzý sađlayacak olan kiţiler. 01:14:53.604 --> 01:14:56.754 Biz "geek" terimini kullanýrýz. Kullanabiliriz, çünkü biz geekiz. 01:14:56.778 --> 01:15:00.674 Uzmanlara danýţmadan bu noktaya kadar gelmesi, 01:15:00.699 --> 01:15:04.843 kasabamýzda bir sýkýntý olduđu gerçeđini kanýtlar. 01:15:04.867 --> 01:15:08.810 Yaptýđýmýz ţeyin hatalý olduđunu, bu kurulun önüne 01:15:08.835 --> 01:15:12.212 geçip açýklayabilecek birilerini bekliyorum. 01:15:12.236 --> 01:15:16.296 Eskiden bilimsel ve teknolojik danýţmanlýk yapan bir daire vardý. 01:15:16.321 --> 01:15:18.880 Üyeler gidip x, y, z'yi anlamamý sađlayýn 01:15:18.905 --> 01:15:22.507 diyebiliyorlardý. Fakat para israfý diyerek orayý kapattýlar. 01:15:22.532 --> 01:15:25.203 O vakitten beri meclis Orta Çađ'a geri döndü. 01:15:26.370 --> 01:15:30.396 Aaron dahil kimse SOPA'yý yeneceđimizi düţünmüyordu. 01:15:30.421 --> 01:15:34.573 Denemeye deđerdi, ama kazanýlabilir gibi gözükmüyordu. 01:15:34.598 --> 01:15:38.282 Fakat bir kaç ay sonra bana "galiba kazanacađýz" 01:15:38.307 --> 01:15:42.141 dediđini anýmsýyorum. Müthiţ olur diye yanýtladým. 01:15:44.641 --> 01:15:48.366 Meclise yapýlan çađrýlar devam eder. GoDaddy adlý alan adý 01:15:48.391 --> 01:15:52.469 sunucusu, SOPA'ya destek verenler kervanýna katýlýnca onbinlerce 01:15:52.494 --> 01:15:56.363 müţterisi protesto amacýyla baţka servislere geçer. Bir hafta 01:15:56.388 --> 01:16:00.044 sonrasýnda, daha mütevazý bir GoDaddy duruţunu deđiţtirir. 01:16:00.068 --> 01:16:05.104 Plak ve film endüstrisine destekçi vekiller, ters 01:16:05.129 --> 01:16:10.163 tepkiyi gördüklerinde tasarýyý biraz törpülediler. 01:16:10.187 --> 01:16:15.328 Kývýrmayý görebiliyorduk, iddialarýmýz yankýlanmaya baţlamýţtý. 01:16:15.352 --> 01:16:20.581 Sanki Aaron her kibrit çaktýđýnda birisi söndürüyordu. Fakat o 01:16:20.606 --> 01:16:26.333 çaktýkça çýkan kývýlcýmlar alev aldý ve koca bir ateţ topuna dönüţtü. 01:16:27.439 --> 01:16:34.315 16 Ocak 2012'de Beyaz Saray, tasarýyý desteklemediđine dair bir açýklama yaptý. 01:16:34.340 --> 01:16:36.058 Sonra da ţu oldu: 01:16:36.082 --> 01:16:41.509 Korsanla mücadeleye deđer veren, buna gerçekten inanan biriyim. 01:16:41.534 --> 01:16:44.416 Ama bu tasarý, dođru tasarý deđil. 01:16:44.640 --> 01:16:52.188 Jimmy Wales, desteđini Wikipedia'yý karartarak gösterdi. Dünyanýn en popüler 5. 01:16:52.213 --> 01:16:59.006 web sitesiydi, internetteki tüm týklamalarýn yüzde birkaçý bu sitedeydi. 01:16:59.030 --> 01:17:02.670 Wikipedia karardý, reddit karardý, Craigslist kardý. 01:17:02.695 --> 01:17:06.172 Meclis ile aramýzdaki uçurum eridi. Meclis üyeleri 01:17:06.197 --> 01:17:10.072 bir kaç gün evvel pohpohladýklarý tasarýdan desteklerini 01:17:10.097 --> 01:17:13.087 çektiđini açýklamak için yarýţmaya baţladý. 01:17:13.992 --> 01:17:21.247 24 saat içerisinde, tasarýya karţý çýkanlarýn sayýsý 31'den 101'e çýktý. 01:17:23.108 --> 01:17:28.693 Meclis üyeleri ve senatörlerin sitelerin karartýldýđý gün içerisinde yavaţça taraf 01:17:28.718 --> 01:17:33.831 deđiţtirmelerini izlemek mükemmeldi. 100 kadar temsilci taraf deđiţtirmiţti. 01:17:33.855 --> 01:17:42.605 Ýnanmasý her ne kadar güç olsa da, her ţeye rađmen kazanmýţtýk. Herkesin imkansýz olduđunu, 01:17:42.630 --> 01:17:47.290 dünyanýn en büyük ţirketlerinin boţ hayal olarak 01:17:47.315 --> 01:17:51.974 gördüđü ţey, gerçekleţmiţti. Baţardýk. Kazandýk. 01:17:54.976 --> 01:17:55.976 [SOPA öldü, ...] 01:17:55.996 --> 01:17:58.902 Ýnternet siyasetinde, hatta Amerikan siyasetinde tarihi bir haftadayýz. 01:17:58.926 --> 01:18:03.723 Washington D.C.'de mecliste çalýţanlardan duyduđumuza 01:18:03.748 --> 01:18:08.787 göre karartma günkü mail ve telefon trafiđi hiç bu kadar 01:18:08.812 --> 01:18:13.288 yođun olmamýţtý. Bence çok heyecanlý bir andý. Bu, 01:18:13.313 --> 01:18:18.115 internetin siyasi anlamda yetiţkinliđe eriţtiđi gündü. 01:18:18.139 --> 01:18:25.367 Çok neţeli bir zamandý, zira gerçekten olduđuna hala inanamýyorduk. 01:18:25.392 --> 01:18:32.194 Arkasýnda bu kadar maddi destek olan bir tasarý geçememiţti, hatta dibi boylamýţtý. 01:18:34.610 --> 01:18:38.719 Zaman zaman güçsüz hissetmek normaldir. Yürüyüţ yapar, bađýrýsýn ve 01:18:38.744 --> 01:18:42.851 kimse seni duymaz. Ama bugün size güçlü olduđunuzu söylemeye geldim. 01:18:46.327 --> 01:18:49.108 Zaman zaman kulak asmadýklarýný düţünürsünüz, 01:18:49.133 --> 01:18:51.949 ama bugün size sizi dinlediklerini söylüyorum. 01:18:51.974 --> 01:18:57.171 Bir fark yaratýyorsunuz. Mücadele etmeye devam ederseniz, bu tasarýyý durduracaksýnýz. 01:19:00.142 --> 01:19:02.535 PIPA'yý dur de, SOPA'ya dur de! 01:19:04.807 --> 01:19:09.735 Dev internet ţirketleri, açýk söylemek gerekirse, rekabetin olmadýđý, 01:19:09.760 --> 01:19:14.265 sansürlenen bir ortamdan fayda sađlarlar. Buna müsaade edemeyiz. 01:19:15.212 --> 01:19:22.031 Büyük bir deđiţimin bir parçasý olmaktansa, küçük bir deđiţimi kesinleţtirmeyi 01:19:22.056 --> 01:19:27.321 yeđlerdi. Ama SOPA, devasa bir deđiţimde devasa bir rol oldu. 01:19:28.011 --> 01:19:34.865 Bu, onun için kavram ispatý oldu. Yaţamýný dünyayý deđiţtirerek geçirmek istiyordu. 01:19:34.890 --> 01:19:42.315 Bilimsel bir tadda incelediđinde, ne derece etkisi olduđunu ölçtü ve mümkün olduđunu gördü. 01:19:42.339 --> 01:19:47.075 "Sürdürmek istediđim hayat tarzý mümkün, bunu ispatladým. 01:19:47.100 --> 01:19:50.692 Ben, Aaron Swartz, dünyayý deđiţtirebilirim" 01:19:50.716 --> 01:19:56.177 Çok da bir ţey yapamadýđýný düţünen bir adama göre, 01:19:56.202 --> 01:20:01.323 ki Aaron böyle biriydi, iyi bir ţeyler yaptýđýný 01:20:01.348 --> 01:20:06.754 hissettiđi ender anlardandý; bunu görebiliyordunuz. 01:20:06.779 --> 01:20:11.873 Hayatýnda zaferini kutladýđý tek an diyebiliriz. 01:20:14.129 --> 01:20:19.684 Herkes SOPA'yý durduramazsýnýz diyordu. Durdurduk. Manyak derece güzel üç tane 01:20:19.709 --> 01:20:25.052 zafer elde ettik, ve daha yýl bitmedi bile. Ýyimser olma zamaný bu zamandýr. 01:20:27.204 --> 01:20:30.311 Tutuklandýktan bir yýl sonra SOPA zaferini tattý, 01:20:30.336 --> 01:20:33.417 mutluluđuna ţaţýrmamak gerek. Bir çok olay vardý. 01:20:33.441 --> 01:20:40.381 Siyasi sürece o kadar uyum sađlamýţtýki, engellemek mümkün deđildi. 01:20:40.405 --> 01:20:43.183 Swartz'ýn kurduđu veya kurucularýndan biri olduđu 01:20:43.208 --> 01:20:45.628 organizasyonlarýn listesi devasaydý. Edward 01:20:45.653 --> 01:20:50.518 Snowden'ýn internet gözetlemelerini ifţasýndan yýllar önce Swartz bu konuda endiţeliydi. 01:20:50.542 --> 01:20:54.943 Hesap verme yükümlülüđünün bu kadar rahat ele alýnmasý ţoke edici. 01:20:54.968 --> 01:20:58.161 Casusluk programýnýn ne çapta olduđunu açýklayan 01:20:58.186 --> 01:21:02.353 istatistik bile yok. Cevap "Yea o kadar çok insaný gözetliyoruz 01:21:02.378 --> 01:21:05.827 ki saymanýn mümkünatý yok." ise, bu çok ciddi bir rakam. 01:21:05.851 --> 01:21:08.999 "Dinlediđimiz telefon sayýsýný biliyoruz, ama 01:21:09.024 --> 01:21:12.283 kaç kiţiye tekabül ettiđini bilemeyiz." deseler 01:21:12.308 --> 01:21:18.124 anlarým, ama yanýtlarda hiç bir zaman sayý vermiyorlar. Bu, bayađý korkutucu bir ţey. 01:21:19.193 --> 01:21:25.344 O'na inanýlmaz baský uyguluyorlardý. Bütün parasýný 01:21:25.369 --> 01:21:32.442 aldýlar, fiziksel özgürlüđünü almakla tehdit ettiler. Neden 01:21:32.467 --> 01:21:40.442 yaptýlar? Neden gerçeđi gün ýţýđýna çýkaranlarýn peţine düţüyorlar? 01:21:40.467 --> 01:21:46.212 Bankalardan savaţlara, bu devletin ţeffaflýđý... 01:21:46.236 --> 01:21:50.241 Yani, gizlilik; hali hazýrda gücü elinde bulunduranlarýn 01:21:50.266 --> 01:21:53.825 iţine yarýyor. Her nasýlsa ayný gizlilik, devletin 01:21:53.850 --> 01:21:57.668 muhtemelen yasadýţý ve anayasaya aykýrý ţeyler yaptýđý 01:21:57.693 --> 01:22:01.485 zamana denk geliyor. Yani, bu iki ţey rastlantý deđil. 01:22:01.509 --> 01:22:05.553 Açýkça ortadadýrki, bu teknoloji deniz aţýrý ufak ülkelere karţý deđil, ABD 01:22:05.578 --> 01:22:09.888 devleti tarafýndan kendi sýnýrlarý içerisinde kullanýlmak üzere geliţtirilmiţtir. 01:22:09.912 --> 01:22:13.415 Gözetleme programýyla ilgili problem, ta Nixon yönetiminden bu 01:22:13.440 --> 01:22:16.863 yana yavaţ yavaţ geniţlemesidir. 11 Eylül sonrasýnda G.W.Bush 01:22:16.888 --> 01:22:21.135 zamanýnda devasa bir hale gelmiţtir, Obama da geniţletmeye devam etmektedir. 01:22:21.160 --> 01:22:23.806 Sorun gittikçe daha da kötü bir hale gelmiţtir. 01:22:23.830 --> 01:22:27.868 Hiç bir zaman "Gün bugündür, ţimdi duruţumuzu 01:22:27.893 --> 01:22:32.720 keskinleţtirmemiz gerek." dediđimiz bir an olmamýţtý... 01:22:32.620 --> 01:22:39.132 Aaron'ýn hukuki süreci, tahminimce, lazer kadar keskin bir mesaj yollamaktý. 01:22:39.157 --> 01:22:45.329 Obama yönetiminin siyasi tehdit olarak gördüđü bir grup insana bir mesaj. 01:22:47.294 --> 01:22:54.534 Bu grup; hackerlar, bilgi ve demokrasi aktivistleriydi. Ve Obama yönetiminin 01:22:54.559 --> 01:23:01.116 göndermek istediđi mesaj, tahminimce, "Bize dert açacak yetilerinizin 01:23:01.141 --> 01:23:08.419 olduđunu biliyoruz. Ve Aaron Swartz'ý size ibret olsun diye cezalandýrýyoruz. 01:23:08.444 --> 01:23:13.575 Böylece korkacak ve o derdi baţýmýza açamayacaksýnýz." 01:23:13.599 --> 01:23:16.024 ...ve devlet de dedi ki "Gözetim programýný 01:23:16.049 --> 01:23:18.779 yasallaţtýrmak için kullandýđýmýz hukuki görüţler 01:23:18.804 --> 01:23:23.542 de gizli belgelerdir, bu yüzden sizi gözetlerken kullandýđýmýz yasalarý söyleyemeyiz." 01:23:23.566 --> 01:23:26.458 ... her seferinde "siber savaţ halindeyiz, siber suçlular 01:23:26.483 --> 01:23:28.902 bize yine saldýrýyor. Hepimiz tehdit altýndayýz, 01:23:28.927 --> 01:23:31.842 tehlikedeyiz" diyorlar. Bunlarý da gittikçe daha tehlikeli 01:23:31.867 --> 01:23:34.485 hale gelen yasalarý çýkartmak için bahane ediyorlar. 01:23:35.684 --> 01:23:42.367 -Mücadelenin gidiţatý hakkýndaki görüţlerin ne? -Sana bađlý! 01:23:47.936 --> 01:23:52.049 Ýki farklý kutupta bakýţ açýsý var. Biri, her ţey süper; 01:23:52.074 --> 01:23:55.656 internet bize özgürlük verdi ve muhteţem bir ţey. 01:23:55.681 --> 01:23:59.040 Diđeri, her ţey felaket durumda, internet bizi 01:23:59.065 --> 01:24:03.280 gözetlemeleri ve baský kurmalarý için bir çok aygýt sundu. 01:24:03.936 --> 01:24:09.144 Ve ikisi de dođru. Ýnternet her ikisine de sebep oldu. Her ikiside ţaţýrtýcý 01:24:09.169 --> 01:24:13.879 ve hayret verici. Uzun vadede hangisinin kazanacađý bize kalmýţ. Biri 01:24:13.904 --> 01:24:18.942 diđerinden daha dođru demek gereksiz; ikisi de dođru. Hangisine yođunlaţýp 01:24:18.967 --> 01:24:23.937 faydalanacađýmýz ise bize kalmýţ; çünkü her ikisi de hep etrafta kalacak. 01:24:29.434 --> 01:24:32.175 12 Eylül 2012'de, federal savcýlýk, eskisini 01:24:32.200 --> 01:24:35.098 geçersiz kýlan yeni bir iddianame hazýrladý. Üç 01:24:35.123 --> 01:24:37.912 yeni suçlama eklendi; elektronik sahtekarlýk, 01:24:37.937 --> 01:24:40.944 korunmuţ bir bilgisayardan hukuksuz bilgi edinimi 01:24:40.969 --> 01:24:43.937 ve bilgisayar sahtekarlýđý. Böylece Swartz, dört 01:24:43.962 --> 01:24:46.783 yerine on üç maddeden suçlanýyordu. Savcýlýđýn 01:24:46.808 --> 01:24:52.076 elindeki kozlar bi hayli çođalmýţtý, Swartz'ýn potansiyel hapis süresi ve cezasý da... 01:24:52.100 --> 01:24:55.739 Ayrý bir iddianame ile daha fazla suçlama yönelttiler. 01:24:55.764 --> 01:24:58.849 Eyleminin bir kaç tane federal suça neden tabi 01:24:58.874 --> 01:25:02.084 olduđuna dair bir teori ürettiler. Yasalara göre 01:25:02.109 --> 01:25:05.712 oldukça ciddi bir ceza gerektirebileceđini söylediler. 01:25:07.339 --> 01:25:12.345 Bu teori ve savcýlýđýn dava dosyasýndaki bir çok diđer madde, 1986 yýlýnda çýkan 01:25:12.370 --> 01:25:16.943 bir yasaya dayalýydý. Adý Bilgisayar Sahtekarlýđý ve Ýstismarý Yasasý idi. 01:25:16.967 --> 01:25:19.514 Bu yasa, baţrolünde Matthew Broderick'in olduđu 83 yapýmý 01:25:19.539 --> 01:25:22.236 WarGames (SavaţOyunlarý) filminden esinlenmiţti. Güzel filmdi. 01:25:22.260 --> 01:25:23.366 "Ţimdi yakaladým." 01:25:23.390 --> 01:25:30.515 Filmde, genç bir çocuk sihirli bilgisayar ađlarýný kurcalayarak nükleer saldýrý baţlatma yetisi ediniyor. 01:25:34.095 --> 01:25:39.796 Tabiki böyle bir ţey mümkün deđil, 80lerde de deđildi. Fakat meclis üyeleri için yeterince 01:25:39.821 --> 01:25:44.769 inandýrýcýymýţ ki Bilgisayar Sahtekarlýđý ve Ýstismarý Yasasý'ný geçirmiţlerdi. 01:25:44.793 --> 01:25:50.757 Zamanýmýzýn gerisinde kalmýţ bir yasadýr. "Kullaným Koţullarý" 01:25:50.782 --> 01:25:56.721 gibi anlaţmalarýn maddeleri üzerinden ceza verilebilir. Mesela 01:25:56.746 --> 01:26:03.131 eHarmony gibi bir sitede kendinizi abartýrsanýz, bađlý bulunduđunuz 01:26:03.156 --> 01:26:08.507 yetkili makama göre, baţýnýz yasalarla derde girebilir. 01:26:08.531 --> 01:26:12.483 Hepimiz Kullaným Koţullarý'ndan haberdarýzdýr, fakat çok azýmýz koţullarýn 01:26:12.508 --> 01:26:16.171 ne olduđunu inceler. Bu koţullara uymayarak suç iţliyor olabilirsiniz. 01:26:16.195 --> 01:26:19.517 Web sitelerindeki Kullaným Koţullarý, genellikle 01:26:19.542 --> 01:26:22.975 birbirinize nazik davranýn, uygunsuz davranýţlarda 01:26:23.000 --> 01:26:26.560 bulunmayýn gibi ţeyler söyler. Yetkili makamlarýn bu 01:26:26.585 --> 01:26:30.413 durumda söz sahibi olmasý, bir çok insana aptalca gelir. 01:26:30.437 --> 01:26:33.790 Örnekler, daha da aptallaţmaya baţlar. Mart 2013'te 01:26:33.815 --> 01:26:36.692 deđiţene kadar, seventeen (17) dergisine ait 01:26:36.717 --> 01:26:39.831 internet sitesinin kullaným koţullarýnda "Okumak 01:26:39.856 --> 01:26:42.882 için 18 yaţýndan büyük olmalýsýnýz." yazýyordu. 01:26:42.906 --> 01:26:48.846 Adalet bakanlýđýnýn B.S.Ý.Y yorumuna göre, hepimiz yasalarý çiđniyoruz diyebilirim. 01:26:49.895 --> 01:26:54.360 Belirsiz ve suistimale açýk yapýsýndan ötürü, B.S.Ý.Y, bilgisayarlarla 01:26:54.385 --> 01:26:57.831 alakadar bir çok ihtilafta kullanýlan bir çekiç haline geldi. 01:26:57.855 --> 01:26:58.961 Ýddianamedeki tek etken olmasa da, Swartz'a yönelik 01:26:58.986 --> 01:26:59.879 13 suçlamadan 11'inin dayanađý bu yasaydý. 01:27:07.756 --> 01:27:11.589 "Neden?" sorusu, Aaron Swartz'ýn hikayesinin çođunda asýlýdýr. 01:27:11.614 --> 01:27:15.871 Devlet bunlarý neden yapýyordui? Nasýl bir dava ile karţýmýza çýkacaklardý? 01:27:16.789 --> 01:27:17.303 Adalet Bakanlýđý cevap istemlerimizi geri çevirdi. Fakat 01:27:17.328 --> 01:27:17.813 Profesör Orin Kerr davayý incelemiţ eski bir savcýdýr. 01:27:23.989 --> 01:27:27.558 [Hukuk Profesörü] Bu davaya diđerlerine göre daha deđiţik yaklaţmamýn bir 01:27:27.583 --> 01:27:31.247 kaç sebebi var. Üç yýl boyunca Adalet Bakanlýđý'nda savcýlýk görevi yaptým. 01:27:31.271 --> 01:27:35.384 Eđitmenliđe baţlamadan önce, devlet, hangi suçlarýn iţlendiđine 01:27:35.409 --> 01:27:39.626 dair düţüncelerine dayanan bir iddianame ile geldi. Sadece avukat 01:27:39.651 --> 01:27:43.796 gözünden bakýldýđýnda, önceki davalarla kýyaslayarak, eldekileri 01:27:43.821 --> 01:27:47.965 inceleyerek baktýđýmda, adil bir iddianame olduđunu düţünüyorum. 01:27:47.989 --> 01:27:52.748 Suçlama yapmalýlar mýydý, tartýţmaya açýk. Çok fazla ihtilaf var. 01:27:52.773 --> 01:27:56.593 Bazý insanlar açýk eriţimden yana, bazýlarý da deđil. 01:27:57.571 --> 01:28:02.523 Bana kalýrsa, devlet, Swartz'ýn Açýk Eriţim Manifestosu'nu 01:28:02.548 --> 01:28:06.552 çok ama çok ciddiye aldý. O'nu davasýna sýmsýký 01:28:06.577 --> 01:28:10.818 bađlý, ahlaki zorunluluk hissetmesinden ötürü adil 01:28:10.843 --> 01:28:15.498 görmediđi yasalarý çiđnemeye kararlý biri olarak gördü. 01:28:15.522 --> 01:28:19.081 Ve demokrasilerde bir yasanýn adil olmadýđýný düţünüyorsan, 01:28:19.106 --> 01:28:21.988 onu deđiţtirmenin pek çok yolu vardýr. Swartz'ýn 01:28:22.013 --> 01:28:25.598 SOPA'da ustalýkla uyguladýđý gibi meclise baţvurmak örneđin. 01:28:25.623 --> 01:28:28.620 Ya da o yasayý iţlevsiz kýlmak için ihlal edersin. 01:28:28.644 --> 01:28:34.104 Savcýlýđý böylesine dürten de bu hissiyattý; Swartz bu yasayý sadece 01:28:34.129 --> 01:28:39.090 ihlal etmeye deđil, tamamen yok etmeye kendini adamýţ gibiydi. 01:28:39.115 --> 01:28:44.771 Herkesin bu veritabanýna açýk eriţimi olacaktý. Diţ macununun tüpe geri 01:28:44.796 --> 01:28:50.059 sokulamadýđý gibi, sona erecekti. Ve Swartz'ýn tarafý kazanacaktý. 01:28:52.696 --> 01:28:56.644 Toplumda yasanýn adil olup olmadýđýna dair büyük bir anlaţmazlýk mevcut. Ve 01:28:56.669 --> 01:29:00.460 nihayetinde, meclis yoluyla, bu Amerikan halkýnýn verebileceđi bir karar. 01:29:00.484 --> 01:29:05.222 Ýkinci sorun da ţu; hangi suçlar az ciddi, hangileri çok ciddi. 01:29:05.247 --> 01:29:09.590 Artýk bilgisayarlarýn ve onlarýn suistimalinin olduđu yeni 01:29:09.615 --> 01:29:14.167 bir çevreye adým atýyoruz, ve bu çizgilerin tam olarak nerede 01:29:14.192 --> 01:29:18.596 durmasý gerektiđini bilemiyoruz. Hala üzerinde uđraţýyoruz. 01:29:19.785 --> 01:29:23.326 Bu olay, savcýlýđýn sađduyusunun yetersiz bir kullanýmýdýr. 01:29:23.351 --> 01:29:25.982 Adalet Bakanlýđý'nýn insanlarý korkutma için 01:29:26.007 --> 01:29:29.399 kullandýđý çekiç her geçen gün daha da büyüyor. Bu yüzden 01:29:29.424 --> 01:29:32.581 bir çok insan hayatýný böyle kumarda yitirmek istemiyor. 01:29:32.990 --> 01:29:33.262 Birisinin telefonunu dinlemeli miyiz? Görüntülerini 01:29:33.287 --> 01:29:33.493 kaydetmeli miyiz? Birbirine karţý kýţkýrtýp 01:29:33.518 --> 01:29:33.745 ifade verdirtmeli miyiz? Federal ajanlar ve 01:29:33.770 --> 01:29:34.038 savcýlarýn düţünce tarzý bu. Davalarý inţa ederler. 01:29:47.290 --> 01:29:52.222 Swartz, geri vitesi olmayan zalim bir adalet sisteminin diţlilerine sýkýţmýţtý. 01:29:52.247 --> 01:29:57.054 Amerika'yý dünyadaki en yüksek mahkum oranýna sahip bir makina haline getirdi. 01:29:57.435 --> 01:30:01.727 Kendimizi ülkece korku ve öfke siyasetine teslim ettik. 01:30:01.752 --> 01:30:05.866 Ve korktuđumuz her ţey, mesela internetin geleceđi ve 01:30:05.891 --> 01:30:09.752 eriţimi gibi, öfke duyduđumuz herhangi bir ţey, iç 01:30:09.777 --> 01:30:13.991 güdüsel olarak müdahaleci bir adalet sistemi dođuruyor. 01:30:14.015 --> 01:30:18.404 Tarihte adalet sisteminin ilgilenmesine hiç gerek görülmeyen bir çok 01:30:18.429 --> 01:30:22.944 sorunu çözmek için bugün hapishaner, cezalar gibi ţeyleri kullanýyoruz. 01:30:22.968 --> 01:30:29.037 Tehdit, itham, yargýlama gibi dürtüler, bilgiye internet üzerinden eriţmekteki 01:30:29.062 --> 01:30:34.646 ihtilaf ve tartýţmalarýn temel sebebi oldu. Diđer konularda yaţadýđýmýzi 01:30:34.671 --> 01:30:40.086 sýkýntýlara bir hayli benziyor aslýnda; tek farký bu tarz adil olmayan 01:30:40.111 --> 01:30:45.297 mahkumiyetlerde genelde fakir ve azýnlýk mensubu insanlarýn olmasý. 01:30:47.871 --> 01:30:50.686 Swartz ailesinden ve arkadaţlarýndan daha fazla soyutlanmaya baţladý. 01:30:50.710 --> 01:30:56.963 Baţka bir ţeyle uđraţmaz oldu. Dava bütün hayatýný ele geçirmiţti. 01:30:56.987 --> 01:31:02.061 Aaron'ýn avukatlarýndan biri, savcýlara, Aaron'ýn duygusal anlamda savunmasýz 01:31:02.086 --> 01:31:06.898 olduđunu, buna göre hareket etmelerini söylemiţti. Yani bunu biliyorlardý. 01:31:06.922 --> 01:31:15.135 Gerçekten büyük bir yük altýndaydý. Yapacaklarýnýn ve hareketinin kýsýtlanmasýndan 01:31:15.160 --> 01:31:23.471 nefret ederdi. Sürekli kafasýna kaktýklarý hapis tehditi onun için dehţet vericiydi. 01:31:23.495 --> 01:31:30.677 Maddi kaynaklarýný tamamen tüketmiţti. Bize de çok pahalýya mal olmuţtu. Yüksek bir 01:31:30.702 --> 01:31:35.679 miktarda yardým toplamýţtý. Milyonlarca dolar harcanmýţtý. 01:31:35.704 --> 01:31:39.982 -Hukuki savunma için mi? -Evet. -Milyonlar? -Evet. 01:31:41.704 --> 01:31:45.639 Sanýrým insanlara yük olmak istemiyordu, bu da bir etkendi. Bir 01:31:45.664 --> 01:31:49.390 yanda normal hayatý, öbür yanda uđraţmasý gereken boktan bir 01:31:49.415 --> 01:31:53.318 durum. Elinden geldiđince sýnýrý korumaya çalýţmýţtý. Ama hepsi 01:31:53.343 --> 01:31:57.062 bir araya bulanmaya baţladý ve herţey boktan bir hale geldi. 01:31:59.143 --> 01:32:03.009 Her geçen zaman daha da güçleţen bir kararla karţý karţýyaydý. Suçu kabul 01:32:03.034 --> 01:32:06.847 edip hayatýna devam etmek mi, yoksa bozuk bir sistemle mücadele etmek mi? 01:32:06.871 --> 01:32:12.876 Hukuki dava için cevap basitti; anlaţma yoluna gitmedi ve bir dava tarihi belirlendi. 01:32:12.900 --> 01:32:18.089 Aaron, adil olmadýđýna inandýđý bu durumla mücadele etmekte kararlýydý. 01:32:18.114 --> 01:32:20.780 Bir yandan da korkuyordu. 01:32:32.901 --> 01:32:43.240 Aaron'ý mahkum edeceklerini düţünmüyorum. Mahkemeden ayrýldýđýmýzda O'na sarýlacaktým. Boston'daki o köprünün üzerinde yürüyüp bir kaç bira devirecektik. 01:32:46.400 --> 01:32:50.705 Haklý olduđumuzu düţünüyordum. Davayý kazanabilirdik, kazanacaktýk. 01:32:50.729 --> 01:32:57.555 Pek bahsetmezdi, fakat çok acý çektiđini görebiliyorduk. 01:33:01.800 --> 01:33:05.295 Aaron çocukluđunda ani ruh hali deđiţimi, depresif 01:33:05.320 --> 01:33:08.241 nöbetler gibi ađýr depresyon sayýlabilecek 01:33:08.266 --> 01:33:14.364 ţeyler yaţamadý. O sýrada depresif olabilir, normaldir, herkes zaman zaman depresif olur. 01:33:19.005 --> 01:33:24.035 Ýliţkimiz henüz iki üç haftalýkken, "Sen benden 01:33:24.060 --> 01:33:28.856 daha güçlüsün." dediđini anýmsýyorum. Bir çok 01:33:28.881 --> 01:33:33.650 konuda gaddardý, hayat O'na ve bir çok insana 01:33:33.675 --> 01:33:38.651 sert davranmýţtý. Bu, dehasýnýn bir parçasýydý. 01:33:41.356 --> 01:33:47.628 Galiba 20'li yaţlarýnda klinik depresyon geçirmiţti. Fakat bir birlikteyken böyle 01:33:47.653 --> 01:33:54.230 deđildi. Çok mutlu bir insandý diyemem, fakat bu depresif olduđu anlamýna da gelmiyor. 01:33:56.956 --> 01:34:02.901 Ýki yýl boyunca çok çok ađýr baský altýnda kalmýţtý. Daha fazla uđraţmak istemedi. 01:34:03.956 --> 01:34:07.011 Galiba, çok ađýr gelmiţti. 01:34:14.755 --> 01:34:19.061 Gecenin bir vakti arkadaţým aramýţ. Bir ţeylerin yolunda 01:34:19.086 --> 01:34:23.239 gitmediđini anlamýţtým. Aradým, ve ne olduđunu anladým. 01:34:23.790 --> 01:34:29.561 Sosyal haber ve eđlence sitesi reddit'in kurucularýndan biri, evinde ölü bulundu. 01:34:29.586 --> 01:34:34.934 Polise göre, 26 yaţýndaki Aaron Swartz Brooklyn'deki dairesine intihar etti. 01:34:37.595 --> 01:34:46.670 Neslimizin en yaratýcý beyinlerinden birini kaybettik diye düţündüm. 01:34:46.694 --> 01:34:49.094 O an dünya baţýma yýkýldý. 01:34:57.294 --> 01:34:59.459 Hayatýmdaki en zor gecelerden biriydi. 01:35:00.394 --> 01:35:10.194 Çýđlýk atýyordu, "Ne dediđini anlayamýyorum" dedim... Yeter. Daha fazla devam edemeyeceđim. 01:35:16.994 --> 01:35:25.104 Olan biteni anlamlandýramadým. Hala anlayamýyorum. 01:35:25.294 --> 01:35:27.693 Hüsran içindeydim, öfkeliydim. 01:35:38.493 --> 01:35:40.493 Çocuklarýma açýklamaya çalýţtým. 01:35:43.891 --> 01:35:47.624 Üç yaţýndaki çocuđum, doktorlarýn düzelteceđini söyledi. 01:35:52.395 --> 01:35:56.980 Tanýdýđým pek çok insan öldü, fakat hiç birini bu 01:35:57.005 --> 01:36:01.748 ţekilde kaybetmedim. Ben dahil çođu kiţi bir ţeyler 01:36:01.773 --> 01:36:06.766 yapabilirdik diye düţünüyordu. Ama görememiţtik, böyle 01:36:06.791 --> 01:36:11.148 olduđunu bilmiyorduk, bu kadar acý çektiđini... 01:36:11.172 --> 01:36:19.581 Benim bir parçamdý. Gerçek olmamasýný diledim. Sonra 01:36:19.606 --> 01:36:27.696 Wikipedia sayfasýna baktým ve ölüm tarihini gördüm. 01:36:33.172 --> 01:36:34.872 "... ile 2013 arasýnda yaţadý." 01:36:43.606 --> 01:36:46.626 Aaron öldü. Çivisi çýkmýţ dünyanýn gezginleri, akýl 01:36:46.651 --> 01:36:49.729 hocalarýmýzdan birini, yaţlý bir bilgini kaybettik. 01:36:49.753 --> 01:36:55.928 Dođrunun yolundaki hackerlar, bir eksildik, bizden birini yitirdik. 01:36:57.353 --> 01:37:04.690 Anaçlar, ilgililer, dinleyenler, besleyenler, tüm aileler, çocuklarýmýzdan birini kaybettik. 01:37:04.714 --> 01:37:07.013 Hepimiz ađlayalým. 01:37:15.113 --> 01:37:19.129 Aklýma gelen ilk ţey, ya kimse farketmezse endiţesiydi. 01:37:19.154 --> 01:37:22.739 Çünkü ne kadar dikkat çekici olduđunu bilmiyordum. 01:37:23.854 --> 01:37:29.553 Daha önce hiç bu kadar duygusal taţmaya tanýk olmamýţtým. 01:37:29.577 --> 01:37:31.714 Ýnternet alev aldý. 01:37:31.738 --> 01:37:32.726 Herkesin kendine göre bir izah etmeye çabalýyordu, fakat daha önce hiç kimsenin 01:37:32.751 --> 01:37:33.762 twitter'da yas tuttuđunu görmemiţtim. Ýnsanlar basbayađý internette yas tutuyordu. 01:37:46.636 --> 01:37:51.661 O, internetin öz evladýydý. Ve eski dünya onu katletmiţti. 01:37:55.636 --> 01:37:59.836 Korkunç adaletsizliđe el atýlmayan bir zamanýn ortasýndayýz. 01:38:01.836 --> 01:38:09.749 Ekonomik krizin mimarlarý, baţkanla rahat rahat akţam yemeđi yiyorlar. Böyle 01:38:09.774 --> 01:38:17.685 bir ortamda, devletin böyle bir ţeyi yargýlamýţ olmasý absürdden öte, trajik. 01:38:17.709 --> 01:38:24.065 Asýl soru, baţýmýzdan geçen bunca ţeyden sonra, dünyayý daha iyi bir yer haline getirmek 01:38:24.090 --> 01:38:30.303 bir ţeyler yapabilir miyiz? Bu mirasý nasýl daha ileriye taţýrýz, bu soruyu sormalýyýz. 01:38:33.409 --> 01:38:39.948 Dünyanýn her yerinde hackathonlar, toplanmalar baţladý. Bir anlamda, Aaron Swartz 01:38:39.973 --> 01:38:46.032 içimizdeki iyiyi çýkarttý, "Bu durumu nasýl düzeltiriz?" sorusunu sordurttu. 01:38:47.808 --> 01:38:55.243 Nacizhane görüţüm, O'nun bu ülkenin yetiţtirdiđi en sýradýţý devrimcilerden olduđudur. 01:38:55.267 --> 01:39:00.686 Aaron kazandý mý, kaybetti mi bilemiyorum. Fakat ţu açýktýr ki, 01:39:00.711 --> 01:39:05.706 O'nun mücadelesinde kullandýđý ellerle ţekillenenleriz biz. 01:39:06.567 --> 01:39:10.110 Kolluk kuvvetlerini, bilgiye eriţimi çoađaltmak 01:39:10.135 --> 01:39:13.875 isteyen yurttaţlarýn üzerine saldýđýmýzda, hukukun 01:39:13.900 --> 01:39:18.354 üstünlüđünü bozarýz ve adalet mabedimizi iđfal etmiţ oluruz. 01:39:18.379 --> 01:39:20.715 Aaron Swartz bir suçlu deđildi. 01:39:21.578 --> 01:39:26.520 Deđiţim, kendiliđinden kaçýnýlmaz olarak gelen bir ţey deđildir. 01:39:26.545 --> 01:39:29.053 Sürekli mücadele sayesinde gelir. 01:39:30.579 --> 01:39:33.331 Aaron, hakikaten de sihir yapabiliyordu. Ve kendimi 01:39:33.356 --> 01:39:36.294 yaptýđý sihrin O'nunla birlikte ölmemesine için adadým. 01:39:36.319 --> 01:39:39.123 Dünyayý deđiţtirebileceđine inanýyordu, ve haklýydý. 01:39:40.379 --> 01:39:44.272 Geçen haftadan bu yana, bugün de, fonumuz artmakta. 01:39:46.878 --> 01:39:51.138 Swartz'ýn ölümünden sonra, temsilci Zoe Lofgren ve senatör Ron Wyden, 01:39:51.163 --> 01:39:55.155 Bilgisayar Sahtekarlýđý ve Ýstismarý Yasasý'ný reforme edecek bir 01:39:55.180 --> 01:39:59.335 yönetmelik gündeme getirdiler. Swartz'a yönelik suçlamalarýn çođunun 01:39:59.360 --> 01:40:03.128 dayandýđý eskimiţ yasa buydu. Adýna da, Aaron'ýn Yasasý dendi. 01:40:03.152 --> 01:40:06.691 Aaron, insanýn kendine sürekli "ţu an üzerinde çalýţabileceđim 01:40:06.716 --> 01:40:10.647 dünyanýn en önemli ţeyi nedir" sorusunu sormasý gerektiđine inanýyodu. 01:40:10.671 --> 01:40:12.971 "Eđer onun üzerinde çalýţmýyorsan, neden çalýţmýyorsun?" 01:40:33.560 --> 01:40:39.256 Keţke geçmiţi deđiţtirebilsek, ama deđiţtiremeyiz. Ama geleceđi deđiţtirebiliriz 01:40:39.281 --> 01:40:43.757 ve deđiţtirmeliyiz. Aaron'ýn hatýrasý için yapmalýyýz. Kendimiz 01:40:43.782 --> 01:40:49.719 için yapmalýyýz. Dünyayý daha iyi ve insani bir yer haline getirmek için yapmalýyýz. 01:40:49.744 --> 01:40:54.143 Hukukun iţlediđi ve bilgiye eriţimin insan hakký olduđu bir dünya. 01:40:54.167 --> 01:40:59.176 Geçtiđimiz ţubat ayýnda, Baltimore'lu bir çocuk vardý. 01:40:59.201 --> 01:41:04.276 14 yaţýndaydý. JSTOR'a eriţimi vardý. Bir ţey okuduktan 01:41:04.301 --> 01:41:08.810 sonra JSTOR'u kurcalamaya baţlamýţtý. Ve pankreas 01:41:08.835 --> 01:41:13.614 kanserini erken teţhis edebilen bir test geliţtirdi. 01:41:15.335 --> 01:41:19.326 Pankreas kanseri, çatýr çutur öldürür; çünkü çok 01:41:19.351 --> 01:41:22.910 geç tespit edilir ve tespit edildiđinde bir 01:41:22.935 --> 01:41:30.264 ţeyler yapmak için çok geçtir. Johns Hopkins'in Onkoloji departmanýnýn tamamýna mail atar. 01:41:30.288 --> 01:41:31.888 Çocuk 14 yaţýnda mý? 01:41:31.913 --> 01:41:35.015 Evet 14 yaţýnda bir çocuk. Çođu aldýrmaz bile. Fakat bir tanesi 01:41:35.040 --> 01:41:38.334 beđenir ve "Çok da aptalca bir fikir deđil, gel bir görüţelim" der. 01:41:38.358 --> 01:41:42.675 Çocuk, akţamlarý ve haftasonlarý bu araţtýrmacýyla çalýţmaya devam eder. Aaron öldükten bir 01:41:42.700 --> 01:41:46.782 kaç hafta sonra ţubat ayýnda haberlerde gördüm - o ara sýk sýk Aaron vardý haberlerde-. 01:41:50.858 --> 01:41:51.858 Pardon. 01:41:53.658 --> 01:41:58.711 Ve haberlerde olmasýnýn sebebini açýklýyordu, baţarmýţlardý, pankreas kanserini 01:41:58.736 --> 01:42:03.282 erkenden saptayabilen bu hayat kurtaran testin dađýtýmýna baţlamýţlardý. 01:42:03.836 --> 01:42:06.665 Ve dedi ki, "Aaron'ýn yaptýđý ţey iţte bu yüzden çok önemli." 01:42:06.690 --> 01:42:09.360 [Aaron Swartz, Jack Andraka'nýn devrimsel kanser testininin önünü nasýl açtý] 01:42:10.636 --> 01:42:16.974 Çünkü, geleceđi göremezsiniz deđil mi? Evrenin bu gerçeđi, sadece hýz limitini 01:42:16.999 --> 01:42:22.590 saptayan yetkililerin kullandýđý bir gerçek deđil. Evladýnýn pankreas 01:42:22.615 --> 01:42:29.072 kanserinden ölmesini engelleyen ţey de ayný yerden gelir. Eriţim olmadýđý zaman, 01:42:29.097 --> 01:42:35.234 senin ihtiyaç duyduđun soruna çözüm bulacak kiţi, cevabý asla bulamayabilir. 01:42:35.920 --> 01:42:46.825 o kadav iyi sývýţtýki, ..., uzay gemisine gevi döndüvünde bile... 01:42:48.625 --> 01:42:57.820 -Afferin Aaron! Çok iyiydi. -Tam-mam, ţimdi ţarký vakti!